Korunmuş Bir Ayrıntı

29 views
Skip to first unread message

Akif Eyler

unread,
Aug 13, 2024, 11:59:36 PM8/13/24
to Iqra
"Allah'ın nimetiyle" anlamına gelen bini’metillah tamlaması Kitabımızda 10 kere geçiyor. Kelimenin iki farklı imlâsı var: kapalı Te ya da normal Te ile yazılabilir, anlamı değişmez. Özellikle Nahl suresi örneği önemli, çünkü ardarda iki ayette bir öyle bir böyle yazılmış ve fark bütün mushaflarda aynen korunmuş. Acaba erken dönem mushaflarda da öyle mi yazılmış? Genel kullanıma açılmış iki siteden birkaç örneğe bakalım.
https://korunmuskitap.blogspot.com/2024/07/nimet.html
Cevap EVET, bu önemsiz görünen ayrıntı bile erken dönem mushaflarda korunmuş!

Yazıyı hazırlarken kullandığım iki site, bu grupta daha önce adı geçen corpuscoranicum.de ve elktb.net

__Akif Eyler__

Kahire Meshed.jpg

Akif Eyler

unread,
Aug 20, 2024, 12:54:03 AM8/20/24
to Iqra

Dün gece kıymetli bir yorum geldi bu konuda:

On Tue, Aug 20, 2024 at 0:11 
Değerli bir ayrıntılı yakalamışsınız, evet bence anlamlı. ... Bugünden bakınca araştırmacılar, yazılı kaynaklara haddinden fazla değer veriyorlar, sözlü aktarımın gücünü takdir edemiyorlar ve bu geçen süreye bakarak, yazılı kaynakların doğruluğunu sorgulamaya kalkıyorlar, ama binlerce, on binlerce insanın bu dönem boyunca yaşadığını, her gün 5 vakit namazda bu sureleri kıraat ettiğini, rivayetin ümmet içinde canlı bir şekilde yaşadığını gözden kaçırıyorlar.
 

On Wed, Aug 14, 2024 

Akif Eyler

unread,
Aug 25, 2024, 12:15:21 AM8/25/24
to Iqra
17 Nisan'da şöyle bir çağrı yapmıştım:

Gelin bir deneme yapalım: Elinizin altında eski mushaflar varsa Nahl suresi 71 ve 72. ayetlerde şu ayrıntı korunmuş mu, bakalım. Siz de aynı şeyi gözlerseniz yazmanıza gerek yok, zaten beklentimiz öyle. Bundan farklı bir durum gözlerseniz o ayetin resmini göndermenizi rica ederim.

Arşivlerde yayınlanan erken dönem mushaflarında da korunduğunu gördük. 

Evlerimizdeki "nisbeten çok yeni," ama bize göre eski mushaflara tekrar bakalım, bu ayrıntı hakikaten korunmuş mu?

Geçen yıl burada adı geçen Marijn van Putten bu farkı 2021'de anlatmış:
https://www.youtube.com/watch?v=8_ccP-s77eo

Bu videoda vardığı sonuç, kendi kaynaklarımızdaki bilgiyi teyid ediyor: 
"Kuran (muhtemelen) Hz Osman zamanında yazılmıştır ve (en az) 4 nüsha muhtelif bölgelere gönderilmiş ve elimizdeki bütün el yazmaları onlardan kopyalanmıştır
image.png

__MAE


On Tue, Aug 20, 2024 at 0:11  anonim
nimetullah.png

ömer cebeci

unread,
Aug 25, 2024, 7:02:28 AM8/25/24
to oku...@googlegroups.com
"Kuran Mekke ve Medinede nazil oldu, Mısırda okundu, İstanbulda yazıldı" diye bir ifade vardır. 

Karadenizlilerin ilavesi: ve Of'da ezberlendi!

Bu adamı da dinleyince benim ilavem: Korunmuşluğu Batılılar tarafından ispatlandı/doğrulandı.😟

--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Iqra -- Okuyun" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için okuyun5+u...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Bu tartışmayı web'de görüntülemek için https://groups.google.com/d/msgid/okuyun5/CAC5h89wGYKBOsX1Dd1so9Go1e71CqRNOWik3PGCVZgz9gqrQtA%40mail.gmail.com adresini ziyaret edin.

Akif Eyler

unread,
Aug 30, 2024, 3:47:46 AM8/30/24
to oku...@googlegroups.com
On Sun, Aug 25, 2024 at 14:02  ömer cebeci
Bu adamı da dinleyince benim ilavem: 
Korunmuşluğu Batılılar tarafından ispatlandı/doğrulandı.😟

Bu ilave üstünde epeyce düşündüm: hakikaten batılılara mı kaldık bu sonuca varmak için?

Cevap hayır, Hollandalı şarkiyatçı yeni bir şey söylemiyor, bizim geleneksel kaynaklarda asırlar önce yazılmış bir hakikati teyid ediyor. Lakin kendi adıma, iki önemli sorun var:
* Kendi kaynaklarımızı okuyacak durumda değilim, belki tek tük İngilizce çevirilerini okuyabilirim, onun da çoğunu anlamam!
* Aldığım batılı eğitim, onların araştırma yöntemlerinin daha üstün olduğunu içime işlemiş. Bu hakikati bir batılıdan duymak daha etkili oluyor!

Mesela, kıraat farklarını anlatan bir sürü Arapça web sitesi var. Ama bu siteler bana Grekçeden farksız görünüyor... Muhtevayı anlamak şöyle dursun, neden bahsettiğini bile anlamıyorum. Bu nedenle, Almanların belki de kötü niyetle yapmakta olduğu Corpus Coranicum bana daha cazip geliyor ve yazılıma kendisini ekletiyor. Kendi kaynaklarımızdan daha çok faydalanmak isterdim, lakin aldığım eğitimle bu mümkün görünmüyor. Ne dersiniz, bu sorunu kendi nefsinizde hissediyor musunuz?


On Sun, Aug 25, 2024 at 7:14 
Evlerimizdeki "nisbeten çok yeni," ama bize göre eski mushaflara tekrar bakalım, bu ayrıntı hakikaten korunmuş mu?

Geçen yıl burada adı geçen Marijn van Putten bu farkı 2021'de anlatmış:

podomer

unread,
Aug 30, 2024, 5:14:11 AM8/30/24
to oku...@googlegroups.com
Aynen katılıyorum.

Teselli/yorumum:
Biz Binbirgece Masalları kültürüyle relax oluyoruz! İçimizden gerçeklerin peşine düşenler çıksa da, yaşayıp çoğalıp yaygınlışıp kurumsallaşamıyorlar.

Bizim sosyal bilimciler, binbir gece masallarını sosyal bilim kabul ederek mutlu oluyorlar. Ve (herkes gibi) rahatlarının bozulmasını istemiyorlar. Bozmak isteyenlere “Zavallı sapık zındık omurgasız batı hayranı vs” damgası vurup yollarına devam ediyorlar. Televizyona çıkıp, mesleki ortamda gerçek meslektaşları içinde savunamayacakları evhamlarını, tüm artistik becerilerini kullanarak vasıfsız dinleyicilere anlatınca mutlu oluyorlar. (Biz de onların mutluluğu çekemiyoruz, onlar da bizim gibi mutsuz olsun istiyoruz 😩).

Öyle ki, “Humanities”, Türkçeye “Beşeri Bilimler” olarak uyarlanmış. Beşeri ise bilim değil demektir. Ben, kendi kendime, buna “Beşeriyat” diyorum. Beşeriyat bilim değil ama bilimi de, dünyayı da yönlendirecek kadar önemli ve öncelikli.

Öğrencilerime örnek olarak “Siz beşeri değerlerinizden dolayı mühendis olmayı önemsemeseniz, gelip burada dört sene bu zulme katlanmazsınız. Mühendis olacaksanız, öncelikle beşeri değerleriniz sayesinde mühendis olacaksınız. Ömrünüz boyunca, eğri ve doğru yollar içinde kendi yolunuzu beşeri değerlerinizle seçeceksiniz!” diyordum.

Cumamız mubarek olsun🤲

iPhone’umdan gönderildi

Akif Eyler <akif....@gmail.com> şunları yazdı (30 Ağu 2024 10:47):


--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Iqra -- Okuyun" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için okuyun5+u...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.

podomer

unread,
Aug 30, 2024, 8:51:41 AM8/30/24
to oku...@googlegroups.com
Cuma’ya gidip gelince basiretim açıldı, galiba. Biraz da kendi camiamıza bakmalı diye düşündüm. Maalesef doğa bilimleri cenahında da, YÖK ve siyaset sağ olsunlar, oldukça isabetsiz popülist müdahalelerle epeyce kalıcı hasar verdiler. Batılıların kendi memleketlerindeki bir nehir üzerindeki çalışmalarını ele alıp (kimyasal biyolojik, hidrolik ekonomik tarımsal balıkçılık sosyolojik gibi her türlü çalışma) onun benzerini kendi yakınlarındaki nehir/dere üzerinde tekrarlayıp yazdıkları makalelerle prof olanlarla doldu üniversiteler.

Bilimsellik (Scholarship) nedir hiç duymadan  bilmeden öğrenmeden Bekri Mustafa’nın imam olması gibi “scholar” oluverdiler ve yönetimler de onlara kaldı (Sadece ilahiyatçı rektörleri kastetmiyorum). Yani, sosyal bilimci ve beşeriyatçılara örnek olabilecek, yol yordam gösterebilecek gerçek bilim erbabı da  pek kalmadı.

Gelecek Cumamız da mubarek olsun 😊
iPhone’umdan gönderildi

Akif Eyler <akif....@gmail.com> şunları yazdı (30 Ağu 2024 10:47):


--

selçuk İdrisoğlu

unread,
Aug 30, 2024, 4:45:44 PM8/30/24
to oku...@googlegroups.com


> podomer <pod...@gmail.com> şunları yazdı (30 Ağu 2024 12:14):
>
> Öyle ki, “Humanities”, Türkçeye “Beşeri Bilimler” olarak uyarlanmış. Beşeri ise bilim değil demektir. Ben, kendi kendime, buna “Beşeriyat” diyorum. Beşeriyat bilim değil ama bilimi de, dünyayı da yönlendirecek kadar önemli ve öncelikli.

Konumuzla doğrudan ilgisi yok ama görünce yazmadan edemedim. Beşer=İnsan eşitliğine bir göz atmak gerekiyor sanırım. İki kelime de Arapça’dır ve gramer kuralları gereği muhakkak farklı anlamları olmalıdır. Ancak maalesef meallerde dahi birbirlerinin yerine kullanmaktan hiç çekinmiyorlar. Orjinal metinde beşer yazıyor, mealine insan yazıyorlar. İnsan yazan yere de insan yazıyorlar. Allah’a dil öğretiyorlar sanki haşa… Allah’ın kelimelerine sadık kalmak imandan bir şubedir diye düşünüyorum.

Zira B-Ş-R kökünden türetilen beşer kelimesinin Kur’an’daki bazı kullanımları şu şekilde ⤵️
image0.jpeg

Akif Eyler

unread,
Sep 1, 2024, 12:16:59 AM9/1/24
to Iqra
Mail grubumuzun kıymetli bir üyesi dün akşam başka bir ayrıntı gösterdi:

On Sat, Aug 31, 2024 at 19:40
Eyke Medyen ashabı için haşiye: eyke 'sedir ormanı'. 
Bu kelime ashâbu 'l-eyke (15:78) (50:14) ve ashâbu leyke (26:176) (38:12)  imlasıyla geçer ve kulak dördünü de aynı duyar. Hâlbuki ashâbu 'l-eyke'de sedirlik (orman) kasdedilir, ashâbu leyke'de sedirli (şehir) kasdedilir.
https://okuyun.github.io/Kuran/#Ashabul-eyke=2g84l03ec42n
image.png
Medine mushafında böyle görünüyor: iki ayette okunmayan elifler yazılmamış

Bu ayetler Diyanet mushafında da aynı böyle yazılıyor, bu ayrıntı da korunmuş!

Kıraat farklarına bakınca şunu görüyoruz:
image.png
Mekke, Medine ve Şam kurrâsı, son iki ayette bu kelimeyi leyke şeklinde okumuş.

"Kime ne faydası var" demeyin, bu ayrıntıların 1400 yıldır korunduğunu gösteriyorum.

Eyke.png

Gürsu Gülcü

unread,
Sep 1, 2024, 10:45:23 AM9/1/24
to oku...@googlegroups.com
Korunmuşluğu Batılılar tarafından ispatlandı/doğrulandı.😟
Bu ilave üstünde epeyce düşündüm: hakikaten batılılara mı kaldık bu sonuca varmak için?
Cevap hayır, Hollandalı şarkiyatçı yeni bir şey söylemiyor, bizim geleneksel kaynaklarda asırlar önce yazılmış bir hakikati teyid ediyor. Lakin kendi adıma, iki önemli sorun var:
* Kendi kaynaklarımızı okuyacak durumda değilim, belki tek tük İngilizce çevirilerini okuyabilirim, onun da çoğunu anlamam!
* Aldığım batılı eğitim, onların araştırma yöntemlerinin daha üstün olduğunu içime işlemiş. Bu hakikati bir batılıdan duymak daha etkili oluyor!
Mesela, kıraat farklarını anlatan bir sürü Arapça web sitesi var. Ama bu siteler bana Grekçeden farksız görünüyor... Muhtevayı anlamak şöyle dursun, neden bahsettiğini bile anlamıyorum. Bu nedenle, Almanların belki de kötü niyetle yapmakta olduğu Corpus Coranicum bana daha cazip geliyor ve yazılıma kendisini ekletiyor. Kendi kaynaklarımızdan daha çok faydalanmak isterdim, lakin aldığım eğitimle bu mümkün görünmüyor. Ne dersiniz, bu sorunu kendi nefsinizde hissediyor musunuz?
"Nefsimde hissettiklerim" bağlamında yazdıklarım subjektif değerlendirmeler içermekle birlikte, benzer dertlerimiz varsa ortak çözümler arayabilmek açısından paylaşayım: Evet, bu sorunun kaynağını ve nelere yol açtığını kendime sorarken, birkaç gün önce sosyal medyada rastladığım ilişikteki fotoğraf, başka bir bilim dalını (fizik!) öğrenme sürecim üzerinden düşüncelerimi biraz netleştirdi. Lisede fizik öğrenirken başarı, müfredatta önceden belirlenmiş birkaç problem türünü (serbest düşüş, elastik çarpışma v.s.), ezberlediğim bir düzine kadar denklemin içerisinden, istenen cevaba hangilerinin beni yaklaştırabileceğini kestirebilmeye dayanıyordu. İşi bu seviyeye indirgeyince, devinim niçin korunurmuş, ya da ilk hız ile son hız ilişkisini zaman değişkenini saklayarak belirleyen denklemin türetimi (derivasyonu) nasıl yapılmış, pek bir önemi yoktu. Hedefe ulaştıracak denklemi kullan, birkaç cebirsel manipülasyon sonucunda cevap hazır. Aşağıdaki fotoğraf ise bunun bir radde ilerisini methediyor: "Nereden çıktığını bilmediği formülleri niçin ezberleyecekmiş öğrenci? Karşısında dursun, bakıp seçsin, bilinen değerleri yerleştirip istenen değerlere ulaştıracak yeni değerler bulsun yeter!" demek istiyor resim. Doğuştan Müslüman olanlarımızın çoğunun dine yaklaşımını buna benzer bulduğum için paylaşıyorum. 
Formuller.jpeg
Üniversiteye geçip mühendislik tahsiline başlayınca, aslında fizikten çok bir şey anlamamış olduğumu farkettim. Konunun fiziki, yani gerçek dünya ile ilgili kısmı, parmakla sayılabilecek kadar az sayıda, ezber gerektirmeyecek kadar anlaşılabilir ilkelermiş. Yani çözüm yolunu ezberlediğim bir sürü problemcik yerine, fiziği gerçekten öğrenip uygulayabilmek için sadece az sayıdaki ilkeleri içime sindirip, o ilkeler üzerinden analiz yapacak araçlara (kalkülüs türü sayısal metodlar) hakim olmaya ihtiyacım varmış meğerse.

Tarih boyu çok değerli alimlerimiz, imamlarımız yetişmiş, ve yüzyıllar boyu ümmetin karşılaştığı problemleri çok güzel çözmüşler, fetvalar vermişler, kitaplar yazmışlar. İslami ilimlerde derinleşmek demek, bu değerli alimlerin eserlerinde olabildiğince derinleşmek anlamına gelmiş çoğunlukla. İslami ilimlerde derinleşmeyen Müslümanların izleyeceği yol ise, bu eserlerde yazan "formülleri" uygulamak olarak kabul edilmiş. Kullanacağım benzetmeyi bağışlayın, ümmetçe vardığımız noktayı şöyle görüyorum:

1) Klasik yollarla, tarihi eserler üzerinden Allah'ın dininde derinleşenlerimiz, konuları ağırlıklı olarak eski eserlerde çözülmüş problemler üzerinden irdeliyor ve tartışıyorlar gördüğüm kadarıyla.
2) Müslümanlığın gereğini, alimlerin eserlerinde yazdıkları formülleri uygulamak olarak algılayan ümmetin geri kalanı ise çözülmüş problemlerin nasıl çözüldüğü hakkında pek bir fikri olmadığı gibi, çözmeyi öğrenmeyi istemeyi hayal bile dedemiyor. Çok nüanslı ve zengin bir dil olan Arapçayı, ve dini literatürü yutmadan Allah'ın kitabını okuyup anlama şansımız var mı? 

İşte bu noktada, klasik İslami eğitim almamış ancak dinini araştıran, ve ilkelerini daha iyi kavramaya çalışan Müslümanlar olarak, Akif Hoca'mızın bahsettiği sorunla karşılaşıyoruz: Allah'ın dinini en başından, kaynağından etraflıca anlamaya yönelik süreç açısından, şarkiyatçıların metodları ve eserleri, çoğu kez ilahiyatçilerimizin eserlerinden daha temel, anlaşılır, ve üzerinde düşünmeye, analiz yapmaya yatkın geliyor. Kasıtlı bir tahrif/yanıltma görmediğimiz sürece, amacımıza ulaştıracak hangi aracı kullanabiliyorsak onu kullanmak durumundayız sanki. Şarkiyatçıların yorumlarını değil, sadece dinin kaynağına dair derledikleri objektif (doğrulanabilir) bilgileri kullandığımız sürece sorun çıkmayacağını düşünüyorum. Neticede isterlerse Müslümanların istifade edebilecekleri yönlerini ortaya çıkarmak niyetiyle çalışıyor olsunlar, öncelikle objektif olarak durumu ortaya koymak zorundalar ki gerçeklerden tamamen kopuk beklentilere girmesinler, ya da akademik kariyerleri devam edebilsin. Yine de günümüz uleması her fırsatta Allah'ın dinini, insanlara değil en temellere (Kuran ve sünnete) nasıl dayandığını açıklayarak, adım adım ilkelerden sonuçları türetecek şekilde kitlelere anlatmaya daha çok gayret ederse çok çok müteşekkir oluruz! Üniversite zamanlarımda katıldığım hadis-i şerif derslerinde iman bahsini olabildiğince ayrıntılı şekilde aylarca dinlemeseydim, bugün dinimi ayakta tutmaya çalışıyor olabilir miydim, pek emin değilim şahsen. Son olarak, kullandığımız kaynakların sıhhatini de sürekli olarak ulemaya danışmazsak fark etmeden inancımıza Allah'ın dininde olmayan unsurları sokma riskimiz bulunuyor maalesef.

Saygılarımla,
Gürsu

Akif Eyler

unread,
Nov 4, 2025, 11:58:02 AM (10 days ago) Nov 4
to Okuyun
Iqra projesinin muhtelif konularında bana destek olan Celalettin Penbe bu sefer ilginç bir video sitesi bulmuş: HeyGen

2024 yazında burada duyurduğum Türkçe bir videoyu (linki aşağıda) HeyGen ile İngilizce'ye çevirmiş: evet, konuşan benim sesim ama ben değilim! Herkese her şeyi söyletebilirsiniz.
Bu kadar akıcı konuşamadığımı öğrencilerim iyi bilir :)
Bir de Mushaf yerine "muşaf" diyorum, İbranice gibi...

Ücretsiz sürüm, ayda üç kere 3 dakika ile sınırlı.


--------
From: Akif Eyler 
Date: Tue, Aug 20, 2024 
Subject: Re: Korunmuş Bir Ayrıntı
To: <oku...@googlegroups.com>

Akif Eyler

unread,
Nov 4, 2025, 11:53:19 PM (10 days ago) Nov 4
to Okuyun

On Tue, Nov 4, 2025 
Iqra projesinin muhtelif konularında bana destek olan Celalettin Penbe bu sefer ilginç bir video sitesi bulmuş: HeyGen

2024 yazında burada duyurduğum Türkçe bir videoyu (linki aşağıda) HeyGen ile İngilizce'ye çevirmiş: evet, konuşan benim sesim ama ben değilim! Herkese her şeyi söyletebilirsiniz.
Bu kadar akıcı konuşamadığımı öğrencilerim iyi bilir :)
Bir de Mushaf yerine "muşaf" diyorum, İbranice gibi...

Ücretsiz sürüm, ayda üç kere 3 dakika ile sınırlı.


--------
Türkçe video linki: https://youtu.be/PU8p7rvMWv0

Ebrar Sena Sungur

unread,
Nov 5, 2025, 2:23:08 AM (10 days ago) Nov 5
to oku...@googlegroups.com
Çok şaşırdım gerçekten, bu kadar akıcı ve telaffuzu düzgün bir konuşma beklemiyordum doğrusu!

Paylaştığınız için teşekkür ederiz hocam.

Selamlar,
Ebrar

Akif Eyler <akif....@gmail.com>, 5 Kas 2025 Çar, 07:53 tarihinde şunu yazdı:
--
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Iqra -- Okuyun" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için okuyun5+u...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.

Gürsu Gülcü

unread,
Nov 5, 2025, 3:41:38 AM (9 days ago) Nov 5
to oku...@googlegroups.com
Hocam videoda yer yer British accent izleri duymasam (ornek: "words" ama bazı yerlerde de Amerikan aksanına daha yakın, "it's not easy" derken mesela) gerçekten siz sanırdım. Internete konulabilecek kadar başarılı gerçekten!
Gürsu

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages