Nebiyy-i Zişan'ın (A.S.M.) mebde-i hayatına ait ahval-i suriyesinden zaif bir şey işitildiği zaman üstünde durmamalı; derhal başını kaldırıp etraf-ı âleme neşrettiği nurlara bakmalı.
Maahaza mebde-i hayatına şek ve şüphe ile bakan adam herhalde masdar ile mazhar, menba' ile makes, zati ile tecelli aralarını fark edemiyor. Ve bu yüzden şübheye düşer. Evet Nebiyy-i Zişan (A.S.M.) tecelliyat-ı İlahiyeye mazhar ve makestir; masdar ve menba' değildir. Çünki o zat yalnız abiddir ve ibadetçe herkesten ileridir. Demek bu kadar görünen terakkiyat, kemalat onun zati malı değildir. Ancak hariçten verilen Rahman-ı Rahim'in tecellileridir.
(Bediüzzaman Said Nursi – Mesnevi-i Nuriyeden)
Lügatler
Âbid :çok ibadet eden, kullar Ahval-i Suriye : dışa yansıyan görünüşteki haller, durumlar Aleyhissalâtü Vesselam :selam ve dua onun üzerine olsun Derhal : şimdi, hemen, bu anda, vakit kaybetmeden Etraf-ı âlem : âlemin her tarafı Hal : durum, vaziyet Hariç :dış, dışarı, dışında İbadet :Allah’ın emirlerini yapmak, sevaplı ve ihlâslı iş yapmak, Allah’a kulluk Kemâlât :faziletler, iyilikler, mükemmellikler Maahaza :bununla beraber, bununla birlikte, böyle olmakla birlikte Makes :yansıma yeri Masdar :kaynak, bir şeyin çıktığı yer Mazhar : yansıma ve görünme yeri Mebde-i hayat : hayatının başlangıcı Menba :kaynak, pınar, çıkış yeri
|
Mesnevi-i Nuriye :nurlu parçalar, nurlu manzumeler Nebiyy-i Zişan : şan sahibi Nebî; Hz. Muhammed (a.s.m.) Neşretmek :yaymak, dağıtmak, yayınlamak Nur : ışık,aydınlık, parlaklık Rahman-ı Rahim :dünya ve âhirette yarattığı varlıklara sonsuz rahmet, şefkat ve merhametiyle davranan Allah Şek :şüphe,zan, kuşku Şey :madde, eşya, varlık Şüphe :kuşku doğuran şey, kafada tam cevaplanmamış şey Tecelli :yansıma, gözükme, belirme Tecelliyat-ı İlâhiye : İlâhî isim ve sıfatların varlıklar üzerindeki yansımaları Terakkiyat :yükselişler, ilerlemeler Zaif : zayıf, dayanıksız Zat : hürmete layık kimse, kişi Zati:kendisine ait
|