Bir süredir yarı felç vaziyetinde hasta yatağına çakılmış bulunan Lenin, 1922 yılının aralık ayından itibaren Sovyet Rusya’daki diğer milliyetler üzerinde baskı uygulayan ve sözcülüğünü Stalin’in yaptığı Rus milliyetçiliğine karşı savaş açtı. Milliyetler meselesi Rus Komünist Partisinin XIII, Kongresinde tartışmaya açıldı ve Rakovski soruna bodoslama giren az sayıdaki Bolşevikten biri oldu. Troçki, Lenin’nin kendisine özel olarak 5 Mart tarihinde ilettirdiği “size gönderdiğim bu mektuptaki görüşlere dayanarak parti kongresinde bu sapmaya karşı kesin bir mücadeleyi birlikte yürütmeliyiz” şeklindeki Stalin’e yönelik tehditkâr imalarını Kongrede dile getirmekle birlikte, bu “sapma” konusunda fazla duyarlılık göstermedi. Troçki’nin bu tavrını fırsat bilen Stalin ise işi Lenin’le alay etmeye kadar götürüp şöyle dedi: “Unuttu. Zaten son zamanlarda çok şey unutuyordu(…) Birliğin anayasası üzerine Ekim Plenumunda kabul edilmiş kararı da unutmuştu!” Troçki’nin Lenin’in kendisine yazmış olduğu mektuptan yaptığı göndermeyi de alaya alıp şöyle dedi: “Bu konuda Lenin’in bana yapmış olduğu göndermeye değinmeyeceğim, çünkü Vladimir İlyiç burada değil ve yanıldığım takdirde beni yalanlayacak bir durumda da değil”2 Stalin, Kongrenin tam katılımlı oturumunda bu alaycı tavrını sürdürdü ve Lenin’in kendisine karşı desteklemeyi amaçladığı yalıtılmış eski Gürcü komünist yöneticilerini gene suçladı.