HANIMLAR REHBERİ-52-17.MEKTUP ÇOCUK TAZİYENAMESİ(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Jun 5, 2024, 4:48:09 AMJun 5
to

                                HANIMLAR REHBERİ

11.3.ON YEDİNCİ MEKTUP ÇOCUK TAZİYENAMESİ(DEVAMI)

ÜÇÜNCÜ NOKTA

Vefat eden çocuk, bir Hâlık-ı Rahîmin mahlûku, memlûkü, abdi ve bütün heyetiyle onun masnuu ve ona ait olarak ebeveyninin bir arkadaşı idi ki, muvakkaten ebeveyninin nezaretine verilmiş. Peder ve valideyi ona hizmetkâr etmiş. Ebeveyninin o hizmetlerine mukàbil, muaccel bir ücret olarak, lezzetli bir şefkat vermiş.

Şimdi, binden dokuz yüz doksan dokuz hisse sahibi olan o Hâlık-ı Rahîm, mukteza-yı rahmet ve hikmet olarak o çocuğu senin elinden alsa, hizmetine hâtime verse, surî bir hisse ile, hakikî bin hisse sahibine karşı şekvâyı andıracak bir tarzda meyusâne hüzün ve feryad etmek ehl-i imana yakışmaz, belki ehl-i gaflet ve dalâlete yakışıyor.

 

DÖRDÜNCÜ NOKTA

Eğer dünya ebedî olsaydı, insan içinde ebedî kalsaydı ve firak ebedî olsaydı, elîmâne teessürat ve meyusâne teellümâtın bir mânâsı olurdu. Fakat madem dünya bir misafirhanedir; vefat eden çocuk nereye gitmişse, siz de, biz de oraya gideceğiz. Ve hem bu vefat ona mahsus değil, umumî bir caddedir. Hem madem müfarakat dahi ebedî değil; ileride hem berzahta, hem Cennette görüşülecektir.

1
اَلْحُكْمُ ِللهِ demeli. “O verdi, o aldı. Elhamdü lillâhi alâ külli hal” deyip sabırla şükretmeli.

 

 

 

Lügatler :

abd : kul
bahtiyar : talihli, mutlu

berzah : kabir âlemi
Cennetü’l-Firdevs : Firdevs Cenneti; Cennetin en yüksek derecesi
ebedî : sonu olmayan, sonsuz
ebeveyn : anne-baba
ehl-i gaflet ve dalâlet : âhirete ve Allah’ın emir ve yasaklarına karşı duyarsız ve hak yoldan sapmış kimseler
ehl-i iman : mü’minler; Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler
elem : acı, keder, sıkıntı
elemli : acıklı, kederli
elîm : acı ve sıkıntı veren

elîmâne : acı çekerek
feryad : bağırıp çağırma

firak : ayrılık
hakikî : gerçek
Hâlık : yaratıcı; herşeyi yoktan var eden Allah
Hâlık-ı Rahîm : Merhametli Yaratıcı; sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan ve herşeyi yoktan yaratan Allah
hâtime : son, nihayet
heyet : şekil, yapı
hizmetkâr : hizmetçi
inâyet : yardım, ihsan, iyilik
kâmil : mükemmel olan, noksansız
Kerîm : ikram edici; cömertlik ve ikram sahibi olan Allah
mahlûk : yaratık, yaratılmış
masnu : san’at eseri
mâsum : günahsız
medar : sebep, vesile
memlûk : kul, köle
menfaat : çıkar, yarar
meşakkat : güçlük, zahmet
meşkûk : şüpheli
meyusâne : ümitsizcesine
muaccel : peşin, hemen verilen

mufarakat : ayrılık
muhabbet : sevgi

mahsus : has, özel
mukàbil : karşılık
muktedir : güç ve iktidar sahibi
mukteza-yı rahmet ve hikmet : Allah’ın rahmetinin ve hikmetinin gereği
musibetli : sıkıntılı, belâlı
muvakkat : geçici
muvakkaten : geçici olarak
müeccel : sonraya bırakılan
müteessir : etkilenme, üzülme
nâkıs : eksik, noksan
nefs : insanı maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet
nezaret : gözetim
peder : baba
Rahîm : merhametli; rahmetinin çok özel tecellîleri olan ve sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah
rahmet : şefkat, merhamet
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
salih : dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden
sûrî : şeklen
şefaatçi : günahların bağışlanması için vesile
şefkat : içten ve karşılıksız merhamet, sevgi
şekvâ : şikâyet

teellümât : elemler, acılar
teessürat : üzüntüler, etkilenmeler
temin : sağlama

umumî : genel, herkese ait
valide : anne
veled : evlat, çocuk

 

 

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages