Bekir Coşkun!?

320 views
Skip to first unread message

Hayrullah Mahmud ÖzgürTÜRK

unread,
Oct 20, 2020, 4:40:48 AM10/20/20
to oybi...@googlegroups.com
Bekir Coşkun!?

DURUM
Haber şu:
Bekir Coşkun'un ardından yazdılar! "Bir cesur kalem daha gitti..."
Duayen gazeteci Bekir Coşkun'un hayatını kaybetmesinin ardından pek çok gazeteci ve siyasetçi taziye mesajları paylaşarak üzüntülerini dile getirdi.
Kanser tedavisi uzun süre İstanbul’da devam eden ve birkaç gün önce Ankara’ya dönen Sözcü Gazetesi yazarı Bekir Coşkun, dün öğle saatlerinde kalbiyle ilgili bir sorun yaşayınca evine çok yakın olan Ankara Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Coşkun, akşam saatlerinde hayata gözlerini yumdu.
Coşkun'un ardından paylaşılan taziye mesajları şöyle:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Türkiye, basın camiasının duayen isimlerinden Bekir Coşkun’u kaybetti. Öncelikle, kendisine Allah’tan rahmet, başta ailesi olmak üzere, sevenlerine ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum. Hayatını adadığı gazetecilik mesleğini, ömrünün sonuna kadar ilkelerine bağlı kalarak sürdürdü. Kalemini satmadı; eğilip, bükülmedi. Onu hep, bu dik duruşu ile hatırlayacağız. Bekir Coşkun gazeteci ve sanatçı kimliğinin yanı sıra, aynı zamanda bir ‘Hayvan Hakları Savunucusu’ idi. 4 Ekim 2020 tarihli son yazısını da onlara ayırmıştı. Ama belki de bize vedası, 30 Eylül 2020 tarihli köşe yazısında saklıydı. O gün; ‘Yazı bilmem, Yazarım yazı bilmem, Bu yaz böyle geçti, Gelecek yazı bilmem’ demişti. Gazetecilik mesleğine, demokrasimize kattıkların için binlerce kez teşekkürler. Seni hiç unutmayacağız Sevgili Bekir Coşkun”
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener: "Ülkemizde gazetecilik yapmanın zor olduğu bugünlerde; Cesareti ve dürüstlüğüyle örnek bir gazeteci olan Bekir Coşkun’u kaybettiğimizi derin bir üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk basın camiasına başsağlığı dilerim."
Gazeteci Hasan Cemal, "Sevgili Bekir Çoşkun’u kaybettik. Gazeteci milletinin başı sağolsun."
Gazeteci Mehmet Tezkan, "Türkiye, en büyük yazarını, dil ustasını kaybetti... Başımız sağ olsun..."
Gazeteci Uğur Dündar: "En az sözcükle en fazla şey anlatan efsane yazar, kalemini halkın gerçekleri öğrenme hakkına adamış büyük gazeteci, mizah ustası, dürüstlük ve mertlik simgesi sevgili arkadaşım, kardeşim Bekir Coşkun'u kaybetmenin tarifsiz acısı içindeyim. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın."
Gazeteci İsmail Saymaz: "Türk gazeteciliğinin duayenlerinden Bekir Coşkun’u kaybettik. Başımız sağ olsun. Bekir bey sondan bir önceki yazısında şöyle yazmıştı: 'Bu yaz böyle geçti… Gelecek yazı bilmem…'" yazdı.
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici: "İyi insan, iyi yazar, iyi dost... Medya için, ülkemiz için büyük kayıp..."
Gazeteci ve T24 yazarı Fikret Bila: “Bekir Çoşkun'un vefatından büyük üzüntü duydum. Türk basını için yeri doldurulamayacak bir kayıp. Bekir abiye Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum.”
Gazeteci Zafer Arapkirli, "BİR CESUR KALEM DAHA, BİR EFSANE DAHA, BİR ONURLU YÜREK DAHA GÖÇÜP GİTTİ... Ruhu şad olsun..." ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: "Basın camiasının duayen isimlerinden Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun'un yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duydum. Ülkemiz ve basın dünyamız çok değerli bir ismini kaybetti. Ailesine, sevenlerine ve son olarak çalıştığı sözcü ailesine başsağlığı diliyorum."
Gazeteci Deniz Zeyrek, "Sadece insanın değil, yuvasız kuşun, sahipsiz köpeğin, baltanın hedefindeki ağacın, çiçeğin, böceğin, hakkı hukuku için mücadeleyle geçti ömrü. Dağları, ovaları, ırmakları, denizleri ve insanı anlattı bıkmadan. Seni çok özleyeceğiz. Rahat uyu kelimelerin efendisi."
Gazeteci İsmail Küçükkaya, "Dürüsttü. Halkı için yazdı. Halkına yazdı. Çok sever, çok sayardım. Büyük bi yazar ve iyi bi insandı. Çok üzgünüm. Basınımızın ve ülkemizin başı sağolsun" paylaşımını yaptı.
CHP’li Muharrem İnce: “Bekir Coşkun kalemini satmayan, kalemini satmadığı için dokuz köyden kovulan vatansever bir gazeteciydi. Allah rahmet eylesin, ailesinin, okurlarının başı sağolsun.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Sözcüsü Murat Ongun: “Bekir Coşkun'un aramızdan ayrılışının üzüntüsünü yaşıyorum. Türk basın camiasına, okurlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. 9. Köy'ün sahibine ebedi yolculuğunda Allah'tan rahmet dilerim.”
CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşçıer: “Işıklar içinde uyu……Bekir Coşkun”
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı: “Türkiye gerçek bir gazeteciyi daha kaybetti, o artık yazamayacak ama yazdıkları okunmaya devam edecek. Hoşçakal Bekir Coşkun”
CHP 26 ve 25. Dönem Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen: “Dostum güzel insan” söz verdiğimiz gibi küreklere asılmaya devam edeceğiz. Her şey için minnetterız. Işıklar içinde uyu…”
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç: “Türkiye basınının usta ismi, Sözcü Gazetesi yazarı Bekir Coşkun'un vefatı hepimizi üzdü. Mekanı cennet olsun. Ailesine ve tüm basın camiasına başsağlığı diliyorum.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç: “Türk basınının duayen ismi Bekir Coşkun hakka yürüdü. Habertürk gazetesinde birlikte çalışmıştık. İyi bir insan ve gazeteciydi. Hakkımız varsa helal olsun. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel: “Basın camiasının duayen isimlerinden Sözcü gazetesi yazarı Bekir Coşkun’un yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duydum. Ülkemiz ve basın dünyamız çok değerli bir ismini kaybetti. Ailesine, sevenlerine ve son olarak çalıştığı Sözcü ailesine başsağlığı diliyorum.”
CHP Sözcüsü Faik Öztrak: “Basının usta ismi, duayen gazeteci Bekir Coşkun’u kaybettik. Acımız büyük. Bekir Coşkun’a Allah'tan rahmet; ailesine ve tüm sevenlerine sabır diliyorum.”
İyi Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır: “Türk gazeteciliğinin usta isimlerinden Bekir Coşkun'a Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.”
CHP Meclisi Üyesi Deniz Demir: “Kalemini satmayan, kiraya vermeyen, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar sözüne binaen köşesinin adını onuncu köy koyan duayen gazeteci Bekir Coşkun’u kaybettik.”
Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı: “Hakikatten ve adaletten asla ödün vermeyen, basın tarihimizin önemli bir çınarı Bekir Coşkun'u kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Onun yazılarıyla büyümüş bir nesilden gelmiş olmanın gururuyla kendisine Allah'tan rahmet, tüm okurlarına başsağlığı dilerim.”
İyi Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur: “Kendisini uzun yıllardır tanımaktan mutluluk duyduğum değerli ve dürüst gazeteci Bekir Coşkun'u kaybetmekten büyük üzüntü duydum. Ailesine, sevenlerine, Sözcü Gazetesi ailesine ve tüm Türk Basın Camiasına taziyelerimi iletir, sabır dilerim. Allah Rahmet eylesin.”
CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya: “Sözcü gazetesi yazarlarından değerli gazeteci Bekir Coşkun’u kaybettiğimizi üzülerek öğrendim. Ailesine, tüm sevenlerine, Sözcü Gazetesi’ne ve basın camiamıza başsağlığı diliyorum.”
Gazeteci Barış Yarkadaş: “Gazeteciliğin yüzakı Bekir Coşkun ‘u kaybettik. Çocukluğumdan beri okuduğum nadir yazarlardandı. Kalemini eğmedi, bükmedi, kiraya vermedi. Doğru bildiğini söylemekten çekinmediği için “dokuz köyden kovuldu.” SÖZCÜ, 10. köyüydü. Ve yıllardan beri öyle de oldu. Allah rahmet etsin.”
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen: “Ömrünü özgür ve bağımsız bir medyaya adamış, gerçek bir cumhuriyet aydını Bekir Coşkun'u kaybettiğimizi üzüntüyle öğrendim. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. Yerin hiç dolmayacak güzel insan..”
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet: “İçimiz sızlıyor. Mekanı cennet olsun..Allah rahmet eylesin.”
CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun: “Her zaman kalemini dik tutan, duayen gazeteci ,onurlu duruşu hep örnek olacak güzel insan Bekir Coşkun'u kaybettik.Hepimizin başı sağolsun. Işıklar yoldaşı olsun.”
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel: “Duayen gazeteci Bekir Coşkun’u kaybettik. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.”
İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu: “Duayen gazeteci Bekir Coşkun’un vefatını derin bir üzüntüyle öğrendim. Merhum Coşkun’a Allah’tan rahmet; ailesine, okurlarına, sevenlerine ve basın camiasına başsağlığı dilerim.”
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu: “46 yıldır ülkemiz basın tarihinde Atatürkçülüğü, vatan, insan, hayvan ve doğa sevgisiyle daima saygı duyulan kıymetli gazeteci Bekir Coşkun'u kaybettik. Ailesine ve tüm sevenlerine sabır diliyorum.”
Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ: “Cumhuriyet aydını, gazeteci Bekir Coşkun’u kaybettik. Duayen gazetecimize Allah’tan rahmet, ailesine ve basın camiasına baş sağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.”
CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun: Acımız büyük. Basınımızın usta ismi, gazeteci Bekir Çoşkun'u kaybettik. Bekir Coşkun’a Allah'tan rahmet; ailesine ve tüm sevenlerine sabır diliyorum.”
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan: “Bir ağabey daha göçtü dünyadan. Urfa'nın ayakkabı boyacısı bebeleri öksüz artık. Rüzgarlı sokağın son kemanı sustu. Sokak hayvanları yetim. Mesleğimin son fıkra yazarı gitti. Atatürk aydınlanmasının bir sokak lambası daha söndü. Hüzünlü bir karanlıktayım.”
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün: “Türk basınının hiçbir dönem eğilip bükülmeyen,özgür,tarafsız ve cesur kalemi Bekir Coşkun'u kaybettiğimizi büyük bir üzüntüyle öğrendim. Duayen gazeteci Bekir Coşkun'a Allah'tan rahmet, ailesine,sevenlerine ve Sözcü ailesine baş sağlığı diliyorum.”
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık: “Çok kıymetli bir basın duayenimizi maalesef kaybettik. Bekir Coşkun yazdığı her dönemde gerçek bir gazetecilik örneği sergiledi ve Onuncu Köy artık kimsesiz kaldı. Ailesine, sevenlerine ve ülkemize başsağlığı diliyorum.”
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel: “Duayen gazeteci Bekir Coşkun'un vefat haberini üzüntüyle öğrendim. Kendisine Allah'tan rahmet, Sözcü Gazetesi'ne ve basın camiasına başsağlığı dilerim.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel: “Büyük bir cumhuriyet aydınını, duayen gazeteci Bekir Coşkun’u kaybettik. Kendisini daima mesleğinin onuruna leke sürmeden özgür ve tarafsızca halka doğruları anlatma çabasıyla hatırlayacağız. Huzur içinde uyusun.”
İyi Parti Kurucu üyesi ve Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı: “Türk basınının başı sağ olsun.”
https://www.medyaradar.com/bekir-coskunun-ardindan-yazdilar-bir-cesur-kalem-daha-gitti-haberi-2035073
(...)
Yazı Dizisi şu:
Bekir Coşkun hayatının bilinmeyenlerini Makbule Cengiz'e anlattı: Üç insanın yaşayacağı hayatı yaşadım

Kırgın bir adamın gözleri vardı karşımda. Çok uzun ve zor yollardan geçmiş, yapayalnız bırakılmış bir adam. “Çok şeyler yapabilirdik ama yapamadık…”
Bekir Çoşkun’la ilk görüşmemizin bende bıraktığı izlenim buydu, kırgınlık ama asla küskün değil. Yaklaşık bir buçuk sene önce aradım Bekir Çoşkun’u. Soner Yalçın’ın selamıyla. Şu ülkede meslekte tanıdığım iki yiğit adamın beni yüreklendirme hikayesi aslında bu. Bekir Çoşkun telefonda, “Tanıyorum seni, yürekli kız söyle” dedi. Soner Yalçın’la konuşmalarımızı, beni kendisinin biyografisini yazmam konusunda yüreklendirdiğini anlattım. Soner Yalçın deyince sesinin tınısı değişti, “o beni çok aradı biliyor musun bu hastalıkla uğraşırken, hiç bırakmadı beni” dedi. “İzin verirseniz biyografinize başlamak istiyorum” dedim, ürkerek. Elbette dedi. Şaşırdım bu samimiyeti ve mütevazılığına. Hemen Ankara’ya gittim. Tunalı’daki Sözcü gazetesinde buluştuk. Sonrasında birkaç kere daha buluşup söyleştik Bekir Çoşkun’la, telefonlaştık zaman zaman ama ben kişisel nedenlerle o kitabı bitiremedim. O röportajlarımız sohbetlerimiz de bu ülkenin gazetecilere yaptığının belgesi gibiydi, yüzleşmek ağırdı. Bana da ağır geldi. Ruh halime de ağır geldi, Bekir Bey çok kırgındı. Bu ülke Bekir Çoşkun’u kanser etmişti, zorlandım. Kaldıramadım belki de. Söylediği gibi yanına Cunda’ya da gidemedim. Özür dilerim Bekir Bey…
O görüşmelerimizden, röportajlarımızdan kalanları aktarmak ise boynumun borcu. Bekir Çoşkun’la o söyleşilerden bazı notlar anlatmak istiyorum size. Bir kısmına Emin Çölaşan’ın da dahil olduğu, iki eski dostun genç delikanlılar gibi şakalaşıp anılarını anlattıklarını o günü anlatmalıyım.
“ÜLKEDE YAŞANANLARLA BAŞA ÇIKAMADIM; KANSER OLDUM”
Hastalıkla mücadele ettiği o zor günleri bile konuşmayı önemsemeyip gazeteciliği ve ülkeyi konuşmak istedi hep. Hastalık ona da ağır geliyordu belli. Bir genç gazeteciye öğütler verdi, mesleğe başladığı zamanları anlattı. Bir büyük yazar nasıl olunur onu gördüm Bekir Çoşkun’da. Hep esprili, hem vakur hep samimi bir abi gibiydi sohbeti. Sanki yıllardır tanışıyormuşçasına samimiyetle bir meslek büyüğüm, bir abimle sohbet ederek çıktım o gün oradan. O zalim hastalıkla boğuşurken bile derdi yine de hala kendi değildi, hala memleketi dert ediyordu. Meslek hayatında yaşadığı kırılmalarla, ülkede yaşananlarla nasıl başa çıktığını sorduğumda şu sözler döküldü ağzından;
“Başa çıkamadım işte kanser oldum. Bu yaşta çiçek hastalığı mı olacağım hayır ama asıl benim üzüldüğüm şey şu oldu çok bir işe yaramadık. Dönüp arkama baktığım zaman zaten şunu düşünüyorum; peki ne yaptın sen? Bir sıfır…”
“KARŞIMIZA HEP FELAKETLER ÇIKTI”
Daha fazlasını yapması gerektiğine inanan bir Bekir Çoşkun vardı karşımda, hala mücadeleden taraf bir üstat. Şaşkınlıkla “kendiniz için mi söylüyorsunuz bunu” diye sorduğumda;
“Evet, aynen. Öyle düşünüyorum. Bizim birçok şanssızlığımız şu oldu. Karşımıza hep felaketler çıktı bizim, önce darbeler çıktı, sonra işte Fethullah Gülen çıktı, derken bu arkadaşlar çıktı şimdi (AKP) Bütün bunlarla mücadele etmekten biz kalıcı bir şey bırakamadık. Yani bunlar geçici şeyler. Bundan 50 sene sonra belki de çocuklar “Tayyip Erdoğan kimdi” diye telefonlarına bakacaklar” dedi.
"Ama sizi hatırlayacaklar" Bekir Bey dediğimde, buruk bir gülümsemeyle devam etti;
“Kesin öyle olacak. Bugün yeni yetişen çocuklara sor bakalım Kenan Evren kimdir? Sor bak. Çoğu tak diye cevap veremezler. Eminim bunlar da öyle olacaklar. Olan bizim kuşaklara oldu. Böyle bir boş şeylerle uğraştık. Bu adamlar boş, ben söyleyeyim sana. Acıdan, ıstıraptan, haksızlıktan, hukuksuzluktan, yıkımlardan, gözyaşından, kandan başka ne bıraktılar? Bir bak bakalım…”
İşte bu sohbette ülke ile, meslekle yüzleşiyordum ben de kolay değildi. Bir kez daha anlıyordum ki insan hep yapamadıklarımdan eksik. Oysa ne çok şey yapmıştı Bekir Çoşkun, biliyorduk.
“ÇOCUK KİTABI YAZMAYI ÇOK İSTERDİM”
Ömrünü gazeteciliğe vermiş yorgun ama asla vazgeçmemişti Bekir Çoşkun. İstanbul sahaflarında Soner Yalçın’la Bekir Çoşkun kitaplarının izini sürmüş, “Dövlet” i bulmuştuk. Kitabın ilk sayfasında “görülmüştür” yazıyordu. Belli ki cezaevi görmüştü. O kitaba Bekir Bey uzun uzun baktı, bulmamıza şaşırdı “canım meslektaşım Makbule’ye” diye imza attı, ömrümce saklayacağım. Kitapta 20 sene önce yazdığı yazılar vardı. Ve o yazılar bugünü anlatır gibiydi, sanki değişmiyordu ülkede hiçbir şey. O da tam olarak bundan rahatsızdı. Hiçbir şeyin değişmemesinden.
“Bugüne uyuyor değil mi o yıllarda da yazdıklarım. Bir şey değişmiyor kesinlikle. Devamlı biz mücadele ediyoruz. Dünyanın çağdaş bir ülkesi olmak, dünyanın başı dik alnı açık bir bireyi olarak yaşamak, dünyanın hangi yerine gidersek saygı görmek, hayalimizdi bütün bunlar. Bu yolda giderken şimdi önümüze fırtınalar çıkıyor, girdaplar çıkıyor. Onlarla uğraşırken biz asıl yapmak istediklerimizi yapamadık. Bir katkımız olsun çocuklara isterdim onu yapamadık. Aslında ben çok istedim bir çocuk kitabı yazayım diye. Onu yapamadım. Ona vakit kalmadı bir defa. Bir tek hayvanlarla ilgili olanı başardım zannediyorum. İnsan olmayan canlılar evrenimizin öbür fertleri onlarla ilgili bir tek onu yapabildim. Türkiye’de hayvan sevgisiyle ilgili öncülerden birisi Pako’ydu bizim. Hürriyet’te yazı yazıyordu. Düşünebiliyor musun? Bugün Hürriyet’in geldiği noktaya bak, nereye gitti. Pako Hürriyet’te yazı yazıyordu. Hürriyet’in önemi oydu işte.”
Gazeteciliğe dair sorularda sordum Bekir Çoşkun’a bize neler söylemek isterdi, duymaya ihtiyacım vardı. Şansız olduğumuzun o da farkındaydı.
“Bir defa siz şansız bir kuşaksınız, medya kalmadı zaten. Genç gazetecilerin iş bulacağı yer yok. Ya Odatv ya Sözcü… Bir tek tirajı yüksek olan internette Odatv, yazılı basında Sözcü. O da zar zor götürüyoruz. Ben Soner Yalçın’ın, Barış Pehlivan’ın, Barış Terkoğlu’nun neler çektiklerini biliyorum. Keza Sözcü’de yazanlar neler çekiyorlar. Darmadağın olmuş medya. Bence bu dönem yapılacak en iyi şey mizah. Bu dönemin çok iyi mizahı var. Çok ciddiye alınmadan bakıldığında her şey mizah.”
“GÖZÜMDEN GÖNLÜMDEN DÜŞEN DÜŞENE”
Kırgındı Bekir Çoşkun, hastalık günleri ona belli ki çok şey yaşatıyordu;
“Bu hastalık var ya, bazen diyorum iyi ki hasta olmuşum. Bir şarkı var ya hani ‘ben yoruldum hayat gelme üstüme, gözümden gönlümden düşen düşene.’ O gözümden gönlümden düşen düşene bölümü ne kadar doğru bir lafmış dedim. Çevremden döküldü insanlar. Hastalık öyle ani geldi ki, hastalandım, yoğun bakıma kaldırıldım, ameliyat oldum, bu gitti dediler. Çünkü bu hastalıktan yakasını kurtaran çok az. Bir an baktım çevreme şoklar geçirdim en yakın bildiğim dostlar kayboldular. Ama gerçek dostlarımı o zaman anladım. Bunların başında Emin (Çölaşan) gelir. Her gün beni aramaktan çekiniyor yorulmayayım diye ama Andree’yi arıyor bugün nasıl ateşi düştü mü diye. Hiç ummadığım şey mesela Soner Yalçın, yine arkadaşlarım Uğur Dündar, Rahmi Turan ve Sözcü gazetesi bana inanılmaz bir destek verdi. Şimdi Emin’in değeri benim yanımda hastalıktan öncekinden kat kat fazla. Başka bir Emin, daha başka. Bazen diyorum işte bir de bu sancılar olmasa…”
Duygusal, naif, hayatın her tınısını yüreğinin derininde hisseden bir adamdı Bekir Çoşkun ve aşık. Aşkını, babalığını, kendi çocukluğunu anlattı. Hala aşıktı Andree’sine ve hastalıkla belli ki daha derinleşmişti… Hastalığı ile geçirdiği yıllara aşkla ve insanların sevgisiyle dayandı, daha fazlası olamadı belki ama sevildiğini bildi. Bunu şöyle anlattı bana;
“Ben zaten duygusal bir adamımdır. O zamana kadar zırt pırt aşık olurdum. Fakat Andree’den sonra hep doğru insanla evlendiğimi düşündüm. Hala öyle düşünürüm. Hele bu hastalığım sürecince, hep böyle günlerde belli olur aslında. 7- 8 ay bitmeyen kabuslarla dolu gecelerde gözümü kapatıyorum kabus görüyorum, kalkıyorum sancılarım var. Gözümü ne zaman bağırarak ya da korkarak açtıysam 50 cm mesafeden Andree’nin yüzünü gördüm. Hep gözleri ıslak ama beni görünce hep güldü. Hep eli elimdeydi. Dibe vurduğum zamanda Andree, hala da öyledir bir avucunda bardak bir elinde haplar peşimde dolanır. Soner Yalçın bana bir cümle hediye etti, hastalığımın son üç ayında o cümleyle ayakta durdum diyebilirim. Aradı beni dedi ki; ‘bir şeyi merak ediyorum, bir insan bu kadar sevgiyi nasıl edinir’ Soner Yalçın dediyse gerçektir, inandım. Andree’ye dedim ‘Soner böyle dedi’ diye. Andree dedi ki; ‘ben de öyle düşündüm ama böyle güzel ifade edemedim.’
Bekir Bey bu ülke size daha iyi ve mutlu bir hayat veremedi belki ama siz bize çok şey öğrettiniz. Siz bu ülkenin çocuklarına hayal ettiğiniz o çocuk kitabını yazamadınız, ben de sizinle başladığımız o kitabı tamamlayamadım. Zaman var sandım, hazır olamadım belki de bilemiyorum. Bu ülke başka zamanlarda yaşamış iki gazeteciye de istedikleri işleri zamanında yapma fırsatı vermedi. Şimdi elimde bir taslak, ses kayıtları ve yasınız var. Biliyorum ki, 50 sene sonra da hatırlanacak Bekir Çoşkun, yaşadıkça üzerimize düşeni yapacağız.
YARIN: Çocukluğu, memur babası, unutamadığı kız kardeşi, dört yaşında kaybettiği annesi, mayın tarlaları ve sarı sıcak Şanlıurfa günleri…
Makbule Cengiz
Odatv.com
(...)
Yorum şu:
Hiçbir zaman tanışmadık.
Hiçbir zaman aynı ortamda bulunmadık.
Nüans?!
Her yazar, aynı zamanda "iyi" bir okur'dur.
Birçok meslektaş gibi Bekir Coşkun'un okur'uyduk.
Hocam'ın (Öcal Uluç) deyişi ile "bir gram bal elde etmek için bir çuval keçi boynuzu çiğneten" yazar'lardan değildi.
Leb demeden leblebi'yi anlatan yazar'lardandı.
Demem o ki:
Türk Basını'ndan bir yıldız daha kaydı.
Allah rahmet eylesin.
Başımız sağolsun!
Demem şu ki:
Merkez medya'da, üçüncü sayfa yazarlığı'nın star'ıydı o.
Edebiyat'ta Yaşar Kemal ne ise 3'ncü Sayfa Yazarlığı'nda Bekir Coşkun da oydu.
Her daim en çok okunan kalem'lerden oldu.
Hasılı:
Duygularını az ama öz kelimelerle anlattı, şiir gibi yazıları ile sevildi, sahiplenildi.
Atatürk Türkiye'sinin "güçlü kalem"lerinden yek'i öldü.
Medeniyet'e ışık tutan kalem'lerden biri daha söndü.
Ezcümle:
"Bir Bekir Coşkun gider, bin Bekir Coşkun gelir" demek isterdim ama bugünün şartlarında ne kadar gerçekçi olur!?
Matruşka BOP'ta ve/veya 3 Kasım 2002'den bu yana, geçen zaman içinde görüldü ki, gidenin yerine yenisi kolay kolay gelmiyor.
Doğa boşluk kaldırmaz!
Ne var ki, o boşluk'un nasıl doldurulmaya çalışıldığı da ortada.
Devir zarf'a değil mazruf'a bakma devri.
Başımız sağolsun.
Nokta.

20 Ekim 2020
Hayrullah Mahmud
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages