100 yıl önceki tartışma
20. yüzyıl ne zaman başladı?
Üçüncü binyıla ne zaman; 2000'de mi yoksa 2001'de mi gireceğimizi tartışmıştık. Meğerse aynı konular, noktası virgülüne, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçerken de tartışılmış. Hem Avrupa basınında hem de Osmanlı basınında...
VAHDETTİN ENGİN - Popüler TARİH / Ocak / 2001
Üçüncü bin yıla giriş heyecanı
1999 yılının son aylarında 'milenyum' sözcüğü, gündelik hayatımıza girdi ve bir daha da gündemden düşmedi. Milenyum, 'bin yıllık' zaman dilimini ifade ediyor. 1999 yılının sona erip 2000 yılının başlayacağı günlerde, en çok üzerinde durulan konu, 2000 yılının başlaması ile milenyuma girileceği idi.
Konu o kadar çok dillendirildi ki, 1 Ocak 2000 tarihinde 21. yüzyıla veya üçüncü bin yıla girileceği düşüncesi, herkese egemen oldu.
Düzenlenen kutlamalar da son derece görkemli olunca ve buna 2000 yılına girmenin heyecanı eklenince, bir husus biraz gözden kaçtı:
21. Yüzyıl 1 Ocak 2001 de başladı
Aslında 31 Aralık 1999'un gecesinde, 2000 yılı başlıyordu; ama henüz 20. yüzyıl bitmemişti. Dolayısıyla 21. yüzyıla veya milenyuma, girilmemişti. Milenyumun başlayacağı esas tarih, 1 Ocak 2001 idi!
1999 yılının son aylarında milenyum heyecanı yaşanırken, 1 Ocak 2000 tarihinde sadece yeni bir yılın başladığını, ama asla 21. yüzyıla girilmediği görüşünü savunanlar da oldu. Fakat bu görüş, o günlerin coşkusu içinde, fazla dikkate alınmadı. Bununla beraber, 21. yüzyılın ne zaman başlayacağı konusunda bir tartışma ortamı oluştu.
20. Yüzyıla girerken neler oldu?
Şimdi, biraz geriye gidip 100 yıl öncesine, yani 19. yüzyılın bitip 20. yüzyılın başlayacağı dönemlere bir göz attığımızda, aynı tartışmanın o yıllarda da yaşanmış olduğunu görüyoruz. Hatta o dönemde sorun, her ne kadar daha çok Hıristiyanlığı ve Avrupa ülkelerini ilgilendirse de, Osmanlı kamuoyunun da konuyla ilgilendiği ve tartışmanın, İstanbul gazetelerinin sütunlarına yansıdığı gözlenmektedir.
İstanbul'da yayımlanan 'Le Moniteur Oriental' gazetesi, 2 Ocak 1900 tarihli nüshasında, Fransız yayın organı 'Journal des Debats'da çıkan bir yazıdan yaptığı alıntıyla konuyu Türk kamuoyunun önüne taşımıştı.
'19. Yüzyıl mı 20. Yüzyıl mı?' başlıklı bu yazı, Mösyö Parville tarafından kaleme alınmıştı. Konunun enine boyuna ele alınıp tartışıldığı yazıda, Parville öncelikle şu hususları hatırlatıyordu:
"31 Aralık’ta gece yarısı 1899 yılı bitecek ve 1900 yılı başlayacak. Bu durumda ertesi gün hala 19. yüzyılda mı olacağız, yoksa 20.yüzyılda mı? Başka bir ifade ile içinde bulunduğumuz 19.yüzyıl birkaç gün içinde sona mı erecek, yoksa 1900 yılında da devam mı edecek?
Birçok kişiyi ilgilendirdiğini tahmin ettiğimiz bu soruyu birkaç ay önce cevaplamıştık. Buna rağmen çok sayıda soru ile karşılaşıyoruz ve bu konudaki fikrimiz soruluyor. Daha önce de söylemiştik. Gelecek yüzyıl (20. yüzyıl) 1901 yılında başlayacaktır. Fakat 20. yüzyılın 1900 yılında başlayacağı şeklinde bazı itirazlar yükseldi. Bu konuda kesin sonuca varılmış olmasına rağmen, ileri sürülen karşı iddialarla kafası karışan birçok kişi, gelecek Pazartesi günü, 20. yüzyıla girip girmeyeceğimizi bilmemektedir.
Bütün bunlara bir de, bu konuları bilmesi gereken Papa'nın beyanı eklendi. Papa, 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gecede, yeni başlayacak yüzyılda Tanrı'nın lütfunu kazanmak için dini ayinler yapılmasını istedi. Nihayet Federal Alman hükümeti 20. yüzyıla 1900 yılında başlama kararı aldı..."
Papa neden böyle yaptı? Yanlış mı anlaşıldı?
Mösyö Parville bu hatırlatmaları yaptıktan sonra, Papa XIII. Leon'un, yüzyılın 31 Aralık 1900'de sona erdiğini ilan ettiğine dair çıkan söylentinin ya tercüme hatasından ya da yanlış anlamadan kaynaklandığını belirtmişti. Çünkü Kilise'nin düşüncelerini yansıtan 'Semaine Religieuse'e göre, Papa'nın, yeni yüzyılın 31 Aralık 1899 gecesinden itibaren başladığına dair bir beyanı olmamıştı. Tam aksine Kilise, 20. yüzyılın başlangıcı olarak 1 Ocak 1901'i temel alıyor ve bu konuda bir takım deliller de getiriyordu.
Miladi takvimin ilk yılı 1 olarak kabul edilmiştir
Buna göre; Miladi takvimin ilk yılı 1 olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, bu ilk yüzyılın sona ermesi için, Miladi yıl 100'ün birinci asra ait olması gerekmektedir. Bu durumda ikinci yüzyıl da Miladi 101 yılı ile başlamaktadır. Bu tartışılmaz çıkış noktasından hareketle, sonu (00) ile biten her yılın başlayan değil, sona eren yüzyıla ait olduğu tespit edilebilir. Bu nedenledir ki, 13 Aralık 1899 tarihli Papalık Bildirisi'nde, 19. yüzyılın sonu olarak 31 Aralık 1899 değil, 31 Aralık 1900 tarihi gösterilmiştir. 20. yüzyılın ilk günü de, doğal olarak 1 Ocak 1901'dır.
Kilise'nin bu görüşünü destekleyen Parville, yazısının devamında, iddiasını ispatlamaya yönelik görüşlere yer vermeyi sürdürür:
" Görüldüğü üzere, Kilise'ye göre de gelecek yüzyıl 1901'de başlayacaktır. 1900 ise 19. asrın son yılı olacaktır. Bütün astronomlar, kronolojistler ve tarih yazıcıları da aynı kanaatte olup uzun bir süredir 20. yüzyılın 1901 yılında başlayacağını tekrarlamaktadırlar. Aslında bu tartışma çok eskidir. Hemen hemen her yüzyılda bir, aynı tartışmalar yapılmakta ve anlaşmazlıklar meydana gelmektedir. Bundan sonra da meydana gelecektir. Bu çerçevede, 1599'da, 1699'da ve 1799'da aynı sorular soruluyor ve gelecek yüzyılın ne zaman başlayacağı tartışılıyordu."
İstanbul gazeteleri
20. yüzyılın ne zaman başlayacağı konusuna İstanbul'daki Türk gazeteleri de ilgi göstermişlerdir. Meseleye sayfalarında yer veren Türkçe gazeteler, çoğunlukla 20. yüzyılın 1901 yılında başlaması gerektiği kanaatinde birleşmişlerdir.
Bu konuda, 'Yirminci Asır Miladi Yılın Başlangıcı' başlıklı bir yazıya yer veren 1 Ocak 1901 tarihli Sabah gazetesi, şu hususlara değinmiştir:
"1901 senesi ve dolayısı ile yirminci asır bugün başlamış bulunuyor. Avrupa gazeteleri bu konuya bir hayli önem vermiş bulunmaktadırlar. Eski okuyucularımız hatırlayacaklardır. Yirminci asra, 1900 senesinde mi yoksa 1901 senesinde mi girileceği konusu, matematik ve astronomi uzmanları arasında hayli tartışmaya sebep olmuştu. (...) Bu konulan şimdi yeniden ortaya çıkarmaya gerek yoktur. Geçen yılın Ocak ayında, yirminci miladi asrın başlayıp başlamadığı hakkında şüphe gösterenler olmuştu. Şimdi artık şüphe ve tereddüde gerek yoktur. Dün, yanı 31 Aralık 1901 tarihinde on dokuzuncu asrın sona erdiği ve bugün 1 Ocak 1901’de yirminci asrın başlamış olduğu konusunda bütün medeniyet alemi fikir birliği içindedir."
Sabah gazetesi, sonraki günlerdeki nüshalarında da konuya değinmiş ve yılbaşı münasebetiyle yabancı sefaretlerin düzenlemiş olduğu kutlama törenleri ile balo haberlerini yayımlamıştır.
Hangi asra hangi gün girildi?
Aynı konuyu ele alan 10 Ocak 1901 tarihli Tercüman-ı Hakikat gazetesinin yaklaşımı ise şöyle olmuştur:
"Artık şüphe yok. Miladi yirminci asır başladı. Geçen sene, 'yirminci asır başladı' diyenlere hesap bilenler derhal itiraz etmişlerdi. Allah eksik etmesin, böyle konularda bilgiçlik taslayanlar hiç eksik olmaz. Bizim gibi ince hesaplara akıl erdiremeyenler de bunların söylediklerini boynu bükük kabul eder. Ne ise, geçen sene başlamamışsa, bu sene başladı. Fakat aksiliğe bakınız ki bir Salı günü ile başlıyor.
Meraklı çok. Şimdi de 'Acaba diğer asırlar hangi günde başlamıştı?' diye araştırmaya girişenler var. "
Bütün bu tartışmalardan anlaşıldığına göre, insanlar her dönemde bu tür konulara özel bir ilgi göstermekte ve meraklarını gidermeye çalışmaktadırlar. Ama sonuçta yine bildikleri gibi hareket ettikleri de bir gerçektir.
Nitekim günümüzde de öyle olmadı mı? 2000 yılının milenyumun başlangıcı değil, 20. yüzyılın son yılı olduğu bilindiği halde, insanlar bir yıl öncesinden, büyük şenliklerle 'milenyum'u kutladılar. Ama yine de bilinmesinde fayda var; asıl 'milenyum' içinde bulunduğumuz ayda, yani 1 Ocak 2001 tarihinde başladı.
Peki insanlar nerede yanılıyorlar?
Miladi takvim sıfırla başlamaz!… Çünkü Romen rakamlarında sıfır yoktur
Şurası bir gerçek ki, rakamları sayarken sıfırdan başlamıyoruz: '1,2,3, ...' diye sıralıyoruz. 10 rakamı ondalık dizeyi tamamlıyor. Eğer 100'e kadar devam edecek olursak da aynı mantığı kullanacağız. 100 rakamı, yüzlük bir dizenin içinde yer alıyor ve dizenin sonunu teşkil ediyor. Böyle olduğu içindir ki, 1900 yılı da 19. asrın son senesini oluşturmaktadır. Miladi takvim sıfır ile değil bir ile başladı ve öyle devam etti. Oldukça basit olan bu mantık 20. yüzyılı 1900'de başlatmak isteyenleri bir türlü tatmin etmiyor ve muhalefete devam ediyorlar. Bu karışıklık aslında, Romen rakamlarının kullanıldığı dönemde Dionysius Exiguus adlı bir papaz tarafından hazırlanan Gregoryen takviminden kaynaklanıyor. Dionysius Exiguus, 532 yılında İsa'dan önce ve sonraki yüzyıllar kavramını ortaya attı. Romen rakamlarında sıfır bulunmadığı için, İsa'nın doğumunu 1 olarak kabul etti. Onun hatası ileriki dönemlerde de devam ettirildiği için her yüzyılın sonu (00) ile biten yıllardan sonra başladı.
Merakediyorum notu: Peki bu durumda, 2008 de miyiz 2009 da mı?
Hazırlayanlar : merake...@googlegroups.com üyeleri, Kerem (krm...@hotmail.com), bahadircan, merakediy...@gmail.com,