Ali Bayramoğlu hemşehrimizin Parti kapatma davası üzerine rumeli havasıyla hadi oradan BRE! tarzı yazıları. Bu klasik rumeliilerin haksızlığa tahammmulsüzlüğü tarzıdır.

11 views
Skip to first unread message

Eyüp Sabri KARTAL

unread,
Mar 18, 2008, 1:14:10 AM3/18/08
to kai...@googlegroups.com
Ali Bayramoğlu
alibay...@tnn.net
 
 
Yargıtay Başsavcısı'nın kapatma davası bir atımlık kurşun mudur?

Sonuç olarak, yaşanan bir şaka değil. AK Parti'nin kapatılma davasında prosedür başladı.

Türkiye'de ilk kez bir siyasi parti iktidardayken, yüzde 47 oy aldıktan 6 ay kadar sonra ve tümüyle sudan sebeplerle bir kapatılma davasıyla karşı karşıya kalıyor.

Hem Cumhurbaşkanı'na hem Başbakan'a hem kimi Bakanlara aynı anda siyaset yasağı talep eden bu kapatma davası üzerine, Tayyip Erdoğan'ın ilk gençliğinde sarfettiği sözleri bile delil olarak kullanan iddianameyi gördükten söylenecek hiçbir şey bulunmuyor.

Olan, "yargı ve hukuk gücü üzerinden gerçekleştirilen bir darbe girişimi!dir…

Devletin hükümete karşı kalkışmasıdır…

21. yüzyılın ortasında bunca deneyimden sonra hâlâ demokrasiyi sindirememiş olan bir devlet anlayışının ülkede hüküm sürüyor olması hüzün vericidir.

Kimi siyasetçilerin (her ne demekse ve neden kapatılacaksa) 'siyasi parti kapatmak çare değildir ancak hukuk yüzde 47 oy alanlar için de geçerlidir' tarzı iki yüzlü açıklamalarını duymak da insana hüzün veriyor.

Bu kalkışmanın elbet sonuçları olacak…

Temennimiz ve beklentimiz 22 Temmuz 2007'de olduğu gibi, toplumun ve demokrasiye sahip çıkan kesimlerin bu köhne yapıya ve bu tehlikeli meydan okumaya bir demokrasi tokadı daha indirmeleridir.

Türkiye demokrasi hattında ancak böyle yol alıyor, böyle yol alabiliyor.

Örnek pek çok…

28 Şubat bir siyasi partiyi iktidardan etti, ancak 2002'de onun içinden doğan bir başkası çok daha güçlü olarak yerine geldi, askeri bir muhtıra Gül'ün cumhurbaşkanlığını engelledi, ama bir süre sonra Gül çok daha güçlü bir şekilde cumhurbaşkanı oldu.

Bu olayların her biri aslında siyasi alanın genişlemesiyle ilgili, bu genişlemeye örnek gelişmelerdir.

Ve bir gelişme yüksek bir toplumsal meşruiyet, ciddi bir toplumsal destek sayesinde mümkün olmuştur.

Şimdi olan ise bir yanda Ergenekon operasyonu öte yanda üniversitede yasakların kaldırılması girişimine karşı statükonun yeni bir hamlesidir. Ve toplumsal yanıt sanırız yine ağır ve kalıcı olacaktır.

Ne var ki demokrasi hattında böyle yol almak aslında ağır bedelleri olan bir gelişmedir.

2002'den bu yana ülkede yaşanan gelişmelere bakın:

İki darbe girişi, 2009 için planlanmış bir diğer girişim daha, iki muhtıra, Şemdinli skandalı, kritik zamanlarda işlenmiş Santoro'dan Dink'e üç önemli cinayet…

Bu olayların hepsi son altı yıl içinde yaşandı…

Bu olayların hepsi genişlemekte olara siyasi alanın önünü almak için tasarlandı, demokratikleşme sürecine yönelik girişimler olarak karşımıza çıktı.

Şimdi asıl soru şudur:

Yargıtay Başsavcısı'nın kapatma davası bir atımlık bir kurşun mudur yoksa geniş çaplı bir girişimin ilk adımı mıdır?

Diğer bir ifadeyle Türkiye'de bir kesim askeri ince ayar döneminden sonra şimdi de yargı üzerinde ince ayar, diğer bir ifadeyle yeni bir militan demokrasi uygulaması başlatmaya mı hazırlanmaktadır.

Nitekim yaşanmakta olan gelişmeler, diğer bir ifadeyle özgürlükler alanının uygulamalı bir şekilde genişletilmesi girişimleri, CHP'nin büyük katkılarıyla, daha doğrusu kurye rolüne soyunmasıyla, yüksek yargıyı bir siyasi karar alıcı haline çevirmeye adaydır.

Eğer durum böyleyse gerçekten dikkatli olmak gerekir, zira durum buysa Türkiye başka oyun ve gelişmelere de gebe demektir…

 
 
15.03.2008
Demokrasiye utanç davası…

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya "AK Parti'nin laikliğe aykırı fiillere odak olduğu gerekçesiyle kapatılması istemiyle dava açtığını" söylüyordu haberdeki cümle…

Ajanstan gelen bu cümleyi okuduğum zaman bir süre şaşa kaldığımı söylemem gerekir…

Hiçbir şey beni bu kadar şaşırtamazdı, hiçbir şey devlet aktörlerinin ve yüksek yargının mantıksızlık ve futürsuzlukta bu noktaya gelmiş olduğunu düşündüremezdi.

Bu nasıl olabilir?

Daha bundan 6 ay önce yüzde 47'lik bir oy oranıyla iktidara gelmiş, bugün yapılan kamuoyu yoklamalarında en az o kadar oy oranına sahip bir siyasi parti hakkında sudan sebeplerle kapatma davası nasıl açılabilir?

Aslında söylenmesi gereken tek şey şudur:

Bugün ülkede yaşayan her iki kişiden birinin oyunu almış bir siyasi partiye belirsiz ve keyfi nedenle açılan bu dava aslında demokrasiye açılmış bir davadır…

Siyasi partiler demokrasinin temel unsurlarıdır. Bu unsurları tahrip etmek savcı ve yargıç eliyle bile olsa demokrasiyi tahrip etmek anlamına gelir…

Başsavcı AK Parti'nin laiklik karşıtı fiillerin odağı haline geldiğinden söz ediyor, muhtemelen yapılan anayasa değişikliklerini kastediyor.

Ancak bu anayasa değişikliklerinde ne laiklik sözü geçiyor, ne laikliğe ilişkin bir düzenleme var…

Bu değişiklikler özgürlükler alanını genişletiyor.

10. madde yapılan değişiklik şu: Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde ve "her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılması"nda kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.

42. maddeye ise şu ek yapılmış durumda:

"Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir"…

Bu ibarelerden dolayı mı, özgürlükler alanı genişletildiği için mi AK Parti kapatılma davasıyla karşı karşıya kalacak.

Bunu hangi akıl, hangi mantık, hangi vicdan açıklar?

Bu nasıl bir ülkedir ki, ortada somut hiçbir kriz unsuru yokken kendi eliyle kendisini cendereye sokar?

Bu nasıl yüksek yargı sistemidir ki, çoğunluğu itibariyle savcı ve yargıçları salt kendi sübjektif ideolojik kanaatlerinden ötürü, bu çerçevede verdikleri hayallerindeki bir rejim mücadelesinden dolayı ve kanundan güç alarak ülkeyi ekonomik, politik, uluslar arası faturası ağır olacak, istikrarı zedeleyecek böyle bir durum içine iterler?

Ama oluyor…

Daha birkaç gün önce Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, Türkiye'nin sırtında bir leke duran başbakan ve bakan idamlarını adeta onaylar tarzda açıklamalar yapmıyor muydu? 27 Mayıs ihtilali için 'devrim' tanımlaması getirmiyor muydu?

Sorumsuzluk, istikrara kasıt, toplumu yasalara uyarlamaya çalışan yargıçlar hükümeti…

İstediğiniz gibi tanımlayabilirsiz…

Sonuçta tahrip olan sadece demokrasi değildir, sadece istikrar değildir; yargı da tahrip edilmektir, adalete inanç yıpratılmaktadır.

Açıkçası durum, atılan adımın sorumsuzluğu, katılığı ve çağdan kopukluğu akla Sezer'in yargıçları tabirini getirmektedir. 1930-1940'ların kemalizmine geri dönüşü düşündürmektedir...

Nitekim Prof. Dr. Ergun Özbudun'un "En iyi ve sağlam yol halkı kapatmaktır. Uzaydan halk getirmektir… " sözleriyle karar verdiği ilk tepki ironiktir.

Ne var ki ne dünya ne Türkiye 1940'larda yaşamıyor…

Her geçen gün demokrasiyi öğrenme ve içselleştirme konusunda yol alıyoruz…

Açık: Anayasa Mahkemesi kapatma kararı vermeyecek…

Tersine, kanımız o dur ki, açılan bu davaya verilecek toplumsal tepki demokratik olgunlukta, yasakçı mantığın ifşa edilmesinde ülkenin yeni bir aşamaya geçmesinin zemini olacaktır.

Aynı 27 Nisan ve 22 Temmuz 2007 arasında olduğu gibi…

 YAZARA AİT YAZILAR   [ TÜM YAZILAR ]
• Yargıtay Başsavcısı'nın kapatma davası bir atımlık kurşun mudur? - 18.03.2008
• Siyasi iktidar ve yeni hamleler - 14.03.2008
• Yasaklarla sorunları nasıl çözeceğiz? - 13.03.2008

tansu aras

unread,
Mar 18, 2008, 10:10:14 AM3/18/08
to kai...@googlegroups.com


Sayın KARTAL Bu sitenin işleyiş amacı dışındaki maillerinizi lütfen grupta yayınlamayınız. Kurtuluş savaşına müteakip kurulan CUMHURİYET'imizi Yüce ATATÜRK'ün ilkeleri ve çağdaş dünyada yer bulabilmek için hukuk kuralları korumalıdır. Hepimiz bu kurallara uymalıyız. Tüm site üyelerine saygılar

Date: Tue, 18 Mar 2008 07:14:10 +0200
From: ecu...@gmail.com
To: kai...@googlegroups.com
Subject: [Kailar قایلر ( Kayılar - Kaylar)] Ali Bayramoğlu hemşehrimizin Parti kapatma davası üzerine rumeli havasıyla hadi oradan BRE! tarzı yazıları. Bu klasik rumeliilerin haksızlığa tahammmulsüzlüğü tarzıdır.

SAVAŞ KAYALAR

unread,
Mar 18, 2008, 6:55:28 AM3/18/08
to kai...@googlegroups.com
 Sayın Bayramöğlu;
 
 Bu gurup Kaylar Muhacirlerinin web sitesidir.

Kayılar Kazası muhacirlerini  ve onların çocuk ve torunlarını bir araya getirmek ve iletişimlerini sağlamak için oluşturulmuştur.

zannediyordum  gördüğüm o ki insanların siyasi düşüncelerinide burada yayınlamak gibi bir durum söz konusu

Size sadece Türkiye de demokrasiden bahsedebilmeniz için öncelikli maddelerin başında partiler yasasının değişmesi ve millet vekillerinin dokunulmazlığının kalkması gerektiğini hatırlatırım bu maddeler değişmiş olsaydı bu sorunlarla karşılaşmak mümkün olmazdı,parti kapamak çözüm değildir buna bende katılıyorum yaşım 54 bu filimleri hep gördük yakın tarihten bahsedelim anayasa kitapçığı fırlatıldı ekonomi battı yeni seçim yapıldı, savcı iddianame hazırladı gündem değişti ekonomi baş aşağı Çanakkale zaferinin kutlandığı bu gün Çanakkale zaferini ve Atatürk'ü tekrar okuyup bugün silahsız bir şekilde ülkemizi istila edenleri ve onlara bu ülkeyi peşkeş çekenleri tekrar gözden geçirmek ve yanılmamak dileği ile.

 

savaş kayalar

 
 Bu sitenin

 
--
savaş

SAVAŞ KAYALAR

unread,
Mar 18, 2008, 12:38:50 PM3/18/08
to kai...@googlegroups.com
--
savaş
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages