Ay Dünya’yı frenliyor
Çoğumuz yaşamıştır; ani fren yapan belediye otobüsünde insanların başına neler gelir neler... İnsanlar yuvarlanır, çanta ve torbalar kafalara düşer, herşey yer değiştirir, düzen altüst olur...
…………..
Oysa, otobüse çok yavaş ve sürekli fren yaptırılırsa, hiç kimse bu kısa zaman aralığında aracın yavaşladığını hissetmez, hiçbir eşya da yerinden oynamaz... İşte, Dünya'nın uydusu Ay da, gezegenimizin yaklaşık sekizde biri kadar olan çekim kuvveti ile ona fren yaptırmaktadır. Fakat, aralarındaki mesafe 380 bin kilometre olduğundan ve çekim kuvveti de uzaklığın karesi ile azaldığından, Dünya'ya etki eden çekim kuvveti çok azalır. Bu çekim, ayrıca, fark etmesek de ağırlığımızın bir miktar azalmasına neden olur.
Ay’ın çekimi gücü suları yükseltiyor
Ay'ın çekim gücü, Dünya'nın Ay'a bakan tarafında suların Ay'a doğru yükselmesine, 12 bin kilometre uzaklıkta bulunan tam ters tarafta ise, çekim gücünün aradaki mesafenin karesi oranında azalmasından dolayı, suların yine ters tarafa, yani Ay'ın bulunduğu tarafın aksi yönüne yükselmesine neden olur. Böylece biz, günde iki kez suların kabardığını görürüz; birinciyi çekimin artmasından, ikincisi çekimin azalmasından dolayı...
Dünya'nın kendi etrafında dönmesinin durması kaçınılmaz
Konuya ilgi duymayan çoğu kişi, bu gel-git dalgalarının her 24 saatte bir Dünya'nın çevresinde döndüğünü zanneder. Çünkü doğası itibariyle Dünya'nın hareketsiz olduğuna koşullanmıştır. Gerçekte, denizlerdeki su kütleleri, Ay'ın çekiminden dolayı Ay'a bakan tarafta, çekimin azalmasından dolayı da ters tarafta bir miktar yükselir ve yükselen kısımdaki suyun hareketleri diğer su kütlelerine göre bir miktar azalır. İşte bu etkileşim, Dünya'yı sürekli yavaşlatmaktadır. Bu nedenle de, uzun bir gelecekte, Dünya'nın kendi etrafında dönmesinin durması kaçınılmaz olacaktır.
"Güneş doğdu, güneş battı" deriz. Güneş, Dünya’nın etrafında mı dönüyor?
Hep kendisinin varlığını merkez ve esas alarak Dünya ve evren olaylarını çözümleme alışkanlığı kazanmış olan insanoğlu, gel-git olayının açıklama ve yorumlanmasında da aynı hataya düşer. Copernicus'un tartışılmaz gözlemine karşın, biz hâlâ "Güneş doğdu, güneş battı" deriz. Ptolemeaus'un zamanındaki gibi, yıldızlar doğudan batıya hareket ediyormuş gibi konuşuruz. Her iki durumda da bu gökyüzünün altında kayan ve dönenin gerçekte Dünya'nın kendisi olduğunu bilmemize karşın... Çünkü beynimiz, evrenin gerçek doğal yapısını öğrenmek için değil, evrenin sunduğu koşullarda ayakta kalabilmemizi sağlayabilmek için, doğal gelişim süreci içinde evrimsel olarak gelişmiştir. Bu nedenle, gerçeği tam objektif olarak algılayamaması, ya da yanlış yorumlaması doğasından gelir. Çünkü, doğal güçlerin tümünü, gerçek yapısıyla değil, ancak kendisi ayakta kalacak şekilde yorumlamak zorundadır.
…………….
Ay’ın frenlemesi günümüzde, 24 saatlik bir günün 0.00164 saniye uzamasına neden olmaktadır
Dünyanın, uzayda sürtünme olmaksızın kendi etrafında dönerken, bu yolla bir hız yitirmesi sözkonusu değildir. Fakat Ay tarafından sabit tutularak 24 saat yeryüzünün okyanus yataklarında sürüklenen su kütlesi, doğal olarak belirli bir sürtünmeyi de ortaya çıkarır. Bu da, Dünya'nın dönüşünde hız kaybetmesine neden olur.
……………..
Dünya, bu evreden sonra, Ay'ın frenlemesi ile, sürekli bir "hız azalması" sürecine girmiştir. Çünkü, artık Dünya'nın kendi etrafında dönmesini arttıracak herhangi bir etkileşim, ya da güç kalmamıştır. Büyük bir şans eseri olarak da, Dünya'daki su miktarının toplam kütleye oranı çok küçük (1/4.000.000) ve Ay'ın çekimi de çok zayıftır; bu nedenle frenleme çok yavaş gerçekleşir. Örnek vermek gerekirse; okyanusların kalınlığı, Dünya'nın çapına oranlandığında, bir bilardo topuna hohladığımız zaman oluşan buharlanmanın kalınlığından fazla değildir (1/6000 milimetre).
Gel-git'ten etkilenen kısım ise, okyanusların üstteki ince bir katmanıdır. Dolayısıyla frenleme çok zayıftır, ama sürekli izlenebilir. Bu frenleme, günümüzde, 24 saatlik bir günün 0.00164 saniye uzamasına neden olmaktadır. Ama, bir yüzyıllık süre içinde, bu küçük miktarlar üst üste eklenerek hissedilir bir orana, jeolojik devirler içersinde de önemli miktarlara ulaşmıştır.
600 milyon yıl önce bir yıl 425 gün, bir gün ise 20 saatti
Sürüngenlerin Dünya'ya hakim olduğu dönemde, yani yaklaşık 200 milyon yıl önce, bir yıl 385 gündü... Çünkü, bu etkileşimle Dünya'nın Güneş etrafındaki dönme hızı değişmiyor; sadece kendi ekseni etrafındaki dönme hızı etkileniyordu ve bir gün bugünkü ölçeklere göre 23 saatti... Daha eskilere gidildiğinde, Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönme hızının arttığı, dolayısıyla günlerin kısaldığı görülüyor. Örneğin, bitkilerin suyu terke-derek kıyılara çıkmaya başladığı 400 milyon yıl öncelere gittiğimizde, yılın 405 gün, günün de 21.5 saat olduğu anlaşılıyor. İlk omurgalı hayvanların ortaya çıkmasından hemen önce, yani denizlerin henüz yeni evrimleşmiş zırhlı omurgasız hayvanlarla tamamen dolduğu 600 milyon yıl önceleri de, bir yıl 425 gün, bir gün ise 20 saatti.
Tüm bunlar, kurgubilimin, ya da bir hayalin veya varsayımın ürünü değil
Amerikalı bilim adamı J. Wells'in kısa bir süre önce, belirli mercanların vücutlarındaki katmanların sayılmasına dayalı olarak geliştirdiği yönteme ve gözleme dayalı bilgiler. Wells'in yöntemi, denizlerin gelgit bölgesinin etkin olduğu, yani suyun tamamen çekildiği ve daha sonra yükseldiği bölgelerde yaşayan bazı mercan türlerinin, suyun gelişine göre yaşamsal işlevlerini arttırmaları gerçeğine dayanıyor. Çünkü, mercanın vücudunda, gel-git'e bağlı olarak ince bir kalker tabakası birikiyor. Gelişmiş bir mikroskopla yapılan gözlemlerde, bu mercanlarda bir yılda 365 tabakanın biriktiği görülüyor. Yaz ve kış etkinliği ısı değişikliklerinden dolayı birbirinden farklı olduğundan, yıllar sonra bu katmanları birbirinden ayırmak da kolaylaşıyor. Çok eski dönemlerden kalan fosil kalıntılarından, katman sayıları da jeolojik devirlere göre karşılaştırılıyor ve bu karşılaştırmada eskiye gidildikçe katman sayılarında artma, yani Dün-ya'nın kendi çevresinde dönme hızındaki artma belirleniyor. Aynı jeolojik katmanlarda bulunmuş olanlarda eşit sayıda tabakanın bulunması, Wells'in yönteminin kesin bir doğrulukla işlediğini kanıtlıyor.
Ay'ın suyla dansı
Fransa'nın Mont Saint Michel bölgesinde bazı günler, sahilde sular dakikada 120 metre ilerliyor.
Gel-git olayının milyonlarca yılda fosil mercanlar üzerinde bıraktığı izler kolaylıkla okunuyor.
Birçok canlı yaşam ritmini Ay”a göre düzenliyor
Birçok canlının yıllık ve günlük ritmik hareketinde, Ay'ın etkisinin büyük bir önemi olduğu su götürmez bir gerçek... Özellikle, akşam karanlığında aktif hale geçen birçok canlı türü, çiftleşme, yumurta bırakma ve hatta göç etme gibi eylemlerini Ay'ın dönemlerine göre ayarlıyor. Bazı yengeç türleri, kıyılara ancak dolunayda çıkıyor ve bazdan da dolunayda yumurta bırakıyor. Belki bu nedenle, insanlık tarihi boyunca, mitolojik olarak bazı doğaüstü yaratıkların ve anormal canlıların ortaya çıktığının ve korkutucu eylemler yaptığı söylenceleri Ay'ın dönemleri ile ilişkilendirildi... Birçok memeli hayvanın, örneğin kurtların, çakalların ve diğer yırtıcı hayvanların uluma ve saldırma eylemlerinin Ay'ın dönemlerine göre değiştiğine ilişkin gözlemler, henüz günümüz bilimince yeteri kadar açıklanamadı... Böylesine benzer bir etkinin, bilimsel olmamakla birlikte insan psikolojisi üzerine de etkisi olduğu hâlâ söyleniyor. Ancak, çoğunlukla Batı toplumlarında sözü edilen efsanevi "Kurt Adam"ın, Ay'ın etkisiyle doğrudan ilişkisi olduğu söylenemez; bunun bilimsel bir dayanağı yoktur... Sinema ve edebiyatta masalsı bir biçimde işlenen bu olayın, ancak pek ender olarak doğumla ortaya çıkan "genetik bir hata" olarak açıklamak mümkündür...
Prof.. Dr. Ali.DEMİRSOY
Ay yüzeyinde 100'ü aşkın bilimsel deneme ve gözlem yapıldı. Bunlardan ABD'nin "Apollo" ve SSCB'nin "Luna" serisi en önemlileri... Günümüzde, bu istasyonların en az 5 tanesi Dünya'ya sürekli bilgi ulaştırıyor. Ay'dan getirilen yüzlerce kilo taş, 20 kadar ülkeden 1000 bilim adamı tarafından değişik yönleriyle inceleniyor...
Ay’ın Dünya'dan hep aynı yüzü görünüyor
Ay, katı parçacıkların biraraya gelmesiyle Dünya territoryumu dışında oluşmuş ve büyük bir olasılıkla birkaç milyar yıl önce Dünya tarafından tutularak uydu haline getirilmiş bir gök cismi...
Dünya çevresindeki dolanımını, elips şeklinde bir yörüngede, saatte ortalama 3681 km. hızla, 27 gün, 7 saat, 43 dakika ve 11.5 saniyede tamamlıyor.
Bu süre içinde kendi etrafında da döndüğü için, Dünya'dan yüzde 59'u ve hep aynı yüzü görünüyor. Ay'ın yörünge düzlemi ile Dün-ya'nın yörünge düzlemi arasında 5 derece 9 dakikalık bir açı varkı var.
Ay'ın dönme ekseni, kendi yörünge düzlemine hemen hemen dik... Dünya'ya uzaklığı ise, yörünge durumuna göre 356 bin km ile 407 bin km arası değişiyor... Yarıçapı da 1738 kilometre...
Atmosferi hemen hemen hiç yok
Ay'ın çekim gücü az olduğu için gazları tutamıyor ve bu nedenle de atmosferi hemen hemen hiç yok. Yüzeyinde su birikmesi de aynı nedenle olanaksız. Güneş'ten aldığı ışınların yüzde 7'sini yansıtıyor. Sıcaklığı, öğle vakti ekvatorunda 130 derece C, gece ise -200 C... Hiç erozyon olmadığı için, yüzeyindeki şekiller oluştuğu gibi kalmış; üçte ikisi dağlık ve engebeli, üçte biri ise düz. Engebeli bölümler Güneş ışığının yüzde 18'ini, düz bölümler ise yüzde 6-7'sini yansıtıyor. Dünya'dan görünmeyen arka yüzü çok daha engebeli... Çoğu göktaşı çarpmasından, bir kısmı da yanardağ işlevlerinden oluşmuş çok sayıda krateri var ve bunların en büyüklerinin çapı 300-400 km... Az miktarda yeni mineraller bulunmakla birlikte, genel yapısı Dünya'daki kayaçlara benziyor. Krom, titan ve zirkon Dünya'dakinden fazla, nikel, sodyum, potasyum ve europyum Dünya'dakinden daha az. Özellikle demir/nikel oranı, tanıdığımız diğer gök cisimlerinden daha yüksek. Üçte biri demir olan kütlesinde karbon ve azot hemen hemen hiç yok...
Sıcak bir çekirdeği var
Yaklaşık 56 km. kalınlığında bir kabuğu, 900 km kalınlığında mantosu ve 768 km, yarıçapında da oldukça sıcak bir çekirdeği vardır.
3 milyar yıldan beri yanardağ faaliyetleri olmadığı varsayılmaktadır.
Manyetik alan hiç yoktur.
Bilinen en eski kayacı 4,3 milyar yıldır.
Dünya'da bilinen en eski kayaç ise, 3,75 milyar yıllık, Grönland'da bulunmuş bir kayaçtır...
Hazırlayanlar : merake...@googlegroups.com üyeleri, kerem, bahadircan, merakediy...@gmail.com,