“Evet, izzet ve azamet ister ki esbab perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Tevhid ve celal ister ki esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikiden.” (Sözler, Yirmi İkinci Söz, İkinci Makam) |
Ey her şey kendisini zikreden, hiçbir zaman unutulmayan tatlı, küllî, zikrin sahibi, Ey kâinatı kaplayan, hiç sönmeyen nurun sahibi, Ey had ve hesaba gelmeyen medih ve sena sahibi, Ey değişmeyen ve değiştirilemeyen güzel sıfat ve yüksek vasıfların sahibi, Ey had ve hesaba gelmeyen nimetlerin sahibi, Ey tükenmek bilmeyen mülkün, zeval bulmayan saltanatın sahibi, Ey idrak ve akılla keyfiyetine varılamaz olan celâl ve yüceliğin sahibi, Ey geri çevrilmez kaza ve hükmün sahibi, Ey güzel sıfatlarının yerini hiçbir sıfat tutamayan, başka hiçbir sıfatla değiştirilmeyen, Ey bütün güzel sıfatların en yüksek mertebesine sahip olan, kemâli idrak ve ihata edilemeyen, Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |