20. yüzyıl ne zaman başladı?

1,717 views
Skip to first unread message

merakediyorumgrubu

unread,
Jun 30, 2009, 11:37:09 PM6/30/09
to merakediyorum

100 yıl önceki tartışma

20. yüzyıl ne zaman başladı?

 

Üçüncü binyıla ne zaman; 2000'de mi yoksa 2001'de mi gireceğimizi tartışmıştık. Meğerse aynı konular, noktası virgülüne, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçerken de tartışılmış. Hem Avrupa basınında hem de Osmanlı basınında...

 

VAHDETTİN ENGİN - Popüler TARİH / Ocak / 2001

 Üçüncü bin yıla giriş heyecanı

1999 yılının son ayların­da 'milenyum' söz­cüğü, gündelik ha­yatımıza girdi ve bir daha da gün­demden düşmedi. Milenyum, 'bin yıllık' zaman dilimini ifade ediyor. 1999 yılının sona erip 2000 yılının başlayacağı günler­de, en çok üzerinde durulan ko­nu,   2000 yılının başlaması ile milenyuma girileceği idi.

Konu o kadar çok dillendiril­di ki, 1 Ocak 2000 tarihinde 21. yüzyıla veya üçüncü bin yıla gi­rileceği düşüncesi, herkese ege­men oldu.

Düzenlenen kutlamalar da son derece görkemli olunca ve buna 2000 yılına girmenin heye­canı eklenince, bir husus biraz gözden kaçtı:

 

21. Yüzyıl 1 Ocak 2001 de başladı

Aslında 31 Aralık 1999'un gecesinde, 2000 yılı başlıyordu; ama henüz 20. yüzyıl bitmemiş­ti. Dolayısıyla 21. yüzyıla veya milenyuma, girilmemişti. Milen­yumun başlayacağı esas tarih, 1 Ocak 2001 idi!

1999 yılının son aylarında milenyum heyecanı yaşanırken, 1 Ocak 2000 tarihinde sadece yeni bir yılın başladığını, ama asla 21. yüzyıla girilmediği görü­şünü savunanlar da oldu. Fakat bu görüş, o günlerin coşkusu içinde, fazla dikkate alınmadı. Bununla beraber, 21. yüzyılın ne zaman başlayacağı konusunda bir tartışma ortamı oluştu.

 20. Yüzyıla girerken neler oldu?

Şimdi, biraz geriye gidip 100 yıl öncesine, yani 19. yüzyılın bi­tip 20. yüzyılın başlayacağı dö­nemlere bir göz attığımızda, ay­nı tartışmanın o yıllarda da ya­şanmış olduğunu görüyoruz. Hatta o dönemde sorun, her ne kadar daha çok Hıristiyanlığı ve Avrupa ülkelerini ilgilendirse de, Osmanlı kamuoyunun da ko­nuyla ilgilendiği ve tartışmanın, İstanbul gazetelerinin sütunlarına yansıdığı gözlenmektedir.

İstanbul'da yayımlanan 'Le Moniteur Oriental' gazetesi, 2 Ocak 1900 tarihli nüshasında, Fransız yayın organı 'Journal des Debats'da çıkan bir yazıdan yaptığı alıntıyla konuyu Türk kamuoyunun önüne taşımıştı.

'19. Yüzyıl mı 20. Yüzyıl mı?' başlıklı bu yazı, Mösyö Parville tarafından kaleme alın­mıştı. Konunun enine boyuna ele alınıp tartışıldığı yazıda, Par­ville öncelikle şu hususları hatır­latıyordu:

"31 Aralık’ta gece yarısı 1899 yılı bitecek ve 1900 yılı başlayacak.  Bu durumda ertesi gün hala 19. yüzyılda mı olaca­ğız, yoksa 20.yüzyılda mı? Baş­ka bir ifade ile içinde bulunduğumuz 19.yüzyıl birkaç gün içinde sona mı erecek,  yoksa 1900 yılında da devam mı ede­cek?

Birçok kişiyi ilgilendirdiğini tahmin ettiğimiz bu soruyu bir­kaç ay önce cevaplamıştık. Buna rağmen çok sayıda soru ile kar­şılaşıyoruz ve bu konudaki fikri­miz soruluyor. Daha önce de söylemiştik. Gelecek yüzyıl (20. yüzyıl) 1901 yılında başlayacak­tır. Fakat 20. yüzyılın 1900 yı­lında başlayacağı şeklinde bazı itirazlar yükseldi. Bu konuda ke­sin sonuca varılmış olmasına rağmen, ileri sürülen karşı iddi­alarla kafası karışan birçok kişi, gelecek Pazartesi günü, 20. yüz­yıla girip girmeyeceğimizi bilme­mektedir.

Bütün bunlara bir de, bu ko­nuları bilmesi gereken Papa'nın beyanı eklendi. Papa, 31 Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gecede, yeni başlayacak yüzyılda Tanrı'nın lütfunu kazanmak için dini ayin­ler yapılmasını istedi. Nihayet Federal Alman hükümeti 20. yüzyıla 1900 yılında başlama kararı aldı..."

 

Papa neden böyle yaptı? Yanlış mı anlaşıldı?

Mösyö Parville bu hatırlatmaları yaptıktan sonra,  Papa XIII. Leon'un, yüzyılın 31 Ara­lık 1900'de sona erdiğini ilan et­tiğine dair çıkan söylentinin ya tercüme hatasından ya da yanlış anlamadan kaynaklandığını be­lirtmişti.   Çünkü Kilise'nin düşüncelerini yansıtan 'Semaine Religieuse'e göre, Papa'nın, yeni yüzyılın 31 Aralık 1899 gecesin­den itibaren başladığına dair bir beyanı olmamıştı. Tam aksine Kilise, 20. yüzyılın başlangıcı olarak 1 Ocak 1901'i temel alı­yor ve bu konuda bir takım de­liller de getiriyordu.

 

Miladi takvimin ilk yılı 1 olarak kabul edilmiştir

Buna göre; Miladi takvimin ilk yılı 1 olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla, bu ilk yüzyılın sona ermesi için, Miladi yıl 100'ün bi­rinci asra ait olması gerekmekte­dir. Bu durumda ikinci yüzyıl da Miladi 101 yılı ile başlamakta­dır. Bu tartışılmaz çıkış nokta­sından hareketle, sonu (00) ile biten her yılın başlayan değil, sona eren yüzyıla ait olduğu tes­pit edilebilir. Bu nedenledir ki, 13 Aralık 1899 tarihli Papalık Bildirisi'nde, 19. yüzyılın sonu olarak 31 Aralık 1899 değil, 31 Aralık 1900 tarihi gösterilmiştir. 20. yüzyılın ilk günü de, doğal olarak 1 Ocak 1901'dır.

Kilise'nin bu görüşünü des­tekleyen Parville, yazısının deva­mında, iddiasını ispatlamaya yö­nelik görüşlere yer vermeyi sür­dürür:

 

" Görüldüğü üzere, Kilise'ye göre de gelecek yüzyıl 1901'de başlayacaktır. 1900 ise 19. asrın son yılı olacaktır. Bütün astro­nomlar, kronolojistler ve tarih yazıcıları da aynı kanaatte olup uzun bir süredir 20. yüzyılın 1901 yılında başlayacağını tekrarlamaktadırlar. Aslında bu tartışma çok eskidir. Hemen hemen her yüzyılda bir, aynı tar­tışmalar yapılmakta ve anlaşmazlıklar meydana gelmektedir. Bundan sonra da mey­dana gelecektir. Bu çerçevede, 1599'da, 1699'da ve 1799'da aynı sorular soruluyor ve gelecek yüzyılın ne zaman başlayacağı tartışılıyor­du."

 

 İstanbul gazeteleri

20. yüzyılın ne zaman başla­yacağı konusuna İstanbul'daki Türk gazeteleri de ilgi göstermiş­lerdir. Meseleye sayfalarında yer veren Türkçe gazeteler, çoğun­lukla 20. yüzyılın 1901 yılında başlaması gerektiği kanaatinde birleşmişlerdir.

Bu konuda, 'Yirminci Asır Miladi Yılın Başlangıcı' başlıklı bir yazıya yer veren 1 Ocak 1901 tarihli Sabah gazetesi, şu hususlara değinmiştir:

 

"1901 senesi ve dolayısı ile yirminci asır bugün başlamış bu­lunuyor.   Avrupa gazeteleri bu konuya bir hayli önem vermiş bulunmaktadırlar. Eski okuyu­cularımız hatırlayacaklardır. Yirminci asra, 1900 senesinde mi yoksa 1901 senesinde mi giri­leceği konusu, matematik ve ast­ronomi uzmanları arasında hay­li tartışmaya sebep olmuştu. (...) Bu konulan şimdi yeniden orta­ya çıkarmaya gerek yoktur. Ge­çen yılın Ocak ayında, yirminci miladi asrın başlayıp başlamadı­ğı hakkında şüphe gösterenler olmuştu. Şimdi artık şüphe ve tereddüde gerek yoktur. Dün, yanı 31 Aralık 1901 tarihinde on dokuzuncu asrın sona erdiği ve bugün 1 Ocak 1901’de yirminci asrın başlamış olduğu ko­nusunda bütün medeniyet alemi fikir birliği içindedir."

 

Sabah gazetesi, sonraki gün­lerdeki nüshalarında da konuya değinmiş ve yılbaşı münasebetiy­le yabancı sefaretlerin düzenle­miş olduğu kutlama törenleri ile balo haberlerini yayımlamıştır. 

Hangi asra hangi gün girildi?

Aynı konuyu ele alan 10 Ocak 1901 tarihli Tercüman-ı Hakikat gazetesinin yaklaşımı ise şöyle olmuştur:

"Artık şüphe yok. Miladi yirminci asır başladı. Geçen sene, 'yirminci asır başladı' diyen­lere hesap bilenler derhal itiraz etmişlerdi. Allah eksik etmesin, böyle konularda bilgiçlik tasla­yanlar hiç eksik olmaz. Bizim gi­bi ince hesaplara akıl erdireme­yenler de bunların söylediklerini boynu bükük kabul eder. Ne ise, geçen sene başlamamışsa, bu se­ne başladı. Fakat aksiliğe bakı­nız ki bir Salı günü ile başlıyor.

Meraklı çok. Şimdi de 'Aca­ba diğer asırlar hangi günde baş­lamıştı?' diye araştırmaya giri­şenler var. "

 

Bütün bu tartışmalardan an­laşıldığına göre, insanlar her dö­nemde bu tür konulara özel bir ilgi göstermekte ve meraklarını gidermeye çalışmaktadırlar. Ama sonuçta yine bildikleri gibi hareket ettikleri de bir gerçektir.

Nitekim günümüzde de öyle olmadı mı? 2000 yılının milen­yumun başlangıcı değil, 20. yüz­yılın son yılı olduğu bilindiği halde, insanlar bir yıl öncesin­den, büyük şenliklerle 'milen­yum'u kutladılar. Ama yine de bilinmesinde fayda var; asıl 'mi­lenyum' içinde bulunduğumuz ayda, yani 1 Ocak 2001 tarihin­de başladı.

 

Peki insanlar nerede yanılıyorlar?

Miladi takvim sıfırla başlamaz!… Çünkü Romen rakamlarında sıfır yoktur

Şurası bir gerçek ki, rakamları sayarken sıfırdan başlamıyoruz: '1,2,3, ...' diye sıralıyoruz. 10 rakamı ondalık dizeyi tamamlıyor. Eğer 100'e kadar devam edecek olursak da aynı mantığı kullanacağız. 100 rakamı, yüzlük bir dizenin içinde yer alıyor ve dizenin sonunu teşkil ediyor. Böyle olduğu içindir ki, 1900 yılı da 19. asrın son senesini oluşturmaktadır. Miladi takvim sıfır ile değil bir ile başladı ve öyle devam etti. Oldukça basit olan bu mantık 20. yüzyılı 1900'de başlatmak isteyenleri bir türlü tatmin etmiyor ve muhalefete devam ediyorlar. Bu karışıklık aslında, Romen rakamlarının kullanıldığı dönemde Dionysius Exiguus adlı bir papaz tarafından hazırlanan Gregoryen takviminden kaynaklanıyor. Dionysius Exiguus, 532 yılında İsa'dan önce ve sonraki yüzyıllar kavramını ortaya attı. Romen rakamlarında sıfır bulunmadığı için, İsa'nın doğumunu 1 olarak kabul etti. Onun hatası ileriki dönemlerde de devam ettirildiği için her yüzyılın sonu (00) ile biten yıllardan sonra başladı.

Merakediyorum notu: Peki bu durumda, 2008 de miyiz 2009 da mı? 

 


Hazırlayanlar : merake...@googlegroups.com üyeleri, Kerem (krm...@hotmail.com), bahadircan, merakediy...@gmail.com

Kaynak : Popüler Tarih / Ocak 2001 sayısında "Yirminci Yüzyıl nezaman başladı" başlığı ile yayınlanan yazıdan derlenmiştir.
Paragraf başlıkları ilave edilmiştir. Resimlerde kirlilik yaratmamak için grup adı vs kullanılmamıştır.
Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delet" tuşuyla yok etmeyin
Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages