223.----ASA-YI MUSA DERSLERİ----Zeminin yüzünü yaz zamanında temâşâ edip görüyoruz ki: İcad-ı eşyada [eşyanın yaratılışında] müşevveşiyeti [karmakarışıklığı] iktiza eden [gerektiren] ve intizamsızlığa [düzensizliğe] sebep olan nihayetsiz sehâvet [cömertlik] ve bir cûd-u mutlak [Allah'ın hiç bir kayda ve şarta tâbi olmaksızın sonsuz ihsan sahibi olması], gayet derecede bir insicam [uyumluluk] ve intizam [düzen] içinde görünüyor. İşte, zemin yüzünü tezyin eden [süsleyen] bütün nebâtâtı [bitkileri] gör.

0 views
Skip to first unread message

haydar karakus

unread,
May 15, 2012, 3:29:46 AM5/15/12
to Nazif Özer, nebahat özcan googl tevhit gurup, necat emir MYO TOKAT, necati guner, Necati cebeci googl personel müdür, NECLA SAYILIR KAMULAŞTIRMA, Nedim Meral, nedim, neslihan candan, nitta...@aol.com, niyazi ustaal, nizamettin yılmaz googl dominoetkisi yeni, NNİZAMETİN İMRE, no name, nur çiçek, NUR DENİZİ GOOGL GURUP, nuray sari, nurbaki googı nubaki org, Nurettin DEMİRAY, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİ KAHRAMAN MARAŞ, NURİYE ÇAKMAK, nurpenceresi GOOGL GURUP, nuryagmuru GOOGL GURUP, Okuma Yeri, ONUR ALP Googl personel, orhan gebel, Orhan Kenasarı, ORHAN googl KARAKAŞ, ORHAN DEMİREL İHH ASIL, Osman özbayrak, Osman Günenç, Osman EHVAN, osmanözel Googl kaliteli paylaşım, ozen, Ömer Küçükarslan, ömer, Ömer SAHBİ, Ömür Yamaner, önder delioğlu, Önder Ulukaya googl ramazan ulukaya KEVENLİ, ÖnderDemir Googl yeni, ÖNERİLDİ, ÖZCAN YUMRUKTAY MYO TOKAT, özer İNAL, Özkan Karaca, öznur denizli, pedalisa GOOGL GURUP, Popcorny, PR DR AHMET AKGÜNDÜZ, Pr.Dr.ATİLLA, Pr.Dr.Dilek hanım Zgoogı Pr.Dr.Dilek hanım, Pr.Osman Özsoy, RaBBİMİN YOLUNA SEVDALIYIM gizemli, RABİA, ramazan aydin, ramazan tekin, ramazan coşkun MYO TOKAT, REFERANS FAZİLET, Refik Atay, RİSALE HABER reklam md, resul yekeler, reyhan gülbaş, Risale_i_NUR_talebesi SEVİLAY İNCE UZANTILARI, risale-inur GOOGL GURUP, GOOGL GURUP RİSALEFORUM, RIZA, Rüstem Öz, s�leyman coskun, sabit yazıcı, sabitdoğan Googl kaliteli paylaşım, Sabri Soylu, sadakatnet, Sadik Ciftci Googl suffa vakfından muhasebeci, şartan demet meyvesi, Sait Kutlu googl sait, Salih Sönmez, salih arıkan, Salih TEKİN
223. ders
Asâ-yı Mûsâ’dan
İkinci Kısım
Yedinci Hüccet-i İmâniye
Otuz Üçüncü Mektubun On Yedinci Penceresi  (1)
اِنَّ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ َلاٰيَاتٍ لِلْمُؤْمِنِينَ 1
Zeminin yüzünü yaz zamanında temâşâ edip görüyoruz ki: İcad-ı eşyada [eşyanın yaratılışında] müşevveşiyeti [karmakarışıklığı] iktiza eden [gerektiren] ve intizamsızlığa [düzensizliğe] sebep olan nihayetsiz sehâvet [cömertlik] ve bir cûd-u mutlak [Allah'ın hiç bir kayda ve şarta tâbi olmaksızın sonsuz ihsan sahibi olması], gayet derecede bir insicam [uyumluluk] ve intizam [düzen] içinde görünüyor. İşte, zemin yüzünü tezyin eden [süsleyen] bütün nebâtâtı [bitkileri] gör.
Hem mizansızlığı [ölçüsüzlüğü] ve kabalığı iktiza eden [gerektiren], icad-ı eşyadaki [eşyanın yaratılışındaki] sür’at-i mutlaka [sınırsız sürat] dahi kemâl-i mevzuniyet [hesaplı, düzen] içinde görünüyor. İşte, zemin yüzünü süslendiren bütün meyvelere bak.
Hem ehemmiyetsizliği, belki çirkinliği iktiza eden kesret-i mutlaka [sonsuz çokluk] dahi, kemâl-i hüsn-ü san’at [mükemmel derecede güzel bir sanat] içinde görünüyor. İşte, yeryüzünü yaldızlayan bütün çiçeklere bak.
Hem san’atsızlığı, basitliği iktiza eden, icad-ı eşyadaki [eşyanın yaratılışındaki] suhulet-i mutlaka [sonsuz kolaylık] dahi, nihayetsiz [sonsuz] derecede san’atkârlık ve maharet ve ihtimamkârlık [özen] içinde görünüyor. İşte, yeryüzündeki ağaç ve nebâtat [bitkilerin] cihâzâtının [maddî manevî lüzumlu âletlerin, azaların, organların] sandukçaları [küçük sandıkları] ve programları ve tarihçe-i hayatlarının kutucukları hükmünde olan bütün tohumlara, çekirdeklere dikkatle bak.
Hem ihtilâf ve ayrılığı iktiza eden uzaklık ve bu’d-u mutlak [sınırı tayin edilemeyen uzaklık] dahi bir ittifak-ı mutlak [sonsuz derecede dayanışma] içinde görünüyor. İşte, bütün aktâr-ı zeminde [dünyanın her köşesi] zer’ edilen [ekilen] her nevi hububata [Taneli bitkilere, buğdaya, arpaya vb] bak.
Hem karışmayı ve bulaşmayı iktiza eden kemâl-i ihtilât, bilâkis[aksine], kemâl-i imti-yaz [mükemmel ayırt edici özellikler] ve tefrik [farklılık] içinde görünüyor. İşte, bütün yeraltına karışık atılan ve madde itibarıyla birbirine benzeyen tohumların, sünbül [çimlenme yeşerme] vaktinde kemâl-i imtiyazları [mükemmel ayırt edici özellikleri]  ve ağaçlara giren muhtelif maddelerin yaprak, çiçek ve meyvelere kemâl-i imtiyazla [mükemmel ayırt edici özellikleriyle] tefrikleri [birbirlerinden far edilmeleri]ve mideye giren karışık gıdaların muhtelif [farklı] âzâ [organ] ve hüceyrâta [hücrelere] göre kemâl-i imtiyazla [mükemmel ayırt edici özellikle] ayrılmalarına bak, kemâl-i hikmet [mükemmel yerli yerindelik] içinde kemâl-i kudreti gör [kudretin mükemmelliğini gör].
 
 

 
1 -
“Muhakkak ki, göklerde ve yerde, iman edenler için deliller vardır.” Câsiye Sûresi, 45:3.
Devam edecek :244-245
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages