SİZE KONUŞUYORUM: ARTIK AKLINIZI BAŞINIZA ALACAK MISINIZ?
Bedri Baykam
Benden, sonsuza dek AKP'nin size, bana veya tencere çalan
vatandaşlara göre neyi yanlış yaptığının dökümünü
dinleyeceğinizi sanmayın. Veya neden artık bu yaşananların
bizler için kabul edilemez hukuk dışı uygulamalar olduğunu
anlatarak size "deşarj olma fırsatı" sağlayacağımı
düşünmeyin. Daha da ileri gideceğim: AKP'ye karşı bağırıp
çağırmanın da yeterli olduğuna inancım sıfır. Neye
şaşıyorsunuz ki? Onlar inandıkları yolda yürüyorlar. Sizin
gibi demokrasiye, laikliğe, özgürlüğe, Atatürkçülük’e
inanmaya mecbur değiller ve siz bunu hala öyle sanıyorsanız,
sorun onlarda değil, sizde! Zaten benim derdim sizinle: Artık
aklınızı başınıza alacak mısınız?
AKP, seçmenleri veya onu destekleyen yan örgütler,
vakıflar, öğrenciler, "7/24/365" çalışıp partiye güç
akıtma yarışına giriyorlar. Metodik, sistematik ve üstelik son
derece rasyonel bir düşünce yapısına sahipler. Bir seçim biter
bitmez, bir sonrakine hazırlanmaya başlıyorlar. Partileri büyük
hatalar yaptığında da ister laf kalabalığı, ister Twitter Ali
Cengizliği, ister demagojiyle, her cephede savunmaya devam
ediyorlar. İlkokul düzeyinde, gerekli matematik bilgileri güçlü
olduğundan "seçim kazanmak için aynı sepette daha fazla oy
toplamak" gerektiğini biliyorlar. Eh, bu demokrasi maçı da
sandıkta oynandığı için, her defasında maçı kazanıp
gidiyorlar! Size de hep şaşırmak, kabullenememek düşüyor! Size
konuşuyorum: Artık aklınızı başınıza alacak mısınız?
"Siz" derken kimi
mi kastediyorum? Sizi! Yani küçük küçük muhalif partilerde
çalışıp, bunlar aracılığıyla kendisine sıfatlar yaratıp ego
tatmin edenleri, somut seçim alternatifi gösteremeden CHP'yi neden
beğenmediğini durmadan anlatıp, onun adaylarını, başkanını
veya örgütünü çekiştirenleri, tarafsız olduğunu ve parti
işaret etmek zorunda olmadıklarını böbürlenerek söyleyen tüm
sivil toplum kuruluşlarını, parti tabanıyla en uyumsuz adayları
seçip ardından "İşte
peşinde koşacağınız adam ahanda budur!"
diye örgütü çileden çıkaran başkanları, Gezi'de muhalefetin
en yiğidini, en özverilisini yaparken, şimdi "Bana
göre parti yok, al birini vur ötekine" diye
homurdanıp çaresizliği ve çözümsüzlüğü destekleyen vücudu
taze, beyni yorgun gençlerimizi, "Ben
sosyalistim, neden gidip bir sosyal demokrat partiye destek
olacakmışım ki" diye
yaygara koparan iyi niyetli aydınları, tarafsız demokrat görünme
adına ortada oynayan köşe yazarlarını, "Bu
adamlarla, bu seçim yasasıyla bir şey değişmez, ben oy
vermiyorum" diyen
sorumsuzları, "Bunların
hepsi düzen partisi, yesinler birbirini"
deme lüksleri hala var sanan Ege sahili ve Ankara sokaklarının
büyük filozoflarını ve hepsinden önemlisi SİZİ KASTEDİYORUM:
Bu kez o ünlü zaptedilemez "intihar sendromu"ndan
çıkacak mısınız? Seçim gecesi kabuslarını tekrar ve daha
beter şekilde yaşamamak için, siz de artık AKP'nin tek fiili
gerçek rakibi olan Ana Muhalefet Partisi için 7/24/365 çalışacak
mısınız? Kapı kapı gezip oy isteyecek misiniz?
Yoksa "Aaa,
deli midir nedir bu Bedri Baykam, bana ne CHP'den, üstelik burası
parti propaganda yeri değil" ekolünden
mi gideceksiniz? Kimse sizden CHP'li olmanızı beklemiyor. Konu
muhalefet oylarını tek sepette birleştirerek iktidar olup, barajı
düşürüp, çok sesli, çok renkli, belki 15 partili özgür bir
parlamentoya, demokrat bir ülkeye kavuşmak ve daha da önemlisi,
tamamen yok edilmekten kurtulmak!
Yoksa siz hala "Hele
bir adayları görelim, benim oyum pahalıdır, kerhen oy vermekten
bıktım"diyenlerden
misiniz? O zaman hiç çekinmeden söyleyeyim: Kalkıp kimseye AKP
hükümetinin "ters marifetlerinden", sansüründen, hukuk
düşmanlığından, Silivri zulmünden, şundan bundan söz etmeye
kalkmayın. "Ben
o partinin gizli destekçisiyim, parklarda, meydanlarda aleyhine
naralar atar, seçim yolunda oyumu yok ederek ona hizmet ederim. Adım
Hıdır, elimden gelen budur"
deyin ve bari susun.
Yoksa, bunları yapmayıp "Balbay'ın
oğlunun feryatlarını duydun mu?"
veya "Emine
Ülker Tarhan hakkında bile fezleke çıkarmışlar, inanamıyorum"
veya "Rütbeleri
sökülecekmiş, babalık hakları ellerinden alınacakmış"
filan diye ortalığı ateşe vermeyin, gülünç oluyorsunuz. "Ben
çözümsüzlüğün bir parçasıyım. Muhalefet...MİŞ gibi yapıp
herkese oyun oynarım" deyin
ve köşenize çekilin, gölge etmeyin. Bu cümleler size uymuyor ve
mantıklı demokratlardan iseniz de, üzerinize alınmayın bu
yazıyı. Kesip cebinize koyun veya internete girip dağıtın ve
artık tek çıkış yolu için her gün çalışan yurtseverlerden
biri olun... Bir de lütfen hayatınızı karartanlardan hiç olmazsa
bu "demokratik" dersi almış duyarlı vatandaş olarak
çalışın, çalışın, çalışın!!! Çünkü bu maçı alacağız,
başka yolu yok!