12 Eylül açıklaması

4 views
Skip to first unread message

Arif Ali Cangı

unread,
Sep 11, 2012, 10:59:56 AM9/11/12
to EDP İzmir İl yk, edpi...@gmail.com
Yarın yapacağımız basın açıklaması ekli.

clip_image00212.09.2012

 

 

32.YILINDA 12 EYLÜLÜ UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ, HESAP SORACAĞIZ  

14 EYLÜL'DE ANKARA DA DURUŞMADAYIZ…

 

Türkiye'nin darbeler tarihi ile ünlü toplumsal-siyasal hayatımızda 12 Eylül 1980 önemli bir yer işgal ediyor. 32 yıl geride kalmasına rağmen hala 12 Eylül Anayasası, yasaları ve kurumlarıyla yürürlükte. Darbecilerden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanma süreci başlamasına rağmen gerekli yol alınamadı. Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü sağlanamadığı için iç savaşa doğru sürükleniyoruz. Her gün çatışmalar cenazeler eksik olmuyor. Bölge ülkelerinin neredeyse tümü ile gerilimli bir döneme girdik ve toplum geleceğinden kaygılanıyor.

 

Bugün, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir ülke inşası mücadelemizde 12 Eylül 1980 darbesinin etkisini ve yarattığı tahribatı unutmamalıyız. Darbeciler ne yapmıştı? Kısaca hatırlatacak olursak;

 

Darbeciler çeşitli vesilelerle ‘darbe zeminini hazırlamak için şartların olgunlaşmasını beklediklerini” söylemişlerdi. Sanık Kenan Evren’in emir ve talimatlarıyla 12 Eylül 1980’den  yaklaşık 6 ay önce  Bayrak Harekat Planı hazırlanmıştı. Daha öncesinde yaşanan 1 Mayıs 1977 Taksim katliamı, Maraş katliamı, Sivas, Çorum ve Malatya olayları, Fatsa Operasyonunun da darbenin zemininin olgunlaşması amacıyla bilinçli biçimde gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır.

 

Darbeciler gerçekleştirdiği darbe sonucu; TBMM kapatılıp anayasa ortadan kaldırılmıştır. Siyasi partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konulmuştur. 650 bin kişi gözaltına alınmıştır. 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmıştır. 7 bin kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişiye idam cezası verilmiştir. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asılmıştır İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderilmiştir. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanmıştır. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılanmıştır. 388 bin kişiye pasaport verilmemiştir. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atılmıştır. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmıştır. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitmiştir. 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelenmiştir. 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklanmıştır. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuştur. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiştir. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiştir. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. 31 gazeteci cezaevine girmiştir. 300 gazeteci saldırıya uğramıştır. 3 gazeteci silahla öldürülmüştür. Gazeteler 300 gün yayın yapamamıştır. 13 büyük gazete için 303 dava açılmıştır. 39 ton gazete ve dergi imha edilmiştir. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiş, 144 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 14 kişi açlık grevinde ölmüştür. 16 kişi “kaçarken” vurulmuştur. 95 kişi “çatışmada” ölmüştür. 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verilmiştir. 43 kişinin “intihar ettiği” bildirilmiştir.

 

 

 

 

Tüm bu rakamların gösterdiği temel olgu; Türkiye toplumunun  baskıcı, otoriter, tahakkümcü, anti-demokratik bir rejime maruz kalması ve en ufak bir muhalefet eylemin dahi gerçekleştiremez; demokratik bir talebini dile getiremez hale getirilmiş olmasıdır. Bu durum, değiştirilmesi gerektiği konusunda neredeyse tüm toplumun fikir birliği içinde olduğu 12 Eylül Anayasası’nın yarattığı rejim nedeniyle, bugün dahi etkisini sürdürmektedir.

 

Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak kuruluşundan bu yana sürdürdüğümüz mücadelede 12 Eylül Darbesi ve Darbecilerin yargılanması önemli bir yer işgal etmektedir. Demokrasi mücadelesi bakımından bu gün de önemini hiç yitirmemiştir. Bu gün bunca yaşananlar karşısında insanca yaşam için, Özgür, Demokratik bir Türkiye yaratmada hak ve talepler  mücadelesi hala cılız ise bunda darbeler tarihinin ve 12 Eylül ün etkisi büyüktür.

 

14 EYLÜL'DE KENAN EVREN VE TAHSİN ŞAHİNKAYA NIN İFADESİNİN ALINMASINI VE SORGULANMASINI İSTİYORUZ.

 

14 Eylül'de Ankara’daki duruşmada artık darbeci sanıkların ifadelerinin alınmamasının, toplumsal yaralarının sarılmamasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Sanıkların ifadelerinin alınmasının daha fazla geciktirilmesi bu davaya olan  inandırıcın tamamen yitirmesine neden olacaktır. Duyarlı kamuoyu bunu acilen beklemektedir.

 

12 Eylül davasının sonuçlanması, sanık Evren ve sanık Şahinkaya'nın mahkum edilmesi, aynı zamanda darbenin hukuken mahkum edilmesi anlamına gelecektir. Bu da 12 Eylül'den kalan tüm kurum ve kuralların hukuken tartışılmasını sağlayacaktır. 12 Eylül yasalarının yeniden ele alınması, yargılamalarının yenilenmesi, kurumlarının kapatılması, darbe zihniyetinden kurtulmanın da yolunu açacaktır. Kısacası 12 Eylül davası ülkemizin demokratikleşmesi yolunun açılması potansiyelini taşımaktadır.

 

Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak bu davanın takipçisiyiz. 14 Eylül’de Ankara’daki duruşmaya bütün demokrasi güçlerini çağırıyoruz.

 

12 EYLÜL 1980… UNUTMADIK, DARBECİLER HALKA HESAP VERECEK..!

 

 

 

EDP İzmir İl Başkanı

Av.Arif Ali Cangı

clip_image002[1].jpg
12 Eylül 2012 açıklaması.doc

Arif Ali Cangı

unread,
Sep 11, 2012, 5:31:47 PM9/11/12
to edp İzmir İl yk, EDP İzmir
Metnin düzeltilmiş hali
 

12.09.2012

 

 

32.YILINDA ‘12 EYLÜL’Ü UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ, HESAP SORACAĞIZ  

14 EYLÜL'DE ANKARA DA DURUŞMADAYIZ…

 

Türkiye'nin darbeler tarihi ile ünlü toplumsal-siyasal hayatımızda 12 Eylül 1980 önemli bir yer işgal ediyor. 32 yıl geride kalmasına rağmen hala 12 Eylül Anayasası, yasaları ve kurumlarıyla yürürlükte. Darbecilerden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanma süreci başlamasına rağmen gerekli yol alınamadı. Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü sağlanamadığı için iç savaşa doğru sürükleniyoruz. Her gün çatışmalar cenazeler eksik olmuyor. Bölge ülkelerinin neredeyse tümü ile gerilimli bir döneme girdik ve toplum geleceğinden kaygılanıyor.

 

Bugün, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir ülke inşası mücadelemizde 12 Eylül 1980 darbesinin etkisini ve yarattığı tahribatı unutmamalıyız. Darbeciler ne yapmıştı? Kısaca hatırlatacak olursak;

 

Darbeciler çeşitli vesilelerle ‘darbe zeminini hazırlamak için şartların olgunlaşmasını beklediklerini” söylemişlerdi. Sanık Kenan Evren’in emir ve talimatlarıyla 12 Eylül 1980’den  yaklaşık 6 ay önce  Bayrak Harekat Planı hazırlanmıştı. Daha öncesinde yaşanan 1 Mayıs 1977 Taksim katliamı, Maraş katliamı, Sivas, Çorum ve Malatya olayları, Fatsa Operasyonunun da darbenin zemininin olgunlaşması amacıyla bilinçli biçimde gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır.

 

Darbeciler gerçekleştirdiği darbe sonucu; TBMM kapatılıp anayasa ortadan kaldırılmıştır. Siyasi partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konulmuştur. 650 bin kişi gözaltına alınmıştır. 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmıştır. 7 bin kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişiye idam cezası verilmiştir. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asılmıştır İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderilmiştir. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanmıştır. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılanmıştır. 388 bin kişiye pasaport verilmemiştir. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atılmıştır. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmıştır. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitmiştir. 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelenmiştir. 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklanmıştır. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuştur. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiştir. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiştir. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. 31 gazeteci cezaevine girmiştir. 300 gazeteci saldırıya uğramıştır. 3 gazeteci silahla öldürülmüştür. Gazeteler 300 gün yayın yapamamıştır. 13 büyük gazete için 303 dava açılmıştır. 39 ton gazete ve dergi imha edilmiştir. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiş, 144 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 14 kişi açlık grevinde ölmüştür. 16 kişi “kaçarken” vurulmuştur. 95 kişi “çatışmada” ölmüştür. 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verilmiştir. 43 kişinin “intihar ettiği” bildirilmiştir.

 

 

 

 

Tüm bu rakamların gösterdiği temel olgu; Türkiye toplumunun  baskıcı, otoriter, tahakkümcü, anti-demokratik bir rejime maruz kalması ve en ufak bir muhalefet eylemini dahi gerçekleştiremez; demokratik bir talebini dile getiremez hale getirilmiş olmasıdır. Bu durum, değiştirilmesi gerektiği konusunda neredeyse tüm toplumun fikir birliği içinde olduğu 12 Eylül Anayasası’nın yarattığı rejim nedeniyle, bugün dahi etkisini sürdürmektedir.

 

Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak kuruluşumuzdan bu yana sürdürdüğümüz mücadelede 12 Eylül Darbesi ve Darbecilerin yargılanması önemli bir yer işgal etmektedir. Demokrasi mücadelesi bakımından bu gün de önemini hiç yitirmemiştir. Bu gün bunca yaşananlar karşısında insanca yaşam için, Özgür, Demokratik bir Türkiye yaratmada hak ve talepler  mücadelesi hala cılız ise bunda darbeler tarihinin ve 12 Eylül’ ün etkisi büyüktür.

 

14 EYLÜL'DE KENAN EVREN VE TAHSİN ŞAHİNKAYA NIN İFADESİNİN ALINMASINI VE SORGULANMASINI İSTİYORUZ.

 

12 Eylül Davasında darbeci sanıkların ifadelerinin alınmamasının, toplumsal yaraların sarılmamasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Sanıkların ifadelerinin alınmasının daha fazla geciktirilmesi bu davaya olan  inancın tamamen yitirmesine neden olacaktır. Duyarlı kamuoyu bunu acilen beklemektedir.

 

12 Eylül davasının sonuçlanması, sanık Evren ve sanık Şahinkaya'nın mahkum edilmesi, aynı zamanda darbenin hukuken mahkum edilmesi anlamına gelecektir. Bu da 12 Eylül'den kalan tüm kurum ve kuralların hukuken tartışılmasını sağlayacaktır. ‘12 Eylül’ün mahkum edilmesi, 12 Eylül yasalarının yeniden ele alınmasının, yargılamalarının yenilenmesinin, kurumlarının kapatılmasının, darbe zihniyetinden kurtulmanın yolunu açacaktır. Kısacası 12 Eylül davası ülkemizin demokratikleşmesi yolunun açılması potansiyelini taşımaktadır.

 

Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak bu davanın takipçisiyiz. Bütün demokrasi güçlerini 14 Eylül saat 14.00’de  Ankara 12 Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşmaya katılmaya çağırıyoruz.

clip_image002.jpg
12 Eylül 2012 açıklaması.doc

Arif Ali Cangı

unread,
Sep 12, 2012, 2:03:29 AM9/12/12
to izmire...@googlegroups.com, edp İzmir
Arkadaşlar açıklamaa aşağıdaki paragrafı ekledim.
EK:
12 Eylül Darbesi Türkiye Halklarına karşı işlenmiş en ağır suçtur, insanlık suçudur. Bu suçu isteyen herkesin cezalandırılması gerekir. Bunun yanı sıra ‘12 Eylül Suçu  sayesinde kazanılan bütün unvanlar, statüler, maaş ve diğer kazançlar geri alınmalıdır. ‘12 Eylül’ün  32.yıldönümünde başta ‘12 Eylül suçu’nun  baş sanığı Ahmet Kenan Evren’in emekli Cumhurbaşkanlığı unvanın iptal edilmesini, emekli maaşının kesilmesini, şimdiye kadar elde ettiği kazançların geri alınmasını  istiyoruz.
 
 
 

12.09.2012

 

 

32.YILINDA ‘12 EYLÜL’Ü UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ, HESAP SORACAĞIZ  

14 EYLÜL'DE ANKARA DA DURUŞMADAYIZ…

 

Türkiye'nin darbeler tarihi ile ünlü toplumsal-siyasal hayatımızda 12 Eylül 1980 önemli bir yer işgal ediyor. 32 yıl geride kalmasına rağmen hala 12 Eylül Anayasası, yasaları ve kurumlarıyla yürürlükte. Darbecilerden Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanma süreci başlamasına rağmen gerekli yol alınamadı. Kürt sorununun demokratik siyasal çözümü sağlanamadığı için iç savaşa doğru sürükleniyoruz. Her gün çatışmalar cenazeler eksik olmuyor. Bölge ülkelerinin neredeyse tümü ile gerilimli bir döneme girdik ve toplum geleceğinden kaygılanıyor.

 

Bugün, demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir ülke inşası mücadelemizde 12 Eylül 1980 darbesinin etkisini ve yarattığı tahribatı unutmamalıyız. Darbeciler ne yapmıştı? Kısaca hatırlatacak olursak;

 

Darbeciler çeşitli vesilelerle ‘darbe zeminini hazırlamak için şartların olgunlaşmasını beklediklerini” söylemişlerdi. Sanık Kenan Evren’in emir ve talimatlarıyla 12 Eylül 1980’den  yaklaşık 6 ay önce  Bayrak Harekat Planı hazırlanmıştı. Daha öncesinde yaşanan 1 Mayıs 1977 Taksim katliamı, Maraş katliamı, Sivas, Çorum ve Malatya olayları, Fatsa Operasyonunun da darbenin zemininin olgunlaşması amacıyla bilinçli biçimde gerçekleştirildiği ortaya çıkmıştır.

 

Darbeciler gerçekleştirdiği darbe sonucu; TBMM kapatılıp anayasa ortadan kaldırılmıştır. Siyasi partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konulmuştur. 650 bin kişi gözaltına alınmıştır. 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiştir. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılanmıştır. 7 bin kişi için idam cezası istenmiştir. 517 kişiye idam cezası verilmiştir. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asılmıştır İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderilmiştir. 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılanmıştır. 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılanmıştır. 388 bin kişiye pasaport verilmemiştir. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atılmıştır. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarılmıştır. 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitmiştir. 300 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelenmiştir. 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklanmıştır. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuştur. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiştir. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiştir. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verilmiştir. 31 gazeteci cezaevine girmiştir. 300 gazeteci saldırıya uğramıştır. 3 gazeteci silahla öldürülmüştür. Gazeteler 300 gün yayın yapamamıştır. 13 büyük gazete için 303 dava açılmıştır. 39 ton gazete ve dergi imha edilmiştir. Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirmiş, 144 kişi kuşkulu bir şekilde ölmüştür. 14 kişi açlık grevinde ölmüştür. 16 kişi “kaçarken” vurulmuştur. 95 kişi “çatışmada” ölmüştür. 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verilmiştir. 43 kişinin “intihar ettiği” bildirilmiştir.

 

 

 

 

Tüm bu rakamların gösterdiği temel olgu; Türkiye toplumunun  baskıcı, otoriter, tahakkümcü, anti-demokratik bir rejime maruz kalması ve en ufak bir muhalefet eylemini dahi gerçekleştiremez; demokratik bir talebini dile getiremez hale getirilmiş olmasıdır. Bu durum, değiştirilmesi gerektiği konusunda neredeyse tüm toplumun fikir birliği içinde olduğu 12 Eylül Anayasası’nın yarattığı rejim nedeniyle, bugün dahi etkisini sürdürmektedir.

 

Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak kuruluşumuzdan bu yana sürdürdüğümüz mücadelede 12 Eylül Darbesi ve Darbecilerin yargılanması önemli bir yer işgal etmektedir. Demokrasi mücadelesi bakımından bu gün de önemini hiç yitirmemiştir. Bu gün bunca yaşananlar karşısında insanca yaşam için, Özgür, Demokratik bir Türkiye yaratmada hak ve talepler  mücadelesi hala cılız ise bunda darbeler tarihinin ve 12 Eylül’ ün etkisi büyüktür.

 

14 EYLÜL'DE KENAN EVREN VE TAHSİN ŞAHİNKAYA NIN İFADESİNİN ALINMASINI VE SORGULANMASINI İSTİYORUZ.

 

12 Eylül Davasında darbeci sanıkların ifadelerinin alınmamasının, toplumsal yaraların sarılmamasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Sanıkların ifadelerinin alınmasının daha fazla geciktirilmesi bu davaya olan  inancın tamamen yitirmesine neden olacaktır. Duyarlı kamuoyu bunu acilen beklemektedir.

 

12 Eylül Darbesi Türkiye Halklarına karşı işlenmiş en ağır suçtur, insanlık suçudur. Bu suçu isteyen herkesin cezalandırılması gerekir. Bunun yanı sıra ‘12 Eylül Suçu  sayesinde kazanılan bütün unvanlar, statüler, maaş ve diğer kazançlar geri alınmalıdır. ‘12 Eylül’ün  32.yıldönümünde başta ‘12 Eylül suçu’nun  baş sanığı Ahmet Kenan Evren’in emekli Cumhurbaşkanlığı unvanın iptal edilmesini, emekli maaşının kesilmesini, şimdiye kadar elde ettiği kazançların geri alınmasını  istiyoruz

clip_image002.jpg
12 Eylül 2012 açıklaması.doc

z.vezan karabulut

unread,
Sep 12, 2012, 3:54:38 AM9/12/12
to izmire...@googlegroups.com
İŞte Basın açıklaması budur .
Bize bizden Başka Dost YOK ")))))


11 Eylül 2012 17:59 tarihinde Arif Ali Cangı <ca...@cangi.av.tr> yazdı:



--

Z.Vezan Karabulut
clip_image002[1].jpg
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages