ATATÜRK VE CUMHURİYET
Atatürk’ün her gününün, her saatinin ayrı bir önemi ve
değeri vardır.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin, uluslararası alanda bağımsızlığını kabul eden Lozan Antlaşması
24 Temmuz 1923’de imzalandı.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin 13 Ekim 1923’de yapılan toplantısında Ankara yeni Türk
Devleti’nin Merkezi yani Başkent olarak kabul edildi.
Mustafa
kemal, 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya’daki mütevazi konutunda; İsmet Paşa, Kazım
Özalp Paşa, milletvekilleri Fethi Bey, Fuat Bey, Ruşen Eşref Bey’e “Yarın
Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” Diyerek ortak görüş ve karar aldılar.
Gecenin
ilerleyen saatlerinde, diğer konuklar gittikten sonra Mustafa Kemal ve İsmet
Bey, bu konudaki madde ve değişiklikler üzerinde konuşarak; Teşkilatı Esasiye
Kanunu (Anayasa) üzerinde yapılacak ek ve değişiklikleri belirlediler.
Ertesi
gün, 29 Ekim 1923 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nde yapılan toplantıda
görüşülen kanun teklifi “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri
arasında, coşkulu alkışlarla kabul edildi.
Cumhuriyet’in
ilan edildiği, telgraflarla yurdun dört bir yanına bildirildi. Halk; 101 pare
top atışı şenliğinde, coşku ile Cumhuriyetin ilanını kutlamaya başladı.
Daha
sonra çıkarılan bir kanun ile Cumhuriyet Bayramı ilk kez 1925 yılında Milli
Bayram olarak kutlandı.
Cumhuriyet’in
10.yıl kutlamaları 29 Ekim 1933 günü Ankara Hipodromu’nda yapılırken, Atatürk
10. Yıl Nutku’nu okudu. Bu Nutku, Atatürk; tarihe geçen “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” sözleri ile sonlandırmış ve özet olarak
şunları söylemiştir:
“..Bugün
Cumhuriyet’imizin Onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu Olsun… Az
zamanda çok ve büyük işler yaptık.. Fakat bu yaptıklarımızı asla kafi
göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve
azmindeyiz.. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk
milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.
Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir…
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî
kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni
bir güneş gibi doğacaktır… Türk Milleti! Ebediyete akıp giden her on senede, bu
büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle huzur ve refah içinde
kutlamanı gönülden dilerim.
Ne
Mutlu Türküm Diyene.”
Atatürk;
1930 yılında yazdığı “Medeni Bilgiler” kitabında da “TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN
TÜRKİYE HALKINA ‘TÜRK MİLLETİ’ DENİR” diyerek son noktayı koymuştur.
Biz
de hep birlikte ve yüksek sesle tekrarlayalım:
“En büyük bayram bu bayram; Cumhuriyet
Bayramı Kutlu Olsun.
Ne
Mutlu Türküm Diyene.”
Avukat Ahmet Erdem AKYÜZ