Sen öğrettin bana kalem tutmayı, abece yi, beraber saydık, bazen güldük bazen ağladık.
Annemden ilk defa ayrılmıştım, gözyaşlarım sel olmuştu, hıçkırıyordum, ama sen sarıldın bana,
hem de sımsıcak. Alışmıştım kısa sürede sana canım öğretmenim.
O gün paramı kaybetmiştim, aç kalmıştım, ama sen fark ettin beni, kantine götürdün, tost aldın canım öğretmenim.
En değerli varlıklar sana emanet, ülkenin geleceği sana emanet.
Bazen sırdaşım oldun, bazen arkadaşım, bazen anam oldun, bazen babam…
Aramızda öyle güçlü bir bağ vardı ki hiç kopmayacak, sen farklıydın benim için canım öğretmenim.
Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır...
Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır.
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.
Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.
Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
Ey büyük Atam! Seni anıyoruz, bütün okullarda anma törenleri düzenlendi, ama içimiz buruk…
Seni özlüyoruz, hem de çok…
Sen bizi el üstünde tuttun, belki de en çok meslek gruplarından bize önem verdin, çünkü biliyordun öğretmenin ne demek olduğunu, ama bugün senin el üstünde tuttuğun öğretmen, ayaklar altında paspas oldu. Hor görülüyor, ciddiye alınmıyor, önem verilmiyor, azarlanıyor.
Başımıza gelen aşağılamakla, eleştirmekle işe başlıyor, gelen gideni aratıyor.
Sen bize kamudaki en yüksek ücreti layık görürken “aman vekil ücreti öğretmen ücretini geçmesin” derken, şu an okuldaki hizmetli bile bizden değerli, daha çok ücret alıyor. Ama biz ücrete değil bize verilen kıymete daha doğrusu kıymetsizliğe üzülüyoruz. Ve kendimizi çok kötü hissediyoruz.
Nerdesin Atam nerdesin………………….
Yıl 1923 öğretmen maaşı ile vekil maaşı eşit, yaklaşık 20 cumhuriyet altını
Yıl 2002 vekil maaşı öğretmen maaşının 7.6, katı öğretmen maaşı, hizmetli maaşının 2 katı
Yıl 2011, vekil maaşı öğretmen maaşının 10 katından fazla, vekil maaşı ile 26 cumhuriyet altını alınıyor ki altın fiyatları bu kadar yüksek olmasına rağmen, ama öğretmen maaşı ile 3 tane bile alınmıyor ve hizmetli maaşı öğretmen maaşını geçti.
Sizlere belki öğretmenlerin full ekdersli fiyatları söyleniyordur ama çok sayıda öğretmen ek ders almıyor. Gelişmiş ülkelerde öğretmenler arası statü farkı varken, mesela lise öğretmeni ile ilköğretim öğretmeni çok farklı maaş alırken, ülkemizde hangi akla hizmet bir ücretlendirme varsa ki hepsi aynı. Ayrıca ekders, ek bir emek gerektiren, ek bir gayrettir. Eşit işe eşit ücret dediniz ama bir kez yaptığınız sınav ile uzman olan ve bu fırsat bir daha verilmeyen bizler, aynı işi yapmamıza rağmen bir sınav ile uzman olan! Bu öğretmenlerden az ücret alıyoruz, hani eşit işe eşit ücretti? Ayrıca AYM nin uyarısını bahane edip bir daha sınav açmadınız ama sınavı tekrar düzenleyip açabilirdiniz veya başka bir düzenleme yapabilirdiniz ama verdiğiniz fazla ücret daha da artmasın diye bizlere uzman olma hakkı bile vermiyorsunuz, bir sefer açılan sınav ile uzman olanlarla sınırlı kaldı. Bu apaçık bir adaletsizliktir.
Öğretmen, sanki bizi aşağılamak için gelmiş bakanların söylediği gibi haftada 2-3 gün çalışmaz, yılda 4 ay tatil yapmaz. İşten hemen okeye gitmez ayrıca giderse de kimseyi insanların özel hayatı da ilgilendirmez. Öğretmen eve iş getirir. Yazılı hazırlar, yazılı okur, bunları veri işleme memuru gibi internete girer. İnternete sadece onları girmez, proje ödevleri, dönem ödevleri konuları, kimler aldı kimler almadı ödev, veli telefonları, öğrenci bilgileri, yazılı tarihleri vs … birçok şey girer, birçok veri işleme memurundan çok veri girer nete.
Öğrencileri için elleri ile doküman hazırlar, emek verir, günlük plan yapar, yıllık plan yapar, rehberlik görevleri yapar, sorunlara ortak olur, çözmeye çalışır, psikolojik destek verir.
Kol çalışmaları yürütür, projeler yürütür, bunlarla ilgili toplantılar yapar, kurullar seçer, panolar hazırlar.
Birçok komisyonda görev alır, çok sayıda komisyon vardır, satın alma komisyonu , sivil savunma vs….. bunların toplantılarına katılır sayfalarca belge hazırlar.
AB projeleri hazırlar, tek kuruş almadan mesai dışı günlerce, aylarca çalışır.
Mesai dışı veli toplantılarına gelir, yine mesai dışı kurullara katılır, bazı okullarda bu kurullar 2-3 gün sürer (günde 10 saati aşan kurullara katıldığımı bilirim)
Sınıf şube toplantılarına katılır .
Ev ziyaretleri yapar, ihtiyacı olan çocukları belirler, para toplar, hiçbir okulda yeterli hizmetli olmadığından hizmetli görevlerini bile yapar.
Yurdun en ücra köşelerine gider, en ağır şartlarda çalışır, en çok şehit veren meslek gruplarındandır. Diyeceksiniz ki beğenmiyorsan çek git, yerine gelmek isteyen çok var;
Benim bildiğim ve sevdiğim iş bu , ayrıca yerime gelmek isteyenin çok oluşu, siz siyasilerin sorumluğunda olan, gerektiğinden fazla öğretmenlik mezunu verilmesi ve işsizlik oranının yüksek oluşudur. İşsizlik yüksek olduğundan da her memur kademesine girmek isteyen çook sayıda insan vardır, sadece öğretmenliğe değil. Zaten öğretmenlerin bir çoğu da başka memurluklara girmekteler. Mesela polis olmaktalar, eğitim aldıkları işi yapmamaktalar, bu da sizlerin sorumluluğunda olan bir garip durumdur. Ayrıca sizlerin sorumluluğu olan hesap- kitap -planlama hataları ve işsizlik yüzünden benim hakkımı savunma hakkım ortadan kalkmaz.
Öğretmen o kadar çok iş yapar ki, saymakla bitmez, ama siz sadece haftada 15-30 saat derse girer sanıyorsunuz, yazık, bizi yönetenler bizim ne kadar çalıştığımızdan bile bihaber.
Kendi maaşlarını arttıran ve bu konuda hemfikir olan parti ayrımı gözetmeyen gittikçe ister enflasyona ister altına oranlayın maşlarını daha da arttıran sizlere, bu adil ücretlendirme için çooook teşekkür ederiz. Umarım içiniz rahattır ve rahat rahat uyuyorsunuzdur. İyi uykular.
Bizler yine elimizden geldiği kadar iyi öğrenciler yetiştirmeye devam edeceğiz hiç merak etmeyin.
Bora Arslantürk
Matematik Öğretmeni