Dertleri Ahlak

2 views
Skip to first unread message

KATMER

unread,
Jun 4, 2020, 3:09:23 AM6/4/20
to MEHMET KATMER
VASİYETİN BÖYLESİ
İSMİNİ BİLMEDİĞİMİZ İKİ RIFAT PAŞA'NIN DERDİ "AHLAK"

Sıbyan Okullarının Ahlak Kitapçığı

1853’de başlayan Kırım savaşlarında, Rusların büyük kuvvetlerle Tuna’yı geçerek Silistre’yi kuşatmışlardı. Rıfat Paşa,(Solda üzeri yazılı resim) onbeş bin kişilik mütevazı kuvvetiyle, Rusların yüz yirmi bin kişilik hassa ordusunu durdurmuş, boğaz boğaza çarpışmalar olmuş, Mecidiye, Yılanlı, Arap tabyaları Moskof ölüleriyle dolmuş ve Ruslar, büyük bir yenilgiye uğrayarak çekilmişlerdi.

İşte Namık Kemal’in “Vatan ve Silistre "sinin mevzuu bu şanlı müdafaadır ve onun da başında serdar-ı ekrem’liğe yükseltilmiş olan Rıfat Paşa vardı. Kahraman Rıfat Paşa, savaştan sonra, adaşı ve aziz dostu, edîp ve siyasî Mehmet Sadık Rıfat Paşaya(Sağda ki resim bir mektup yazıyor: Askerlerimizi muzaffer kılan mânevî vasıfları ve ahlâklarının mükemmeliyetidir. Onun muhafazası mülk-ü milletin devamı, devletin izzü şân ile pâyidar olabilmesinin temelidir.

Batı ahlakının hayatımıza girmeye başladığı bu günlerde, bizim ahlâk-ı hamîdemizi muhafaza edebilmeyi, vazifelerimizin başında addediyor ve zatınızın mükemmel ilminden kaynakalanacak bir ahlak kitabı yazmanızı istirham ve vasiyet ediyorum

Mehmet Sadık Rıfat Paşa, 1854’de bu adaşının vasiyetine uyarak aşağıda bir bölümünü okuyacağınız “Ahlâk Risâlesi”ni neşretti. Fakat hepsi hepsi yirmi dört sahife olan, amma bugün de çocuklarımızın eline mutlak güvenle verebileceğimiz ahlâk kitapçığı, Birinci Dünya Harbine kadar sıbyan ve rüştiyelerde (ilk okullarda) okutuldu.

“…..- Anana, babana, aile büyüklerine, hocana, üstadına hürmet ve riayet et. Onların söyledikleri arasında o ânda düşüncelerine uymayan olabilir. İyi bilgiler verenin hakkı, ana baba hakkından fazladır. O ne mes’ut babadır ki, oğlunun hem babası, hem hocası olabilmiştir.

* - Yalan söylemeyeceksin. Yalan, fenalıkların anasıdır. Yalanın kararttığı bir kafayı ilim dahi aydınlatamaz.

* - Nemmamlık, yani dedikoduculuk yalanın arkadaşıdır. Bir kişinin kötüden ayrılması için onun kötülüğünü ilan etmek yerine, nasihat etmek, yaşın ve başın ona elvermiyorsa, onda görmesini istemediğin halleri kendin yapmayarak yol göstermiş ol.

* - İki yüzlü olma. Aklının ve ilminin gösterdiği yolda daim ol. Doğruluğuna inandığın şeyi söyle. Hoş gözükmek için söz ve hareket fedakârlığı yapma. Bu hâl, insanlar için en yüce varlık olan haysiyeti yok eder.

* - Gıybet etme, arkadan konuşma, mürüvvet ve insaniyet kötüyü de, iyiyi de açıkça söylemeyi emreder.

* - Ziyankâr yetişme. Yemediğin lokma, yırttığın kâğıt, vakitsiz eskittiğin urba, ailenin ve memleketin ziyanınadır. Oyunlarında bile bunu düşün.

* - Enâniyet, yâni benlik, bilgiçlik, benlikçilik, ilmi bile mahveder. Gerçek büyüklük tevazuun içinde saklıdır. Kibir kara kalpde, güleryüz aydınlık yürekte bulunur.

* - Hased bedenin ve ruhun zehiridir: Büyüğü, güzeli, yüceyi seveceksin, ona lâyık olmaya çalışacaksın. Allah, emeğe ve bilgiye dayanan isteklere niyâz kapılarını açmıştır.

* - Haylazlık, Allah’a ve Devlete, Aileye ve Millete en büyük fenalıktır; gayrının alınterini çalarak yaşamaktadır. Daha sonra, eyvah, ömrüm boşuna harcanmış dememek için bu yetişme çağlarını heder etme!

* - Hilekârlık, yüreğinde ve emeğinde doğruyu öldürmektir. Olmamışı olmuş göstermek, yalan dolana bağlanmak, hiylesi meydana çıkınca rezil rüsva olmaktır. Sana zarar gibi gelen doğru, neticede hak kazanır. Kaybetsen bile yüzün kızarmaz.

* - Arsız ve maskara olma. Ayıp olan şeyleri söyleme. Hokkabazlık da, hezeyân da, başkalarını güldürür amma yapanı ağlatır.

* - Bedizbanlık etme... Yâni kötü, kalp kırıcı, üzücü, küçültücü laflar söyleme. Tatlı dil yılanı yuvasından çıkarır. Sakat ve kusurlu kimselere lâf atma. Kendinin de yarın ne olacağını bilemezsin.

* - Hırsızlık, hem günah, hem ayıp, hem suçtur. Hırsız damgası mezarında da insanı kovalar. Haksız bir malın elde edene hayır getirdiği görülmemiştir.

* - Kimseyi küçük görme. Hakaret etme. Kendinden aşağı saydığın kimseler önünde bile bu duygunu belli etme. Alay etmek terbiyesizliktir. Bilmeyenleri kınama yerine onlara bilmediklerini öğret. Senin de bilmediğinin sonu yoktur.

* - Garaz ve kin, ateşten gömlektir. Nefsini onlardan koru. Kine kapılma. Bir haksızlığa uğrasan bile, affetmeyi öğren. Affederek ve hoş- görerek verilen cezâ kadar tesirli olanı yoktur. Günahsız bir kimseye, kin ve garaz gütmek, Allah indinde nezri olmayan suçtur. Bundan sakın.

* - Kişinin işinde ve sözünde doğru olması, iyi ahlâkın özüdür. Buna SADAKAT derler. Güzel huylu olmak kolay değil, amma şerefi, rahatı ulu. Bu yolda yürü ve önüne çıkacak zorlukları aşmaya çalış.

* - VEFALI ol... Kur’an-ı Kerîmde Cenab-ı Hak, VEFA, İNSANLARA BÜYÜK İHSANIMIZDIR buyurmuştur. Ona lâyık ol. Bir kahvenin kırk yıl hatırını tutan milletin evlâdı olduğunu unutma.

* - RİAYET etmesini, saymasını öğren. Bildiğin fikir bile olsa saygı ile dinle. Kendinden büyüğün muhakkak senden çok görgüsü vardır. Yaş başka, baş başkadır. Karıncadan bile alacağın dersler var.

* - KANAAT sahibi ol. Açgözlülük etme. Bu, miskin ol, bir lokma ile bir hırkaya razı ol değildir. Hırs ve tamağ zebunu olmamak demektir. Halka ve hakka faydalı işlere sarılırken gayen neresi ise oraya varıncaya kadar kanaati bırak. Çünkü böyle bir duyguya herkes sahip olamaz. O, Allah’ın bir hikmetidir.

* - İYİ DOST bul. Kötü kişi ile düşüp kalkma. Haylazdan, tembelden, yalancıdan kendisine hayır gelmediği gibi çevresine de zararı olur. Onların yakınında durma, arkadaş olma.

* - ACELE ve İNAD iki kötü alışkanlıktır. Çok düşün. Karar verdikten sonra da onu hemen tatbik et. İyi gitmeyen işde inad; sebat etmek demek değildir.

* - Temizlik imândandır. Dışın da kalbin gibi temiz olsun. Temiz giyin. Bedenin temiz olsun. Eski esvab ayıp değildir. Pis ayıpdır. İnsanlar için ilk hüküm dış görünüşe bakarak verilir.

* - CÖMERT ol. İkram edene Tanrı ikram eder. Verirken gönlünün hoşluğunu unutma.

* - BAHÎL, yani hasis olma. Cömertlik ve mürüvvet ne kadar beğenilen huy ise, hasislik, o nisbette kötüdür. Servetinden ve ilminden diğer insanları yararlandırmak, bu zenginliklere sahip olma hakkının hüccetidir.

* - YARDIMLAŞMA’yı öğren. Şefkat ve muavenet insanlığın şiarıdır. Senin de bir gün yardıma muhtaç hale geleceğini düşün. Ne ekersen onu biçersin.

* - SAĞLIK, Allah’ın kullarına büyük nimetidir. Onun değerini bil. Sıhhatsiz bir kişi, her şeyden evvel Tanrısına kulluk edemez, çalışamaz, öğrenemez, hayatını kazanamaz. Herkese yük olur. Hekimliğin gereklerini yap. Çok oynama. Terli iken soğuk şeyler içme. Sağlığa zararlı şeyler yeme.

* - ÜLFET öğren... Ülfet, toplu yaşama bilgisidir. Bağırarak konuşma, her yerde kahkaha ile gülme. Dikkati çekeceğim diye maskaralığa özenme. Ağzından fena söz çıkarma. Kim olursa olsun hitap ederken, en saygılı kelimeleri kullan.

* - EDEP ve HÜRMET, terbiyenin anahtarıdır. Büyüklerinin yanında oturmana, durmana dikkat et. Bu duyarlığı küçüklerinin yanında da göster ki, onlar da sana bakarak büyüyecekler, öğrenecekler. Kendinden büyükler bir şey sormadan konuşma, girer ve çıkarlarken ayağa kalk. Edep ve terbiyede tam olmak, sevilmenin sağlam hüccetidir.

* - MİSAFİRİ sev. Komşularınla iyi geçin. Onların, hatta bütün insanlığın kederi kederin, sevinci sevincin olsun.

* - Namus ve şerefine söz getirme. Bunlardan mahrum kişi, hangi makamda olursa olsun, ne kadar zengin ve hatta bilgili olursa olsun yüzü karadır. Başkasının namus ve şerefini, kendi namus ve şerefin nispetinde koru ve saygı göster.
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages