Bekir Coşkun’dan bir alıntı ile başlamak istiyorum:
”23 Nisan 1920 egemenliğin bir kişiden alınıp millete verildiği gündür.
16 Nisan 2017 egemenliğin milletten alınıp bir kişiye verildiği gündür.
Biz yarın 23 Nisan 1920’yi kutlayacağiz….”
22 Nisan 1920'de yapılan çağrı ile Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü toplandı. O gün, Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma Namazından sonra topluca Meclis binasına gelindi. Türkiye tarihinde ilk kez padişah olmaksızın, 23 Nisan 1920, saat 14'de merasimle ve dualarla Meclis açıldı. Başkanlığa ilk olarak en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif Bey getirildi ve “Milletimizin alın yazısını doğrudan yüklenip kendi kendini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilan ediyorum“ diyerek, avuçlarını gökyüzüne açıp, Egemenliği bir kişiden alıp, millete vermiş oldu. İlk Meclis, İstanbul'dan gelen 90'ın üzerindeki mebusa ilave olarak, 125 devlet memuru, 53 asker, 53 din adamı ve çeşitli sayıda tüccar, çiftçi ve hukukçudan oluşan kadrosuyla çalışmalarına başladı. Meclis, 24 Nisanda bir başkan, bir başkan yardımcısı ve iki de katip seçmek üzere karar almıştı. Adaylar tek kağıda yazılarak her biri için ayrı oy kullanıldı.
Seçime 120 üye katılmıştı. Mustafa Kemal 110 oy alarak başkan seçildi. Celaleddin Arif Efendi ise ikinci başkan olarak 109 oy aldı. Çelebi Abdülhalim Efendi ise birinci reis vekili olarak 91 oy aldı. Diğer adaylar salt çoğunluğu elde edemediler. Başkan seçildikten sonra Mustafa Kemal Paşa bir teşekkür konuşması yaptı.
”Saygıdeğer Efendiler, milletin alınyazısına doğrudan ve tamamen el koyarak Hilafet ve Saltana Makamını uğramış olduğu esaretten kurtarmaya ve ülkenin bütünlüğü ve güvenliği uğrunda her özveriyi büyük bir kesinlikle göstermeye karar vermiş olan Yüce Meclisinizin Başkanlığı’na seçilmek suretiyle hakkımda açıklanmış bulunan güven ve yakınlığa teşekkür borçluyum. Hayatımın bütün evrelerinde olduğu gibi, son zamanların buhranları ve felaketleri arasında da bir dakika geçmemiştir ki her türlü huzur ve dinlenmemi, her çeşit kişisel duygularımı milletin kurtuluşuna ve mutluluğu adına feda etmekten zevk duymamış olmayayım. Gerek askerlik ve gerekse siyasi hayatınım bütün zaman ve evrelerini dolduran mücadelelerimde daima hareketim ilkesi milli iradeye dayanarak milletin ve vatanla ihtiyacı olan gayelere yürümek olmuştur. Bugün Yüce Heyetinizin oybirliği ile sonuçlanmış olan milli güveni değerlerimin çok üstünde görmekle birlikte şahsım için bir amaç olarak değil birlikte giriştiğimiz kutsal mücadelenin yönelmiş bulunduğu gayeleri elde etmek için milletin bağışladığı bir dayanak olarak kabul ediyorum. Bu milli birliğin bana yüklemiş olduğu sorumluluk, biliyorum ve hepiniz de bilirsiniz ki, çok ağırdır. İçinde yaşadığımız örneği ender bulunan dakikaların tehlikelerine rağmen bu ağır milli sorumluluğun altında ancak Yüce Heyetinizin yardım ve desteği ile ve hak yolundaki mücadelede Yüce Allah’ın koruyuculuğunu ümit ederek çalışacağım. İnşallah Yüce Padişah Efendimiz Hazretleri’nin sağlık ve esenlikle her türlü yabancı kayıtlardan kurtulmuş olarak hükümdarlık makamında sonsuza dek kalmasını Yüce Tanrıdan dua ederim.”
23 Nisan'ın Çocuk Bayramı oluşu yine TBMM'nin açılışıyla ilişkili olmasına rağmen, tamamen ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar da öyle devam etmiştir. Bu Bayram 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin (günümüz Çocuk Esirgeme Kurumu'nun) o günü "Çocuk Bayramı" olarak duyurmasıyla başlamış kabul edilir. Aslında Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23 Nisan'la ilgili çalışmaları daha önceki yıllarda vardır ve hatta çocuklardan da söz edilmiştir. Kurum, 23 Nisan 1923'te millî bayram için pullar bastırmış ve satmıştır. 23 Nisan 1924'te Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde "Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır" ibaresi yer almış, 23 Nisan 1926'da da yine aynı gazetede "23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür" başlıklı bir yazı kaleme alınmış ve bu yazıda cemiyetin bu günü çocuk günü yapmaya çalışarak doğru yolda olduğu ve para kazanan herkesin bu gün cemiyete çocuklar için bağışta bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Nihayet 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti o günü Çocuk Bayramı olarak şöyle duyurmuştur:
”Millet Meclisimizle millî devletimizin Ankara'da ilk teşkile günü olan Millî bayram Cemiyetimizce çocuk günü olarak tesbii edilmiştir. Bize yeni bir vatan veyeni bir tarih yaratıp bırakan mübarek şehitlerle fedakar gazilerin yavruları fakir ve ıstırabın evladları ve nihayet alelıtlak bütün muhtac-ı himaye-i vatan çocukları namına milletin şevkatli ve alicenab hissiyatına müracaat ediyoruz. Kadın, erkek, genç, ihtiyar hatta vakti ve hali müsait çocuklardan mini mini vatandaşlar için yardım bekliyoruz. Her sayfası başka bir şan ve muvaffakiyetle temevvüç eden milletimizin, yarın azami derecede muavenet göstermekle beraber, çocuk gününün layıkı veçhiyle neşeli ve parlak geçirilmesi için aynı derecede alaka ve müzaheret göstereceğinden emin olan Himaye-i Etfal Cemiyeti, şimdiden arz-ı şükran eder.”
1979 yılında düzenlenmeye başlayan Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, 23 Nisan'ı tüm dünya çocuklarının kutladığı bir bayram haline getirmeyi amaçlayan bir şenliktir ve günümüzde yaklaşık 50 ülkenin çocuklarının katılımıyla kutlanmaktadır.
İyi çalışmalar saygı ve sevgiler
Murat Binzet