ABD'Lİ YAZAR BERNANDO LAPALLO UZUN YAŞAMASININ SIRLARINI AÇIKLADI VB. DUYURULAR...

20 views
Skip to first unread message

KERİM ÖZBEKLER

unread,
Apr 7, 2017, 3:57:01 AM4/7/17
to Gürsel, Mahmut Selim, GÜVEN, Hakan, h.gum...@hotmail.com, Haber, Adana Ses, Haber, Karacabey, Haber, Parlamento, Haber, Türkİslam, ha...@ilksesgazetesi.com, ha...@kitaptansanattan.com, Haberleri, Edebiyat, habib...@gmail.com, hacir...@hotmail.com, hakk...@hotmail.com, hakm...@yahoo.gr, halil...@hotmail.com, hali...@hotmail.com, halilka...@hotmail.com, halilk...@hotmail.com, halilni...@hotmail.com, halilov...@yahoo.com, halise...@hotmail.com, halit...@hotmail.com, ha...@moralihukukburosu.com, halukcet...@gmail.com, hal...@hotmail.com, hamd...@windowslive.com, hami...@yahoo.com, HANCI, Hamit, harbi...@gmail.com, Harmancı, Hasan, harunu...@hotmail.com, hasan_ca...@hotmail.com, hasan...@hotmail.com, hasanko...@hotmail.com, hasan...@hotmail.com, hasantul...@hotmail.com, hasanya...@yahoo.com.tr, HASATTÜRK - Medyakoop, HASBOYA, HÜLYA, hasgül, mahmut, Hasret, Azer, haşal, Hilmi, hatic...@hotmail.com, hatic...@gmail.com, hatic...@mynet.com, hayat...@gmail.com, haydar...@hotmail.com, hayd...@mynet.com, Haydaroglu, Murat, hayretti...@gmail.com, ha...@hiperlink.com.tr, hayrikar...@mynet.com, hayriy...@windowslive.com, hba...@mu.edu.tr, hba...@hotmail.com, hcavd...@mynet.com, hdur...@hotmail.com, hecetas...@gmail.com, hevsel...@gmail.com, heyyu...@mynet.com, hfeyza...@gmail.com, hgokc...@hotmail.com, hida...@hotmail.com, Hikmet, Nazım, hikmet...@hotmail.com, Hilal, Haber, Hilmi, Kul, hio...@hotmail.com, hk...@beykent.edu.tr, hku...@mynet.com, hnihat...@hotmail.com, hnihat...@mynet.com, hocaahmet...@yahoo.com.tr, hocao...@windowslive.com, Hotel, Asarlık Beach, hrecai...@hotmail.com, hu...@sonhaber.tv, huly...@hotmail.com, huseyin...@hotmail.com, huseyin...@hotmail.com, huseyi...@64k.net, huseyin...@yahoo.com, huseyiny...@hotmail.com, husn...@hotmail.com, huzun_...@hotmail.com, huzu...@hotmail.com, Hüsmüllü, Ömer Faruk, hya...@yahoo.com, hyu...@hotmail.com, Igdir, Yesil Igdir Engelliler Dernegi, Ileri, gürsel, Info, Mansur, Iskenderian, Ara, Işık, İhsan, Işıkhan, Ümit Yaşar, IŞIKLAR, Muhammed, i_nalb...@yahoo.com, i.i...@hotmail.com, i.sa...@web.de, ibrah...@mynet.com, ibrahim...@begendik.com.tr, ibrahim...@hotmail.com, ibrahi...@hotmail.com, ibrahi...@hotmail.com, ibrahim...@yahoo.com, ibr...@outlook.com, idak...@gmail.com, idrisog...@gmail.com, ihsan_...@hotmail.com, ih...@ihsankurt.net, ihsan...@gmail.com, İlaldı, Muzaffer, ilet...@anadoluhayat.com.tr, ilhan...@hotmail.com, in...@abttf.org, in...@daktilogazetesi.com, in...@kozadusunce.com, in...@sunrise.com.tr, ipola...@hotmail.com, Kaplan, Mehtap, Kar, Unal, Kara, Hakan, kentga...@hotmail.com, kerem...@hotmail.com, kerimoz...@googlegroups.com, Kırkpınar, Nevzat, Kitabevi, Avantaj, kmlgu...@hotmail.com, Koçak, Azmi, KOLUÇOLAK, Ahmet, köprülü, Sadunkoprulu, kubbealt...@hotmail.com, kumbetalti...@gmail.com, kuvv...@hotmail.com, Küçükaydın, Demir, lutfi_...@hotmail.com, maiaki...@rambler.ru, malkoç, alirıza, mce...@gmail.com, meczup...@gmail.com, Merdanoğlu, Süleyman, mergül, şaban, Mert, Abdil, Mert, Akif, Metin, Yasemin, mgurca...@gmail.com, mincem...@gmail.com, minem...@hotmail.com, mkur...@web.de, MOLLA, RAMADAN, moustafa...@gmail.com, mrge...@hotmail.com, msadi...@gmail.com, mtas...@yahoo.com, mu...@eynalkaplicalari.com.tr, muhtarg...@hotmail.com, muhtere...@hotmail.com, mumin, aydin, muratdu...@hotmail.com, Murquzov, Kenan, mus, seref, must, halil, mustafab...@hotmail.com, mustafa...@hotmail.com, mustafa...@hotmail.com, mutlu, betül, mutl...@hotmail.com, Müzik Yapım, Eröksüz, mz.a...@hotmail.com, mzgu...@hotmail.com, n.gu...@hotmail.com, Namlı, Engin, naz...@hotmail.com, nebih...@hotmail.com, necdetbay...@hotmail.com, nergiska...@hotmail.com, nevzat...@hotmail.com, nida_d...@hotmail.com, nkur...@gmail.com, nur...@gmail.com, nurten...@hotmail.com, ode...@istanbul.edu.tr, oguz.a...@mvd.com.tr, oguz...@hotmail.com, OĞUZ, BİLGE, OĞUZ, Seçil, omer...@gazeteistanbul.com, omere...@gmail.com, omer...@hotmail.com, omry...@hotmail.com, Onur, hüdavendigar, orhan...@hotmail.com, Ortay, Hande, osmangir...@hotmail.com, osmank...@yahoo.com, oykule...@gmail.com, ozand...@hotmail.com, ozcanpeh...@yahoo.com, Ozdal, Nihat, ozelh...@turkiyeyiz.biz, ozgeoz...@yahoo.com, ozlem_...@hotmail.com, ozle...@hotmail.com, ozturk, ceylan, Ozyayci, Nesrin, Öğütlü, Ayşen, Ömeroğlu, Akın, Önder, Hızır İrfan, öner, muhammed fazıl, Öykü, Askıda, öz, kamil, Özcan, Nesrin, ÖZÇİMEN, METİN, Özdal, Aslı, Özdamar, Hülya Senday, Özdemir, Halil, Özdemir, Neslihan, ÖZDEMİR, ÖZGÜR, ÖZEROL, Süleyman, Özkan, Özkan, Özlük, Hüseyin, Öznazlı, Beril, öznergiz, emine, Öztürk, batuhan, öztürk, hasan, Özuğur, Özgür, palto...@gmail.com, pekem...@yahoo.com, Peker, Ekrem Hayri, pekgöz, ishak, Peköz, Hatice Elveren, Pınarbaşı, Yavuz Selim, Piljug, Adelina, Platformu, Hollanda Sivaslilar, pro, temelkuran, prof.dr.a...@gmail.com, Raifoglu, Yildir, ramd...@hotmail.com, Rana, Sabiha, Ree, Emrr, rifatka...@hotmail.com, Ruso, Fatoş Avcısoyu, s.kaya...@hotmail.com, s.t...@platformmedia.nl, Sabri, Mehmet, safigulum...@hotmail.com, Sagay, Eren, SAĞLAM, Feyyaz, Sağlam, Mümin
ABD'Lİ YAZAR BERNANDO LAPALLO'NUN UZUN YAŞAMA SIRLARI VB. YAZILAR...

1901 doğumlu ABD'li yazar Bernando LaPallo uzun yaşamasının sırrını şu şekilde açıklamıştır;''Organik sebze ve meyvelerle besleniyorum, bol bol su içiyor ve düzenli olarak yürüyüş yapıyorum. Zihnimi genç tutmak için sürekli kitap okurum ve bulmaca çözerim, olağanüstü bir durum olmadıkça her gün 21.30'da yatarım. Sabahleyin 04.00'te kalkarım, zeytin-sarımsak-tarçın-bal ve kakao en çok tükettiğim ürünlerdir. Kimsenin yaşam şekline karışmam, olur olmaz her şeye burnumu sokmam.'' Amerika Birleşik Devletleri'nin değişik kentlerine giderek ''Sağlıklı Yaşam.'' konusunda seminerler veren yazarın ''Az Yaşlan-Çok Yaşa.'' isimli 1 kitabı bulunuyor.

******************************************************************************************************************************************************************************

SURİYE'DE Kİ KİMYASAL VAHŞET...
Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, oturan insanlar
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, yazı
Derin Gerçekler2 yeni fotoğraf ekledi.

Bu sabah elma kokusuyla uyandı İdlibliler. 
Sevinçle mutfağa yöneldiler önce. 
Çünkü Suriye'de Elma kokusu rüya gibiydi.
Kokunun mutfaktan gelmediğini görünce camlarını açtılar. 
Baktılar ki koku dışarıdan daha çok hissediliyor, hemen dışarı akın ettiler merak ve heyecanla. 
Çıktıklarında gördüler ki herkes aynı merak ve heyecanla dışarı çıkmış. 
Hızlı hızlı yürümeye başladılar; kokunun kaynağını aramaya başladılar. 
Gittikçe şiddetlendi elma kokusu. 
Ama bir yandan da derilerinde bir yanma hissettiler sanki. Aldırmadılar ve yürümeye devam ettiler. 
Bu sefer daha hızlı koşmaya başladı bir çoğu. 
Ancak zamanla o yanma gittikçe şiddetlendi. 
Koşuyorlardı; ama yanıyorlardı da. 
Bu sefer de dönüp eve doğru koşmaya başladılar. 
Yanma iyice artıyordu. 
Zamanla derilerinin morarmaya ve büzülmeye başladığını gördüler korkuyla. 
Bir an önce suya ulaşmalılardı. 
Kendilerini can havliyle suya attıklarında ise bedenleri kavruldu bu sefer, asit dolu bir havuza girmişler gibi. 
Artık ölmüşlerdi, ölümün nereden geldiğini anlayamadan. 
Yanarak ölmüşlerdi, üstelik ateşsiz ve dumansızdı bu yanma çığlıklarla bağırışlarla çağırışlarla. 
Bir avuç kül oluvermişlerdi aniden, ne olduğunu anlayamadan… 
"Saçlarım tutuştu önce 
Gözlerim yandı, kavruldu 
Bir avuç kül oluverdim 
Külüm havaya savruldu.” 
Kimyasal zehir öyle bir şeydir ki; vücudunuza temas ettiği anda yakar sizi, nefes almak için çırpınırsınız; alamazsınız. 
Deriniz büzülüp çürür. 
Yavaş yavaş, acı çeke çeke ölürsünüz. 
Öyle ki başınıza silah vurularak öldürülmeyi buna tercih edebilirsiniz. Bu zehir de elma kokuluydu. 
Güzel kokulu zehir, Zekice planlanmış bir katliamdı. 
Hedeflerinde çocuklar vardı, geleceği hedeflemişlerdi.. 
En çok da çocuklar öldü İdlib'de. Tıpkı diğer katliamlardaki gibi... 
Yıllar sonra ülkelerine demokrasi getirecek olan o uzak memleketteki adamlar, kendi memleketlerindeki o diktatöre hediye etmişlerdi bu elma kokulu zehri. Ölmeden önce, ölürken, yanarken İdliblilerin attıkları çığlıkları duyamadılar o özgürlükçü ve demokrat adamlar. 
Çünkü o sırada başka ülkelerde başka hayatları mahvetmekle meşgullerdi. Başka soykırım planları vardı. 
Onlardı zaten, Hiroşima’da küçük gözlü onlarca küçük çocukları yakan. 
Onlardı Vietnam’da yüzlercesini, binlercesini katleden. Onlardı Ruanda’da 100 gün içinde 800 bin kişinin katledilmesini sessizce destekleyen. 
Onlardı Filistin'e, Arakana, Halepçe ye imza atan. Duyamadılar o çığlıkları… 
Şimdi İdlibli çocuklar el ele tutuşmuş Hiroşimalı, Ruandalı, Vietnamlı, Halepçeli, Filistinli kardeşleriyle dünyaya mesaj veriyorlar, insanlığa sesleniyorlar; 
İdlib'de 04 Nisan 2017 de insanlık nefessiz bırakıldı, yakıldı...
Hiç bir gazete yarın Arapça başlık atmayacak... 
Çünkü mazlumlar yalnızdır...
NECMİ GAŞ

**************************************************************************************************************************************************************************

ÇİN'DE 1 BANKA SOYGUNU...

Erdinç Ozan (facebook);

Çin'in Guangzhou kentinde bir banka soygunu...
Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: "Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir."
Herkes sessizce yere yatar... Bunun adı "Zihin Değiştirme Kavramı"dır.
Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek...
Bu arada müşterilerden bir kadın, bir masanın üzerinde... Elbisesi sıyrılmış ve bacakları görünüyor... Soyguncu bağırır: 
"Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!"
Bunun adı "Profesyonellik"tir. İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!
Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atarlar. Daha genç olanı (master dereceli), daha yaşlı olanına (5'inci sınıftan terk) "Abi, hadi şu paraları sayalım" der. Daha yaşlı olanı "Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz" diye cevap verir.
Bunun adı "Deneyim"dir!
Günümüzde deneyim kâğıt diplomalardan çok daha önemlidir.
Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söyler. Şef itiraz eder: "Hırsızlar alacaklarını aldılar.
Biz de 10 milyon alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim."
Buna "Dalgayı yakalamak" derler.
Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklar!
Çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup ellerindekini sayar. Topu topu 20 milyon dolar! "Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü.
Galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!"
Bu "Bilgi, altından daha değerlidir" demek...
Banka Müdürü çok mutludur. Bir süre önce borsada kaybettiği parayı geri kazanmıştır.
Buna "Fırsatları kullanmak" derler.
(FATMA YAĞMUR)



**************************************************************************************************************************************************************************

BU DENSİZ KİM?

Müştebey Çelik (facebook);
36 dk. · 

"Dün bana gelen bir haber. Araştırdım doğru olduğu ortaya çıktı. Şimdi sıkı durun. Adana'da bulunan Sabancı Erkek Teknik öğrenci yurduna öğrencileri denetlemek amacıyla giden Adana Motor Meslek Lisesi müdürü Saffet Alptekin yurt odasında bulunan "Türk Bayrağı, Atatürk posteri, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe" posterlerini " göstererek bunlar ne? Bunların burda ne işi var? Kim astı ? Hangi amaçla astınız? Bunları derhal söküyorsunuz ?" deyince öğrenci "Atatürk ve Türk bayrağını mı sökeyim müdürüm" diye cevap vermiş. Müdür ise "ben dediysem sökeceksin, gözlerime bakmayı bırak da sök şunları" diyerek emir vermiştir. Öğrenciye zorla söktürmeye çalışırken öğrenci sökülmüyor hocam diyince "yırtarak sök lan" diye bağırarak öğrenciye zorla söktürmüştür.
Şimdi başta Adana valisi ve Milli Eğitim Müdürünü ve dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı'nı göreve davet ediyorum. Peşini bırakmayacağım."
YUSUF HALAÇOĞLU (MHP MİLLETVEKİLİ)


**************************************************************************************************************************************************************************

Nazım Bayraktar (facebook); 
Büyük işgaller, o toplumun değer verdiği seyler üzerinden yapılır. Amerika Irak'a gireceği zaman, Iraklılar o memleketin şeyhinin ağzından çıkacak sözlerine dikkat kesildiler. Irak'ın büyük şeyhi, tüm ülkeye silah bırakmak gerektiği yönünde hitap etti. Sonra anlaşıldı ki, o şeyh 20 yıllık CIA ajanı...
Bilmem anlatabildik mi?
Bu Evet de, CIA nin bir tuzağı.
Amaç, büyük Ortadoğu projesi.
Malum, Recep Tayyip Erdoğan da onun Eş başkanıdır. (Not:Halen eş başkanlıği bıraktığını duymadığım için eş başkanı dedim)


**************************************************************************************************************************************************************************

TC Yazar Hasip Sarıgöz (facebook);

Türk milletine "Cambaza Bak..." oyunu izletilirken,

ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde "Rojova" denilen PYD/PKK bölgesinde tam 8 tane hava üssü kurduğunu ve 9'uncusunu da kurmaya devam ettiğini biliyor muydunuz?

Bu üsler nerelerde mi ?

Ayn-el Arap'ta, yani sizin bildiğiniz adla Kobani'de,
Tel Abyad'da,
Mebruka'da,
Rumeylan'da,
Ayn-el İsa'da,
Harapşık'da,
Hekli Ciblis'de,
Kobani'deki üs, nakliye uçakları bile inebilecek durumda.
Burnumuzun dibindeki Kamışlı'daki üssün yapımı ise devam etmektedir.
Yakın gelecekte Türkiye'nin İncirlik Üssünü Amerikalılara kapatmasının hiçbir anlamı kalmayacaktır.


**************************************************************************************************************************************************************************


Muharrem Serttaş (facebook);· GÜVENMİYORUM ARKADAŞIMM !!!!

Ermeni kökenli Gazeteci olan Ethan MAHCUPYAN Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yaptığı için; 1983 ten bugüne kadar zaman gazetesine para vermedim ve alıp okumadım. Bu nedenle FETO ya ve örgütüne hiç güvenmedim.

Bugünde Ermeni Asilli Olan taraf Gazetesinde yazarlık ve Genel yayın yönetmenliği yapmış olan,

AKPARTI Milletvekili MARKAR ESAYANA ve İCRAATLARINA GÜVENMİYORUM. (REFERANDUMDA oylanacak olan 18 Maddeyi hazırlayan Anayasa komisyonu üyesi.)

MARKAR ESAYAN KİMDİR..

Markar Esayan (d. 4 Şubat 1969, İstanbul), Ermeni asıllı Türk yazar, gazeteci ve siyasetçi.

İlköğretimi Bomonti Mıhitaryan Ermeni Katolik İlköğretim Okulu'nda, liseyi ise Özel Getronagan Ermeni Lisesi'nde bitirdi. 1995 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi lisans eğitimini bitirdi. 1997 yılından itibaren aralıklarla yazdığı Agos gazetesinde 2001 yılından beri “Dar Kapı” başlığı altında köşe yazıları kaleme almaya başladı. Yazarın ilk romanı, “Şimdinin Dar Odası”, 2004 yılında İnkılâp Kitabevi Büyük Ödülü’nü aldı ve 2005 yılında ise okuyucuya ulaştı. İkinci romanı "Karşılaşma" ise Ekim 2007'de okuyucularıyla buluştu.

Taraf gazetesi yayın koordinatörlüğü ve aynı gazetede köşe yazarlığı görevinde bulunan Esayan, gazetede geçici olarak genel yayın yönetmenliği de yaptı. 21 Ağustos 2013 tarihinden itibaren Yeni Şafak gazetesinde yazmaktadır.

TBMM XXV. ve XXVI. Dönem İstanbul Ak Parti milletvekilidir.

**************************************************************************************************************************************************************************

ATATÜRKÜN RESMİNİ İNDİRMEYE ÇALIŞAN İNGİLİZ OKUL MÜDÜRÜNÜ ALPASLAN TÜRKEŞ VE ARKADAŞLARI  PENCEREDEN AŞAĞIYA NASIL ATTI ?

Rüştiyedeyken sınıf arkadaşının Türkeşle geçen günlerinden bir anısı:Türkeş’in ortaokul yıllarındaki sınıf arkadaşıdır Ahmet Munis Bey. Otobüs Lefke’ye doğru yol alırken Türkeşli yılları yeniden yaşıyormuş gibi anlatmaya başlar:

“- Ortaokuldayız. Müdürümüzün tayini çıkmıştı, nereye gitti bilmiyoruz?. Yerine yeni bir İngiliz müdür geldi. Çam yarması gibi derler ya, işte öyle bir İngiliz. Sınıfa girdiği gün bizi şöyle bir iyice süzdü, süzdü, sonra gözü dolabın üzerindeki ipe asılı Atatürk’ün resmine takıldı… Yüzü buruştu, rengi değişti..”

Ahmet Munis Bey bir an duraklar ve devam eder:

“- Çam yarması İngiliz Müdür dişlerini sıkarak bize döndü, eli ile Atatürk’ün resmini işaret ederek, ‘Çabuk şu resmi indirin’ diye bağırdı.”

“- Hepimiz uyuşmuş gibiydik. Kimse yerinden kımıldayamıyordu. İngiliz Müdür aynı cümleyi üç defa tekrarladı fakat Atatürk’ün resmini indirmek için yerinden kıpırdayan bir Türk evladı olmadı. ‘İndirin şu resmi’ cümlesini son defa tekrarlayınca Türkeş kalktı ve İngiliz’e bağırdı:

‘- Bize o resmi kimse indirtemez. Cesaretin varsa sen indir de görelim!’

İngiliz müdür öfkeden kıpkırmızı olmuştu. O çam yarması vücuduyla yay gibi fırlayarak bir sandalyeye çıktı ve ipi kopardı ki, daha inmesine fırsat kalmadan Türkeş yerinden fırladı sandalyeyi hızla iterek İngiliz’i yere düşürdü. Sonra bize döndü,

‘Çabuk olun, tutun ayaklarından’ diye bağırdı. Biz de söyleneni yaptık, müdürü karga tulumba Türkeş’le tutarak pencereden aşağı savuruverdik..”

yine onun çocukluk arkadaşlarından birisinin anlatımıyla Türkeş;

“O, küçükken bile ruhunu sarmış olan Türklük ateşi ile yanardı. Türkler’in Kıbrıs’ı mutlaka kurtaracağını hatta kendisi büyüyünce asker olup Kıbrıs Türkleri’ni özgürlüğüne kavuşturacağını söylerdi.

Tek hedefimiz, İngilizleri Ada’dan kovup özgürlüğe kavuşmaktı. Türkeş, böyle bir ruh hali içinde Türkiye’ye geldi ve subay oldu.”

DR.FİKRET ALKAN


**************************************************************************************************************************************************************************


Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages