Sava (Müjde): 1953 mesaj'ı ve/veya Ankara has fallen?!

495 views
Skip to first unread message

Hayrullah Mahmud ÖzgürTÜRK

unread,
Aug 20, 2020, 4:18:51 AM8/20/20
to oybi...@googlegroups.com
Sava (Müjde): 1953 mesaj'ı ve/veya Ankara has fallen?!

NEDİR NE DEĞİLDİR
Enstantane x:
İngiliz ajanın açıklamaları, İngiltere'nin 1953 İran darbesindeki rolünü ortaya koydu

İngiliz ajanının yıllar sonra ortaya çıkan röportajında, İran'da seçimle başa gelen Başbakan Muhammed Musaddık'ı devrilmesinde İngiltere'nin rolü ortaya kondu.
Guardian gazetesinin haberine göre, İngiltere dış istihbarat servisi MI6'nın Kıbrıs'taki İran istasyon şefi Norman Darbyshire, 1985 yılında verdiği röportajda ülkesinin darbedeki rolünü anlattı.
İngiliz ajanının yıllar sonra ortaya çıkan röportajında, İran'da seçimle başa gelen Başbakan Muhammed Musaddık'ı deviren ve Şah Muhammed Rıza Pehlevi'yi yeniden iktidara getiren 1953 darbesinde İngiltere'nin rolü ortaya kondu.
Guardian gazetesinin haberine göre, İngiltere dış istihbarat servisi MI6'nın Kıbrıs'taki İran istasyon şefi Norman Darbyshire, 1985 yılında verdiği röportajda ülkesinin darbedeki rolünü anlattı.
Granada TV'nin 1985 yapımı "İmparatorluğun Sonu: İran" belgeseli kapsamında yapılan ancak hiçbir zaman yayınlanmayan röportaj, deşifresinin bir araştırma esnasında bulunmasıyla yeniden açığa çıktı.
Darbenin 67. yıl dönümü olan 19 Ağustos'ta yayınlanacak "Darbe 53"te canlandırılarak gösterilecek röportaja göre, İngiliz istihbaratının ABD'yi darbeye katılmaya ikna etmesi yıllar sürdü. Bu arada MI6 ajanları, ajan devşirip, İran parlamentosu üyelerine bisküvi kutularına saklanan paralarla rüşvet verdi. Hatta MI6 ve CIA, Musaddık'ı devirmek için Şah Rıza Pehlevi'nin kız kardeşini bile ikna etti.
Anglo-İran petrol şirketini millileştirmişti
Darbyshire, röportajında "Plan, Şah'a sadık olduğunu düşündüğümüz birimlerin, radyo istasyonu gibi şehirdeki kilit noktaları ele geçirmesini içeriyordu." dedi.
Nisan 1951'de iktidara gelen Musaddık'ın ilk icraatlarından biri, sonradan BP adını alacak Anglo-İran petrol şirketini millileştirmek oldu.
Ancak ajan Darbyshire, MI6'nın Musaddık'ı devirmek istemesinin ana nedeninin, İngiltere'nin, Musaddık'ın Sovyet etkisine gireceğinden korkması olduğunu söyledi.
İngiltere'nin ilk darbe girişimi kapsamında, 1951'de İngiliz Başbakan Yardımcısı Anthony Eden, üst düzey yetkililerine danışmadan, ajan Robert Zaehner'i Meclis üyelerine ve diğer önde gelen İranlılara rüşvet vermekle görevlendirdi.
"Darbe, 700 bin sterline mal oldu"
Bu süreçte 1,5 milyon sterlinin üzerinde para harcanmasına rağmen başarısız olundu ve sonrasında Darbyshire'dan şiddet de içerebilecek alternatif bir plan yapması istendi. Darbyshire, bu konuda, "Darbe, 700 bin sterline mal oldu. Biliyorum çünkü ben harcadım." dedi.
Darbyshire'ın darbe planı, Musaddık'ın İngiltere ile ilişkileri kesip, diplomatlarını ve casuslarını sınır dışı etmesiyle Ekim 1952'de sekteye uğradı. Bunun üzerine Darbyshire, Beyrut'taki CIA yetkililerinin kapısını çalarak onları ikna etmeye çalıştı.
Darbeye soğuk bakan ABD'nin tavrı, Dwight Eisenhower'ın Ocak 1953'te başkan olarak göreve gelmesiyle değişti. Bundan sonra iki ülkenin istihbaratları birlikte çalışmaya başladı.
Hatta bir noktada, Darbyshire ve CIA'deki mevkidaşı Stephen Meade, Şah'ın kız kardeşi Eşref'i Paris'te ziyaret ederek, ondan Tahran'a gidip kardeşini ikna etmesini istediler.
"Musaddık'ın kaderi göreve geldiği an belirlenmişti"
Darbyshire, Nisan 1953'te Musaddık'ın polis şefi General Mahmud Afşartus'un kaçırılmasını organize ettiği itirafında da bulunurken, generalin öldürülmesinin plan dahilinde olmadığını öne sürdü.
19 Ağustos 1953'te başarılı olan darbenin ardından Musaddık yargılandı ve 14 yıl sonra ölene kadar ev hapsinde tutuldu. Darbyshire'a göre, Musaddık'ın kaderi göreve geldiği an belirlenmişti.
İngiltere'nin darbedeki rolü bilinse de bugüne kadar İngiltere tarafından itiraf edilmiş değil. Bu nedenle röportaj, Londra'nın rolünün açıkça itiraf edilmesi açısından önem taşıyor.
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ingiliz-ajanin-aciklamalari-ingilterenin-1953-iran-darbesindeki-rolunu-ortaya-koydu/1946009
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53810694
(...)
Enstantane x:
Üç istihbaratçının "Türkçe" şifresi

Son yıllarda Türkiye’de görev yapan diplomatlar ve diğer görevliler ülkelerinin istihbarat servislerinin başına getirililiyor.
ABD, İngiltere ve Fransa gibi küresel güçlerin dış istihbarat servislerine yolu Ankara’dan geçen isimlerin atanması dikkat çekiyor.
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) ilk kadın başkanı Gina Haspel, Fransa dış istihbarat servisi DGSE’nin başkanlığına atanan Bernard Emie ve son olarak İngiltere’nin dış istihbarat servisi MI6’in başına atanan Richard Moore kariyerlerinin önemli bir bölümünü Türkiye’de geçiren isimler istihbarat dünyasının zirvesine oturdu. Bu isimlerin bir diğer ortak noktasıysa akıcı şekilde Türkçe konuşmaları.
TWITTER’I AKTİF KULLANIYORDU
Yeni Şafak’tan Sernur Yassıkaya’nın haberine göre; Türkiye’de sosyal medya mecrası Twitter’ı, Türkçe’yi etkin kullanımı ve Beşiktaş taraftarlığıyla ön plana çıkan İngiltere eski Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Başbakan Boris Johnson ve Dışişleri Bakanı Dominic Raab’ın oluruyla İngiliz dış istihbarat servisi MI6’in başına getirildi. Brexit ve salgın süreci nedeniyle Sir Alex Young’un MI6 başkanlığının uzaması nedeniyle yeni görevine geç başlayan Moore yeni koltuğunda 5 yıllık görev süresine sahip. Moore,Ankara Büyükelçiliği’nden sonra İngiltere’de Ulusal Güvenlik Başkan Yardımcılığı ve Borsi Johnson’un Dışişleri Bakanlığı görevinde Siyasi İşler Genel Müdürlüğü görevini yürütmüştü. Dışişleri’nden önce Moore kariyerine 1987 yılında yine MI6’te başlamıştı. Moore, son olarak İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nda siyasi direktör görevini yürütüyordu.
* Richard Moore
YOLU İKİ KEZ TÜRKİYE’DEN GEÇTİ
Anglo-sakson dünyanın bir başka etkili dış istihbarat kuruluşu CIA’in ilk kadın başkanı Gina Haspel’in yolu iki kez Türkiye’den geçti. Mevkidaşı Richard Moore gibi akıcı Türkçe konuşan Gina Haspel’in CIA’deki görevleri çerçevesinde 1987-1989 yılları arasında ve 2000’li yılların başında Türkiye’de bulunduğu biliniyor. Gizli operasyonlar alanında kariyere sahip Haspel’in Türkçe’yi 2000 yılında CIA’in Ankara’daki merkezinde istasyon şef yardımcısı olarak çalışırken öğrendiği açıklanan özgeçmişinde belirtildi. Haspel hakkında CIA başkanlığı öncesinde bazı görevlerinde waterboarding gibi işkence yöntemleri uyguladığına ilişkin ciddi suçlamalar yöneltiliyor. Kariyerinde Bakü istasyon şefliği de bulunan Haspel, 17 Mayıs 2018’de CIA başkanı seçildi.
* Gina Haspel
ANKARA’YA FRANSIZ DEĞİL
Kıta Avrupa’sının merkez ülkelerinden Fransa’nın dış istihbarat servisi de Türkçe konuşan bir kariyer diplomata emanet edildi. Fransa’nın eski Ankara büyükelçisi Bernard Emie, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Fransız dış istihbarat birimi DGSE’nin başına 2017 yılında getirildi. Kıdemli bir diplomat olan Bernard Emie 2007-2010 yılları arasında Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği görevinde bulundu. Fransa-Türkiye ilişkilerinin fırtınalı bir döneminde Ankara’da büyükelçilik yapan Emie, yine benzer bir süreçte DGSE’yi yöneten isim. DGSE’nin Libya’da aktif faaliyette bulunduğu biliniyor. Bernard Emie, Türkiye’den sonra İngiltere ve Cezayir büyükelçilikleri pozisyonunda bulundu. Emie’nin Ortadoğu konusunda uzman bir isim olduğu da biliniyor.
* Bernard Emie
Odatv.com
(...)
Enstantane x:
28 Şubat karar'ları nedir?

Erbakan’ın yazısının ekinde, MGK Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç imzasıyla gönderilen “Rejim Aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler” şöyle sıralanıyordu:
1. Lâiklik ilkesi büyük bir titizlikle korunmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
2. Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Milli Eğitim Bakanlığı'na devri sağlanmalıdır.
3. Genç nesillerin dimağlarının öncelikle Cumhuriyet, Atatürk, Vatan ve Millet sevgisi, Türk Milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından:
(a) 8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı,
(b) Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kur'an kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
4. Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü. Milli Eğitim kuruluşlarımız, Tevhidi Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.
5. Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı.
6. Yasa ile yasaklanmış tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli.
7. İrticai faaliyetleri nedeniyle TSK’dan ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yı dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.
8. TSK'dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkân verilmemelidir.
9. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşlarında da uygulanmalıdır.
10. İran İslâm Cumhuriyeti'nin ülkemizdeki rejim aleyhtarı faaliyet, tutum ve davranışlarına mani olunmalı, tedbirler paketi yürürlüğe konulmalıdır.
11. Mezhep ayrılıklarını körükleyip milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.
12. Anayasa ve yasalara aykırı olarak sergilenen olaylar önlenmeli.
13. Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, kamuda titizlikle uygulanmalıdır.
14. Silah ruhsat işlemleri yeniden düzenlenmeli, kısıtlamalar gidilmeli, pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.
15. Rejim aleyhtarı, örgüt ve kuruluşların deri toplanması engellenmeli, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.
16. Yasa ile öngörülmemiş bütün özel üniformalı korumalar kaldırılmalıdır.
17. Ülke sorunlarının çözümünü "Millet” kavramı yerine “Ümmet Kavramı"ya sonuçlandırma girişimleri önlenmelidir.
18. Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.
İşte, “28 Şubat kararları” denilenler bunlar…
Siz, bunların hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz?
(Sözcü, Saygı Öztürk, 28 Şubat 2012)
(...)
Enstantane x:
27 Nisan e-muhtırası tam metni

Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir.
Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar.
Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.
Bu bağlamda;
Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde Kur'an okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.
22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.
Ayrıca, Ankara’nın Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli’de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulu'nda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.
Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir.
Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığı'nca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir.
Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir.
Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur.
Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir.
Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin 'Anayasa'mızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir.
Bu tür davranış ve uygulamaların, Sayın Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.
Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır.
Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir.
Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur.
Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır.
Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.
Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
https://tr.wikipedia.org/wiki/E-muht%C4%B1ra
(...)
Yorum şu:
Meteo: 20 Şubat.
3 Y kapsamında tablo ortada!
(Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar!)
Hasılı:
"Duvarda asılı bir tüfek var ise patlar mı?" sorusu yersiz!
Büyük resim ortada!
Her yerde patlama var.
Nüans?!
İlişik demokrat (!) Mehmet Metiner'den, Londra'nın da, Paris'in de, Washington'un da alacağı ders'ler var.
Domograsi nedir ne değildir?!
Bıçak sap'ını kesmez ise Erdoğan'a övgü'de sınır tanımayan Metiner, süreç'te kullanılan bir başka Brütüs.
Kaldı ki, "Odun'u diksem vekil olur" ise yüksek demeokrasi'ye övgü sözü, Metiner'gillerin performansları yek tek ortada!
Ezcümle:
Konjonktür ortada: Adam asmaca.
Dünya düz değil yuvarlak ve de dönmeye devam ediyor.
Med & Cezir.
Vs vs.
Nokta.

...

SÖYLEMMETRE
Haber şu:
ABD Başkanı Trump, "'Demokrasi' önemli bir kelime, Belarus'ta çok fazla demokrasi varmış gibi görünmüyor." dedi.

Belarus'ta düzenlenen gösteriler konusunda Trump, "Ortada kesinlikle büyük bir gösteri var ve bunlar bizim ülkemizdekilerin aksine gayet barışçıl görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Trump, kadınlara oy kullanma hakkı verilmesi konusunda mücadele eden ve oy kullanırken yakalandığı için "seçim kurallarını çiğnemekle" suçlanan Susan B. Anthony için günün ilerleyen saatlerinde bir kararname imzalayacağını da bildirdi.
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/trump-belarusta-cok-fazla-demokrasi-varmis-gibi-gorunmuyor/1945790
(...)
Kontr'Haber şu:
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefonda Belarus'taki durumu ayrı ayrı görüştü.

Seibert, "Şansölye, krizin üstesinden gelinmesi için Belarus hükümetinin barışçıl göstericilere karşı şiddet kullanmaktan kaçınması, siyasi tutukluları derhal serbest bırakması ve muhalefet ve toplumla ulusal diyaloğa girmesi gerektiğinin altını çizdi." ifadelerini kullandı.
Kremlin'den görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göre ise Rusya tarafı, Belarus'un iç işlerine yönelik dışardan her türlü müdahale girişiminin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, krizin tırmanabileceği uyarısında bulundu.
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/putin-merkel-ve-macron-ile-belarus-u-gorustu/1945500
(...)
Yorum şu:
Bir uç'undan ABD, AB çekiştirdi.
Diğer uç'tan Rusya!
Ukrayna parçalandı.
Matruşka BOP kapsamında, "lades çubuğu" gibi devletler iki'ye, üç'e parçalanıyor.
Yugoslavya diye bir devlet vardı, tarih oldu.
Neo Sevr kapsamında, Türkiye eksen'ler arasında iki uç'undan çekiştiriliyor.
Nüans?!
"Bu adamı deliğe süpürmeyin, İran'la savaş'ta kullanın" sözü çerçevesi'nde, Ankara dörtbir kol'dan çekiştiriliyor.
16 Nisan referandum'undan bu yana Erdoğan ve ailesi küresel aks'ta dokunulmaz değil!
Vs vs.
Nokta.

...

DURUM ANALİZ
Haber şu:
Erdoğan müjde!?

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/erdoganin-mujde-aciklamasina-iyi-partiden-dikkat-ceken-yorum-agir-suctur-1759610
(...)
Kontr'Haber şu:
Londra'da 100 milyar varillik petrol kaynağı bulundu

https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/londrada-100-milyar-varillik-petrol-kaynagi-bulundu-28690519
Londra has fallen!
https://en.wikipedia.org/wiki/London_Has_Fallen
(...)
Yorum şu:
Karadeniz'de petrol müjdesi üzerinden, Türkiye üç deniz'de -Akdeniz, Karadeniz, Ege'de-, tüm kara sınır'larında savaş halinde!
Bitmedi, sınır'ötesinde de.
Osmanlı'nın tasfiye süreç'inde olduğu gibi.
Nüans?!
Karadeniz'de bulunduğu iddia edilen petrol'ü kimlerle ortak çıkartacak?!
Basit ve/veya amiyane tabirle "kıçı kırık" bir helikopter ihalesinde ölüm'den döndü.
Makam aracında mahsur kaldı, balyoz'la camı kırarak kurtardılar.
Hasılı:
Özal da ölmeden önce, Adriyatik'ten Çinm Seddi'ne ufuk çizgisi ortaya koyuyordu.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği vb derken, nefes'ini yetmedi ve/veya nefes'ini kestiler.
Özal inmedi, çıktı.
VIP Suikast.
Kalp'ten ve/veya korona'dan gitti diyorlar.
Destabilizasyon.
Ezcümle:
Soner Yalçın'ın yazısından bir alıntı:
“Satranç tek bir şey düşünmeye yöneltir, whi gi stratejik esneklik üretir…”
"Satranç, kesin sonuca giderek 'şahı' mat eden/ yenen oyun. Bunun anlamı şu: Usta hamleler yaparak 'rakip şahın', tehdit altında olmayan bir kareye kaçışını engellemek; onu başka hamle yapamaz duruma getirmek. Bu ancak; rakibin diğer taşlarını alarak, onu güçsüz bırakarak mümkün…"
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-oyunculugu-5994441/
Erdoğan'ın etrafı çevrilmiş ise manevra yapamaz hale getirilmiş ise Erdoğan'ın eli ile "ex poltik" hamleleri yapan / yaptıran "üst akıl" kim diye sormaya gerek var mı?!
Brexit / AB makas'ı.
Erdoğan'ın, Kaddafi, Saddam gibi profil'ini yükseltip...
Vs vs.
Nokta.

20 Ağustos 2020
Hayrullah Mahmud
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages