1953'te neler yaşandı... Fethin 500.yıldönümü için yas tutan Yunanlıları gücendirmeyelim..

1,352 views
Skip to first unread message

merakediyorumgrubu

unread,
May 25, 2011, 4:31:24 PM5/25/11
to merakediyorum

 II. Dünya Savaşı'nın etkileri altında,

İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü kutlamaları

1953’te neler yaşandı

İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü kutlamaları, oldukça erken bir tarihte, 1939 yılında gündeme gelir. Komisyonlar kurulup büyük projeler hazırlanır. Ama savaş sonrası şartları ve o günlerin 'yeni dünya düzeni', '500. Yıl' kutlamalarını da etkiler.

Popüler TARİH /  Mayıs 2003 / Ertan Ünal

 

1939 yılında Cumhurbaşkanı İsmet İnö­nü'nün isteği ile başlanır

İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümünün, bu büyük olaya yakışan bir biçimde kutlanması amacıyla, proje üretme çalışmalarına, II. Dünya Sava­şı bulutlarının Avrupa ufukla­rını kararttığı 1939 yılında, Cumhurbaşkanı İsmet İnö­nü'nün isteği ile başlanır. İs­tanbul Valiliği'nce bir komis­yon kurulur.

Savaş başlamasına rağmen faaliyetini sürdüren komis­yon, öncelikle Fatih dönemin­den kalan ve bir bölümü ba­kımsızlıktan harap halde olan tarihi eserlerin imarını öngö­rür. Ancak bunu için 150 mil­yon lira gerektiği belirlenince, çalışmalar ertelenir.

 

Hasan Ali Yücel başkanlığın­da hazırlıklara yeniden başlanır

Savaşın ortalarına doğru, bu kez Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel başkanlığın­da, yeni bir komisyon oluştu­rularak '500. Yıl' hazırlıklarına yeniden başlanır. Uzman­lar tarafından hazırlanan yeni proje neler içermez ki!..

Dünyanın dört bir yanın­dan davet edilecek ünlü bilim adamlarının katılımıyla, Fatih ve İstanbul'un fethi konulu konferanslar düzenlenecek; bir 'Uluslararası İstanbul Ser­gisi' açılacaktır.

 

'Olimpiyat Köyü',

1954 Olimpiyatlarının burada yapılması sağlanacak­tır

Projenin en ilginç yönlerinden biri de, İstanbul'da Olimpiyat tesisleri' kurulması konusudur. 'Olimpiyat Köyü', Topkapı ile Edirnekapı ara­sındaki alana yapılacak, daha sonra da uluslararası temas­larla, 1954 Olimpiyatlarının burada yapılması sağlanacak­tır...

Projelerin 'kutlama’ bölü­münde ise fethin temsili ola­rak canlandırılması ve Fa­tih'in otağının, 500 yıl önce kurulduğu yerde canlandırıl­ması öngörülmüştür.

Törenlere daha sonra Fa­tih'in türbesinin bulunduğu Fatih Cami avlusunda devam edilecek, temsili yeniçerilerin yanı sıra askeri birlikler ve öğ­renciler burada geçit töreni yapacaklardır...

 

Parasızlık… İlk adım bir türlü atılamaz…

Ancak proje üzerine proje hazırlanmasına, havai fişek gösterilerine kadar her şeyin düşünülmesine rağmen, bütün bunların gerçekleşmesi için ilk adım bir türlü atılamaz. En önemli neden, parasızlıktır. Türkiye savaşa girmemiştir gerçi; ama savaşın getirdiği tüm ekonomik sıkıntıları his­setmekte, savunma harcama­ları bütçeyi altüst etmektedir.

Böyle bir ortamda, kutlamalar için 200 milyon lira ayırmak, olanaksızdır.

 

Hıristiyan ale­mi ve Yunanistan gücenir mi?

Projenin mali finansmanı tartışıla dursun, kimi yetkili­ler de "böylesine büyük bir projenin tüm Hıristiyan ale­mini, özellikle Yunanistan'ı gücendirebileceğini, gelişmekte olan Türk-Yunan ilişkileri­ne gölge düşürebileceğini" öne sürerek itiraz ederler; da­ha küçük çaplı bir kutlama yapılmasını isterler.

Basın, konuyla ilgilenmeye başlar; 500. Yıl kutlama ha­zırlıklarının ne durumda ol­duğu tartışılmak istenir. Yet­kililerden pek bir yanıt gel­mez... 

Demokrat Parti, 1950 seçim­lerinde iktidara gelir

Aradan geçen yıllarda, Türkiye 'çok partili' bir siyasi yaşama geçer. Yeni kurulan Demokrat Parti, 1950 seçim­lerinde iktidara gelir; 500. Yıl kutlama programlarını hazır­lama görevi de artık onun omuzlarındadır. Yeni İktidar ne yapacaktır?..

 

Basın eleştiriyor

İstanbul'un fethinin 500. Yıl törenlerine sahip çıkan ba­sın, bu törenlerin Fatih'in şa­nına yakışır bir şekilde düzenlemesi konusunda titizdir.

Hürriyet gazetesinin başyazarı Sedat Semavi, 25 Haziran 1951 tarihli baş makalesin­de şunları dile getirir:

"Belki hatırlarsınız; bir­kaç sene evvel (1949 yılında yazdığı makaleden söz edi­yor) İstanbul'un 500. Fetih yıldönümü için yapılan ha­zırlıklardan bahsederken, Fatih'in bu eserini ona lâyık bir şekilde kutlayamayaca­ğımızı ileri sürmüştüm. Vu­kuat (olaylar) maalesef ba­na hak verdi. Kaç seneyi hiç­bir şey yapmadan geçirdik. Bu işi öyle bir komisyona havale ettik ki, uykudan kendini ala­madı ve nihayet toptan istifa­ya karar verdi. (...) Dosta düş­mana kendimizi göstermek ve Türk kabiliyetini tanıtmak için, 5 asırda bir gelen fırsatı kaçırdık. Bunun için ne kadar üzülsek yeridir."

1953 yılına gelindiğinde, daha ortada, gerçekleşen önemli hiçbir şey yoktur... Kutlama günleri gelip çattı­ğında, her şey apar topar ya­pılır...

 

Cumhurbaşkanı ve Başbakan kutlamalara katılmıyor

İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümünü kutlama tören­lerine, 29 Mayıs 1953 günü Topkapı surları dışında, Ulu­batlı Hasan'ın şehit düştüğü burcun karşında, Fatih'in ota­ğının kurduğu yerde, Vali ve Belediye Baş­kanı Fahrettin Kerim Gökay'ın konuşma­sıyla başlanır.

Törenlerde, Cum­hurbaşkanı Celâl Ba­yar yoktur. Bayar, tam da o gün, İzmir'e NATO Karargâhı'nı ziyarete gider ve ora­da bulunan Kore yol­cusu Türk Birliği'ni denetler. Törene kısa bir mesaj göndermek­le yetinir.

Başbakan Adnan Menderes ise, İngiltere Krali­çesi II. Elizabeth'in taç giyme törenlerine gitme hazırlığı içinde olduğu gerekçesiyle, tö­renlere gelmez. Menderes, an­cak törenler bittikten sonra İs­tanbul'a gelecek ve buradan Londra'ya hareket edecektir.

 

Türk-Yunan dostluğu zedelenmesin

Devletin üst düzeyinin böylesine önemli bir kutlama törenine katılmayışının altında ise, Türk-Yunan dostluğunun törenler nedeniyle zedelenme­mesi görüşünün yattığı düşü­nülebilir.

Menderes, iktidara geldiği günden beri, Türkiye ve Yu­nanistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için çaba harcan­mış, bu çabaları da karşılıksız kalmamıştır. İki devlet, arala­rına Yugoslavya'yı da alarak, 28 Şubat 1953 günü Balkan Antlaşması'nı imzalamışlar­dır. Siyasal, toplumsal ve eko­nomik alanda yardımlaşmayı öngören Antlaşma, 18 Mayıs günü de TBMM'de onayla­mıştır... İşte, İstanbul'un Fet­hi'nin 500. yıldönümü kutlamaları böyle bir siyasi ortamda ger­çekleştirilecektir. 

Törenler başlıyor

Mayıs ayının 29'uncu günü, İs­tanbul'da, Hükü­met'i, Milli Eğitim Baka­nı Rıfkı Salim Burçak'ın, Meclis'i de 14 milletveki­linin temsil ettiği tören­de, Fahrettin Kerim Gö­kay ilk konuşmayı ya­par. Valinin konuşma­sından sonra, 21 parelik bir atışla surlar temsili olarak topa tutulur (merakediyorum notu: hazırlayanlar merakediyorumgrubu)Da­ha sonra Ulubatlı Hasan'ı temsil eden yeniçeri giysili bir genç, surlara Fatih devrine ait bayrağı dikerken, diğer bir burca da Türk bayrağı çekilir. Tören yerini dolduran bin­lerce kişi bu gurur verici tab­loyu izlerken, programın bundan sonraki bölümü tam ola­rak uygulanamaz.

Bunun nedenini, dönemin gazetelerinden Hürrıyet'ten birlikte okuyalım:

"Ulubatlı Hasan'ın surlara çıkmasından sonra, Yeniçeri, Mehter ve Ordu Birlikleri'nın bir geçit töreni yapması gere­kirken, sivil ve askeri makam­ların zamanında tedbir alma­ması nedeniyle, ortalık bir an­da karıştı. (...) Emniyet ve in­tizamı temin edecek şahıslar ve bu işleri organize edecek bir merci veya baş bulunma­ması nedeniyle kadınlı, erkek­li davetliler ve bilhassa yaban­cı davetliler bu hal karşısında şaşkına dönerek Topkapı'ya doğru akan insan seline ken­dilerini kaptırarak sürüklen­meye başladılar."

Derken, askeri kamyonlar imdada yetişir ve gerek mehter takımı gerekse de geçit tö­renine katılacak kafileler bu kamyonlarla kente girerek ikinci törenin yapılacağı Fatih Cami avlusuna götürülürler.

Fatih Cami avlusu da yedi­den yetmişe, binlerce İstanbul­lu tarafından doldurulmuştur. Önce, Fatih'in türbesi ziyaret edilerek çelenk konulur ve saygı duruşunda bulunulur. Sonra geçit töreni başlar. En önde Fatih'in sancağını, kılıcı­nı taşıyan yeniçeriler yürür, onu mehteran, yeniçeriler ve leventler izler.

Fatih'in Haliç'e indirdiği donanmayı simgeleyen ve Taşkızak tersanelerinde yapı­lan aslının dörtte biri büyük­lüğündeki kadırga, leventler tarafından çekilerek götürü­lür. Onu okullar ve askeri bir­liklerin geçişi izler.

 

Gazetelerdeki başlıklar

Ertesi günün gazeteleri ço­ğunlukla, törenlerin belli bir düzen içinde geçmesini sağla­yamayan ilgililere ateş püskü­rür, törenlerin de 500. Yıl'a lâyık olmadığını öne sürer.

O günün havasını anlata­bilmek için, bu gazetelerden kimi başlıkları aktarmakta fayda var:

"500 yıllık bir tarih çayır güreşi yaptırır gibi kutlana­maz"

"Bayramımıza ne dev­let reisi katıldı ne de başbakan kapımızı çaldı"

"Programsız ve intizamsız kutlama töreni bir yüz karası idi"

"Ele güne rezil olduk"...

Ancak tepkiler bu kadarla kalmaz, CHP Mardin Millet­vekili Kamil Boran, TBMM Başkanlığı'na bir sözlü soru önergesi vererek, Başbakan Adnan Menderes'ten, bu bü­yük günün neden gereği gibi kutlanamadığını anlatmasını ister.

Sedat Semavi ise 10 Haziran 1953 tarihli Hürriyet'te, 'Menderes ile hasbıhal' baş­lıklı yazısında, sorunun yanı­tını kendisi verir:

"Evvela şu Yunan mesele­sinden başlayalım. İstanbul'un beş yüzüncü fetih yıldönümü­nü, Yunanlıları gücendirme­mek için, hükümet olarak kut­lamadınız. Bu, siyasi hayatınız­da yapabileceğiniz en büyük gaf olmuştur." 

Yunanistan cephesi: Bir haftalık yas

İstanbul'un fethinin 500. yıldönümü, Yunanistan'da bir yas havası estirir. 1953 Mayıs'ının son günlerinde, özellikle Atina, Pire, Selanik, Yanya ve Patras gibi büyük kentlerde yas törenleri yapılır. Atina Katedrali'nde, Atina Başmetropoliti Spirido'nun başkanlığında, "Şehirlerin Kraliçesi'nin son savunucusu, Helenlerin sadık kral ve imparatorları Konstantin'in hatırasına ithaf edilen" bir ayin düzenlenir. Bu dini törene, siyasi parti temsilcileri, işçi sendikaları ve meslek odaları temsilcileri, Saray ve hükümet erkanı ile binlerce Yunanlı katılır. Gazeteler, yasın bir hafta süreceğini yazarlar... 500. Yıl kutlamalarının 9 gün sonrasında 16 Haziran'da Yunanistan Başbakanı Aleksander Papagos, Başbakan Menderes'in davetlisi olarak Türkiye'ye gelir. 

Adım Adım İstanbul'daki '500. Yıl' kutlamaları...

İstanbul'un Fethi'nin 500. yıldönümü nedeniyle kentte çok farklı etkinlikler düzenlendi. 29 Mayıs günü yapılan temsili ‘fetih' sonrası, gece, İstanbul'un surları, hisarlar ve büyük camiler baştan başa ışıklandırılırken, denizde fener alayları, karada ise havai fişek gösterileri düzenlendi.

İlki Sarayburnu'nda yapılan gösterilerde, İstanbul Fetih Cemiyeti'nin uçakla Almanya'dan getirttiği 7 ton havai fişek kullanıldı. Denizde ise Donanma, Denizcilik Bankası, Denizcilik Kulüpleri tarafından örgütlenen fener alayına yüzlerce tekne katıldı. (merakediyorum notu: hazırlayanlar merakediyorumgrubu) Fener alayının Dolmabahçe önünden başlayan gezisi, Beylerbeyi-Üsküdar-Kadıköy rotasıyla Sarayburnu'nda sona erdi...

Bu arada, Belediye Tiyatroları'nda da çeşitli etkinlikler yapıldı. Dram Tiyatro'sunda 'Fatih' adlı oyun sergilenirken, Komedi Tiyatrosu'nda geleneksel 'orta oyunu' sahnelendi. Bunları, Ulusal ve yerel folklor ekiplerinin Kadıköy'deki Süreyya Sineması bahçesi ve Suadiye Plaj Gazinosu'ndaki gösteriler izledi.

Kutlama programı hazırlanırken sportif etkinlikler de unutulmamıştı. Hafta boyunca 'Fetih Güreşleri', 'Fetih Kupası' at yarışları ve futbol turnuvası düzenlendi. O dönemde 'Mithatpaşa Stadyumu' adıyla anılan bugünkü İnönü Stadı'nda, askeri okul, jimlastik gösterileri yaptı...

30 Mayıs'ın o dönemde, aynı zamanda 'Bahar ve Çiçek Bayramı'na denk gelmesi nedeniyle, Gülhane Parkı'nda da çeşitli eğlenceler düzenlendi. Şenlikler, Taksim'den hareket eden bir deve kervanının Gülhane Parkı'na varmasıyla başladı. Burada gece, Sulukule'den gelen ekipler gösteriler yaptı, Şehir Orkestrası ve İncesaz takımının konserleri de ilgiyle izlendi. Aynı gece Taksim Belediye Gazino'sunda ise seçkin bir davetli topluluğu huzurunda Cumhurbaşkanlığı senfoni Orkestrası tarafından 'Yunus Emre Orotoryası' icra ediliyordu...

Fetih şehitleri için Fatih Cami'sinde okunan mevlidi de çok sayıda İstanbullu izledi (üstte; Yeniçeriler Fatih'in türbesinde)... Resmi  kutlamalar, 6 Haziran gecesi, Dolmabahçe Sarayı'nda verilen bir balo ile kapandı.

 


Hazırlayanlarmerakediyorum grubu üyeleri merake...@googlegroups.com 
Kaynak : Popüler Tarih Mayıs 2003 550. yıl özel sayısı "Ertan ÜNAL-1953'te neler yaşandı"
başlıklı yazıdan alınmıştır.  Resim ve başlıklar yazıya eklenmiştir.
Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.
Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delet" tuşuyla yok etmeyin.

Yazının alındığı Popüler Tarih dergisinin

İstanbul'un fethinin 550.yıl özel sayısını aşağıdaki linkden indirebilirsiniz.

http://rapidshare.com/files/215418161/33_Populer_Tarih_Mayis_2003_Sayi_33.rar

 

1953 12.jpg
1953 06.jpg
1953 09.jpg
1953 10.jpg
1953 13.jpg
33 Popüler Tarih 2003 05 kapak.jpg
1953 11.jpg
1953 03.jpg
1953 01.jpg
1953 02.jpg
1953 08.jpg
1953 07.jpg
1953 05.jpg
1953 04.jpg

mustafa karabidek

unread,
May 27, 2011, 1:23:59 AM5/27/11
to merake...@googlegroups.com
harika paylaşım çok  teşekkürler

25 Mayıs 2011 23:31 tarihinde merakediyorumgrubu <merakediy...@gmail.com> yazdı:
--
===========================================
BİLGİLENMEK HERKESİN HAKKIDIR
http://groups.google.com/group/merakediyorum
E-posta : merake...@googlegroups.com
===========================================
Grup çalışmalarından yararlanarak oluşturduğumuz bloglar
http://fotograflarlaataturk.blogspot.com (Albüm Kitap -Tamamı)
http://kuvayimilliyedestani.blogspot.com (Video animasyon)
http://merakediyorumtarih.blogspot.com (Yakın Tarihimiz -30 fasikül)
http://resatekremkocu.blogspot.com (Osman Gazi'den Atatürk'e)
http://merakediyorumgrubu.blogcu.com (Grup iletilerini takip edebilirsiniz)
http://80lerdetv.blogcu.com (meraklısı için eski tv dizileri...)

1953 08.jpg
1953 03.jpg
1953 10.jpg
1953 02.jpg
1953 01.jpg
1953 09.jpg
1953 05.jpg
1953 12.jpg
1953 11.jpg
1953 07.jpg
33 Popüler Tarih 2003 05 kapak.jpg
1953 04.jpg
1953 13.jpg
1953 06.jpg
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages