Pop'ta ilk şampiyonluk... Balkan Melodileri Müzik Festivali

338 views
Skip to first unread message

merakediyorumgrubu

unread,
Jan 6, 2011, 1:32:19 AM1/6/11
to merakediyorum

Balkan Melodileri Müzik Festivali

Pop'ta ilk şampiyonluk

Türkiye'nin 1964'te Balkan Melodileri Müzik Festivali'nde elde ettiği başarı, uluslararası ve yurt içi yankılarının ötesinde, Türkiye'de hafif müziğin folklorik ezgilere yönelmesini de sağladı.

Popüler TARİH / Aralık 2002 / Erdener Koyutürk

Yıl 1964. Pop mü­zik dünyamızın ikinci döneminin başladığı günler ve müzisyenleri­mizde tatlı bir heyecan var... Türkiye Müzisyenler Sendika­sı, Balkan ülkelerinin yer ala­cağı 'Balkan Melodileri Mü­zik Festivali'ne katılma kararı alır. Dönemin sendika başka­nı Muammer Yeşil aynı za­manda organizasyonun tümü­nü de üstlenir. İlk adım, or­kestra kurma işidir. Öyle bir orkestra ki neredeyse adı da 'Milli Orkestra' olabilecek!

Konser tarihleri 2 ve 3 Ey­lül 1964. Bu tarihlerde yurt içinde veya yurt dışında çalış­maları olmayan müzisyenleri bir araya toplamak gerekiyor.

Çalışmalar başlıyor

Bu­gün birçoğunu iyi tanıyabile­ceğimiz, bazılarını ise rahmet­le anacağımız orkestra üyeleri ve solistler şöyle oluştu:

Solistler; Erol Büyükburç, Tanju Okan, Tülay German... Çalanlar; Selim Özer (piya­no), Yurdaer Doğulu (gitar), Erol Erginer (tenor sax ve flüt), Alper Feyman (kontr­bas), Vasfi Uçaroğlu (bateri)... Aranjörler: Doruk Onatkut ve Şerif Yüzbaşıoğlu.

 

Yurt dışında bir yarışmaya ilk giden orkestra…

Adeta milli karşılaşma şekline geliyor

Balkan ülkelerinin en ünlü pop müzik, daha doğrusu, o dönemin deyimiyle, 'hafif mü­zik' orkestralarının, kendi ül­kelerinin folklor müziğinden derlenmiş eserlerle festivale katılacak olmaları, olayı bir yarışma ve hatta bir 'milli kar­şılaşma' şekline getirmiş bulu­nuyordu.

Yarışmaya Türkiye'nin yanı sıra, dört Balkan ülkesi daha katılmaktaydı. Bu ülke­ler, ev sahibi Yugoslavya'nın dışında; Bulgaristan, Yunanis­tan ve Romanya idi.

O tarihe kadar, yurt dışın­da düzenlenen bu tür bir yarışmaya hiçbir orkestramızın katılmamış olması, bu yarış­mayı hem daha heyecanlı hem de iddialı bir hale getirmek­teydi. 

Seyahat başlıyor

Türkiye'nin en iyilerinden bir orkestra kurulmuş ve so­listlerle birlikte, 29 Ağustos'ta trenle Yugoslavya'ya doğru yola çıkılmıştı. Yarışma Belg­rad'ın ünlü 'Taş Meydan'ında yapılacaktı. 'Taş Meydan' adını Osmanlı döneminde al­mış bir meydandı ve burada, 8 bin kişilik bir açıkhava tiyat­rosu da bulunuyordu.

Bizim orkestramızın tek riski, 'karma' bir orkestra niteliğinde olmasıydı. Üyelerinin değişik orkestralardan gelmeleri ve zaman darlığı içinde, sık sık bir araya gelip yeteri kadar prova yapmamış olmaları, gerçekten bir deza­vantajdı. Fakat orkestramız­daki elemanların, ülkenin en iyi müzisyenleri ve enstrüman­larına hakim sanatçılar olma­ları, bu olumsuzluğu ortadan kaldırabilecekti. Ayrıca arala­rındaki arkadaşlık ilişkileri ve hızla oluşan dayanışma ruhu, tayin edici olacaktı.

Gezi, gayet güzel başla­mıştı. Erol Büyükburç, Tanju Okan ve Tülay German'ın okuyacağı şarkılar özenle se­çilmişti.

 

 

 

Birinciyi alkışların süresi belirliyor…

Yarışmanın en büyük özelliklerin­den biri de, orkestra­lar arasında birinci­nin, halkın oylarıyla seçilecek olmasıydı. Bu arada organizasyon ekibi (Jugoconcert) kronometre ile alkışları ölçmekteydi. Alkışlar başladığında, kronometre de çalışmaya başlayacak ve alkış­lar kesilince durdurulacaktı. Kimin en çok alkışı hangi sü­reyle sağladığı, sonuçları be­lirleyecekti. 

 

Eurovision (Avrupa Yayın Birliği) canlı yayında

'Taş Meydan'ı dolduran 8 bin kişi, bir sanat şöleni izli­yor olmanın bilinci içindeydi. Bizim orkestramız, alfabetik sıralamaya göre, sahneye dör­düncü olarak çıktı. İki gece süren Festival'i binlerce kişi izledi. Daha o yıllarda adını bile bilmediğimiz Eurovision (Avrupa Yayın Birliği) canlı yayınla, tam 62 mil­yon müziksevere ya­rışmayı ulaştırmayı başarmıştı.

Organizasyon Komitesi orkestrala­rın yapacağı şovdan halkın etkilenmemesi için, özel kurallar koymuştu. Her şarkıcı her gece iki şarkıdan fazla okuyamayacak ve beğe­nilen şarkıyı ikinci bir kez tek­rarlamayacaktı. Önemli ku­ral, buydu. Ayrıca her solist şarkısını söyledikten sonra, alkışlara cevap vermek için en fazla iki kez sahneye gelip hal­kı selamlayabilecekti.

 

Erol Büyükburç: 'Türk Valentino'

17 dakika bo­yunca sürekli alkışlandı

Halk, ekibimizi çok tut­muştu. Erol Büyükburç son şarkısını söylerken sürekli al­kışlar ve tezahüratla karşılaş­tı. Ona 'Türk Valentino' adını taktılar.

Erol Büyükburç adeta bir rekor kırarak, 17 dakika bo­yunca sürekli alkışlandı. Öy­lesine ki, sonunda Festival'in sorumluları, şalterleri kapat­mak zorunda kaldılar!

Şalterler tekrar açıldığın­da, alkış yine devam ediyor­du. Hemen sahneye Tanju Okan çıkartıldı. Alkışlar yine dinmedi ve Tanju Okan daki­kalarca alkışlar altında şarkı­sını söylemek zorunda kaldı.

 

Tanju Okan’dan sempatik hitaplar

Tanju Okan şarkılarına başlamadan önce, ‘iyi akşam­lar' anlamına 'dobroveçe' ve şarkısını tamamladığında da 'teşekkür' anlamına 'fala' söz­cüklerini kullandı. Gayet sem­patikti ve büyük alkış aldı. Daha ilk geceden, sanki kimin birinci geleceği belli olmuş gi­biydi.

 

Yurdaer Doğulu kaçak yapan elektrogitarını bırakmıyor

Tülay German 'Burçak Tarlası' şarkısıyla adeta 'flaş' oldu. Ayakta alkışlandı. Alkış yağmuru aynı zamanda or­kestraya da yönelikti. Onlar da adeta efsane yaratıyorlar­dı. Zira Yurdaer Doğulu de­vamlı kaçak yapan elekro gi­tarıyla sanki ölüme meydan okuyordu: 220 volt cereyana rağmen gitarını bırakmadı ve çalmaya devam etti.

Selim Özer, parmaklarını piyanonun tuşlarında kesip kanatmasından do­layı fena halde acı çekiyor fakat hiç bozuntuya vermi­yordu! Çünkü he­yecan zirvedeydi.

Vasfi Uçaroğlu, Beyrut'tan 10 bin liraya aldığı davu­lunu getirememe­nin üzüntüsüne rağmen, eski davuluyla adeta harikalar yaratıyordu. Daha sonra ondan diğer ülkelerin bateristleri, gelip imza isteye­ceklerdi. Basgitarda, o zaman henüz 17 yaşında olan Alper Feyman ile saksafonda Erol Erginer de izleyicilerin büyük takdirlerini topladılar. 

Oluşan sempati çok büyük­tü

Tanju Okan okuduğu şarkı­nın anlamına uygun olarak, içki barda­ğıyla sahneye çıkıp sarhoş mizanseni uyguladı. Seyircinin büyük coşkunluğu karşısında, Festi­val'in katı kuralla­rını uygulamayan Yugoslav yönetici­ler bu duruma göz yumdular. Kurallara rağmen, şov yapan Tanju Okan'ı diska­lifiye etmediler. Halkoyları Türkiye'ye yağdı. Türkiye 100 bin puanla birinci oldu.

 

İlk kez katıldığımız bu fes­tivalde halk bizi seçmişti

Al­kışlar yine dakikalarca sürdü. Ardımızdan Bulgaristan 60 bin puanla ikinci, Yunanistan 40 bin puanla üçüncü, Romanya dördüncü ve ev sahibi Yugos­lavya ise beşinci oldular.

Evet; Balkanlar'da 1964 yılında bir Türk rüzgarı es­mişti. Balkanlar'ın tansiyonu o dönemde Türkiye'den ya­naydı. Zira bir yıl önce yapı­lan Halk Oyunları Yarışma­sı'nda da Türk Halk Oyunları Ekibi yine halkoylarıyla bi­rinci seçilmişti. 

Türk müziğine etkileri

Balkan Melodileri Festivali'nde Türk orkestrasının kazandığı başarı, müzik dünyasında kimi yeni gelişmelere kapı araladı. Bu festivalden sonra, pop müzikte bir 'folk patlaması' gerçekleşti. Bu yarışmaya katkıda bulunan Doruk Onatkut ve Şerif Yüzbaşıoğlu'nun aranjeleri, tüm bestelere ayrı bir güzellik ve modernizasyon getirdi. Türkiye iki kez daha bu festivali katıldı; ama ilk katılışın uluslararası ve yurt içi etkileri gibi gelişmeler yaratılamadı.

 

Türkiye'nin listesi

Balkan Melodileri Festivali'nde Türk orkestrasının seslendirdiği şarkılar ve solistleri, şöyle sıralanıyordu:

 

Solist: Erol Büyükburç

1.  Kara Tren (anonim)

2.  Karakaş Gözlerin Elmas (anonim)

3.  Little Lucy (Erol Büyükburç)

4. T'mo e T'amore (yabancı)

 

Solist: Tülay German

1.  Keşanlı Ali Destanı (Söz: Haldun Taner, Müzik: Yalçın Tura)

2.  Burçak Tarlası (anonim)

3.  Mecnunum Leylamı Gördüm (Aşık Ali İzzet)

4. Yarının Şarkısı (Erdem Buri)

 

Solist: Tanju Okan

1.  Kundurama Kum Doldu (anonim)

2.  Katibim (anonim)

3.  Oy feliz sin tu amor (Selim Özer}

4. Turnalar (anonim)

 

 


Hazırlayanlar :  merakediyorum grubu üyeleri merake...@googlegroups.com

Kaynak : Popüler Tarih Dergisi / Aralık 2002 / Erdener Koyutürk "Popta ilk şampiyonluk" başlıklı yazıdan alınmıştır.  Resim ve başlıklar yazıya eklenmiştir.

Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.

Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delete" tuşuyla yok etmeyin.


 
Yazının yayınlandığı Popüler Tarih Aralık 2002 sayısını
 aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. PDF (resim olarak taranmıştır).
balkan 01.jpg
28 Popüler Tarih Aralık 2002.jpg
balkan 02.jpg
balkan 03.jpg
balkan 05.jpg
balkan 07.jpg
balkan 06.jpg
balkan 09.jpg
balkan 08.jpg
balkan 04.jpg
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages