Malumdur ki; kesret-i nesil herkesçe matlubdur. Hiçbir millet ve hükumet yoktur ki, kesret-i tenasüle taraftar olmasın. Hatta Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam ferman etmiş: (tenâkehû tekâserû) ev kema kal- Yani: "İzdivaç ediniz; çoğalınız. Ben kıyamette, sizin kesretinizle iftihar edeceğim." Hâlbuki tesettürün ref'i, izdivacı teksir etmeyip, çok azaltıyor. Çünki en serseri ve asri bir genç dahi, refika-i hayatını namuslu ister. Kendi gibi asri, yani açık-saçık olmasını istemediğinden bekâr kalır, belki de fuhuşa süluk eder. Kadın öyle değil, o derece kocasını inhisar altına alamaz. Çünki kadının -aile hayatında müdür-ü dâhili olmak haysiyetiyle kocasının bütün malına, evladına ve her şeyine muhafaza memuru olduğundan- en esaslı hasleti sadakattır, emniyettir. Açık-saçıklık ise bu sadakatı kırar, kocası nazarında emniyeti kaybeder, ona vicdan azabı çektirir. Hatta erkeklerde iki güzel haslet olan cesaret ve sehavet kadınlarda bulunsa, bu emniyete ve sadakata zarar olduğu için, ahlak-ı seyyiedendir, kötü haslet sayılırlar. Fakat kocasının vazifesi, ona hazinedarlık ve sadakat değil, belki himayet ve merhamet ve hürmettir. Onun için, o erkek inhisar altına alınmaz. Başka kadınları da nikâh edebilir.
(Bediüzzaman Said Nursi – 24. Lem’adan)
Lügatler
Ahlâk-ı seyyie : kötü ahlâk Aleyhissalâtü Vesselam :selam ve dua onun üzerine olsun Asri :asırlık, asra ait, devre ait, çağdaş, modern Azab :büyük sıkıntı, dünyada işlenen günahların âhiretteki cezası Bekar : Hiç evlenmemiş, zevcesi olmayan adam. Belki :bilakis, aslında Cesaret : Cesurluk, yiğitlik, korkusuzluk. Emniyet :eminlik, güvenli olmak, korkusuzluk Esas :asıl,temel, kök, şart Ev kema kal : veya söylediği gibi Evlad : çocuklar Ferman :emir,tebliğ, buyruk Fuhuş : çok çirkin, aşağılık, helâl olmayan iş Halbuki :gel gör ki, aslında, öyle ki Haslet :huy, ahlâk, yaratılıştan olan tabiat Haysiyet : itibar, değer, kıymet Hazinedarlık : hazine bekçiliği Himayet : koruma altına alma Hükûmet :bir memleketi idare edenler, vekiller heyeti Hürmet :saygı, değer verme, haysiyet, şeref İftihar :övünme, gururlanma, başkasının iyi hali ile sevinme İnhisar :bir şeye mahsus olup başka şeye şumüllü olmamak İzdivaç :evlenme Kesret: çokluk Kesret-i nesil :soy çokluğu Kesret-i tenasül : neslin çoğalması |
Kıyamet :dünyanın yıkılıp harap olması, dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması Lem’a :parıltı, parlamak Malum :bilinen, belli olan Matlub :istek, istenilen şey Memur :emir ile hareket eden, emir altında olan Merhamet :acımak, şefkat göstermek Muhafaza :koruma, saklama Müdür-ü dâhili : iç işleri yöneten Namus : Irz, iffet, edeb, hayâ. Nazar :bakma, bakış, görüş, görüş açısı, dikkat Nikâh :evlilik sözleşmesi, akit Ref’ : ortadan kaldırma Refika-i hayat :hayat arkadaşı, eş Resûl-i Ekrem : Allah’ın en şerefli ve değerli elçisi olan Hz. Muhammed(a.s.) Sadakat :dostluk, bağlılık, vefalı olmak Sehavet :cömertlik Serseri :başına buyruk hareket eden, eşkıya, suçlu Sülûk :bir yolu takip etmek, bir tarikata bağlanmak Şey :madde, eşya, varlık Taraftar :bir tarafı destekleyen, taraf tutan Teksir :çoğaltma Tesettür :gizlenme, örtünme Vazife :bir kimsenin yapmaya mecbur olduğu iş, görev Vicdan :insanın içinde iyiyi kötüden ayıran manevi duygu
|