On Soruda Prut Seferi

126 views
Skip to first unread message

Tarihci

unread,
Jun 29, 2009, 7:17:11 PM6/29/09
to merake...@googlegroups.com
On soruda

Prut Seferi

 

Eğer Prut'ta Rus Ordusu yok edilseydi, modern Rusya'nın kurucusu I.Petro ortadan kalkacak, bu da başta Rusya olmak üzere, Lehistan, İsveç, Ukrayna ve Osmanlı tarihinin gelişiminin daha farklı olmasına yol açabilecekti.

Erhan AFYONCU / Popüler Tarih / Eylül 2003

 1. Prut Savaşı öncesinde neler yaşandı?

Osmanlı İmparatorluğu, Karlofça Antlaşması ile birlikte büyük toprak kayıplarına uğramıştı. Ancak İmparatorluk gücünü tam olarak kaybetmediğinden, antlaşmadan sonra bunun rövanşını almak için fırsat kolluyordu. Ama yenilgiden de korkuyordu. Bu yüzden Kuzey savaşlarına ve İspanya savaşlarına karışılmadı.

1709 yılında Poltava'da Ruslar'a yenilen İsveç Kralı Demirbaş Karl ve Kazak lideri Mazepa'nın Osmanlı topraklarına sığınması, iki devletin arasını açtı. Osmanlı İmparatorluğu'nun şahinleri Karlofça'nın rövanşını almak için, ilk fırsatın doğduğuna inanıyorlardı. Bu niyetlerini gerçekleştirme yolunda, 1710 yılında sadrazamlığa Halep Valisi Baltacı Mehmed Paşa'yı getirttiler.

 

2. Prut Savaşı neden çıktı?

Rus Çarı Petro'da Osmanlı'ya saldırma zamanının geldiğine inanıyordu. Poltava'da İsveç'e karşı kazandığı zafer nedeniyle Türkleri de mağlup edeceğine inanıyordu. Osmanlı'ya tâbi Eflâk ve Boğdan beylerinden destek sözü almıştı. Osmanlı topraklarındaki Hıristiyanların ayaklanacağını umuyordu.

İsveç Kralı'nın Osmanlı topraklarında bulunmasını savaş nedeni olarak gösterdi ve Osmanlı ülkesine karşı saldırıya geçti. 

3. Osmanlı ve Rusya'nın stratejileri neydi?

Petro'nun planı Boğdan'a girip Yaş yoluyla Tuna'yı tutmak, Osmanlı'ya tâbi Eflâk ve Buğdan’ı ve Balkanlar'daki Hıristiyan Osmanlı tebaasını isyan ettirmekti. Ancak Petro planını uygulayamadı.

İsveç ile süren savaşlar nedeniyle, ordularının bir kısmını harekete geçirebilmişti.

Osmanlı ordusunun süratle hareket edip Ruslar'dan önce Tuna'yı geçmesi bütün planı bozdu. Petro ve 60 bin kişilik ordusu, karşılarında 140 bin kişilik Osmanlı Ordusunu bulmuştu.

Osmanlı kuvvetlerinin manevraları ile Rus ordusu her taraftan çevrildi. Geri çekilme yollarını da Kırım kuvvetleri tutmuştu. 20 Temmuz 1711'de Rus ordusu, Prut Nehri'nin daire çizen kolu üzerinde, üç kilometrekarelik bir sahada bir bataklık ve Osmanlı kuvvetleriyle sıkışıp kalmıştı.

Petro kapana kısıldığının farkındaydı. Siper kazdırarak savunma durumuna geçti. Ancak Rus ordusunun elinde yeterince malzeme olmadığı için, sadece güney tarafında savunma tertibatı alabilmiş, batı tarafı açık kalmıştı. Bu sırada Bender'deki Osmanlı askerleri, İsveç ve Leh kuvvetleriyle gelerek Prut Nehri'nin öbür tarafından da Rus ordusunu kuşattı.

 

 

4. Prut Savaşı nasıl cereyan aldı?

Kırım Hanı'nın toplar gelmeden taarruza geçilmemesi yönündeki uyarısını dinlemeyen yeniçeriler hücuma geçtiler. Düşman siperlerine ulaşılıp bayrak dahi dikildi. Ancak Rus topları karşısında, yalın kılıç saldırılar bir sonuç vermedi.

Bunun üzerine Osmanlı kuvvetleri de siperler kazdılar. Petro günlüğünde, Osmanlı’nın, Rus ordusunun en zayıf ve tahkimatsız olan batı kanadına bir saldırı yapması durumunda başarılı olacağını, ancak bunu yapmadığını belirtir. Savaş iki tarafın karşılıklı top atışlarıyla sürüp gider.

Osmanlı ordusunda bulunan İsveçli General Pobyatovski sadrazama, hücum edilmemesini, Rusların fazla yiyecekleri olmadığı için açlıktan teslim olana kadar beklenilmesini tavsiye etmişti. Onun bu tavsiyesine uyulmayarak cepheden Rus ordusuna saldırıldı. Ancak yapılan saldırılarda bir başarı sağlanamadığı gibi, yedi bin askerde şehir düştü.

Sabaha doğru Ruslar son kez şanslarını denemeye karar vermişlerdi. Ancak Osmanlı ordusuna karşı yaptıkları taarruz, yoğun tüfek ateşi karşısında başarısız oldu.

Yeniçeriler saldırmak için sabırsızlanıyorlardı. Yeniçeri Ağası Yusuf Ağa, sadrazama haber göndererek hücum izni istedi. Bunun üzerine Baltacı Mehmed paşa, son hücum için ordu komutanlarına ve Kırım Hanı'na emirler yazdırmaya başladı... 

5. Ruslar nasıl bir kurtuluş yolu buldular?

Ruslar umutlarını kaybetmemişlerdi; ama son bir kez toplandılar. Toplantı da Katerina da vardı. Ümitsiz de olsa, yapılacak bir taarruz ile Osmanlı ordusunu yarıp geçmeye çalışmaktan başka çarelerinin olmadığı konuşuldu.

Baştan beri soğukkanlılığını koruyan Katerina ise, ne olursa olsun Çar'ı kurtarmaları gerektiğini söyledi ve barış teklifi yapma fikrini ortaya attı. Çarı kurtarmak için her şartı kabul edeceklerdi. Osmanlı, boyun eğene kılıç çekmezdi. Petro bu fikri kabul etti ve Rus ordusu başkomutanı Şeremetev'in ağzından, Baltacı Mehmed Paşa'ya hitaben barış isteyen bir mektup yazıldı.

Baltacı Mehmed Paşa da Rusların bu teklifini kabul etti; Prut Antlaşması'nı yaparak, yok olmak üzere olan bütün Rus ordusunun silahlarıyla birlikte, çekip gitmesine izin verdi... 

6. Baltacı-Katerina olayının aslı nedir?

Rus ordusu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya iken, Çariçe Katerina'nın (I. Katerina) bütün mücevherlerini alarak Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa'nın çadırına gittiği ve onu ağlayarak, yalvararak hatta cinselliğini kullanarak barışa ikna ettiği, yaygın bir kanaattir.

Ancak bütün bunlar, uydurmadır. Bu savaşa şahit olan Türk ve Rus tarihçilerinin eserlerinde böyle bir bilgiye rastlanılmaz.

Rusların elindeki cephane azalınca, Petro bir yarma hareketiyle Osmanlı ordusunu püskürtüp, Transilvanya yolu ile Macaristan'a gitmeyi planlamıştı. Ancak bu bir tür intihar girişimiydi. Bu planın sonları olacağını anlayan Katerina, orduda ne kadar mücevherat, altın, gümüş ve para varsa hepsini toplattı.

Katerina'nın hazır ettiği yedi araba dolusu 'hediye', Başbakan Şafirov tarafından Sadrazam Baltacı Mehmed Paşa'ya ve yanındaki diğer devlet ileri gelenlerine gönderildi. Sadrazamın yanı sıra, Sadaret Kethüdası Osman Ağa ve Sadaret Mektupçusu Ömer Efendi bu serveti aldılar.

Çar Petro, Prut Seferi dönüşünde barışı nasıl elde ettiğini soran Danimarka Elçisi'ne , “Sadrazamı para vermek suretiyle barışa razı ederek, feci durumdan kurtulduklarını” söylemişti. Oysa daha sonraları, Baltacı Mehmed Paşa ve Katerina arasındaki hayali 'ilişki' üzerine birçok roman, hatta şarkı yazılmıştır. 

 

7. Osmanlı, Prut'ta tarihi bir fırsat mı kaçırdı?

Osmanlı İmparatorluğu, İkinci Viyana Kuşatması sonrasında büyük bir hezimete uğramışsa da, bunun dört devlete karşı olduğu unutulmamalıdır. Prut Seferi sırasında Osmanlı'nın askeri organizasyonları mükemmel işledi. Ancak diplomatik görüşme safhasında Ruslar, Osmanlı'ya oranla daha ustaca hareket ettiler.

Osmanlı ordusunun başında, Baltacı Mehmed Paşa yerine daha dirayetli bir yönetici olsaydı, antlaşma farklı olurdu. Ancak burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir: Osmanlı henüz 'Viyana Sendromu'nu atlatamamıştı. Viyana önlerindeki gibi bir yenilgi alındığı taktirde, birkaç devlete karşı savaşılacağı ve tekrar bozgun yıllarının yaşanacağı korkusu vardı.

23 Temmuz 1711'de imzalanan Prut Antlaşması, aslında Osmanlı açısından çok da kötü değildi. Prut Antlaşmasına göre, Azak Kalesi Ruslar'dan geri alınacak; Rusya, Lehistan’a müdahale etmeyecek; İsveç Kralı'nın ülkesine dönmesine müsaade edilecek ve Rusya, eskiden olduğu gibi, Kırım Hanlığı'na vergi verecekti.

Ancak bu antlaşmadaki taahhütler kağıt üzerinde idi. Antlaşmanın yerine getirileceğine dair ciddi bir garanti alınmadığı gibi, ne kadar süreceği de tespit edilmemişti. Bu yüzden antlaşmanın uygulamaya girmesi sorun oldu. Prut Antlaşması'nın şartlarının yerine getirilmesi için Rusya'ya iki defa savaş açıldı. Savaş tehdidiyle de, antlaşmanın ancak bir kısmı uygulatılabildi. 27 Haziran 1713'te Edirne'de yapılan görüşmeler sonucunda gerçek antlaşma yapıldı. Çar Petro'nun Karadeniz'e ve Balkanlar'a inme hayali suya düştü.

 8. İstanbul, Prut Savaşı'na nasıl tepki verdi?

Sadrazam daha İstanbul'a dönmeden, aleyhinde dedikodu kazanı kaynamaya başlamıştı. III. Ahmed, bu dedikoduları duyunca, öfkelendi. Savaşa katılanlardan durumu araştırdı. Büyük bir fırsatın kaçırıldığını anladı.

Bu sırada sadrazam ve adamlarının aldıkları rüşvetler nedeniyle, Rus ordusunun bırakıldığı rivayetleri de ortalıkta dolaşıyordu.

Padişah, Baltacı Mehmed Paşa'yı 20 Kasım 1711'de görevden alarak Midilli'ye sürdü. Antlaşmanın imzalanmasında başrolü oynayan ve Ruslardan büyük miktarlarda para alan Osman Ağa ile Ömer Efendi'yi de öldürttü.

 

9. Baltacı Mehmed Paşa kimdir?

Çorum, Osmancık doğumlu olan Baltacı Mehmed Paşa, III. Ahmed'in şehzadelik yıllarından tanışı idi.1704'de sadrazam olduysa da, 1706’da görevden alındı. Daha sonra Erzurum ve Sakız valilikleri yaptı.

Baltacı Mehmed Paşa, Halep Valisi iken Rusya'ya karşı savaş isteyenlerin baskısı ile Sadrazam Köprülüzade Numan Paşa'nın azledilmesi üzerine, 1710’da ikinci kez sadrazamlığa getirildi.

Baltacı, 19 Şubat 1711'de Osmanlı topraklarına giren Ruslara karşı yapılacak Prut Seferi'ne serdar tayin edildi ve bu savaş nedeniyle tarihe geçti.

Aslında Baltacı, hırslı ve entrikacı bir kişiliğe sahipti ama devlet adamlığı yönü zayıftı; sıradan bir yöneticiydi. Padişah da, Petro’nun antlaşmanın şartlarını uygulamaması ve sadrazam olarak kendisinin de bu hususta ağır davranması nedeniyle, Baltacı Mehmed Paşa'yı görevden aldı, Midilli’ye sürdü.

Temmuz 1712'de Baltacı Mehmed Paşa, buradan Limni Adası'na gönderildi. 1712 yılı Eylül ayının sonlarında, elli yaşının biraz üzerinde iken, Limni Adası'nda öldü ve buraya gömüldü. 

10. Rus Çarı Petro, deli miydi?

Petro 1682'de tahta geçtiğinde Rusya, Avrupa siyasetinde hiçbir ağırlığı olmayan sıradan bir devletti. Rus modernleşmesi, onun hemen her alanda gerçekleştirdiği reformlarla başladı.

Rusya'nın ilk milli ordusu Petro zamanında kuruldu. Askerliği zorunlu hale getirerek paralı askerlere olan ihtiyacın ortadan kalkmasını sağladı. Ateşli silahların kullanılmasını yaygınlaştırdı, askeri eğitime önem verdi.

Daha önce Rusya'nın Baltık Denizi'nde ve Karadeniz'de limanı olmadığı için donanması da yoktu. İlk Rus donanmasını Petro kurdu ve ülkesinin denizlerde de bir güç olarak boy göstermesini sağladı.

Petro'nun iktidarının ilk yılları, Rusya'nın ekonomik açıdan en geri olduğu döneme rastlar. Bu durumu düzeltmek için Çar, geniş çaplı bir reform hareketiyle kentlerin ve sanayinin gelişmesini sağladı.

Ülkesinin dış ticaret hacmini yedi kat artırdı, toprak mülkiyetini yeniden düzenledi ve serflerin sanayi işlerinde çalışmalarını sağladı. Kültürel alanda da Avrupa'yı hedef aldı.

Bizlere tarih derslerinde 'Deli Petro' olarak tanıtılan Rus Çarı I. Pyotr Aleksiyeviç'i tüm dünya , 'Büyük Petro' diye adlandırır. Dönemin Osmanlı kaynaklarında da kendisinden 'Koca Petro' ve 'Akbıyık Petro' diye söz edilirdi. Sonradan, herhalde küçümsemek için, 'Deli' lakabıyla anılmaya başlandı.

 KAYNAK : Popüler Tarih / Eylül 2003 / Erhan AFYONCU


Hazırlayanlar : 
Tarihci http://www.tarihcininyeri.net

merakediyorum grubu üyeleri merake...@googlegroups.com 

Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.

Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delet" tuşuyla yok etmeyin.


Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages