Ynt: Re: sorun bakalım.... - Çapulcular görevini yaptı ekonomi ve sahiller mezarlığa döndü.(2)

9 views
Skip to first unread message

mehmetalibilgin

unread,
Jul 21, 2013, 3:59:58 AM7/21/13
to liberal-i...@googlegroups.com





----- Özgün İleti -----
Kimden : ahmetdog...@gmail.com
Kime : mehmetalibilgin <mehmeta...@mynet.com>
Gönderme tarihi : 20 Temmuz 2013 Cumartesi 23:44
Konu : Re: sorun bakalım.... - Çapulcular görevini yaptı ekonomi ve sahiller mezarlığa döndü.(2)

Sizin bilginiz varsa paylaşırsanız memnun olurum.

Tutuklu general Çetin Doğanın Yahudi banker damadı Rodrik veya onun talimat verdiği birisi olabilir mi?
Selamlar

20 Temmuz 2013 20:50 tarihinde mehmetalibilgin <mehmeta...@mynet.com> yazdı:

sorun bakalım taksimdeki pizzacıya, çapulculara gönderilen 600 pizzanın

kredi kartıyla parasını meksikadan kim ödemiş... 



----- Özgün İleti -----
Kimden : ahmetdog...@gmail.com
Kime : tarih-topl...@yahoogroups.com
Gönderme tarihi : 20 Temmuz 2013 Cumartesi 11:47
Konu : {HaberPOSTA} - Çapulcular görevini yaptı ekonomi ve sahiller mezarlığa döndü.(2)

Sayın Veysel Batmaz Hocam 

Sizin adınızla bir haber yayınlandı. Taksime giden öğrencilere 20 ek puan vereceğiniz yazılı bir belge fotokopiside dahiledilen bu haberdeki Prof. Vevsel Batmaz Siz misiniz? Yazının kısa yolu.
Merakımı mazur görün. Eğer siz iseniz burada konuyu taraf olarak irdelemiş olursunuz ki bu yazışmamızın anlamı kalır mı diye düşünüyor insan. Çünkü Başörtülüleri dersten çıkaran hoca olarakda anılıyorsunuz. Bu durumda demokrasiden ve demokrasi adına gezi olaylarından bahis etmek ne kadar sağlıklı olur bilemiyorum.
Her ne ise konuya geçiyorum.
Önce iki şeyi bir birinden ayıralım.
1) Gezi olayının olmasını amaçlayan ve gerekli sponsorluğu ve organizede kimlerin nasıl kullanılacağını hesap edenler gayet iyi organize adilmişlerdi. Anadolu da korna çalıp gezen araçlara kesilen cezaların tümü ülke çapında üç banka hesabından ödendiği tespit edildi. Geziye gelen 600 pizzanın parasını kimin ödediği ise Meksika dan bir banka hesabından ödendiği anlaşıldı. Olayların lamı cimi yoktu.
2) Gezi olayını meydana getiren enstrümanlar.
Gezi olayının belli bir amaç ile olmasını isteyenler, Mısırda Mursi'yi düşürenler kimler ise onlardır. 
Nasıl Mısırda içerideki askeri, medyayı, sermayeyi, muhalefeti ellerine tutanları da doğal müttefik olarak ve yanlarına alarak Mursi'yi düşürmüşler ise, Bizde'de az farkla aynı enstrümanları kullanmışlardır. Bizdeki fark, Muhalefetin MHP kanadını ve ordunun muvazzaf (görev başındaki) komuta heyetini tam olarak alamamışlardır. Cevaplarım aşağıda ki yazınızın satır aralarında mavi eğik yazı ile devam etmektedir..

17 Temmuz 2013 11:21 tarihinde Veysel Batmaz <veysel...@gmail.com> yazdı:


Ya-HU, Ahmet Bey Mirim:
 
Siz bu yazdıklarınıza inanabilirsiniz ama ben inanamam; o dediğiniz hükümete (RefahYOL) danışmanlık yapan
ekibin içindeydim. Refah Yol Erbakan'ın politikaları ile değil, Tansu Çiller'in iktisatçılığı yüzünden gitti.
Çok ilginç maliye bakanlığı Erbakan da  siz Çiller ekibine danışmanlık yapıyor ve maliye Çillerin talimatı ile havuz sistemi kuruluyor. 
Denk bütçe vs. Çiller'in marifetidir. Bu "havuz yüzünden gitti" tezi bir PR kampanyası olarak bizim ekip tarafından çok sonradan basına malzeme yapıldı...
buda çok ilginç. Çünkü o günleri bizlerde yaşadık. Benim çalıştığım iş yerimde her üç ayda bir %12 zam alırdık. altı maaş ikramiye de alırdık sonra yıl sonunda enflasyon farkı alarak çalıştığımız yabancı misyon kaymaya başladığımız yere bizi yeniden çıkarırdı. Refah yol kurulduğunda altı ay için %10 maaş zammı basında dolaşıyor ve hükümet bu parayı nereden bulacak derken de maaşlar için sürekli topladığı devlete ait paraları devlete yüksek faiz ile borç veren bankalar şimdi Mursiye yaptıkları gibi kendi koşulları yerine getirilmedikçe temelli borç vermemek ile hükümeti tehdit ediyorlardı. Para yoksa hükümetde yok demekti.
Yani boş bir PR malzemesidir. Götüren faizl lobisi falan değil Demirel'in kaprisidir (bu kapris ÜLKER dahil derin bir komprador burjuvazinin ifadesidir).
Bu doğru bir teşhistir. Ama Demirel kimi temsil ederek Mısırdaki Sisi gibi devşirilmiş generaller ile Erbakanı ve onunla koalisyon kurmakla suçlanan Aslında Başbakan iken kendi partisine hangi güç tarafından yeni genel başkan adayı olarak yerleştirilen Çilleri de tasfiye etmek için ortalığı toz duman karıştırırken Mahşerin atlıları denilen sendika ağalarını Tusiad yok sayarak izah edemezsiniz. Tusiad'ı da arkasındaki global sermaye ve Faiz lobisini hesaba katmadan izah edemeyiz. O Tusiad ki hadi Erbakan'dan nefret ediyordu diyelim. Rahmetli Ecevit'i de gazetelere verdiği ilanlar ile piyasayı kurutarak, hatta Haberal'ın hastanesinden çürüğe çıkarmak için kemiklerini eritip kırarak ne işkencelere tabi tuttuğunu da Faiz lobisinin sağ sol değil kendilerine teslim olmayı ret edenlerden kurtulmak derdinde global sermayeden ayrı düşünemezsiniz. Global sermaye demek de zaten bir yönü ile dünya faiz lobisi demektir.
Havuz falan palavra. Havuz sistemini ilk uygulayan Mesut Yılmaz'dı. Erbakan tüm KİT'leri yok eden kişidir.
Bu hiç olmadı %10 zam için para bulamayan Erbakan % 150 ye varan zamları yapacak ve bütçeyi denk bütçe yapacak parayı cennetten mi indirdi. Kumarbaz Mesut havuz kurdu da neden başarılı olamadı. Hemde havuz kuran adamı   Başbakan yapmak için hangi geri zekalı bankacı destek versin. 
Hocam kariyerinizi riske atarak bu akıl almaz sözleri nasıl sarf ediyorsunuz anlayamadım. O günleri hepimiz birlikte yaşadık., 
Merinos fabrikası ve Sümerbank'ın yok oluşunun bizzat tanığıyım, Peder'in orada çalışması nedeniyle. Hem faiz lobisini yok et, hem de faiz lobisinin ve kaymak burjuvazinin en korktuğu üretim ve finans birimlerini (Sümerbank mesela) yok et. Eeee ne yaptın peki? Erbakan budur. Refah Yol'un ekonomi politikasını Erbakan ve ekibi yapmadı; Ufuk Söylemez yaptı.
Veysel Hocam Kitlerin asli işlevi dışında başka bir işlevi daha vardı. Devletin içindeki eşkıyaları çeteleri ve onların gayrimeşru işlerini finanse etmek. Tabi bu arada devletin eşkıya kardeşliği diktasının sürmesi için namuslu ve akıllı devlet adamlarını bürokratları yok etmek. Bunların satılması para almak için değil gereksiz olarak demokrasi ve hukuk düşmanlarına para transferinde kullanılıp devleti batırdıkları içindir. Londra dan İstanbul'a uçakta yer olmadığından bilet bulamayan bir akrabam uzun çabalar sonucu torpil ile oradaki THY yetkilisinden bir bilet alabildi ve geldi. Yer bulamadığı uçakta kaç kişi geldiler biliyor musunuz? Sadece beş kişi rakamla (5) kişi. Neden? Benim bulabildiğim cevap başka uçak acentalarından avanta almak için THY zararına çalışıyordu.
Yani devlet çarkı ordusu da dahil böyle çalışıyordu. CHP de bu çetelerin siyasi ayağını oluşturuyordu.
 
Tek bir cümlenizi yazacağım ve ne kadar mesnetsiz konuştuğunuzu ispat edeceğim: "Em. Jitemci Albay Arif Doğan'ın dediği gibi, "sadece benim silahlandırdığım on bin milisim var". Benim onbin silahlı milisim olsa, ne olurdu biliyor musunuz? Öyle sadece Gezi mezi olmazdı; Yazdıklarınızı okuyun lütfen.
Veysel Hocam sizin şimdiye kadar ders ve not verdiğiniz kaç tane Üniversite öğrenciniz vardı. Halen elinizde olanların kaç tanesini Gezi olaylarına destek için Kızılay'a yada Taksime gönderdiniz. Siz emekli olup üniversiteden ayrılınca bu çetelerden birinin üyesi de değilseniz kaç kişi devşirir onlara karşılık olarak ne verebilirsiniz.
Arif Doğan Jitem diye resmen olmayan bir askeri örgütün sivil milislerini devşirip silahlandırmakla görevli bir komutan. On bin milis silahlandırdım diyorsa doğrudur. Ama bunlardan bazılarını kafasına göre kullansa bile bunların bir kısmını PKK olarak bir Kısmını DHKP-C olarak ve daha başka işlerde kullanmak üzere bir kısmını da mesela aczi mendi olarak kullanmak üzere yetkili makamlarda yapılmış planlar dışında kullanmaya kalkabilir mi.
Ben 12 eylül 1980 sonrası personelin maaşlarını almaya gelmeyen bir alay mutemedinin gelmemesi üzerine ilgili kuvvet komutanlığına sizin falan alayınız muhasebecisi üç aydır maaşları almaya gelmiyor diye yazdığında böyle bir alayın olmadığının anlaşıldığına yakından şahit olan bir kişiyim. . 
 
Ekonomi bir kumar değil; üretimdir. Üretemeyen ve onu dağıtamayan yok olur. Siz kumar örneğini sadece borsaya uygulayabilirsiniz. Borsa da
ekonominin çok küçük miktarıdır ve neoliberal ekonomilerde anlatıldığı gibi ne göstergedir, ne de dinamodur. 
Bu durumu da yazımda belirttim. Gözünüzden kaçmış olmalı. Bahis ettiğim kumarhane zaten sadece paranın kullanıldığı ve elden ele geçerken eridiği ve eriyiğinde manocunun kasasına aktığını farklı bir şekilde anlattım. Ama iş üreticiye gelince durum biraz farklılaşıyor. Herkes kredi ile çalışıyor. Üretim ham madde başlangıcından mamul madde olarak kullanıcının eline geçerken her aşamada üretilen mamulün fiyatına manocu avantası olarak faiz giriyor ve faizci (bakalar) her aşamada kumar masasında dolaşmakta olan mano parası gibi faizcinin aldığı manoda yüklenip sonunda kullanıcının son ödediği para tüm harcamaların tamamını kapsamış oluyor.

Kumarhane sahibi aldığı 90 lirayı, kumarhane (Gazino) rantı olarak alır ve hakkıdır. Gitsin o iki kumarbaz, köşe başında oynasın, o zaman para vermezler ama polise enselenirler. Kapitalizmde her işlemin parasal karşılığı vardır. Faiz lobisine karşı olanın tek yapacağı iş faizi yasaklamaktır. Var mı öyle ayranı kabarık bir babayiğit? Öyle havuzla falan faiz lobisinin maması kesilmez. Havuzdaki para Ziraat Bankasının faiz geliri olarak dağıttığı hazine bonosuna gidiyordu; Erbakan-Çller-Yılmaz döneminde faziler % 250 olmuştu... Hazine bonosunu alan da Türkiye'de toplam 70 bin kişidir.
Yine aynı yere takılıyorsunuz. Faiz çarkının yerleşik düzen haline gelişi ve bu düzen dışında nerede ise basit köylü marul-unun kasaba pazarında satılması dışında köy yumurtası kalmasın diye kuş gribi bahanesi ile köylülerin tavukları bile öldürüldü. Böyle bir düzenin ne bir anda yasaklanması mümkündür nede bıçak gibi kesilip makul standartların uygulanması. Ama bir gerçek vardır. Refah yol havuz sistemi kurduğu için uzun vadede faiz lobisinin Türkiye de mama yiyemeyeceği anlaşıldığı için düşürülme nedenlerinden belkine en önemlisi bu konu olmuştur. Gecelik faizin % bini aştığı bir ortamda Refah yol hükumetinin devir aldığı ekonomi maaşları özel bankalardan aldığı borç ile öderken Refahyol havuzdan ödemiş ve %yüzü aşan maaş zamları ve denk bütçe yapmıştır.
Eğer faiz lobisini tehdit eden bir pozisyonu olmasa isterse Türkiye Suudi Arabistan'a dönsün o lobinin tasası bile olmazdı. 
 
Yani mesele faiz lobisi falan değil, bizzat neoliberalizmdir. Hem neoliberal ekonominin (Derviş'in) politikalarının 2002'den bu yana  huruf huruf 
izleyeceksin ("AK Parti iktidarı olarak mali disiplinden asla taviz vermedik, vermiyoruz"),
Veysel Hocam öncelikle Türkiye'nin yegane sorunu faiz lobisi değildir. 
Ama Türkiyeyi kontrol eden en önemli etmenlerden birisidir. Heşey den önce malum basın medya faiz lobisinin elindedir. Gezi olaylarında sokağa döktükleri çakallar melek polis şeytan gösterilmiş ve bunu böyle göstermeyen medya ilan verilmeyeceği baskısı ile pek azı dışında bazılarının yandaş medya diye aşağıladığı milli medya dahi pes etmek ve ağız değiştirip polisi suçlamak zorunda kalmışlardır. Faiz lobisinin yada global sermayenin tehdit ettiği tek ülkede Türkiye'den ibaret değildir. ABD kamu oyunun ve devlet güçlerinin de Faiz lobisi ile veya global sermaye ile ikiz kuleler ile ortaya çıktığı gibi savaşı sürmektedir. ABD nin birleşik devletler olarak ömrü ne kadar kaldı bilemeyiz ama orada da faiz lobisi ile savaş bizim başbakanın bazı zamansız aşırı çıkışları faiz lobisi karşıtlarının elinin zayıflamasına sebep olduğu söylenebilir. Ama savaş sürmektedir. Şu anda Mısırın vurulmasında Suudiler dahi kullanıla bilinmiştir. Faiz lobisi sayesinde israil yeniden gazzenin boğazını sıkıp boğmaya başlamıştır. Mısır Gazzeyi satmış ve küçük birazınlık zirveye çıkarılmıştır.
hem de "beni on bin silahlı milisi ile faiz lobisi Gezi ile yok ediyor" diyeceksin.
Sözlerimi bazen kendinize göre yorumlayıp benim dediğimi değil kendi düşüncenizi söylüyorsunuz. On bin kişi Jitemin devşirdiği ve gereğinde PKK olarak dağda gereğinde korucu olarak düzde gereğinde mafia olarak şehirlerde kullanılan özel harp yapılanmalarından sadece bir tanesidir. Bunlar kendilerini daima üniformalılara bağlı olarak görmüşler ve ordunun hizmetinde olduklarını düşünen aşiret reislerinin adamlarıdır. Bağlı oldukları üniformalılardan bazıları şu anda tutuklu ya da hükümlüdür.Bunları kullanan askerler NATO Gladiosuna bağlı birlikler olarak amerikanın kullandığı eski has elemanlarıdır. Onları harcayan ABD şimdi onları kullanarak Hükümeti devirmek istemektedir. Bu yüzdem o silahlı milisler bazen silahlı bazen silahsız faaliyetlerde kullanılırlar. Mesela son zamanlarda Kürt polis teşkilatı kurma çabalarının arkasını araştırın bunlar ile karşılaşırsınız. Gezide Refahiyede aramaları sokağadöküp gece sabaha kadr korna çaldırmakta, tencere tava harekatlarında bunların türevleri görevlendirilmiştir. Onları korumak için savcıları tehdit edip sakın tutuklamayın hükümet gidiyor sonra sizde içeri atılırsınız gibi havalar çalan gayri milli bikinili dışa bağımlı boyalı medya eskiden askeri ihtillaler de kullandıkları taktiği şimdi bunları koruyarak uygulamaktadır.Bunların sayısı da on bin le falan sınırlı değildir. Özel harp dairesinin eski adının, Seferberlik tetkik kurulu olduğunu hatırlarsanız. Yüz binlerden hatta gerekli dış desteksağlanırsa milyonlardan bahis edilebilir..
Kimse inanmaz sana, safdiriklere, vergi vermeyenlere, katma değer üretmeyenlere, bu devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olmayanlara (yani evde tutulan % 50'ye) miting miting palavraları attıktan sonra bu açıklamayı yaptırırlar
Bu saftirikler yani%50 ve vatandaşlık bağı ile bağlı olmayanlar sözünü biraz değil baya da açmanız lazım. İstanbul da gezi çakalları kaç kişidir. Kazlı çeşmede toplananlar bir milyon üç yüz bin kişi yollarda kalıp oraya ulaşamayanlar hariç. Gezide kileri diyelim ki 500 kişi ve tüm İstanbul da iki bin militan var. Onların topladıkları ile diyelim on bin kişi olsunlar. Neden gidip onlarda yüz bin kişi toplayp kazlı çeşmede mitingi yapmazlarda illede biz çakallık edeceğiz yakıp yıkacağız anarşi ve terör estireceğiz derler. Çünkü kazlı çeşmede tüz bin kişi tehdit değil protesto eder. Halkın yoğun olduğu yerlerde zaten orası her an binler ce kişi gelip geçen otobüs bekleyen sivil dolu bir alandır. Çakallar polisi tahtik edip zavallı halkı kendileri ile polis arasında sıkıştırıp halkın zarar görmesini be medyadaki çakalların da bunu abartarak verip hükümeti suçlamasını sağlamak isterler. Gezi olaylarını destekleyen Türkiye çapında % 9 katılırım diyen %4 katılan Perincek'in işçi partisinin seçmeni kadar. Bu olaylara karşı olan %88 civarında. ama hükümetkarşıtları % 40 dan fazla. Fakat aynı türden değiller. Bir içsavaş halinde birlik olmak zorunda kalınsa bazılarının tabanı hükümet cenahına kayar.
sana: "ABD Merkez Bankası Başkanı'nın yürütmekte oldukları aşırı gevşek para politikası uygulamasından çıkışa ilişkin 22 Mayıs 2013 tarihinde yapmış olduğu açıklamalar, bu gelişmeleri tetikleyen temel faktör olmuştur."
Babacan gerekli öngörülere göre gerekli tedbirlerin alındığını söyledi. 
Hükümet başlangıçta bir milyar dolar hibe yada 7,5 milyar dolar karşılığı tüm hava ve deniz limanlarını ABD nin hizmetine vermek şartı ile ile sıkıştırıldığında bikinili kripto medya ve tüm ekenomistler bu parayı almazsak ölürüz biteriz diye, ölü evinde ağlamak için tutulmuş paralı ağlayıcılar gibi numaradan ağlayıp hükümeti kapana kıstırmaya çalışıyorlardı. Batı medyası Türkiyeyi dansöz yapıp oynastıyor ABD lisam amcada memelerinin arasına dolar sıkıştıyor şeklinde karikatürler yapıyorlardı.
Nazi Almanyasında Yahudilerin gaz odalarında öldürüldüğünün iddia edildiği dönemde Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Von Papen'in tüm sırlarına hakim Yahudi sekreterinin oğlu olarak dünyaya gelen Mr. Kemal Dewish'in özel yetiştirilmiş uluslar arası bir siyaset ve ekonomi operatörü olan pek övdüğünüz düzenlemesi. sayesinde mi Türkiye o dar günlerde o parayıda almadı hava ve deniz limanlarını da ABD ye açmadı. Dünya çapında ekonomik kriz döneminde Dünya basını ve bilhassa AB basını eğer Türkiye 90 - 110 milyar dolar bulamazsa ifilas eder diye kıyameti koparırken yine bizim bikinili aşifte kripto medyanın kadrolu ekonomistleri koro halinde bu parayı almazsak Türkiye batar diye histerik çığlıklar atıyorlardı. Alman Deutsche Bank ise bu kadar parayı vermeyi teklif etti.Yani faiz lobisi Deutsche bank'ı kullanarak ülkemizi üç kağıda getirmeye çalışrken Türkiye onuda kabul etmedi.
Kemal Derviş'ten de kimse söz edemiyordu çünkü Onun zamanında Türkiyede yeşil sermaye adı altında Kombasan gibi büyüme gösterek tüm yatırımların kaynaklığını yapan halk parası hortumlanıp buharlaştı.
Karısı yada karısı denilen bayan Ketrin ise CIA üst operasyonlardan gelme kongre kütüphanesinde Başkanın bile sınırlı izinle bakabileceği tüm gizli evrakın içinde çalışıyordu. İlginç bir çiftti değil mi.
Erdoğan'ı Irak işgalinde kullanıp sonrada Güney doğudan çekilmeyip Kürdistanı kuracaklar ve Erdoğan'ı da vatana ihanet ile suçlayıp gericiler vatanı sattı diye kalan bölümde yeniden her evde ve her arabada üç ceset torbası bulundurma şartı ile iç savaş çıkartıp Müslüman ahaliyi kılıçtan geçirip Resmi din olarak hristiyanlığı ilan edeceklerdi. Hükümet dik durmassa doğr çalışmasa Mursi kadar bile dayanamazdı.
 
Mesele neoliberalizmdir. Onun kuyusunda debeleniyorlar...
Benolayların bu kadar basit olmadığını gayet iyi biliyorum.
Bu yüzden sizin mesleki işleri düşünürken ideolojik bagajları kafanızdan indirip başka bir yere koymanız lazım dye düşünüyorum.
A.D.Şimşek. 

16 Temmuz 2013 12:57 tarihinde ahmet dogan Simsek <ahmetdog...@gmail.com>yazdı:

 

Sayın Veysel Hocam

Bu ülkedeki herkes biliyor ki Refah yol hükümeti Erbakan'ın kurduğu havuz sistemi yüzünden Faiz lobisinin büyük atakları ve medyası yüzünden gitti.
Havuz sistemini burada size anlatmak sanırım abesle iştigal olur. Çünkü nedenlerini ve nasıl çalıştığını ve Faiz lobisinin büyük avanta kaynağını nasıl kuruttuğunu, faiz lobisine gidecek para ile hem işçiye memura subaya % 100-150 zam verildiğini hemde uzun yıllardan sonra ilk defa denk bütçe yapıldığını siz benden daha iyi bilirsiniz.
Mevcut hükümetin sağlık sisteminden yoksula düşküne sakata maal bağlamaya ve sosyal yardımlar düzenini hiç bir sol partinin cesaret edemeyeceği için iki makarnaya bir oy diye alaya aldığı politikaları uygulaya bildiği parayı nereden bulduğunu zannediyorsunuz.
Bakın size bir haber Gezi ile başlayan fiz lobisi harekatının sadece vatandaşın cebinden aldığı para on milyar dolar. Artmaya da devam ediyor. Dolar yükseldi. Faiz lobisi Merkez bankasının dolar satmasına karşı çıkıyor.Faizleri artırarak doları düşürün diye tehdit ediyor.
Bu olaylara bakarken makası nereden tuttuğunuza göre görünen manzara değişiyor. Devletin bazı KİT leri elden çıkarması da zaten bu faiz lobisinin çeşitli oyunları ile KİTlerdeki personeli kafa kola alması sonucu sürekli borçlanmasından kaynaklanmadı mı? 
Ben sizler gibi değilde halk gibi bakarak söyleyeyim. Eğer dünya bir kumarhane olarak ele alınsa, bu kumarhanenin de bir sahibi olsa ve orada kumar oynatıyor olsa.
Orada kumar oynayanlar her el oyundan sonra kazanan kazancının % 1-2-3-4-5- veya 20-30 unu kumarhane sahibine mano parası diye tabir edelen kumarhane kirası gibi verir. Bunu anlata bilmek için varsayalım ki kumarhanede sadece iki kişi var ve kumar oynuyorlar. Ceplerinde de yüzer liraları bar. Mano parası %3. il eli A kişi 10 lira olarak kazandı 30 kuruş mano kasasına girdi. ikincisi beş kazandı 15 kuruş manoya 20 kazandı 60 kuruş kasaya. Oyun sabaha kadar sürdü ve oyunculardan birinin parası kalmadı diğerinin yüz lirası 110 lira oldu. 90 Lira nerede, manocu da yani faiz lobisinde.
Ama bu örnekte kumarbazlar üretmedikleri için ellerindekinin erimesini sadece iki kişi oynadıkları zaman fark edebilirler. Çok kişi oynuyorsa fark edemezler. Eğer bunu kumarhaneden piyasa çıkarırsak üretim de olduğundan oyuncular yüz üretir on kazanır. Çark döner gider. Ama hükumet kumarhanelerin mano (faiz) parasını%30 dan 3'e düşürürse kumarhaneci kumarhanesinin kazancı düştüğü ve mano akışı azaldığı için ya dükkanı kapatıp başka ülkeye gider. Yada o hükümeti vurmak için tetikçiler tutar ve mafya kanunlarını işletir. Eğer dükkanını taşıyacağı ülkelerde düşürmüşse tek çıkış yolu mafyayı kullanıp hükümeti tehdit ederek mano yu yüksettirmektir. Olmazsa düşürmektir.
Gelelim Gezideki mafyaların ayak takımı olarak kullanılan medya mafyasının devşirdiği çiçek böcek çocukları ile başlatılıp  sonra mafya olarak kullanılan eski ihtilalci askerlerin Em. Jitemci Albay Arif Doğan'ın dediği gibi, sadece benim silahlandırdığım on bin milisim var sözüne. Bu gibi eski subayların şimdilerde aç kalmış o çeteleri için ekmek kapısı açılır. İşte benim polisleri perişan eden yakan yıkan hergele çakallar dediklerim bu eskiden özel harp için devşirilmiş sivil devşirmelerin işsiz kalınca mafya babaları yada eski amirleri üzerinden faiz lobilerine kiralık eşkıyalar olarak hizmet vermesidir. Her şey sizin okuttuğunuz yasalar içinde akıp gitmediğinden vahşi kapitalizm. Çarşaflı Suudi Arabistan'a operasyon yapmaz ama demokrasi ve hukuk devleti olmaya çalışan eski Türkiye'ye yaptığı operasyonları aynı durumu bizden kırk yıl geriden takip eden Mısıra anında uygular.
Bu arada sizlerin öğretiler-iniz Arasat da kalır. Sonra kurulan yeni düzene uyarlanıp nerede kalmıştık diye yeni durumu anlamaya ve öğretmeye başlarsınız.
Bana sokaktaki ekonomiden anlamayan bir adam olarak durum böyle görünüyor.Siz ne derseniz onu tekrar benim anlayışıma indirgeyerek anlatabilirseniz yeniden dinlerim.
Saygılarımla
A.D.Şimşek 

14 Temmuz 2013 23:12 tarihinde Veysel Batmaz <veysel...@gmail.com> yazdı:


Buna ne buyurursunuz Ahmet Bey???? Demek ki "faiz lobisi" bir palavraymış...
Çapulcular bile şu Barnanke kadar olamadılar, Mirim....
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ekonomi kurmayları ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde yaklaşık 4 saat süren bir toplantı yaptı.

Toplantı sonrası yapılan açıklamada son iki aydır gelişmekde olan ülkelerdeki finans piyasalarında yaşanan dalgalanmaya dikkat çekilerek, "ABD Merkez Bankası Başkanı'nın yürütmekte oldukları aşırı gevşek para politikası uygulamasından çıkışa ilişkin 22 Mayıs 2013 tarihinde yapmış olduğu açıklamalar, bu gelişmeleri tetikleyen temel faktör olmuştur. AK Parti iktidarı olarak mali disiplinden asla taviz vermedik, vermiyoruz" denildi.

Toplantıya Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli ve Bülent Gedikli Katıldı. 14.07.2013
 


11 Temmuz 2013 11:21 tarihinde Veysel Batmaz <veysel...@gmail.com> yazdı:

Demogoji yapmayın muhterem Ahmet Bey...
Ben 60 yaşındayım. Siz bir zahmet ampirik verilerle
destekleyin söylediklerinizi de, inanalım...
 


7 Temmuz 2013 16:06 tarihinde ahmet dogan Simsek <ahmetdog...@gmail.com>yazdı:

 

Acayip akıllı stratejistlersiniz maşallah. Benim aklıma işin bu kadar basite indirilerek pazarlanacağı belki yüzlerce defa geldi de, bunu ciddiye alacak insanlarında buluna bileceği hiç gelmemişti.

Yaşlı ve tecrübeli olmam bile bu oyunun böylede izah edilebileceğini düşünmüşken bunu kullanacak düzeyde akıllı insanları bulunma Hint kumaşı zannetmem beni yanıltmış olmalı.
 

7 Temmuz 2013 11:20 tarihinde Veysel Batmaz <veysel...@gmail.com> yazdı:


Çok haklısınız Nizam Bey...
Zaten Gezi olaylarında ne faiz lobisi var,
ne dış mihrak; ne de ekonomi kötüledi...
 
Gezi olaylarının böyle görenler zaten
Yahudi sermayedarların dış paralarını
ABD'ye çekme kararı aldıktan sonra
kötüleyecek olan ekonomilerin bahanesi gibi
bizim Hükümet tarafından kullanılmak için
ortaya atılan argümanlara bir temel oluşturacak.
 
Şu ana kadar eski ekonomi aynen ve daha hızla
devam ediyor Türkiye'de. Yola devam, durmayacağız.
 
Arap sermayesi de, son Mısır darbesi ile birlikte büyük
olasılık haline geldi, çekilince Türkiye'den ekonomi kötüleyecek.
 
Bernanke ve Arap sermayesi kötülettirecek Tğrkiye'deki
ekonomiyi, bizim kısa akılllılar da milleti Gezi ile
aldatacaklar, mesele bu. Asıl urgan Araplar ve Bernanke;
Gezi, dediğiniz gibi sadece inci bir pamuk ipliği....
 


6 Temmuz 2013 23:35 tarihinde nizam erçetin <turk...@yandex.com> yazdı:
 

 

bu kadar pamuk ipliğine mi bağlı ekonomi
 
04.07.2013, 19:12, "ahmet dogan Simsek" <ahmetdog...@gmail.com>:
 

 

Çapulcular görevini yaptı ekonomi ve sahiller mezarlığa döndü.
İşte Çapulcu çakalların millete, köylü şehirli ayırmadan tüm halka zincirleme olarak verdikleri zararın faturasının acısını çekenlerin öfkesini yansıtan gerçek Türkiye'nin haberi. Devlete verilen zarar ise gelecek yılları da etkileyecek. Kim neyi savunuyorsa bir kere daha düşünmelidir.
A.D.Şimşek
Çapulcular görevini yaptı

 

Birkaç gündür Anadolu'dayım.
Buradaki durum, Ankara'da, İstanbul'da ve bazı basın organlarında estirilen ya da estirilmeye çalışılan havadan çok farklı.
Anadolu'da ciddi bir tepki var... Ancak bu tepki, İstanbul Taksim ya da Ankara Kuğulu Park'ta ortaya konulmak istenene hiç benzemiyor. Burada "çapulcular"yüceltilmiyor ve kutsanmıyor. Tam tersine yerin dibine batırılıyor.
Buradaki tepki, Taksim ve Kuğulu Park eylemcilerine yönelik. Üstelik, dozu da hayli yüksek. 

***

Hasan Uslu, Silifke'nin bir tatil merkezi olan Atakent Beldesi'nin Belediye BaşkanıMilliyetçi Hareket Partisi'ne mensup. Buna karşılık, Gezi Parkı'nda başlayan ve yayılan eylemlere verip veriştiriyor... "Oteller yüzde 50 oranında boş" diyor.
Esnafın kan ağladığından bahsediyor.
Geçen yıl ve önceki yıllarda iğne atsan yere düşmeyenAtakent Sahili'nde tek tük denize girenleri gösteriyor.
Turizm sıkıntıya girince, bölgede tarım ve hayvancılıkla uğraşan büyük bir kitlenin de sıkıntı içine düştüğünü söylüyor.
Durgunluğun 300'e yakın iş alanını etkilediğine işaret ediyor.
Hasan Uslu, "çapulcuların" sergilediği eylemlerin Akdeniz Sahili'nde milyonlarca insanı vurduğunu anlatıyor:
-Vatandaşın ekmeği ile oynadılar.
Yabancı turistleri kaçırdılar.
Antalya'ya turist gelmeyince fiyatlar düştü. Yerli turist de o taraflara kaydı.
Şimdi Antalya da Mersin de bütün Akdeniz sahili de sıkıntı içinde. 

***

Sadece Hasan Uslu değil...
Parti farkı gözetmeksizin bölgede kiminle konuşursanız tepkili. Hükümeti eleştirenler bile "çapulculara" ve sergiledikleri eylemlere sıcak bakmıyor.
Peki bölgede Hükümet karşıtı eylemleri destekleyenler yok mu?
Tabi ki var. Ancak, Hasan Uslu'nun değimiyle onlar müzmin muhalif. "Karşıyız karşı, her şeye karşı" tavrı içindeler.
Silifke'de yapılacak Termik Santrale karşılar. Çimento Fabrikası'na tepki gösteriyorlar.
Nükleer Santral karşıtı eylemler sergiliyorlar.
Hasan Uslu"Bunların babaları da böyleydi" diyor:
-Geçmişte de SEKA Fabrikası'na karşıydılar. Sürekli olarak eylem yapıyorlardı. Şimdi çocukları sokakta. Hayatları boykot ve eylemle geçiyor. Ekonomiye hiçbir katkıları yok. Allahtan sayıları çok az, hepsi bir avuç insan. 

***

Hasan Uslu ile köylünün yoğun olduğu "Yoğurt Pazarı"na gittik...
Başkan sordu:
-Sizin içinizden protestolara giden oldu mu?
Köylüler, son derece düşündürücü bir cevap verdiler:
-Sen ne diyorsun Başkan? Gidelim de kendi çoluk çocuğumuzun rızkını mı yok edelim? Görmüyor musun eylemler memleketi ne hale getirdi?
Biz köylülerle konuşurken, yanımıza pazara müşteri olarak gelen bir başkası yaklaştı. "Doğru söylüyorlar" dedi:
-İzmir Dikili'den yeni geliyorum.
Her sene gittiğimde arabayı koyacak yer bulamıyordum. Bu sene bomboştu. 
Atakent'te nereye gittiysek, benzer tepkilerle karşılaştık...
Hasan Uslu "normal" dedi:
-Bu kasabada tatilcilerle birlikte 300 bin kişi var. Ben bu güne kadar karşıma çıkıp da "iyi yaptılar" diyene rastlamadım. Yazıktır, günahtır bu ülkeye ve bu ülke insanına büyük sıkıntı yaşattılar.
Gördüm ki, "çapulcular" görevlerini iyi yapmışlar! Attıkları "ekonomiyi vuralım" twitleri amacına ulaşmış.
Anadolu insanına ciddi zarar vermişler!

 

 



 
--
Prof. Dr. Veysel Batmaz
Istanbul University
Faculty of Communication
 

--------------------------------------------------------------------------------------------------

baski.jpegBu mesajı kağıda yazdırmadan önce lütfen ağaçları ve çevreyi düşününüz...              
Please think about the environment before printing
...      

 



 

 

 


 
--
Prof. Dr. Veysel Batmaz
Istanbul University
Faculty of Communication
 

--------------------------------------------------------------------------------------------------

baski.jpegBu mesajı kağıda yazdırmadan önce lütfen ağaçları ve çevreyi düşününüz...              
Please think about the environment before printing
...      

 



 
--
Prof. Dr. Veysel Batmaz
Istanbul University
Faculty of Communication
 

--------------------------------------------------------------------------------------------------

baski.jpegBu mesajı kağıda yazdırmadan önce lütfen ağaçları ve çevreyi düşününüz...              
Please think about the environment before printing
...      

 



 

 

 


 
--
Prof. Dr. Veysel Batmaz
Istanbul University
Faculty of Communication
 

--------------------------------------------------------------------------------------------------

baski.jpegBu mesajı kağıda yazdırmadan önce lütfen ağaçları ve çevreyi düşününüz...              
Please think about the environment before printing
...      

 



__._,_.___


Tarih, Toplum ve Siyaset Grubu, SIYASET VE TOPLUM TARTISMA FORUMU'nun alt grubudur. Grubumuzda yayinlanan yazilar, moderatorlerce foruma aktarilabilir. Forum adres: http://www.network54.com/Forum/273491

Icinde hakaret ve kufur iceren mesajlar gruba gonderilmez. Gruba gonderilen yazilarin butun sorumlulugu yazara aittir. Bir yazinin gruba gonderilmis olmasi, grup sahibi ve moderatorlerinin  yazinin icerigini kabul ettigi anlamina gelmez.




Your email settings: Individual Email|Traditional
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch to Fully Featured
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe

__,_._,___

 

--
Gelen Maillerden RAHATSIZ Olmuş İseniz, Üyeliğiniz Sonlandırılması için Konu Bölümüne " ÜYELİK SONLANMASI " başlıklı Mail Atınız LÜTFEN...
 
İçeriği olmayan link verilmiş bağlantılı iletiler YAYINLANMAYACAKTIR...
 
---
Bu e-postayı Google Grupları'ndaki "HaberPOSTA" adlı gruba abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için haberposta+...@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için, https://groups.google.com/groups/opt_out adresiniz ziyaret edin.
 
 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages