Heykel Sanatımız ve Osman Dinç

2 views
Skip to first unread message

KeKiBeC

unread,
Jan 16, 2009, 5:11:37 PM1/16/09
to msgsu
Heykel Sanatımız ve Osman Dinç

Heykel, dünyanın her yerinde ve yüzyıllar öncesinde var olmuş bir
sanattır. Dinlerde, dogmalarda ya da plastik değerlerin ve estetiğin
öncülüğünde onunla hep uğraşılmıştır.
Tarih öncesinden, Mısır'dan, Rönesans'dan, diğerlerinden ya da
günümüzden olsun farketmez; heykelleri hayranlıkla izleriz. Kimi
renklidir, kimi hareketli; küçük de, büyük de olabilirler. İnsanlar,
soyutları da kendilerine yakın bulup etraflarında biteviye
dolaşırlar.
Osmanlı İmparatorluğu öncesine Selçuklular'da tam bir heykel sanatının
varlığından bahsedemezsek de, günümüze kalmış olan kabartmalar bu
dönem sanatının gelişmiş olduğunu gösterirler. Bazı hayvan
figürlerinde ve stilize doğal biçimleriyle bu kabartmalarda sınırlı
bir anlatım dili kullanılmıştır. Taş işçiliğinde hiç de azımsanamaz
bir ustalık vardır. Osmanlılar'da ise hayvan, bitki ve çiçek
anlatımları olabildiğince şematikleşmiştir. Din olgusu her alanda
olduğu gibi sanatta da fazlaca baskındır. Olaylar, islam dinini
yorumlayanların görüşleri doğrultusunda yaşanmalıdır. Hadisler
önemlidir. Bireysel katılımcılığın ve yaratımın kabul edilebilirliği
söz konusu bile değildir; insan figürlü anlatımın ise hiçbir yeri
olamaz.
Böylece bizde, Batılılaşma hareketleri ve Sanayi-i Nefise Mektebi nin
kuruluşuna (1883) kadar heykelle uğraşılmamıştır. Heykelin
gelişmesinin önünü açan Yervant Oskan ilk heykeltraşımız İhsan'ın
(Özsoy) hocasıdır. Giderek yoğunlaşılan bu sanatın modernleşme
sürecine baktığımızda tıpkı resimdeki gibi 1930'lara gelinmesi
gerekir. 1950'lerde ise Ali Hadi Bara, Zühtü Müridoğlu, Şadi Çalık,
İlhan Koman soyut heykelleri ile dikkat çekerler. Metal, plastik,
ahşap gibi değişik malzeme kullanımına öncülük ederler ve kendi
kuşaklarında olduğu gibi daha sonraları da modern heykellerin
yapılmasında etkilidirler. Bugün birçok çağdaş açılıma imza atan Türk
heykeltraşları ve gelinen ilerici çizgimiz tüm ulusumuzun onur
kaynağıdır.
Osman Dinç, çağdaş Türk heykelinde araştırmacı kimliğin önemsenmesini
gerektiren önemli bir isim. Son sergisini 10 Ocak 2009'a kadar Galeri
Nev'de (Mısır Apartmanı, Galatasaray) izleyebileceğiz.
Eğitimini Paris Güzel Sanatlar Okulu'nda tamamlayan Dinç, yalın bir
dil kullanıyor. Yapıtları çağdaş sanatın kavramsallığı ile
bütünleşmekte. Yeni sergisinin başlığı: "Bilateria" bunu kısaca
açıklıyor. Biyolojik açılımlardan simetrik estetik algısına ve
düzenleme olgusuna kadar birçok içerikte kullanabileceğimiz bu kelime
kuşkusuz bizi sanatsal yaratımdaki düşünce boyutunda dolaştırıyor.
Galeri Nev'de öne çıkarıldığını hemen fark edeceğiniz bir düzenleme de
var. Açık üzerinde koyu biçimler fazlaca dikkat çekiciler. Damlalar'ın
asıldıkları duvarı yararak yere dikey inişlerine karşın diğer
duvardaki Gece Kuşları'nın simetrik yerleşimleri salonun ortasında
yatay duran Kayık ile dengelenip estetik kurgusallığı açıkça
desteklemekte. Eserlerin ayrı ayrı oluşları ve salonu uyum içinde
kullanmaları sunuma gösterilen titizlikle bağdaşıyor. Çelik, şimşir ve
cam zaman zaman eskiyi, ilkeli hatta mutlak oluşumu, zaman zaman ise
çağdaş olanı ve son teknolojileri hissettirecek sihirli bir
bütünsellik sergilemekte. Bunlar alışılmış nesneler değiller ancak
bize pek yabancı da görünmüyorlar. Üstelik gözü oyalayacak
ayrıntılardan da olabildiğince uzaklaşılmış! O halde, bu sergide
çağdaş heykel sanatımızın estetikle olan sıkı bağlarından
bahsedebiliriz.
İyi seyirler.

Prof. Dr. Ümran Bulut
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages