Merhaba,
Ortaokuldayken bir arkadaşimin elinde pek de İslami hassasiyeti olmayan birileri tarafından hazırlanmış bir meal görmüştüm. Bakara suresi başlığı yerine Inek suresi veya benzeri bir ifade vardı. Yadirgamistim.
Bu yaz bir vesileyle tanıştığım iki ayrı ABD vatandaşıyla İslamiyet hakkında konuşurken bana "birisi şimdi müslüman olsa sonra vaz geçse onun öldürülmesi mi gerekiyor" ve yine yüzyıllardır uygulanmayan fakat yazılı kaynaklarda bulunan bir başka fıkhi hükmü sordular. Standart bir ABD vatandaşının bilemeyeceği şeyler olsa gerek.
Sonra bir tanesi daha önce 'Islamofobi' akımlarını takip ettiğini söyledi. O zaman anladım ki batı dünyası halen kendi halkları ile İslamin arasını açmak için en netameli konuları bulup kendi halklarına servis ediyor. İslam ile kendi halklarının buluşmasını engellemek için uygun olduğunu düşündükleri konularda projeler oluşturup milyon avroluk bütçeler temin ediyorlar.
Bu projelerin sonuçları kendi istedikleri yönde olursa bu defa bu sonuçları popülerize ediyorlar, günlük gazetelerde vs yayimliyorlar.
Devamında ise bu hezeyanları müslümanlarin yaşadığı coğrafyalarda tedavüle sokuyorlar.
Batıda çıkan yeni teknolojilerin biraz gecikmeli olarak yurdumuza gelmesi gibi, biraz gecikmeyle bu hezeyanlar da bize ulaşıyor, gündem oluyor.
Işte bu noktada Kıraat farklılıkları, Kur'an i Kerim'in tarihi gibi konularda bilgi sahibi olmamız veya bu bilgilere hızla ulaşabilmemiz önemli olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü şu anda bazı Şarkiyatçılarin belki netameli bir şeyler buluruz diye uğraştıkları konulardan birisi bu.
Akif hocamizin bu konudaki çalışmaları, Iqra yazılımında kıraat farklılıklarının gösterilmesi ve bu mail grubundaki bilgi paylaşımları, bir kaç yıla kadar ülkemizde tedavüle sokulması muhtemel yeni bir İslam aleyhtarı dalgaya karşı bizi hazırlıklı kılıyor diye düşünüyorum.
Ikinci olarak, 'Okuyun' mail grubuna üye olduğumuza göre Kur'an i Kerim'i elbette okuyoruz. Bazen bunu bir program dahilinde yapıyoruz, filanca zamana kadar şurayı bitireceğim gibi. Zaman sıkışması yaşadığımda bazen kendime soruyorum 'Ben bu Kur'an i Azim i niçin okuyorum?' Elbette sizin de vurguladıniz gibi anlamak ve gereğince amel etmek için. Bir ayeti anlamak için bazen Iqra'dan Quran.com' a, oradan da İbn-i Kesir tefsirinin İngilizcesine geçiyorum. Kelimeler için ise El Müfredat a bir saniyede ulaşabilmek çok hoş oluyor. Biraz uzunca oldu ama istifadelerimi paylaşmak istedim.
'Inek' mevzusunda Bediüzzaman hazretlerinden bir alıntı ile tamamlamak istiyorum, saygılarımla. MSozen
"İkinci Nükte:
Mısır Kıt'ası, kumistan olan Sahra-yı Kebir'in bir parçası olduğundan Nil-i Mübarek'in feyziyle gayet mahsuldar bir tarla hükmüne geçtiğinden, o cehennem-nümun sahra komşuluğunda şöyle cennet-misal bir mevki-i mübarekin bulunması, felahat ve ziraatı ahalisinde pek mergub bir surete getirmiş ve o sekenenin seciyesine öyle tesbit etmiş ki, ziraatı kudsiye ve vasıta-i ziraat olan "bakar"ı ve sevri mukaddes, belki mabud derecesine çıkarmış. Hattâ o zamandaki Mısır milleti sevre, bakara ibadet etmek derecesinde bir kudsiyet vermişler. İşte o zamanda Benî-İsrail dahi, o kıt'ada neş'et ediyordu ve o terbiyeden bir hisse aldıkları, İcl mes'elesinden anlaşılıyor.
İşte Kur'an-ı Hakîm, Hazret-i Musa Aleyhisselâm'ın risaletiyle, o milletin seciyelerine girmiş ve istidadlarına işlemiş olan o bakarperestlik mefkûresini kesip öldürdüğünü, bir bakarın zebhi ile ifham ediyor.
İşte şu hâdise-i cüz'iye ile bir düstur-u küllîyi, her vakit, hem herkese gayet lüzumlu bir ders-i hikmet olduğunu ulvî bir i'caz ile beyan eder.
Buna kıyasen bil ki: Kur'an-ı Hakîm'de bazı hâdisat-ı tarihiye suretinde zikredilen cüz'î hâdiseler, küllî düsturların uçlarıdır. Hattâ çok surelerde zikr ve tekrar edilen Kıssa-i Musa'nın yedi cümlelerine misal olarak Lemaat'ta İ'caz-ı Kur'an Risalesinde o cüz'î cümlelerin herbir cüz'ünün nasıl mühim bir düstur-u küllîyi tazammun ettiğini beyan etmişiz. İstersen o risaleye müracaat et."
20. Söz / 1. Makam / 2. Nükte
Sözler - sh.246