2009 yılından bu yana "GDO'lar yönetilemez, yasaklanmaları gerek" diyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz.
GDO'lu ürünler gerçek ürünlerden çok "ucuz". Böylece, üreticilere maliyet üstünlüğü sağlıyor, karlılık imkanı yaratıyor. Yoksa, zaten bir tavuğun marketteki fiyatı 5-6 simite denk olabilir miydi hiç? Ama "ucuz" olan bu GDO'lu ürünlerin sağlığımı da "ucuz"lattığı endişesinden kurtulamıyorum! Gün geçmiyor ki duyduğum haberler, okuduğum makaleler de endişelerimizi arttırmasın!
2012 yılının Nisan ayında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker, Deşifre isimli programda GDO'lu yemlerle beslenen hayvanların ürünlerinin etiketleneceği müjdesini vermişti. GDO'ların yasaklanması tercihim yerine gelmedi, ama hiç değilse seçme hakkım olacak demiş, umutlanmıştım.
Etiketleme bir yıl sonra bugün, hala gerçekleşmiş değil. Bizim endişelerimiz ise bir yıl öncekinden çok daha derin!
Tüm yönetmeliklere, yasaklara ve düzenlemelere rağmen gümrüklerimizde ve market raflarımızda GDO'lu pirinç olduğu gerçeğiyle yüzleştiğimiz şu günlerde, Sayın Bakana bu sözünü hatırlatmak zorundayız.
Binbir güçlükle kazandığımız cebimizdeki üç kuruşumuzla hangi gıdayı satın aldığımızı bilmek, hangi üreticiye para kazandıracağımızı seçebilmek en doğal hakkımız. GDO ile beslenmiş hayvanların yumurtasının, etinin, sütünün, peynirinin, kısacası, GDO'lu yemlerle beslenen tüm hayvanların ve bu hayvanlardan sağlanan ürünlerin bir an önce etiketlenmesini istiyorum.
Bir yıl önce Sayın Bakan buna söz vermişti. Şimdi sözünü yerine getirme zamanı. Sizlerin desteğiyle bunu başaracağımıza inanıyoruz.