II. Dünya
Savaşı'nın etkileri altında,
İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü kutlamaları
1953’te neler yaşandı
İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü kutlamaları, oldukça erken bir tarihte, 1939 yılında gündeme gelir. Komisyonlar kurulup büyük projeler hazırlanır. Ama savaş sonrası şartları ve o günlerin 'yeni dünya düzeni', '500. Yıl' kutlamalarını da etkiler.
Popüler TARİH / Mayıs 2003 / Ertan Ünal
1939 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün isteği ile başlanır
İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümünün, bu büyük olaya yakışan bir biçimde kutlanması amacıyla, proje üretme çalışmalarına, II. Dünya Savaşı bulutlarının Avrupa ufuklarını kararttığı 1939 yılında, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün isteği ile başlanır. İstanbul Valiliği'nce bir komisyon kurulur.
Savaş başlamasına rağmen faaliyetini sürdüren komisyon, öncelikle Fatih döneminden kalan ve bir bölümü bakımsızlıktan harap halde olan tarihi eserlerin imarını öngörür. Ancak bunu için 150 milyon lira gerektiği belirlenince, çalışmalar ertelenir.
Hasan Ali Yücel başkanlığında hazırlıklara yeniden başlanır
Savaşın ortalarına doğru, bu kez Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel başkanlığında, yeni bir komisyon oluşturularak '500. Yıl' hazırlıklarına yeniden başlanır. Uzmanlar tarafından hazırlanan yeni proje neler içermez ki!..
Dünyanın dört bir yanından davet edilecek ünlü bilim adamlarının katılımıyla, Fatih ve İstanbul'un fethi konulu konferanslar düzenlenecek; bir 'Uluslararası İstanbul Sergisi' açılacaktır.
'Olimpiyat Köyü',
1954
Olimpiyatlarının burada yapılması sağlanacaktır
Projenin en ilginç yönlerinden biri de, İstanbul'da Olimpiyat tesisleri' kurulması konusudur. 'Olimpiyat Köyü', Topkapı ile Edirnekapı arasındaki alana yapılacak, daha sonra da uluslararası temaslarla, 1954 Olimpiyatlarının burada yapılması sağlanacaktır...
Projelerin 'kutlama’ bölümünde ise fethin temsili olarak canlandırılması ve Fatih'in otağının, 500 yıl önce kurulduğu yerde canlandırılması öngörülmüştür.
Törenlere daha sonra Fatih'in türbesinin bulunduğu Fatih Cami avlusunda devam edilecek, temsili yeniçerilerin yanı sıra askeri birlikler ve öğrenciler burada geçit töreni yapacaklardır...
Parasızlık… İlk adım bir türlü atılamaz…
Ancak proje üzerine proje hazırlanmasına, havai fişek gösterilerine kadar her şeyin düşünülmesine rağmen, bütün bunların gerçekleşmesi için ilk adım bir türlü atılamaz. En önemli neden, parasızlıktır. Türkiye savaşa girmemiştir gerçi; ama savaşın getirdiği tüm ekonomik sıkıntıları hissetmekte, savunma harcamaları bütçeyi altüst etmektedir.
Böyle bir ortamda, kutlamalar için 200 milyon lira ayırmak, olanaksızdır.
Hıristiyan alemi ve Yunanistan gücenir mi?
Projenin mali finansmanı tartışıla dursun, kimi yetkililer de "böylesine büyük bir projenin tüm Hıristiyan alemini, özellikle Yunanistan'ı gücendirebileceğini, gelişmekte olan Türk-Yunan ilişkilerine gölge düşürebileceğini" öne sürerek itiraz ederler; daha küçük çaplı bir kutlama yapılmasını isterler.
Basın, konuyla ilgilenmeye başlar; 500. Yıl kutlama hazırlıklarının ne durumda olduğu tartışılmak istenir. Yetkililerden pek bir yanıt gelmez...
Demokrat Parti, 1950 seçimlerinde iktidara gelir
Aradan geçen yıllarda, Türkiye 'çok partili' bir siyasi yaşama geçer. Yeni kurulan Demokrat Parti, 1950 seçimlerinde iktidara gelir; 500. Yıl kutlama programlarını hazırlama görevi de artık onun omuzlarındadır. Yeni İktidar ne yapacaktır?..
Basın eleştiriyor
İstanbul'un fethinin 500. Yıl törenlerine sahip çıkan basın, bu törenlerin Fatih'in şanına yakışır bir şekilde düzenlemesi konusunda titizdir.
Hürriyet gazetesinin başyazarı Sedat Semavi, 25 Haziran 1951 tarihli baş makalesinde şunları dile getirir:
"Belki hatırlarsınız; birkaç sene evvel (1949 yılında yazdığı makaleden söz ediyor) İstanbul'un 500. Fetih yıldönümü için yapılan hazırlıklardan bahsederken, Fatih'in bu eserini ona lâyık bir şekilde kutlayamayacağımızı ileri sürmüştüm. Vukuat (olaylar) maalesef bana hak verdi. Kaç seneyi hiçbir şey yapmadan geçirdik. Bu işi öyle bir komisyona havale ettik ki, uykudan kendini alamadı ve nihayet toptan istifaya karar verdi. (...) Dosta düşmana kendimizi göstermek ve Türk kabiliyetini tanıtmak için, 5 asırda bir gelen fırsatı kaçırdık. Bunun için ne kadar üzülsek yeridir."
1953 yılına gelindiğinde, daha ortada, gerçekleşen önemli hiçbir şey yoktur... Kutlama günleri gelip çattığında, her şey apar topar yapılır...
Cumhurbaşkanı ve Başbakan kutlamalara katılmıyor
İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümünü kutlama törenlerine, 29 Mayıs 1953 günü Topkapı surları dışında, Ulubatlı Hasan'ın şehit düştüğü burcun karşında, Fatih'in otağının kurduğu yerde, Vali ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay'ın konuşmasıyla başlanır.
Törenlerde, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar yoktur. Bayar, tam da o gün, İzmir'e NATO Karargâhı'nı ziyarete gider ve orada bulunan Kore yolcusu Türk Birliği'ni denetler. Törene kısa bir mesaj göndermekle yetinir.
Başbakan Adnan Menderes ise, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in taç giyme törenlerine gitme hazırlığı içinde olduğu gerekçesiyle, törenlere gelmez. Menderes, ancak törenler bittikten sonra İstanbul'a gelecek ve buradan Londra'ya hareket edecektir.
Türk-Yunan dostluğu zedelenmesin
Devletin üst düzeyinin böylesine önemli bir kutlama törenine katılmayışının altında ise, Türk-Yunan dostluğunun törenler nedeniyle zedelenmemesi görüşünün yattığı düşünülebilir.
Menderes, iktidara geldiği günden beri, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için çaba harcanmış, bu çabaları da karşılıksız kalmamıştır. İki devlet, aralarına Yugoslavya'yı da alarak, 28 Şubat 1953 günü Balkan Antlaşması'nı imzalamışlardır. Siyasal, toplumsal ve ekonomik alanda yardımlaşmayı öngören Antlaşma, 18 Mayıs günü de TBMM'de onaylamıştır... İşte, İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü kutlamaları böyle bir siyasi ortamda gerçekleştirilecektir.
Törenler başlıyor
Mayıs ayının 29'uncu günü, İstanbul'da, Hükümet'i, Milli Eğitim Bakanı Rıfkı Salim Burçak'ın, Meclis'i de 14 milletvekilinin temsil ettiği törende, Fahrettin Kerim Gökay ilk konuşmayı yapar. Valinin konuşmasından sonra, 21 parelik bir atışla surlar temsili olarak topa tutulur (merakediyorum notu: hazırlayanlar merakediyorumgrubu)Daha sonra Ulubatlı Hasan'ı temsil eden yeniçeri giysili bir genç, surlara Fatih devrine ait bayrağı dikerken, diğer bir burca da Türk bayrağı çekilir. Tören yerini dolduran binlerce kişi bu gurur verici tabloyu izlerken, programın bundan sonraki bölümü tam olarak uygulanamaz.
Bunun nedenini, dönemin gazetelerinden Hürrıyet'ten birlikte okuyalım:
"Ulubatlı Hasan'ın surlara çıkmasından sonra, Yeniçeri, Mehter ve Ordu Birlikleri'nın bir geçit töreni yapması gerekirken, sivil ve askeri makamların zamanında tedbir almaması nedeniyle, ortalık bir anda karıştı. (...) Emniyet ve intizamı temin edecek şahıslar ve bu işleri organize edecek bir merci veya baş bulunmaması nedeniyle kadınlı, erkekli davetliler ve bilhassa yabancı davetliler bu hal karşısında şaşkına dönerek Topkapı'ya doğru akan insan seline kendilerini kaptırarak sürüklenmeye başladılar."
Derken, askeri kamyonlar imdada yetişir ve gerek mehter takımı gerekse de geçit törenine katılacak kafileler bu kamyonlarla kente girerek ikinci törenin yapılacağı Fatih Cami avlusuna götürülürler.
Fatih Cami avlusu da yediden yetmişe, binlerce İstanbullu tarafından doldurulmuştur. Önce, Fatih'in türbesi ziyaret edilerek çelenk konulur ve saygı duruşunda bulunulur. Sonra geçit töreni başlar. En önde Fatih'in sancağını, kılıcını taşıyan yeniçeriler yürür, onu mehteran, yeniçeriler ve leventler izler.
Fatih'in
Haliç'e indirdiği donanmayı simgeleyen ve Taşkızak tersanelerinde yapılan
aslının dörtte biri büyüklüğündeki kadırga, leventler tarafından çekilerek
götürülür. Onu okullar ve askeri birliklerin geçişi izler.
Gazetelerdeki başlıklar
Ertesi günün gazeteleri çoğunlukla, törenlerin belli bir düzen içinde geçmesini sağlayamayan ilgililere ateş püskürür, törenlerin de 500. Yıl'a lâyık olmadığını öne sürer.
O günün havasını anlatabilmek için, bu gazetelerden kimi başlıkları aktarmakta fayda var:
"500 yıllık bir tarih çayır güreşi yaptırır gibi kutlanamaz"
"Bayramımıza ne devlet reisi katıldı ne de başbakan kapımızı çaldı"
"Programsız ve intizamsız kutlama töreni bir yüz karası idi"
"Ele güne rezil olduk"...
Ancak tepkiler bu kadarla kalmaz, CHP Mardin Milletvekili Kamil Boran, TBMM Başkanlığı'na bir sözlü soru önergesi vererek, Başbakan Adnan Menderes'ten, bu büyük günün neden gereği gibi kutlanamadığını anlatmasını ister.
Sedat Semavi ise 10 Haziran 1953 tarihli Hürriyet'te, 'Menderes ile hasbıhal' başlıklı yazısında, sorunun yanıtını kendisi verir:
"Evvela şu Yunan meselesinden başlayalım. İstanbul'un beş yüzüncü fetih yıldönümünü, Yunanlıları gücendirmemek için, hükümet olarak kutlamadınız. Bu, siyasi hayatınızda yapabileceğiniz en büyük gaf olmuştur."
Yunanistan cephesi: Bir haftalık yas
İstanbul'un fethinin 500. yıldönümü, Yunanistan'da bir yas havası estirir. 1953 Mayıs'ının son günlerinde, özellikle Atina, Pire, Selanik, Yanya ve Patras gibi büyük kentlerde yas törenleri yapılır. Atina Katedrali'nde, Atina Başmetropoliti Spirido'nun başkanlığında, "Şehirlerin Kraliçesi'nin son savunucusu, Helenlerin sadık kral ve imparatorları Konstantin'in hatırasına ithaf edilen" bir ayin düzenlenir. Bu dini törene, siyasi parti temsilcileri, işçi sendikaları ve meslek odaları temsilcileri, Saray ve hükümet erkanı ile binlerce Yunanlı katılır. Gazeteler, yasın bir hafta süreceğini yazarlar... 500. Yıl kutlamalarının 9 gün sonrasında 16 Haziran'da Yunanistan Başbakanı Aleksander Papagos, Başbakan Menderes'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelir.
Adım Adım İstanbul'daki '500. Yıl' kutlamaları...
İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü nedeniyle kentte çok farklı etkinlikler düzenlendi. 29 Mayıs günü yapılan temsili ‘fetih' sonrası, gece, İstanbul'un surları, hisarlar ve büyük camiler baştan başa ışıklandırılırken, denizde fener alayları, karada ise havai fişek gösterileri düzenlendi.
İlki Sarayburnu'nda yapılan gösterilerde, İstanbul Fetih Cemiyeti'nin uçakla Almanya'dan getirttiği 7 ton havai fişek kullanıldı. Denizde ise Donanma, Denizcilik Bankası, Denizcilik Kulüpleri tarafından örgütlenen fener alayına yüzlerce tekne katıldı. (merakediyorum notu: hazırlayanlar merakediyorumgrubu) Fener alayının Dolmabahçe önünden başlayan gezisi, Beylerbeyi-Üsküdar-Kadıköy rotasıyla Sarayburnu'nda sona erdi...
Bu arada, Belediye Tiyatroları'nda da çeşitli etkinlikler yapıldı. Dram Tiyatro'sunda 'Fatih' adlı oyun sergilenirken, Komedi Tiyatrosu'nda geleneksel 'orta oyunu' sahnelendi. Bunları, Ulusal ve yerel folklor ekiplerinin Kadıköy'deki Süreyya Sineması bahçesi ve Suadiye Plaj Gazinosu'ndaki gösteriler izledi.
Kutlama programı hazırlanırken sportif etkinlikler de unutulmamıştı. Hafta boyunca 'Fetih Güreşleri', 'Fetih Kupası' at yarışları ve futbol turnuvası düzenlendi. O dönemde 'Mithatpaşa Stadyumu' adıyla anılan bugünkü İnönü Stadı'nda, askeri okul, jimlastik gösterileri yaptı...
30 Mayıs'ın o dönemde, aynı zamanda 'Bahar ve Çiçek Bayramı'na denk gelmesi nedeniyle, Gülhane Parkı'nda da çeşitli eğlenceler düzenlendi. Şenlikler, Taksim'den hareket eden bir deve kervanının Gülhane Parkı'na varmasıyla başladı. Burada gece, Sulukule'den gelen ekipler gösteriler yaptı, Şehir Orkestrası ve İncesaz takımının konserleri de ilgiyle izlendi. Aynı gece Taksim Belediye Gazino'sunda ise seçkin bir davetli topluluğu huzurunda Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrası tarafından 'Yunus Emre Orotoryası' icra ediliyordu...
Fetih şehitleri için Fatih Cami'sinde okunan mevlidi de çok sayıda İstanbullu izledi (üstte; Yeniçeriler Fatih'in türbesinde)... Resmi kutlamalar, 6 Haziran gecesi, Dolmabahçe Sarayı'nda verilen bir balo ile kapandı.
Hazırlayanlar : merakediyorum grubu üyeleri merake...@googlegroups.com Kaynak : Popüler Tarih Mayıs 2003 550. yıl özel sayısı "Ertan ÜNAL-1953'te neler yaşandı" başlıklı yazıdan alınmıştır. Resim ve başlıklar yazıya eklenmiştir.Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delet" tuşuyla yok etmeyin.
Yazının alındığı Popüler Tarih dergisinin
İstanbul'un fethinin 550.yıl özel sayısını aşağıdaki linkden indirebilirsiniz.
http://rapidshare.com/files/215418161/33_Populer_Tarih_Mayis_2003_Sayi_33.rar
--
===========================================
BİLGİLENMEK HERKESİN HAKKIDIR
http://groups.google.com/group/merakediyorum
E-posta : merake...@googlegroups.com
===========================================
Grup çalışmalarından yararlanarak oluşturduğumuz bloglar
http://fotograflarlaataturk.blogspot.com (Albüm Kitap -Tamamı)
http://kuvayimilliyedestani.blogspot.com (Video animasyon)
http://merakediyorumtarih.blogspot.com (Yakın Tarihimiz -30 fasikül)
http://resatekremkocu.blogspot.com (Osman Gazi'den Atatürk'e)
http://merakediyorumgrubu.blogcu.com (Grup iletilerini takip edebilirsiniz)
http://80lerdetv.blogcu.com (meraklısı için eski tv dizileri...)