ENSTANTANE X: Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar, Engin Alan ve Korkut Eken birlikte fotoğraf verdi
Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Alaattin Çakıcı, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Albay Korkut Eken Bodrum'da bir araya geldi.
Bodrum Yalıkavak Marina'da bir araya gelen dört ismin birlikte verdiği fotoğrafı, Çakıcı’ya yakın isimlerden Üzeyir Çakmaktaş Twitter hesabından paylaştı.
https://www.indyturk.com/node/258941/haber/alaattin-çakıcı-mehmet-ağar-engin-alan-ve-korkut-eken-birlikte-fotoğraf-verdi(...)
ENSTANTANE X:
Özdağ'ın "FETÖ" Suçlaması İyi Parti'de Ayrılık Yaratır mı?İyi Parti’nin kurucularından İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın, İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’yu "FETÖ" üyeliğiyle suçlaması tartışma yarattı. Özdağ'ın iddiasının ardından, “AKP’nin muhalefeti yıpratma operasyonunda yeni halka” iddiası ortaya atılırken, partide ayrılıklar olacağı tartışması da yaşanıyor.
İyi Parti’de, İstanbul’daki görevi öncesinde genel başkan yardımcılığı yapan Buğra Kavuncu’yla aynı Başkanlık Divanı’nda görev yapmış Ümit Özdağ’ın bu iddiasını gündeme getirmesi tartışma yarattı. Özdağ’ın dün gece canlı yayında, halen üyesi ve milletvekili olduğu İyi Parti yönetimini, Kavuncu’nun "FETÖ bağlantılı olmasıyla" ilgili herhangi bir adım atmamakla suçlaması şaşkınlıkla karşılandı.
https://www.amerikaninsesi.com/a/iyi-partili-ozdagdan-tartisma-yaratan-feto-iddiasi/5628698.htmlhttps://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/fetonun-siyasi-ayagi-41641589https://odatv4.com/kim-bu-altayli-kavuncu-ailesi-21102029.htmlhttps://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/abdulkadir-selvi/enver-altaylinin-sokaga-dokulun-sozu-neyin-sifresi-41641593https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/nedim-sener/ciain-orta-asyadaki-tetikcisi-feto-41631596(...)
ENSTANTANE X:
Erdoğan: Fikri iktidarımızı tesis edemedikAKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, fikri iktidarlarını tesis edemediklerini söyledi. "Eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum" diyen Erdoğan, "Medyamız bizim sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor" ifadelerini kullandı.
https://www.birgun.net/haber/erdogan-fikri-iktidarimizi-tesis-edemedik-319719(...)
ENSTANTANE X:
Emre Özpeynirci: Yerli otonun bataryası Çin'den, motoru Almanya'dan, şasisi İngiltere'den, tasarımı İtalya'danDeneyimli otomotiv gazetecisi Emre Özpeynirci, otomobilin parçalarını üretecek şirketler ve ülkeleri hakkında Twitter'da şu bilgiyi verdi:
"Elektrikli motor: Alman Bosch
Batarya: Çinli Farasis
Araç entegrasyonu (aktarma organları) : Alman EDAG
Şasi sistemleri: İngiliz Mira
Tasarım: İtalyan Pininfarina"
http://www.patronlardunyasi.com/haber/Emre-Ozpeynirci-%C2%A0Yerli-otonun-bataryasi-Cin-den-motoru-Almanya-dan-sasisi-Ingiltere-den-tasarimi-Italya-dan/241820(...)
ENSTANTANE X:
Wall Street Journal: 10 yıldır ilk kez üst düzey bir ABD yetkilisi Şam'da görüşmeler yaptıAmerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Beyaz Saray'daki üst düzey görevlilerden Kash Patel'in Suriye'deki tutuklu ABD'lilerin durumunu görüşmek üzere Şam'a gittiğini yazdı.
"Trump Mart ayında Esad'a kişisel bir mektup yazarak Austin Tice hakkında doğrudan diyaloga geçmeleri çağrısında bulunmuştu.
"Geçen hafta da Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı Başkanı Abbas İbrahim, Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien ile Beyaz Saray'da buluştu ve Suriye'de tutuklu bulunan Amerikalıları görüştü.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54598185(...)
ENSTANTANE X:
ABD-Rusya nükleer silahsızlanma anlaşmasının süresi 1 yıl uzuyorRusya Salı günü yapılan açıklama ile nükleer silahsızlanma konusunda ABD'nin teklifini kabul ettiğini duyurdu.
Buna göre nükleer savaş başlıkları sayısını arttırmama ve iki ülke arasındaki silah denetim anlaşması 1 yıl daha uzatılabilecek.
Rus Dışişlerinden gelen açıklama Moskova'nın Yeni Stratejik Silah Azaltımı Anlaşması (New START-Strategic Arms Reduction Treaty) konusunda politika değişikliğine gittiğini işaret ediyor. Anlaşma gelecek Şubat ayında sona erecekti ve her iki taraf da daha önce bu anlaşmaya ilişkin birbirlerinin tekliflerini reddetmişti.
Açıklamada bir not düşülerek ABD'nin de aynı koşulları kabul etmesi ve yeni koşul öne sürmemesi şartı belirtildi.
Washington bu açıklamayı memnuniyetle karşıladığını duyurdu.
https://tr.euronews.com/2020/10/20/abd-rusya-nukleer-silahs-zlanma-anlasmas-n-n-suresi-1-y-l-uzuyor(...)
ENSTANTANE X:
Esad: ABD ve Türkiye, IŞİD yok edildikten sonra Suriye'den gitmezse halk direnişi başlayacaktır"Bu tek yol. Görüşmeler veya uluslararası hukuk onları gitmeye zorlamayacak, zaten uluslararası hukuk diye bir şey yok. Direnişten başka araç yok. Irak’ta olan da budur. Amerikalıların 2007’de Irak’tan gitmesine ne neden oldu? Irak halkının direnişi."
https://gazetemanifesto.com/2020/cumhurbaskani-imzaladi-petrol-isin-grevi-ertelendi-391141/(...)
ENSTANTANE X:
ABD’den Esad’a yönelik yeni yaptırım kararı!ABD, Suriye Devlet Başkanı Esad ve yönetimine mali olarak destek sağladığı belirtilen bazı Suriyeli yetkilileri ve 13 kurumu yaptırım listesine aldı.
ABD, Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası kapsamında Esad rejimine yönelik uyguladığı yaptırım listesini genişletiyor. Yasa kapsamında ABD, Suriye Merkez Bankası Başkanı dahil olmak üzere 13 kurum ve 6 kişiye yaptırım uyguladı. Beşar Esad’a mali destek veren kişilerin ve birlikte iş yapan kurumların yaptırım listesine eklendiği ifade edildi.
https://www.sozcu.com.tr/2020/dunya/abdden-esada-yonelik-yeni-yaptirim-karari-6061926/(...)
ENSTANTANE X:
Trump’ın gizli müzakereler için Esad'a mektup yazdığı iddia edildiABD Başkanı Donald Trump'ın, iddialara göre Suriye'de rehin tutulan Amerikan vatandaşlarının serbest bırakılması için Şam yönetimiyle temas kurduğu öne sürüldü. İddiaya göre, Trump bizzat Esad'a mektup yazdı.
https://www.birgun.net/haber/trump-in-gizli-muzakereler-icin-esad-a-mektup-yazdigi-iddia-edildi-319697(...)
ENSTANTANE X:
Pompeo: ‘‘Maraş Kararı Provokatif’’ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulides ile bir telefon görüşmesi yaptı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus’un konuyla ilgili açıklamasında, iki bakanın KKTC ‘nin Maraş’ın 1974’ten beri kapalı olan kısmına girişlerin bir kısmının yeniden açılması kararını görüştükleri belirtildi.
Açıklamaya göre bunun provokatif bir adım olduğunu belirten ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, kararın ayrıca BM Güvenik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararlarına aykırı olduğunu ve Kıbrıs müzakerelerine dönülmesi açısından yapıcı bir adım olmadığını söyledi.
Açıklamada, ‘‘ABD, adanın tüm Kıbrıslılar’ın ve bölgenin fayda sağlayacağı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon olarak yeniden birleşmesi için kapsamlı bir barışı destekliyor’’ denildi.
https://www.amerikaninsesi.com/a/pompeo-maras-karari-provokatif/5624595.html(...)
ENSTANTANE X:
Gazeteci Sami Kohen'e 'Dışişleri Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü'Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Sami Kohen'in 70 yılını gazetecilik ve dış politikaya adamış duayen bir isim olduğunu belirterek, "Sami Kohen eskimeyen bir marka." dedi.
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/gazeteci-sami-kohene-disisleri-bakanligi-ustun-hizmet-odulu/2003877(...)
ENSTANTANE X:
IKBY İçişleri Bakanlığı: IKBY'de 1 milyona yakın iç göçmen ve sığınmacı yaşıyor
IKBY'de, terör ve iç çatışmalar nedeniyle evlerini terk eden 996 bin 861 iç göçmen ve sığınmacının bulunduğu bildirildi.
Raporda, Erbil, Süleymaniye ve Duhok vilayetlerinde 737 bin 365 iç göçmen ve 259 bin 496 sığınmacının bulunduğu, bu kişilerin yüzde 37'sinin 37 kampa dağıldığı kaydedildi.
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ikby-icisleri-bakanligi-ikbyde-1-milyona-yakin-ic-gocmen-ve-siginmaci-yasiyor/2012479(...)
ENSTANTANE X:
Economist'ten kayyum yorumu: Erdoğan savaş alanına ve mahkemelere hükmediyor ancak seçim sandığında Kürtlere yanıtı yok
Haftalık The Economist dergisi son sayısında, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 31 Mart 2019'da yapılan son yerel seçimlerde kazandığı belediyelere kayyum atanmasını ve HDP'li belediye başkanlarının tutuklanmasını değerlendirdi. Dergiye göre HDP'ye yönelik operasyonlarla parti, "köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor".
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-54568864(...)
ENSTANTANE X:
“Diyarbakır Tarihi Yeniden Yazılıyor”Diyarbakır’ın ilk kurulduğu yer olduğuna inanılan İçkale’de 56 yıl sonra yapılan kazılarda, kentin tarihinin yeniden yazıldığı belirtiliyor. Kazılar sırasında bölgedeki ilk kalorifer sistemini bulduklarını belirten uzmanlar kent tarihine ışık tutan önemli bulgulara ulaştıklarını açıkladı.
https://www.amerikaninsesi.com/a/diyarbakir-tarihi-yeniden-yaziliyor/5625257.html(...)
ENSTANTANE X:
Rusya gardını düşürüyorİzvestiya gazetesi, Rusya Maliye Bakanlığı'nın bütçede tasarruf amacıyla ordudaki asker sayısının onda bir oranında azaltılmasını öngören bir teklif hazırladığını yazdı.
Teklifin hükümet tarafından kabul edilmesi durumunda, muharebe görevi yapmayan 100 bin personele yol verilebilir.
https://odatv4.com/rusya-gardini-dusuruyor-20102015.html(...)
ENSTANTANE X:
Rus uzay robotu Fedor, sarhoşlukla suçladığı kozmonotlara hakaret etti
Silah taşıyan, araba kullanan ve ağırlık kaldıran robonot Fedor: "İnsanlar hakkında iyi düşünmüyorum" dedi
Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) uçmuş olan Rus yapımı insansı robot, eski kozmonotlara hakaret ettiği ve onları uzayda içki içmekle suçladığı için Twitter'dan kaldırıldı.
Uzay robotu Fedor (Final Experimental Demonstration Object Research - Son Deneysel Gösteri Nesne Araştırması) ağustosta, 10 gün boyunca UUİ'de görev yapmıştı ancak uzay yürüyüşü yapamadığı kanıtlanınca Dünya'ya geri gönderildi.
Resmi olarak Skybot F-850 diye bilinen insan boyutundaki robot, aktif bir sosyal medya kullanıcısıydı. Ancak, şimdi milletvekili olarak görev yapan eski kozmonotlar Maxim Suraev'e ve Alexander Samokutyayev'e yönelik çok sayıda tweet'in ardından aniden platformdan kaldırıldı.
https://www.indyturk.com/node/258826/bi·li·m/rus-uzay-robotu-fedor-sarhoşlukla-suçladığı-kozmonotlara-hakaret-etti(...)
ENSTANTANE X:
Lavrov: Türkiye'yi hiçbir zaman müttefikimiz olarak sınıflandırmadık
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye ile hiçbir zaman müttefik olmadıklarını söyledi. Lavrov buna karşın Türkiye'nin çok yakın bir partnerleri olduğunu ve bu partnerliğin birçok alanda stratejik mahiyeti olduğunu belirtti.
https://www.birgun.net/haber/lavrov-turkiye-yi-hicbir-zaman-muttefikimiz-olarak-siniflandirmadik-319161(...)
ENSTANTANE X:
Rusya’dan AB’ye rest: İletişimi kesmeliyizRusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus muhalif siyasetçi Alexei Navalny'nin zehirlenme konusunda kendilerine yaptırım tehdidinde bulunan Avrupa Birliği'ne (AB) karşı diyaloğu durdurma tehdidinde bulundu.
https://www.sozcu.com.tr/2020/dunya/rusyadan-abye-rest-iletisimi-kesmeliyiz-6079558/(...)
ENSTANTANE X:
Lavrov: Türkiye'nin Ayasofya'nın nasıl kullanılacağını belirleme hakkını tanıyoruz
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye'nin Ayasofya'nın nasıl kullanılacağını belirleme hakkını tanıdığını, ancak yapının UNESCO Dünya Kültür Mirası statüsünün göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti.
https://tr.sputniknews.com/rusya/202010141043027831-lavrov-turkiyenin-ayasofyanin-nasil-kullanilacagini-belirleme-hakkini-taniyoruz/(...)
ENSTANTANE X:
Türk Kızılay personeli Yemen'de silahlı saldırıda yaralandıTürk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, Yemen Türk Kızılay Delegasyonunda görevli personelin silahlı saldırı sonucu yaralandığını bildirdi.
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/turk-kizilay-personeli-yemende-silahli-saldirida-yaralandi-/2013049(...)
ENSTANTANE X:
ERTUĞRUL ÖZKÖK: Şam'daki Amerikalılar İdlib'de çekilen kuleler imzalanmayan bildirilerSon 7 gün içinde okuduğum şu haberleri alt alta yazdım, bakın nasıl bir tablo çıktı:
Geçen hafta: Rusya ve Mısır Karadeniz’de ortak tatbikat yaptı.
Nedir bu? Kime karşı?
Herhalde Gürcistan’a değil...
Biz S-400’leri Sinop’ta kime karşı denediysek, bu tatbikat da onun karşılığı olmalı...
Önceki gün: Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’a çok yakın bir güvenlik ekibinin ağustos ayında gizlice Şam’a giderek Esad yönetimi ile görüştüğü ortaya çıktı.
Alın size bir gerçekçilik örneği...
İddiam şu.
Önümüzdeki 3 yıl içinde ABD’nin Ortadoğu’daki en güvenmediği müttefiki Esad olacak...
Dün: İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri karşılıklı olarak vizeleri kaldırdı.
Üç hafta önce karşılıklı büyükelçilik...
Önceki hafta karşılıklı sivil uçuşlar...
Dün kaldırılan vizeler...
Özet: Bizim dışımızdaki dünyada diplomaside realizm tam gaz...
Ya bizde?
Dün Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından çok ilginç bir şeyi öğreniyoruz.
6 Ekim günü Birleşmiş Milletler Üçüncü Komitesi’nde çok ilginç bir oturum yapılıyor.
Konu Çin’de Uygur Türklerine uygulanan baskılar.
39 Batılı ülke adına yapılan bir açıklamada bu uygulama kınanıyor.
Ama çok ilginç bir şey var.
Son yıllarda Uygur Türkleri konusunda sesini en çok yükselten ülkelerden biri olan Türkiye bu kınama grubu içinde yok...
Daha da ilginci var...
Bu bildiriye karşı 44 ülke de Çin’i destekleyen bir metne imza atıyor.
Aralarında Rusya ve Küba gibi ülkeler de var.
İşin tuhafı bu grupta 20 İslam ülkesi Çin’in yanında yer alıyor...
Yani Müslüman bir topluluğa uygulanan haksızlıkları savunan bir bildiriye imza atıyor...
Türkiye o grupta da yok...
Onun yerine bir kadın büyükelçimiz çıkıyor ve harika bir konuşma yapıyor...
İslamofobiyi de eleştiriyor, Yahudilere karşı uygulanan antisemitizmi de...
Uygur Türklerine yapılan haksızlıkları endişe ile izlediğimizi de ekliyor.
İşte tam da dış politikada realizm diyebileceğimiz bir tutum.
Dün: Ve dün bir de şunu öğreniyoruz...
Türkiye İdlib’de, Şam yönetiminin denetimindeki bölgede kalan kontrol kulelerinden çekiliyor.
Realist bir adım daha...
Bütün bunlara bakınca soruyorum:
Acaba dış politikada Ahmet Davutoğlu hayalciliğinin ürünü olan “derinlik stratejisi”nden vazgeçiliyor mu...
Gerçek ve realist bir “stratejik derinliğe” mi geçiliyor?
İnşallah...
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/samdaki-amerikalilar-idlibde-cekilen-kuleler-imzalanmayan-bildiriler-41641587(...)
ENSTANTANE X:
ORAY EĞİN: Türkiye’nin işine Biden mı gelir Trump mı: Uzmanlar yanıtlıyor
Washington, D.C.ABD’deki başkanlık seçimini kimin kazanacağını bilmiyoruz, ama sonucun doğrudan Türkiye’yi ilgilendireceği kesin. Bir zamanların sıkı müttefiki iki ülkenin ilişkileri son yıllarda çatlama eğilimi göstermeye başladı. Halkbank’tan Rahip Brunson’a, S-400 meselesinden Suriye’ye kadar iki taraf enerjilerini krizleri bastırmakla onardı. Son üç buçuk yılda Türkiye tarafı sorunları Donald Trump’la doğrudan çözme yolunu seçti. Amerikan basınına yansıdığı kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’ı aradığı zamanlar bile stratejik: golf oynarken, yanında danışmanları yokken.
Ancak Trump’ın ikinci kez seçilmeme ihtimali de giderek güçleniyor—en azından anketlere bakılırsa. Türk tarafı önümüzdeki dört yılı sanki isteksizce de olsa Joe Biden’la geçirmeye hazırlanır bir hava içinde. İsteksizce, çünkü Joe Biden’ın Türkiye’ye yönelik yaptığı açıklamalar ufak krizlere neden oldu: Önce “Muhalefeti destekleyeceğim,” demesi, ardından Ayasofya’nın yeniden müzeye dönüştürülmesi gerektiği, Türkiye’nin Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmanın dışında kalmasını söylemesi… Amerikan kamuoyunu çok ilgilendirmiyor ama Biden’ın Trump’a karşı avantajlı olduğu bir konu dış politika. Türkiye’yi de çok iyi tanıyan Biden’ın seçilmesinin karşılıklı ilişkileri zedeleyebileceği endişesi gizliden gizliye Ankara’ya hakim.
İki başkan adayı birbirinden farklı, ama Erdoğan da insan sarrafı oldu.
İki başkan adayının Türkiye’ye yaklaşımında farklılıklar olacağını söylüyor Türk hükümetine yakın düşünce kuruluşu SETA’nın Washingon koordinatörü Kadir Üstün: “Biden ekibinde Türkiye’yi tanıyan ama önyargılı olanlar var, dahası parti programında Türkiye ve Rusya gibi otoriter olarak tanımladıkları ülkelerle ilgili bir söylem var.” Aslında epey zamandır buradaki Türkiye algısı Rusya ve Kuzey Kore gibi ülkelerle eşit. Öte yandan, Amerika’nın çıkarları söz konusu olduğunda Oval Ofis’te kimin oturduğunun da sınırlı bir etkisi var.
“Cumhurbaşkanımız bugüne kadar Bush’la, Obama’yla ve Trump’la çalıştı,” diye hatırlatıyor Üstün. “Bu ilişkileri yönetecek kabiliyeti var.” Washington Institute Türkiye araştırmaları programı direktörü Soner Çağaptay’a göre de “Erdoğan artık Amerikan Başkanları konusunda insan sarrafı oldu; 20 yıldır hepsiyle ilişkilerini takip ettim ve hepsinin bir şekilde gönlünü çalmayı başardı.”
Brookings Institution’dan Türkiye uzmanı Ömer Taşpınar da “Hiçbir Amerikan Başkanı ve Türk Cumhurbaşkanı arasında gibi bir ilişki” olmadığını söylüyor Erdoğan’la Trump’ın arasındaki yakınlığın. “Erdoğan’ı kalıcı olarak görüyor Trump ve kendisi de Türkiye’ye uzun vadede yatırım yapmak istiyor. Otel, golf kulübü gibi projeleri var ve bir dönem Başkan olup iş hayatına döndüğünde para kazanmak istiyor.”
Türk-Amerikan ilişkilerini yakından takip eden gazeteci ve ECFR Türkiye uzmanı Aslı Aydıntaşbaş’a göre uzun vadede Türkiye “Biden’la daha sağlıklı ve kalıcı bir ilişki kurabilir, çünkü Trump’ın tek avantajı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonuna çıkması, her vesileyle iltifatlarda bulunması ve yüzüne gülmesi ama son dört yılda karşılıklı ilişkiler konusunda bir milim ilerleme kaydedilmedi, aksine kurumsal bağlar ve Türkiye’nin imajı zayıfladı.”
Türkiye’nin Washington’daki imajı kötü ama düzelebilir.
Washington’da konuştuğum bütün Türkiye uzmanlarının üzerinde anlaştığı konu Türkiye’nin imajının son yıllarda kötü olduğu. “Eskiden Türkiye’yi bilmeyen bir nüfus vardı, bir de gidip beğenen ve hakkında hep olumlu konuşan bir azınlık,” diye özetliyor Çağaptay. “Şimdi hala bilmeyen nüfus çoğunlukta, ama Türkiye’yi tanıyan azınlıksa genelde olumsuz konuşuyor.” Bu olumsuz havanın oluşmasında medya da etkili, Üstün’ün de altını çizdiği gibi. Türkiye’yle ilişkiler iç politikada Trump’a saldırmak için kullanılıyor.
İlişkilerin bozulmasındaki önemli bir etken Suriye’deki Kürtlerin durumu. “Türk kamuoyunda ABD’nin PKK’ya destek verdiği komplo teorisi olmaktan çıktı, gerçek haline geldi,” diyor Taşpınar. “ABD’ye göreyse Türkiye cihatçı gruplara destek veriyor.” Ancak Üstün’ün vurguladığı gibi Kürt meselesi ABD’de iç politikada Trump karşıtlarının bir malzemesi oldu, medyadan ve siyasetten baskı gelince de Trump dayanamadı. “Suriye’de PKK’nın desteklenmesini ABD kamuoyuna Kürtleri desteklemek olarak sattılar,” diyor Üstün. “Oysa ikisi aynı değil, Kürtler de homojen değil. Epeydir iç politika yüzünden dış politika da etkileniyor.” Türkiye’nin Washington’da YPG’yi iyi anlatmadığını da ekliyor Çağaptay.
Türkiye her ne kadar Trump’la şahsi bir yakınlık kurmuş gibi gözükse de yeniden seçilirse bu ilişkinin aynen devam edeceğinin garantisi yok. “İlk başta ilişkiler hep iyi başlıyor, sonradan bozuluyor,” diyor Çağaptay. Ama Trump’ın nevi şahsına münhasır özellikleri ilk döneminde bile Türkiye’yle ilişkileri tehlikeye attı.
Trump’a çok güvenmemek gerek, çünkü sağı soğu belli değil.
“İnsanlar Trump’ın dünya liderleriyle kurduğu ilişkileri şahsileştirdiğini düşünüyor, ama sonunda öyle olmuyor,” diyor “Türkiye Diary” kitabının yazarı Thomas Goltz. “Putin ve Xi de çok yakın arkadaşlarıydı ama birden yeniden tehdit oldular. Kobani de buna iyi bir örnek. Bir anda ‘Türkiye ekonomisini çökerteceğim,’ dedi Trump, ama sonra Suriye’den birlikleri çekmeye başladı. Türkiye’ye çok hoşnut bakmıyor Trump, ama şimdilik Erdoğan’dan hoşnut.”
Uzmanların dikkat çektiği endişelerden biri Trump’ın yanar-döner, önceden tahmin edilemez karakteri. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yakın ilişki kuran da Trump, Türkiye’ye mektup yollayan, çelik yaptırımlarını uygulayan, ekonomi konusunda tehditler savuran da. Seçilirse bir dört sene daha böyle inişli-çıkışlı devam edecek gibi gözüküyor. Bilinmez ve her an sürprizlere hazır.
Joe Biden sıfırdan başlayacak, yeniden masaya oturacak.
Joe Biden’ın seçilmesi halindeyse ilk sene ilişkiler sıfırdan başlayacak, masaya yeniden oturulacak. “Bu ilişkilerin sadece iki başkan arasındaki telefon diplomasisiyle yürümesi yeterli değil,” diyor Aydıntaşbaş. “Kurumsal anlamda ortak çıkarlar üzerinden bir ilişki formatının oluşması gerekiyor, çünkü geçmişte de böyleydi.” Ancak Üstün’ün altını çizdiği bir nokta Türkiye’nin ABD’deki kurumların kendi iç dinamiklerinin ve dengelerinin olduğunun farkında olmadı, fakat bunların bahane olarak kullanılmasına karşı olduğu. “Başkan yapmak istemeyince kurumları bahane ediyor,” diyor. “Bölgede ABD’nin işine gelecek çok da fazla seçeneği yok; Türkiye sonuçta bir NATO ülkesi ve bölgede istikrar sağlayıcı unsur.”
Türk kamuoyunda ve Ankara’daki Biden-karşıtı hava Başkan’ın değişmesi halinde ilişkilerin daha da zedeleneceği. “İki başkan arasında radikal bir değişiklik olmaz,” diyor Goltz.
Biden’ın New York Times’a yaptığı “Muhalefeti destekleyeceğiz, insan haklarını ve demokrasini ön planda tutacağız,”açıklamasını “NYT daha liberal, onların gönlünü almak istediği aşikar,” diye yorumluyor Üstün. “Ama Biden’ın daha fazla baskı yapmayı düşündüğü aşikar.”Buna karşılık Aydıntaşbaş ise Biden’ın iktidara gelir gelmez Türkiye’ye yaptırım uygulamayacağını düşünüyor. “Türkiye’yle ilgili geniş bir çalışma yapacak, ardından da Cumhurbaşkanı’yla masaya oturup neler yapabiliriz, nelerde uzlaşıyoruz, diye pazarlık yapmaya çalışacaktır,” diye anlatıyor. “Geleneksek olarak Tükiye’nin önünde Batı için oynadığı stratejik rolü yeniden oynama teklifinin masaya konması demek.”
Ya Biden’ın insan hakları ve demokrasi söylemi? “[Bu durumu] Türkiye için negatif olarak algılamak yanlış olur. Son 30 yılda insan hakları her zaman diyalogun parçasıydı. Sadece insan hakları konuşulacak mı konuşmayacak mı diye bakmak son derece sığ. Gerçek anlamda bu ittifak yeniden kurulabilecek mi, önemli olan bu.”
Türkiye de olumlu mesajlar vermeye başladı.
Aslında son aylarda Türkiye de ilişkileri onarma, eski ittifakı yeniden kurma eğiliminde gözüküyor. Büyük krize neden olan S-400’lerin test edilmesi pazarlık sırasında Türkiye’nin elindeki kozları güçlendirmesi, Aydıntaşbaş’a göre. Üstün ise bölgede ortak çıkarlar söz konusu olduğunda Pentagon’la da ilişkilerin olumlu bir seyre gireceğini ekliyor. “Dışişleri veya hükümet yetkilileri kamuoyu önünde ya da kapalı kapılar ardında ABD’ye daha sıcak mesajlar vermeye başladı,” diyor Çağaptay. “ABD’yi övüyorlar, Rusya’yı daha fazla eleştiriyorlar. Bunda da ekonominin kırılganlığı etkili, çünkü ABD’yle ilişkiler bozulunca ekonomi de çöküyor Türkiye’de. İki taraf da krizden kaçınmak istiyor.”
Aslında iki ülke ilişkileri arasında en belirleyici aktör son yıllarda Rusya oldu. Türkiye’nin ABD’deki imajının bozulmasının ardında da Rusya’yla kurduğu yakın görüntü var. “Türkiye en son İdlib olayında gördü ki Rusya’yla teke tek muhatap olduğunda, arkasında ABD yoksa eli zayıf,” diyor Çağaptay. “Aslında Libya’da ABD’yle aynı şeyi istiyor Türkiye. Benzerlikler ve ortak çıkarlar sanılandan fazla.”
Boğaz’da çay-balık diplomasisi işe yarar mı?
İlişkilerin düzelmesinin “gerçekçi değil ama sihirli bir formülü var” Taşpınar’a göre: Türkiye’nin Putin’in nasıl bir oyun oynadığını anlaması, Rusya’yla arasına mesafe koyması, S-400’leri kenara koyup Patriot ve F35 almaya başlaması. “ABD’nin Türkiye’yi kaybetmek istemediği kesin, bölgede önemli bir güç olan Türkiye’yi yanında görmek ister ABD,” diye ekliyor. “Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Kafkaslarda Türkiye’ye rağmen bir şeyler yapmak çok zor, o yüzden Biden de ilişikleri düzeltmeyi deneyecek.”
Çağaptay’ın çok daha basit önerisi var: “Biden’ı Türkiye’de davet edip Boğaz’da balık yedirip çay içirmesi. Boğaz’da balık yiyip çay içen birinin Türkiye’yi sevmemesi olanaksız.”
https://www.haberturk.com/yazarlar/oray-egin/2841415-turkiyenin-isine-biden-mi-gelir-trump-mi-uzmanlar-yanitliyor(...)
ENSTANTANE X:
Bloomberg yazarı: Erdoğan başına dert olmayacağına inandığı hiçbir şeyi yapmaktan çekinmiyorBloomberg'de yayımlanan Bobby Ghosh imzalı bir köşe yazısında, "Türkiye'nin ülke dışındaki maceracılığı fırsatçılığa ve cezasızlığa dayanıyor" ifadelerine yer verildi. Erdoğan'ın, uluslararası toplumun tepki verdiği ancak "karşı bir hamle yapılmayacağına inandığı hiçbir adımı atmaktan çekinmediği" yazıldı.
2010'da Türkiye'nin "Komşularla sıfır sorun" doktrini temelinde bir dış politika izlediğini, diplomasi ve ticaretin sadece komşu ülkelerle değil, dünyanın geri kalanıyla da "uygar ilişkiler" geliştirmek için kullanıldığı yazılıyor.
Makalede, o dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası ilişkiler alanında arabuluculuğuna ve fikrine danışıldığı bilgisi de yer alıyor:
"Ancak 10 yıl sonra, Türkiye'nin dış politika görünümü daha çok 'sadece sorun' olarak tanımlanabilecek bir duruma geldi. Ankara, etki oluşturmak için diplomasi yerine askeri gücünü ve sert söylemi kullanmayı tercih ediyor."
Makalenin yazarı Bobby Ghosh, Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın yakınlığı sebebiyle Trump yönetiminin genelde Erdoğan'a karşı daha yumuşak bir dil kullandığını, bunun bugüne kadarki en sert açıklamalardan biri olduğunu hatırlatıyor.
Erdoğan'ın, "iyi dostum" olarak tanımladığı Rusya Devlet Başkanı Putin'le de arasının açıldığı ifade ediliyor.
Erdoğan'ın Dağlık Karabağ'daki son gelişmelerde Rusya'nın rolüne pek de iyi gözle bakmadığı yazılan makalede, Türkiye'nin Azerbaycan'ı desteklediği ve nihayetinde Kremlin'den "Türkiye ateşe körükle gidiyor" açıklaması geldiği; Rusya'nın arabuluculuğunda varılan ateşkesin de uygulanmadığı hatırlatılıyor.
Erdoğan'a diğer ülkelerden gelen eleştiriler de sıralanıyor:
"Türkiye'nin Libya'daki iç savaşa dahil olmasına ateş püsküren Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, şikayetlerine Doğu Akdeniz ve Kafkaslar'ı da ekledi. Daha önce Türkiye'yi cezalandırmak isteyen Avrupa ülkelerini durduran Alman Şansölye Angela Merkel, Türkiye yeniden tartışmalı sularda sismik araştırmaya başlayınca kendisini garip bir pozisyonda buldu. Sözcüsü, "Bu hareketin Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmayacağı kesin" açıklaması yaptı."
Makalede, Hindistan'ın Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Kaşmir'le ilgili yaptığı konuşmadan memnun olmadığı hatırlatılıyor ve ülkenin BM Daimi Temsilcisi'nin "Türkiye diğer ülkelerin egemenliğine saygı duymayı öğrenmeli" açıklamasına yer veriliyor.
Makalenin yazarı Ghosh, "Türk dış politikasında serbest düşüş olduğunu" şu sözlerle anlatıyor:
"Ankara'nın yaşadığı çatışmaların çoğunu Erdoğan seçiyor. Libya iç savaşından ya da Kafkaslardaki krizden rahatlıkla uzak durabilirdi, Kaşmir'le ilgili ateşli söylemini kendisine saklayabilirdi. Her mevzuda konuşmayı kendisi seçti.
"Bunların sebebini çözmek ise daha zor. Erdoğan'ın maceraperestliği için kuramlara dayalı açıklama arayanlar yeni Osmanlıcılık, Türk etnik milliyetçiliği ya da İslamcılık gibi seçeneklerle geliyor. Diğerleri jeopolitiği ön plana çıkarıyor. Onlara göre Türkiye çok kutuplu yeni dünya düzeninde kendisine alan açmak için mavera yapıyor. Bu açıdan bakıldığında agresif dış politika aslında hak arama çabası oluyor.
"Bazıları ise daha ticari kaygılar olduğunu savunuyor, hidrokarbon yataklarına ya da yeni piyasalara erişim gibi… İç politika argümanı olanlar da var. 'Ekonomik sorunlarla baş eden ve halkın kendisine desteği azalan Erdoğan, Türk bayrağını uzak bölgelerde sallandırarak halkının dikkatini dağıtıyor' diyorlar.
Bloomberg'deki makale, Erdoğan'ın "dini motivasyonlarının da fazla abartıldığını" savunuyor:
"Evet kendisi açıkça bir İslamcı, kutsal kitaplardan alıntılar yapıyor, farklı ülkelerdeki Müslümanlarla birlik çağrıları yapıyor. Çoğu da Müslüman Kardeşler'e ve Hamas'a verdiği desteğe dayanıyor. Bazıları, tüm bu sebeplerle Müslüman dünyanın lideri olmaya çalıştığını savunuyor.
"Ancak daha yakından bakacak olursak, dini inancın Erdoğan için dış politikada bir motivasyondan çok araç olduğunu görürsünüz. Burada da fırsatçılık, inançtan daha doğru bir açıklama. Hamas liderleriyle görüşme, İsraillileri dürtmek için atılacak en basit adım. Keşmir'i BM gündemine getirmek, Pakistan'ı, özellikle Başbakan İmran Han geleneksel ortağı Suudi Arabistan'la gerilim yaşarken, memnun edecek bir adım."
Etnik milliyetçilik iddiaları da makalede şu sözlerle detaylandırılıyor:
"Eğer çok gayret ederseniz, Türkiye ile Azerbaycan arasında çok eskiye dayanan bağları görürsünüz, ancak iki ülke arasındaki gaz ve petrol boru hatları çok daha güçlü bir argüman.
"Hidrokarbon yatakları, en az soy bağları kadar kuvvetli ve Türkiye'nin dış politikasındaki noktaları birleştirmek için diğer teorilere göre daha güçlü. 2003'te ilk kez başa geçtiği dönemden bugüne bakarsanız, Erdoğan'ın uluslararası alanda neden ellerinin bu kadar yere uzandığının en tutarlı açıklaması, ekonomidir.
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-54617307(...)
ENSTANTANE X:
Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği gazeteden aktardı: 'Erdoğan için gizli rapor: Tarihi mesajların deşifreleri yayınlandı'Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nin, Facebook hesabından yapılan açıklamada, “#Rusya Dış İstihbarat Servisi, Türkiye’nin #İkinciDünyaSavaşı’na katılımıyla ilgili belgeleri yayınladı.
Büyükelçilik tarafından Türkçeye çevrilen, MK’den Eva Merkaçeva imzalı makale şöyle:
“Erdoğan için gizli rapor: Tarihi mesajların deşifreleri yayınlandı
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’na katılımıyla ilgili belgeleri yayınladı.
Türkiye’nin Büyük Anavatan Savaşı’nın (İkinci Dünya Savaşı) sona ermesindeki rolü uzun zamandır bilinmekte ve yüzlerce, hatta binlerce tarihçi tarafından anlatılmaktadır. Ancak onların hiçbiri, elimize geçen belgeleri görmedi. Hiçbir Türkiye Cumhurbaşkanı da o belgeleri görmedi (Gazetenin bu sayısını benzersiz, ilk kez yayınlanan belgelerle birlikte posta yoluyla mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göndereceğiz).
İstihbaratın 100. yıldönümü arifesinde SVR Başkanı Sergey Narışkin, Moskovskiy Komsomolets gazetesine İkinci Dünya Savaşı’yla ilgili belgeler verdi.
‘Bletchley Park’ keşfi
Elimde soluk pembe, sarı ve neredeyse kahverengi sayfalar var (Majesteleri Zaman onları farklı renklere boyamış). Her birinin üzerinde üst tarafta kırmızı harflerle TOP SECRET yazıyor. Alt tarafta ise yeni basılmış, mavi, “Gizliliği Kaldırılmış” kaşesi var.
Hani derler ya, harika olan her şey er ya da geç sıradan hale gelir. Peki bizi Hitler’in röportajından sonra ne şaşırtabilirdi ki? Altı ay önce “Reports interview with HITLER. 1944” gibi muhteşem bir başlığa sahip, gizliliği kaldırılmış bir belge yayınlamıştık, hatırlıyor musunuz? Bu tam olarak bir röportaj değil, Japon büyükelçinin Führer ile Berlin’de yaptığı bir sohbetti (elçi sorular yöneltti, Führer yanıt verdi). O yapraklara Churchill’in ve daha sonra Stalin’in elleri değdi.
Bu nedenle tekrar ediyorum, bundan sonra bizi başka bir şey şaşırtabilir mi? Elimde tuttuğum sayfalara bakarken bunları düşündüm.
İstihbarat çalışanı Boris Mihailoviç, “SVR Başkanı Sergey Narışkin’in gizliliği kaldırıldıktan hemen sonra Moskovskiy Komsomolets’e iletme sözü verdiği belgeleri elinizde tutuyorsunuz. İngiltere Hükümet İletişim Merkezi Bletchley Park’tan Kim Philby tarafından telsiz dinleme sonucu elde edilen materyaller bunlar” dedi.
Aaa, bu çok iyi bildiğimiz BP (kısaca bu şekilde belirtiliyor). Hitler’le yapılan röportaj bizzat onun tarafından ele geçirildi ve daha sonra oradan istihbarat görevlilerimizin ve Sovyet liderinin önüne geldi.
Genel itibarıyla Bletchley Park, Londra yakınında bulunan, zamanında İngiliz istihbaratı MI-6 tarafından satın alınan bir bina kompleksidir. Efsanevi Bletchley Park, dünyanın her yerinden yüzlerce eşsiz hackerın çalıştığı kodlar ve şifreler okulunun devlet konutuna ev sahipliği yapıyordu. Onlara günümüz hackerlarının öncüleri denilebilir ancak onlar bilgisayarlara değil metinlere (tam olarak radyo dalgalarına) sızabiliyordu.
Boris Mihailoviç, “Kim Philby ve ‘Chambridge Beşlisi’nden arkadaşları, Bletchley Park’tan bizler için çok sayıda belge ele geçirdi. Onların bunu nasıl yaptıklarını bir düşünün. Her gün sisli gecenin gölgesinde İngiliz karşı istihbaratı tarafından yakalanma riski altında ya orijinalleri ya da fotokopileri elde ettiler. Bunu tüm savaş boyunca yaptılar” ifadelerini kullandı.
Kim Philby’yi çok iyi biliyoruz. 20. yüzyılın efsanevi casusu. MI-6 başkanlığına atanmasına 5 dakika kala olan ve aynı zamanda da önde gelen bir Sovyet ajanıydı. Philby, bizzat Churchill’in kendisini kandırmayı başardı, 30 yıldan daha uzun bir süre ifşa olmadan çalıştı. Moskovskiy Komsomolets, Philby hakkında çok yazdı, eşi Rufina’yla yapılan röportajları (istihbaratçının şaşırtıcı yaşam ve aşk geçmişini anlattı) yayınladık. Ancak özellikle de, onun ülkemiz için çok önem taşıyan belgeleri Moskova’ya iletmeyi başardığı üzerine çok konuştuk. Philby’nin ele geçirdiği tüm materyalleri artık bildiğimizi sanıyordum. Ancak bilmediğimiz ortaya çıktı!
İşte bu sayfalar, bunun kanıtı.
Bletchley Park’tan gelen belgelerin bir kısmı imha edildi, bir kısmıysa saklandı. Günümüze kadar gelen belgeler arasında Türkiye’yle ilgili olanlar var. SVR’nin onların gizliliğini kaldırma vakti, bizim de onları yayınlama vaktimiz geldi. Erdoğan’ı şaşırtmanın da...
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın şifreli yazışmaları
Bir tarihçi, “Bilindiği gibi Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’nda görece tarafsız bir tutum sergiledi (görece çünkü cepheye silah sevkiyatı yapılması için Almanya’nın boğazları kullanmasına izin verdi). Savaşın sonunda anti-Hitler koalisyonuna dahil oldu ve faşistlere savaş ilan etti” dedi.
Önümdeki belgelerin bir kısmı, Japonya’nın Ankara büyükelçisinin Tokyo’yla Türkiye’nin Almanya’yla ilişkilerini kesmesi konusunda yaptığı şifreli yazışmaların telsiz dinlemesi sonucu elde edildi. Bu belgeler, Bletchley Park’taki İngiliz kriptocuların yalnızca Alman Enigması’nın kodunu değil, aynı zamanda Japon İmparatorluğu’nun şifrelerini çözdüğünü kanıtlamaktadır.
Gelin, bu sayfaları göz atalım.
1 Ağustos 1944. Japonya’nın Ankara büyükelçisi.
“İngiltere ve Amerika, Fransız cephesindeki çatışmalar belirleyici bir hal almadan önce Türkiye’yi savaşa sürükleyecek gibi görünüyor. Şu anda bu ülkeler, Türkiye’ye dayanılması zor olan, giderek artan bir baskı uyguluyorlar. Ancak Sovyetler Birliği’nin hala sergilemeye devam ettiği kaçamak tavrından cesaret alan Türkiye, savaşa dahil olmayı reddetti ve bu dönüm noktasından kaçınmayı başardı.
Şimdi de İngilizlerin baskı yapmaya devam ettiği açık şekilde görülüyor... İstanbul’da bu konuşuluyor... Kötümserlik için bir neden olduğunu düşünmüyorum ve Kızıl Ordu’nun Balkanlar’a yaptığı baskıların bir sonucu olarak savaşta ciddi bir değişiklik yaşanmasının önünde engeller olduğunu öngörüyorum...
Şu anda Fransız cephesinde ciddi sıkıntılar var ve Türkiye’yi savaşa dahil etmek istemek doğal bir durum...”
6 Ağustos 1944. Japonya’nın Ankara büyükelçisi, raporuna “Türkiye ile Almanya’nın kopuşu” adını verdi.
“Elde edilen bilgilere göre, Başbakan Saraçoğlu TBMM’de yapılan bir kapalı oturumda şunları söyledi:
Türk hükümeti, Almanya’yla ilişkilerin kesilmesinden sonra bile İngiltere ve Amerika’ya hava ve donanma üsleri sağlamayacak...
Son zamanlarda Türk hükümeti, Sovyetler Birliği-Türkiye ilişkilerini iyileştirmek için birkaç girişimde bulundu, ancak başarısız oldu. Eğer bu böyle devam ederse, Türkiye fiilen tecrit edilmiş olacak. Görünüşe göre TBMM üyeleri, buna kararlılıkla karşı çıktı ve ilişkilerin kesilmesinin savaştan, İngiltere’nin Türkiye’yi Almanya ve SSCB’den korunmak için kendi çıkarları doğrultusunda kullanmasından başka bir şeye yol açamayacağı görüşünü desteklemeye devam etmektedir...
…Bir grup üst düzey Türk subayı, 31 Temmuz’da başbakana ve 1 Ağustos’ta cumhurbaşkanına sadakat yemini etti. Bununla birlikte subaylar, Türk askerlerinin mevcut moral durumu ve onların Alman yanlısı tutumları göz önüne alındığında, şu anda Almanya’ya karşı herhangi bir düşmanca eylemde bulunmanın imkansız olduğunu ülke yönetimine bildirdiler.”
Boris Mihailoviç, “İngiliz siyasi liderliği, anti-Hitler koalisyonundaki müttefiklerinden, özellikle de SSCB’den önemli stratejik bilgileri sakladı. Zira Türkiye’nin savaştan çekilmesi ve ardından Şubat 1945’te Türkiye tarafından Almanya’ya savaş ilan edilmesi, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında yaşanan en ciddi olay oldu. Bu, Almanya’nın askeri birliklerini donatmak ve hammadde elde etmek için Boğaziçi ve Çanakkale Boğazlarını artık özgürce kullanamayacağı anlamına geliyordu” ifadelerini kullandı.
Betchley Park’ta gizliliği kaldırılan diğer iki belge, Türkiye’nin Yunanistan ve Yugoslavya büyükelçilerinin telgraflarından oluşuyor. Bu durum, Türk büyükelçilerin de İngilizler tarafından izlendiğini ve müttefiklerimizin bize hiçbir şey bildirmediğini gösteriyor.
Büyükelçilerin yazışmalarında da tümüyle Türkiye-Almanya ilişkilerinden (İkinci Dünya Savaşı dönemindeki başlıca konulardan biri) bahsediliyordu. Yazışmalarda Avrupa’da hüküm süren ruh haliyle ilgili mesajlar da var. Örneğin; 21 Haziran 1944’te Türk büyükelçinin Yunanistan’dan anavatanına, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği deşifre edilmiş telgrafta şöyle yazıyor:
“...Yunanistan’daki cumhuriyetçi çevrelerin eğilimlerinde monarşi lehine gözle görülür bir değişiklik oldu ve raporlara göre bu değişiklik askerler arasında hissediliyor... İngiliz büyükelçisinin kontrolünde polemik yürütülüyor... Parti liderleri İngiltere’yle dost olma niyetinde ve tüm bunlar Yunan dış politikasının ayrılmaz bir parçası... Hiç şüphe yok ki, bu dostluk ve anlayış, dünya bölündükten sonra istikrarın temeli olacaktır...”
Çok kısa süre önce gizliliği kaldırılan tüm bu belgeler, şüphesiz tarihçiler için daha büyük önem taşımaktadır. Savaşla ilgili her şeyi bilmelerine rağmen, bu kağıtlar sanatçının halihazırda tamamlanmış tablosuna yapılan son vuruşlar gibidir.
Genele bakıldığında ise, İngiliz istihbarat servislerinin Almanya, Japonya, Türkiye, Fransa, Yunanistan ve diğer ülkelerin şifreli yazışmalarına yalnızca İkinci Dünya Savaşı boyunca değil, savaştan sonraki bir dizi durumda da erişebildiği görülmektedir. Yakın gelecekte SVR’nin Bletchley Park’tan alınan bu belgelerin gizliliğini kaldırması da olasıdır."
https://tr.sputniknews.com/turkiye/202010201043061963-rusyanin-ankara-buyukelciligi-gazeteden-aktardi-erdogan-icin-gizli-rapor-tarihi-mesajlarin/(...)
ENSTANTANE X:
İstanbul'da eğitim uçağı düştü!İstanbul Büyükçekmece'de, Hezarfen Havalimanı'ndan havalanan özel bir şirkete ait bir eğitim uçağı düştü.
Uçaktan pilot yaralı çıkarıldı. Yaralının bilincinin açık olduğu vücudunda ise kırıklar olduğu öğrenildi. Yaralı pilot, ambulans helikopterle hastaneye kaldırıldı.
Uçağın, 50 metre yakınından geçen E-5 Otoyolu'na düşmemesi büyük bir faciayı engelledi.
Emekli Hava Pilot Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş, Habertürk TV'ye "Kaç kişi olduğunu bilmek mümkün değil. Genelde 2 kişilik olur. Bu Hezarfen Havalimanı bu amaçla kullanılıyor. Bu uçaklar çok fazla uzaklaşmadan o bölgede yapılır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü denetiminde yapılıyor. Arızadan da olabilir" dedi.
https://www.haberturk.com/son-dakika-haberi-istanbul-da-egitim-ucagi-dustu-2844030(...)
YORUM ŞU:
No comment!?
Ya da İsrail / İran makas'ı ve/veya Brexit / AB makas'ı.
Nüans?!
Bir yanda "renkli demokrasi" çerçevesi'nde, ölen milyonlar.
Diğer yanda, Covid 19 yasakları.
Prime time'da açıklanan "ölü sayıları"!
Muhalefet'in iddiasına göre, rakam'lar açıklanandan yüksek!
Oysaki, Türkiye'nin günlük ortalama "morto yasısı"nda (2 bin 250 civarı) bir değişiklik yok!
Bu çerçeve'de soru şu:
Bilinç yarılması nedir ne değildir!?
Enerji savaşları (HAARP) kapsamında, içinde yaşadığımız coğrafyada ölüm saçanlar, "virüs salgını" kapsamında iddia odur ki, "Rahibe Teresa"!
Oksimoron!
Hasılı:
Neo Sevr ve/veya büyük ermeni kürt devleti procesi tamgaz!
Bu anlamda, 3 Kasım 2020'ye akan süreç kapsamında "gündem" sır değil!
Temmuz'da açılan perde Aralık'ta iniyor.
Ezcümle:
1 Mart Tezkeresi "bumerang".
"Delik'e süpürülmeme" karşılığında verilen "Acem Harp" sözü kapsamında "Tik'tak".
Vs vs.
Nokta.
23 Ekim 2020
Hayrullah Mahmud