Mustafa ARMAĞAN Nereye Gidiyor ? (Yankılar)

16 views
Skip to first unread message

Mustafa ARMAĞAN | Tarihle Birlikte Düşünmek

unread,
Jul 20, 2011, 11:03:32 AM7/20/11
to Mustafa ARMAGAN
Suavi Kemal Yazgıç, dünyabizim için Mustafa Armağan'ın yazın
serüvenini inceledi.

Mustafa Armağan'ın üç dönemiFritjof Capra, Batı Düşüncesinde Dönüm
Noktası

Bir yazarın çalışmalarını kronolojik sırayla takip etmek, onun yazma
macerasındaki evreleri tespit etmek için kolaylıklar sunabilir. Hele
hele söz konusu olan yazar Mustafa Armağan gibi velut bir kalem ise bu
tek tek kitapların nasıl bir büyük tablonun parçası olduğunu
anlayabilmek adına gerekli olabilir. Kendi adıma Mustafa Armağan'ın
çalışamalarını üç döneme ayırırken, söz konusu dönemlerin
birbirlerinden "kopuşlarla" ayrılmadığını, tam tersine bir zinciri
oluşturan baklalar gibi iç içe geçip, birbirlerini tamamladığını
gördüm.

Mustafa Armağan'ı ilk döneminde "zamanın ruhunu" okurken görürüz. Bu
okuma çalışması tercüme ve teliflerle ilerler. Fritjof Capra'dan Batı
Düşüncesinde Dönüm Noktası ve Yeni Bir Düşünce adlı iki kitabı
Türkçeye kazandıran Armağan, bir yandan da Seyyid Hüseyin Nasr'ın
Molla Sadrâ ve İlâhi Hikmet'ini tercüme eder. Bir yandan da İslam
Bilimi Tartışmaları adlı bir derlemeyi yayına hazırlayan Armağan'ın
"zamanın ruhunu" okuduğu telif kitapları ise Gelenek ile Gelenek ve
Modernlik Arasında'dır.

Mekanın ruhunu okumak

İkinci dönem ise telifin ağırlık tutmaya başladığı yıllardır. Mustafa
Armağan'ın bu dönemini "mekânın ruhu"nu okuduğu/yazdığı yıllar olarak
da tanımlayabiliriz. Bu dönemde Armağan'ın, şehirleri, şehirlerin
gelenek ile modernlik arasında yaşadığı dönüşümü analiz ettiğini
söyleyebiliriz. Bu dönemi karakterize eden kitap ise "Şehir Asla
Unutmaz"dır. Şehir, ey Şehir (1997), Bursa Şehrengizi (1998) (2. baskı
Osmanlı'yı Kuran Şehir adıyla (2006), Alev ve Beton (2000), İstanbul
Mavi Kırpar Gözlerini (2003) isimli kitaplarla devam eder. Bu dönem
her ne kadar 2003'te yayınlanan Osmanlı: İnsanlığın Son Adası ile
bitmiş olsa da önceki dönemin bakiyesi iki kitap da 2004'te okurla
buluşur: İnsan Yüzlü Şehirler ve Kuğunun Son Şarkısı: St.
Petersburg'da Zamanlar ve Mekânlar.

Ve üçüncü dönem...

Osmanlı: İnsanlığın Son Adası ise Mustafa Armağan'ın önceki iki
dönemdeki mesaisini olaylara ve kişilere yönelttiği üçüncü dönemin
başlangıcıdır. Bu noktada Mustafa Armağan'ı bir tarihçiden ziyade
tarihi verileri okuyarak anlamlandıran biri olarak gördüğümü ifade
etmek isterim. Onun kitapları ise reddi miras çağının zehirli
kalıntılarını temizleyen birer panzehirdir. Nitekim Mustafa Armağan da
Genç Adam dergisinin "Tarihçi olmayı ne zaman düşündünüz?" sorusuna
verdiği yanıtın ilk cümlesi çok net: "Hiçbir zaman! İlk yazımın
yayınlandığı 1978'den bu yana tam 29 yıl geçmiş. Sürekli sorgulayan
bir yazar olmak istemişimdir. Bunu daha önce bilim felsefesi,
modernleşme, gelenek, edebiyat ve kültür alanlarında yapardım, bugün
tarih denizinde yüzüyorum. Yarın hangi alanda olacağımı bilmiyorum.
Belki de romancılıkta karar kılarım, kim bilir! Kendime hiçbir zaman
tarihçi demedim, denilmesini de istemedim. Çünkü dikkatli okurun
bildiği gibi yaptığım farklı bir şey. 'Tarihle birlikte düşünme'ye
çalışıyorum. Tarihçinin derdi tarihi anlamaktır, benimkisi ise tarihi
bir düşünce malzemesi olarak kullanıp onun üzerinden sorgulamalarda
bulunmak."

19 Nisan 1919'da Trabzona Çıktım - Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın
TarihAnıları, gazeteleri, tarihçilerin çalışamalarını ve belgeleri
ezberlerimizi bozmak için okuyup, yorumlayan Mustafa Armağan'ın bir
anlamda Gelenek ve Modernlik Arasında'yı yazarken murat ettiği ne ise
Kazım Karabekir'in Gözüyle Yakın Tarihimiz'e imza atarken de güttüğü
benzer bir kaygıdır: Hakikatin bize ezberletildiği gibi
olmayabileceğine işaret etmek. Bu dönemde Armağan'ın çok daha velüt
olduğunu söyleyebiliriz. Kır Zincirlerini Osmanlı, Osmanlı Tarihinde
Maskeler ve Yüzler, Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı, Ufukların Sultanı:
Fatih Sultan Mehmed, Küller Altında Yakın Tarih, Efsaneler ve
Gerçekler, Büyük Osmanlı Projesi, Gülün Fethi - Fatih Sultan Mehmed,
Osmanlı'nın Mahrem Tarihi bu kitaplardan sadece bazıları...

Mustafa Armağan nereye gidiyor?

Kazım Karabekir'le ilgili kitabındaki kimi bölümlerin uzaktan uzağa
bir roman yazarının temrinleri olduğunu görünce, kendi adıma "Belki de
romancılıkta karar kılarım, kim bilir!" cümlesinde de bir gerçek payı
olduğunu düşündüm.

Kim bilir belki de ufukta Mustafa Armağan'ın yazarlığında dördüncü bir
dönem başlayacaktır. Belli mi olur? Onu da nasipse yaşayıp, görürüz...



Fotoğraf galerisi için tıklyaınız:

http://www.dunyabizim.com/gallery.php?id=278



Suavi Kemal Yazgıç tahlil etti
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages