“Bu azîm kâinatı bir saray gibi bir şehir gibi kemal-i intizamla idare edip tedbirini gören, Allah’tan başka kim olabilir? ... Demek, ister istemez 'Allah' diyeceksiniz.” (Sözler, Yirmi Beşinci Söz, İkinci Şule) |
Ey bütün istek sahiplerinin murad ve arzularını hakkıyla her zaman bilen, cevap veren, Ey yalvarıp sual edenlerin her çeşit hacetlerine malik olan, Ey vecde kapılıp kendinden geçenlerin inilti ve feryatlarını duyan. Ey korkarak gözyaşı dökenlerin halini gören, Ey sükût edenlerin vicdanlarında saklı her gizliyi bilen, Ey isyan ve günahlardan pişman olup nedamet edenlerin halini gören, Ey tevbe ümidiyle kendine dönenlerin özrünü kabul eden, Ey fesad edip de bozgun çıkaranların işini düzeltmeyen, rast getirmeyen, Ey iyilik yapanların güzel amellerini karşılıksız bırakmayan, zayi etmeyen. Ey kendisini bilen ariflerin kalplerinden uzak olmayan, onlara daim feyiz ve huzur veren, Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdad etsin. El-aman el-aman! Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar. |