Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler
semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayının planlayıcısı ve baş
sorumlusu olduğuna ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4
yıl, 4 ay geçmesinden sonra gerçekleştirilebildi.1979 yılında
İstanbul'a yerleşen ve Hasan Kurtoğlu kimliğini kullanan Çatlı,
burada silah kaçakçıları ile yakın ilişkiler kurdu. Çatlı,
İstanbul'da kaldığı dönemde Ağca'nın hapisten kaçma eylemini
Oral Çelik ile birlikte organize etti. Abdullah Çatlı'nın, Mehmet
Ali Ağca ve arkadaşlarına pasaport temin etti. Mehmet Ali Ağca,
hapisten kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde kaldı.
Çatlı, Nevşehir Emniyetinden sağladığı pasaport ile 12 Eylül'ü
izleyen aylarda yurt dışına çıktı. Bulgaristan ve Viyana'da bir
süre kaldı. 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen
Papa Suikastı tertipçilerinden olduğu ileri sürüldü. 22 Şubat
1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş pasaport ile
yakalandı, ancak serbest bırakıldı. 9 Eylül 1982'de İtalyan
kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika'da
yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldığı
iddia edildi. 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçtiği ve
ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer
aldı. 22 Ekim 1984'de Paris'te yakalandığında üzerinde Hasan
Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı. Çatlı, Fransa'da
4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 16 Eylül 1985'de Papa
Suikasti davasında tanık olarak konuştu. Oral Çelik'in suikast ile
ilgisi olmadığını, Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia
etti. Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından 7 yıl ceza
aldığı İsviçre'ye iade edildi. 21 Mart 1990'da Zug cezaevinden
kaçtı.
1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına
düzenlenmiş pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte
serbest bırakıldı. Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri
yıllar sonra Ömer Lütfü Topal'ı öldüren otomatik silahlardan
birinin şarjöründe de bulunacaktı. Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da
Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs'a gittiği ve aynı
otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de
kayıtlardan ortaya çıktı.
Türkiye'de Mehmet Özbay sahte kimliğini kullanan Çatlı'nın
İstanbul'da 6 şirkete ortak olmuş ve ticaret hayatına da
atılmıştı. Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'nın
finansörü olarak görülen işadamlarına yönelik operasyonlarda yer
aldığı; 15 Mart 1995'de Azarbeycan'da düzenlenen darbenin
organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit'in kaçırılıp
öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel
Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini
gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak'ı fidye almak için
kaçırdığı; devletin çeşitli resmi belgelerinde iddia
edilmektedir.
Çatlı, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında
geçirdiği trafik kazasında öldü.
Üzerinde Mehmet Özbay adına düzenlenmiş kimlikler, yeşil pasaport
ve silah bulunuyordu. 5 Kasım 1996'da Nevşehir'de yapılan cenaze
törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak
tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak
4500 kişilik bir topluluk katıldı. Türk bayrağına sarılı tabutu
Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi.