Davutoglu'ndan net mesaj
Disisleri Bakani Ahmet Davutoglu, TBMM Genel
Kurulu'nda gundemdisi soz alarak "Turkiye olarak bundan sonra da Ortadogu'da
degisim dalgasini yonetecegiz.
Disisleri
Bakani Ahmet Davutoglu, Turkiye’nin
bundan sonra da Ortadogu’da degisim dalgasinin oncusu olacagini ve degisim
dalgasini yonetecegini belirterek, ”Ortadogu’da kardes halklarla kucaklasmak
yerine dikta rejimleriyle kucaklasanlarin yeni anlayisi anlamalari mumkun degil”
dedi.
Davutoglu, TBMM Genel Kurulu’nda, Turkiye’nin Suriye
politikasi konusunda Hukumet adina gundemdisi soz aldi. Turkiye’nin Ortadogu ve
Suriye politikasi hakkinda bilgi veren Davutoglu, sunlari soyledi: ”Tarihin akisinda,
dogru safta, inandigimiz insanlik degerleri adina ozgurluk, adalet ve hakkin
yaninda ulusal cikarlar acisindan ise dogru yerde durdugumuz acisindan bir an
bile tereddut duymadik, duymayacagiz. Bu tutumumuzu da kararlilikla surdurecegiz.
Suriye olaylari konusunda insanlik vicdaninin sesi, AK Parti
iktidarindaki Turkiye’dir. Bu ses her turlu siyasi hesabin uzerinde bir
erdemdir. Bu ses, insanlik anlayisimizin, tarih yorumumuzun ve gelecek
tasavvurumuzun geregidir. Bu ses, zorlu surecte, gur sekilde cikmaya, Suriye
halkinin yaninda olmaya devam edecektir.
Turkiye olarak bundan sonra da Ortadogu’da degisim dalgasini yonetecegiz. Bu degisim
dalgasinin oncusu olmaya devam edecegiz. Butun Ortadogu toplumlarinda Turkiye
sadece dost ve kardes bir ulke olarak degil, gelecegi belirleme fikrine sahip
yeni bir fikrin, yeni bir bolgesel duzenin oncusu bir ulke olarak gorulmektedir.
Burada biz bu misyonun geregini yaptik, yapmaya da devam edecegiz. Bizi elestirenlere
kisa bir tavsiyede bulunmak istiyorum; gidin Kahire’nin,
Trablus’un, Beyrut’un, sokaklarina cikin. Tunus’un, Kudus’un
sokaklarina cikin. ’Turkiye’nin Suriye politikasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?’
diye sorun. Daha siz sormadan, size sarilacaklar Turkiye’nin takip ettigi
onurlu politika dolayisiyla takdirlerini ifade edecekler. Ama Ortadogu’da kardes
halklarla kucaklasmak yerine dikta rejimleriyle kucaklasanlarin yeni anlayisi
anlamalari mumkun degil. Biz hem insanligin ve bolge halkinin vicdani olmaya
devam edecegiz hem de ulusal cikarlarimizi korumaya devam edecegiz. Çunku
zihnimizde nasil yeni bir Turkiye iddiasi varsa, yeni bir Ortadogu iddiasi da
var. Yeni Ortadogu iddiasinin temelinde de etnik, mezhep farklarina dayali degil,
kardeslige dayali yeni bir baris duzeni var. Bu baris duzeni kurulana kadar calisacagiz.
Kim ne derse desin bu baris duzeninin oncusu de sozcusu de Turkiye olacaktir.”
Davutoglu’nun Genel Kurul’da gundemdisi konusmasindan sonra TBMM Ictuzugu geregi
parti gruplarina soz hakki dogdu icin gorusme acildi
Bolgedeki gelismelerin ve Suriye
konusunun bir yildan uzun suredir dis politikanin oncelikli gundem maddeleri
arasinda yer aldigina dikkati ceken Davutoglu, ”Tarihin akisinin hizlandigi bir
donemden geciyoruz. Icerisinden gectigimiz bu donemin belirleyicisi, Ortadogu’da
yasanmakta olan kokeninde toplumsal hareketlerin yer aldigi kapsamli uyanis ve
siyasi donusum surecidir” diye konustu.
Suriye’de yasananlarin bu kapsamli donusumun bir parcasi oldugunu ve boslukta
cereyan etmedigini ifade eden Davutoglu, soyle devam etti: ”Statukonun duvarlarinin
yikildigi bu surecin sonunda bu bolgedeki devlet, iktidar anlayisinda ve beseri
cografyada koklu degisiklikler yasanmasi, yeni bir baris duzeninin kurulmasi kacinilmaz
hale gelmistir. Genis halk kitleleri kendilerini yonetenlerle aralarindaki iliskinin
mesruiyet temelinde surmesi ve rejimlerin halkin iradesini dayanmasi icin
seslerin yukseltmislerdir ve yukseltmeye devam etmektedirler. Bolgede bir yili
askin suredir yasananlar, bu cografyada yonetimlerle halklar arasindaki iliskinin
ancak ve ancak mesruiyet zemininde yuruyecegini gostermistir. Mesruiyetini halkin
iradesine degil sahip oldugu kaba kuvvete dayandiran iktidarlarin sonunun geldigi
ortaya cikmistir.
Tarihin akisi bellidir. Ozgurluk, adalet ve esitlik arayisinin ikamesi yoktur.
Kendi halkinin bu arayisina cevap veremeyen rejimler er ya da gec ya degisecek
ya da yikilacaktir. En onemlisi de bu talep,dogrudan sokaktaki insandan
gelmektedir. Yasananlari disaridan empoze edilen planlarla, komplolarla izah
etmeye calismak her seyden once onurlu bolge insanina hakarettir, haksizlik
olur. Onlara, ’siz kendi iradenizle bu sureci baslatmadiniz, yurutemediniz’
demek anlamina gelir.” Ortadogu cografyasinda ”statuko” adina, hurriyet,
adalet ve cogulculugun feda edildigini vurgulayan Davutoglu, azinlik diktalarinin
hatalarinin faturasinin, bir digerinin otekini hasim gordugu etnik ve mezhep
temeli bir siyaset anlayisi olarak bugun vucut buldugunu soyledi. Davutoglu,
”Bu anlayisin, jeopolitik cikar ve guc dengesine dayali bir politika ile birlesmesi
durumunda, Ortadogu’da bugune kadar gorduklerimizden cok daha vahim ve bolgenin
gelecegini tehlikeye sokacak catisma
ve kaos doneminin ortaya cikmasi kacinilmaz olacaktir” diye konustu.
”Boyle bir senaryoda herhangi bir ulkenin mezhebin veya toplumun kazancli cikmasi
imkan ve ihtimal dahilinde degildir” ifadesini kullanan Davutoglu, sozlerini soyle
surdurdu: ”Bolgedeki olaganustu degisim surecinde izledigimiz politikanin ana
hedefi, bu tablonun gerceklesmesini onlemektir. Biz azinlik diktalarinin degil,
kendi gelecegine sahip cikmak isteyen halklarin yanindayiz. Bu cografyada hakki
kuvvete feda eden ve cikarlarini butun degerlerinin onune koyan bir anlayisa
karsiyiz. Kan bagina, irka ve dine dayali her turlu kutuplasmayi, etnik ve
mezhep temelli siyaseti pesinen reddediyoruz. Bizim icin bu cografyada etnik ve
mezhep farkliliklari zenginliktir. Zira biz evrensel ve demokratik degerler uzerinde
bir siyaset anlayisini savunuyoruz. Bolgemizdeki sorunlari catisma yoluyla cozmeye
calisan her turlu yaklasimi da toptan reddediyoruz. Adalete, hak, akil ve mantik
eksenli evrensel degerleri temel alan bir felsefeyle hareket ediyor, bu cografyanin
gelecegine sahip cikmaya calisiyoruz.
Bizim tek optigimiz insanliktir. Biz dini, etnik kokeni ve mezhebi ne olursa
olsun insanlara baktigimizda karsimizda sadece yaratilmislarin en sereflisi
olan insani, dostlarimizi, kardeslerimizi goruruz.” Davutoglu, Suriye’de bugune
kadar izlenen politikanin anlasilmasi icin bu temel yaklasimlarinin bilinmesi
gerektigini soyledi.
-”AK Parti’nin siaridir”-
Davutoglu, ”Bugun Suriye’nin icinde
bulundugu durumunun, yasanmakta olan insanlik draminin musebbibi de faili de
Suriye’deki rejiminin bizzat kendisidir. Meydanlara inen halka kursun sikan,
masum insanlara karsi tank, top, tufek kullanan totaliter Baasci zihniyettir”
dedi.
Suriye’deki durumun her seyden once bir insanlik meselesi oldugunu vurgulayan
Davutoglu, ”Katledilen bir masumun hakkini aramak, zulme karsi gur bir sesle,
’yeter, dur’ demek, insanlik vicdani ve inandigimiz degerlerin geregidir. Zulme
karsi haykirmak AK Parti’nin ve AK Parti iktidarinin siaridir ve her yerde siar
olmaya devam edecektir” diye konustu.
Suriye’deki gelismelerin ozunde bir baris ve guvenlik meselesi oldugunu ifade
eden Davutoglu, soyle konustu: ”Kendi halkiyla savasan Suriye rejimi bolgesel
istikrar, baris ve guvenlige yonelik bir tehdit halini almistir. Suriye’de halkin
taleplerini dikkate almayan statukonun devami tum bolgeyi kusatacak bir kaos ve
catisma ortami olusturacaktir.
Temel amacimiz, insanlik vicdani ve evrensel degerler ile ulusal cikarlarimiz
arasinda optimum dengeye dayali politikamizi surdurmektir. Zira biz ulusal cikarimizi
inandigimiz degerlerle birlikte tamamliyoruz. Ne ulusal cikarlarimiz adina
insani, vicdani degerlerimizden fedakarlik ederiz ne de bu degerlerle ulusal cikarlimizi
celiskili goruruz. Bu degerleri ne kadar savunursak, ulusal cikarlarimizi da o
kadar maksimize ederiz. Ikinci hedefimiz, Turkiye’nin etrafindan bir baris,
istikrar ve refah kusagi olusturmaktir. Suriye’de siddetin durmasi ve mezhepsel
bolunmeleri korukleyecek bir kaosun ve ic savasin engellenmesi icin calisiyoruz.
Suriye halkinin temel hak ve ozgurluklerinin guvence altina alindigi, dini,
mezhebi ve etnik kokeni ne olursa olsun tum Suriye vatandaslarinin esit haklara
sahip oldugu tam demokratik sisteme gecilmesi talebini destekliyoruz ve
desteklemeye devam edecegiz. Suriye’de baris ve istikrar, Baas rejimiyle degil
ancak mesruiyetini halktan alan yapiyla tesis edilebilir. Bu hedef dogrultusunda
Suriye’deki sorunun cozumu icin bugune kadar hicbir ulke bizim kadar samimi ve
yogun bir caba sarfetmemistir.
Suriye’deki bu insanlik draminin yasanmamasi icin altini kaldirip bakmadigimiz
hicbir tas, basvurmadigimiz hicbir diplomatik yontem, aramadigimiz hicbir care
kalmamistir. Elimizden gelen her cabayi gosterdik.” -”Tavrimizi net koyduk” Haksizliga
ve izolasyona maruz kaldiklari zor gunlerinde Turkiye’nin bu ulkenin yaninda
oldugunu belirten Davutoglu, Suriye Devlet Baskani Esed’e, ulkesinin baris ve
istikrarinin korunmasi adina her turlu tavsiye, ikazda bulunduklarini soyledi.
Davutoglu, ”Daha ortada Arap
uyanisinin hicbir isareti yokken ikili iliskilerimizin en iyi oldugu donemlerde
biz Suriye yonetimine reform yapmanin elzem oldugunu defalarca anlattik,
telkinlerde bulunduk. Sayin Basbakanimiz, dostane bir sekilde bunlari kendisine
izah etti” seklinde konustu.
Yogun diplomasi calismalarini gecen yilin Agustos ayina kadar
devam ettirdiklerini anlatan Davutoglu, soyle konustu: ”Sayin Basbakanimiz, bu
surec zarfinda Esad ile yuz yuze gorustu. Dort kez cok samimi ve cok uzun
telefon gorusmeleri yapti. Ben Şam’a
gittim, heyetler gonderdik her alanda. Bariscil cozum icin atilmasi gereken adimlari
saatlerce, gunlerce, haftalarca, aylarca konustuk. Ancak, Esed yonetimi reform
yapmak yerine gozyasi ve zulum
uzerinden iktidarini surdurmeye calisti. Camileri bombaladigini, sehirlere karsi
toplu cezalandirma yontemlerine giristigini, insan katliamina devam ettigini ve
ulkeyi adeta acik hava hapishanesine cevirdigini gordugumuz andan itibaren tavrimizi
net olarak koyduk. Bize yakisan da bu net tavirdi.”
Suriye halkinin yaninda net tavirlarini
ortaya koyduklarini ve onlarin taleplerinin yaninda yer aldiklarini belirten
Davutoglu, bu gercekleri goz ardi eden bazi cevrelerin, ”Bir sabah uyandik ve
Suriye ile dusman olduk” dediklerini belirtti. ”Kendinizi kandirabilirsiniz ama
hic kimseyi inandiramazsiniz” diyen Davutoglu, gecen yildan bugune kadar
Suriye’de yasanan olaylari ve iktidarin izledigi politikayi gun gun takip
edenlerin bu gercekleri bildiklerini ifade etti.
Suriye’deki gelismelerin uluslararasi alanda ele alinmasini saglamak icin yogun
caba sarf ettiklerini anlatan Davutoglu, ancak bolgesel girisimler ve BM Guvenlik Konseyi’nden bu konuda bir sonuc alinamadigini soyledi.
Bu sure icinde binlerce Suriyeli’nin hayatini kaybettigini, on binlercesinin
yaralandigini ve tutuklandigini vurgulayan Davutoglu, soyle devam etti: ”Butun
bunlara ragmen her turlu bolgesel ve uluslararasi cabalarimiz devam etti.
Suriye’deki durumun uluslararasi gundeme alinmasini sagladik. Kuresel vicdanin
sesi olan BM Genel Kurulu’nda 137 ulke Suriye yonetiminin zulmunu kinayan bir
karari kabul etti. Uluslararasi vicdanin sesi olarak Suriye Halki Dostlari
Grubu kuruldu. Bu grubun ikinci toplantisini, 83 ulkenin katilimiyla Istanbul’da
duzenledik. 83 ulkeyi tek bir amac cercevesinde Suriye halkinin taleplerine
destek olmak hedefiyle Istanbul’da toplayabilen Turkiye’nin, nasil Suriye
konusunda yalniz kalmakla suclanabiliyor oldugunu anlamak mumkun degil. Istanbul’a
gelen bu 83 ulke herhalde ’Esed rejimini kalsin’ diye toplanmadi. Suriye Ulusal
Konseyi icinde ve disinda yer alan muhalif gruplari Istanbul’da bir araya
getirdik. Tum muhalif kesimlerden 400 kisinin katildigi bu toplantida Suriye
Uluslararasi Sozlesmesi’nin kabul edilmesi onemli bir gelismedir. Boylelikle
Suriye’yi nasil bir donemin bekledigi, Baas rejiminin sonrasinda devlet duzeninin
nasil olacagi orta konuldu.
Suriye konusunu uluslararasi gundemde tutmaya yonelik irademizin ve girisimlerimizin
bir diger onemli gostergesi, BM’nin de devreye girmesi olmustur. Bunun
neticesinde BM Ozel Temsilcisi Kofi
Annan, yeni bir plan ortaya koymustur. Bu planla, Suriye halkinin mesru
taleplerinin karsilanmasi, siyasi bir surecin baslatilmasi, sivil halkin
korunmasi, tum taraflarca silahli siddete son verilmesi, BM gozetiminde acilen ateskes
saglanmasi hedeflenmistir.
Butun bunlara ragmen Suriye’de 12 Nisan sonrasinda da saldirilar devam etmistir.
Bu cercevede 14-21 Nisan tarihlerinde BM Guvenlik Konseyi kararlari kabul
edilmis ve BM Gozetim Misyonu kurulmustur. Bu misyon bugun Suriye’de gorev yapiyor.
Burada uc husus onemlidir. Birincisi, oncelikle Suriye ordusu hicbir kuskuya
yer birakmayacak sekilde sehirlerden tumuyle kislalarina cekilmelidir. Şehir
etraflarinda tehdit olusturmayi birakmalidir. Ikincisi BM Gozetim Misyonu’nun
300 sayisi yeterli degildir, daha yuksek sayida butun Suriye sathina yayilmalidir.
Ücuncusu ise bariscil gosterilerin serbestce yapilabilecegi bir ortam saglanmalidir.”
-”Tercih degil, zorunluluk”
Suriye konusunda bugune kadar
izledikleri ilkeli tutumla ilgili cesitli elestirilerin gundeme geldigini
belirten Davutoglu, ”Baskalarinin yonlendirmesiyle hareket ettigimiz, Suriye
konusuna fazla mudahil oldugumuz, yalniz kaldigimiz, acele ettigimiz, savasa suruklendigimiz,
hatta askeri mudahaleden yana oldugumuz gibi ithamlarla karsilasiyoruz” dedi.
Bu elestirileri yonetenlerin, alandaki gercekleri, zamanin ruhunu ve AK Parti
iktidarlarinin dis
politika anlayisini kavramaktan aciz olduklarini ifade eden Davutoglu, soyle
devam etti: ”Demokratik isleyis cercevesinde saygiyla karsiladigim bu elestirilere
yuce Meclis’in catisi altinda, bu kursuden cevap vermek istiyorum. AK Parti Hukumeti,
geleneksel bekle gor politikasi, buyuk guclerin pesinden suruklenmek ve baskalarinin
gundeminin dubloru olmak devrini kapatmistir. Bugune kadar dis politikada aldigimiz
kararlar gibi bundan sonra da alacagimiz kararlarin adresi tektir; o da Ankara’dir,
AK Parti iktidaridir. Menseyi Ankara olmayan hicbir siyasetin ya da gundemin
parcasi olmadik olmayacagiz. Politikamizi belirlerken pusulamiz kendi deger ve cikarlarimizdir.
Rehberimiz ise vicdanimizdir.
Turkiye neden bu kadar one cikiyor? Tabii ki one cikacagiz. Suriye ile sinirimiz
olacak, her gun yuzlerce Suriyeli kardesimiz kapimiza dayanacak, ulkemize gelen
Suriyeli misafirlerimizin sayisi 25 bini asacak ve sinir guvenligimiz tehdit
edilir hale gelecek, Turkiye de bir kenarda oturup bekleyecek. Bu, Turkiye gecti
arkadaslar. Turkiye artik kendine guvenmeyen, birakin bolgesinde inisiyatif
almayi, kendi icindeki gelismelerde bile disaridan icazet bekleyenlerin ulkesi
degildir. Turkiye bolgesinde merkez ulkedir, bunun geregini de yapmistir ve
yapacaktir.
Suriye ile ilgilenmek bizim icin bir tercih meselesi degil, zorunluluktur. Eger
simdi bu konuyla ilgilenmezsek gelecekte cok daha buyuk problemler karsi karsiya
kaliriz. Suriye ile ilgili ne konusulacaksa bundan sonra Ankara’da, Istanbul’da
bizim oldugumuz mekanlarda konusulacaktir. Suriye’nin gelecegi ile ilgili, barisa,
refaha ulasmasi ile ilgili hangi adim atilacaksa biz icinde olacagiz. Bunun baska
alternatifi yoktur.
Biz Suriye dahil hicbir ulkenin rejimini zorla degistirmeye kalkmadik. Bir ulkenin
nasil yonetilecegine, ancak o ulkenin halki karar verir. Bolgedeki, Suriye’deki
halk hareketini biz baslatmadik. Kimseye ayaklanma cagrisinda bulunmadik. Ancak
kitlelerin ve makul cogunlugun demokratik feryadina da sesiz kalamadik ve
kalamayacagiz. Irak, Bosna, Filistin,
Ruanda’da
ve daha bir cok yerde masum insanlara ne kadar bedeller odetildigini en iyi biz
biliyoruz. Bu nedenledir ki Basbakanimiz’in da vurguladigi gibi ’zulumle abad
olunmaz’ diyerek bu ilkesel tavrimizi net bir sekilde ortaya koyduk, koymaya
devam edecegiz. Dost diye elimizi uzattigimiz bir yonetimin eline masum
insanlarin kani bulasmissa o kan temizleninceye kadar o eli sikmayi zul
addederiz.
Hic kimse Turkiye Cumhuriyeti tarihinin en onemli demokratiklesme
hareketini gerceklestirmis Sayin Basbakanimiz’dan ve AK Parti iktidarindan agir
silahlarla hukum surmek isteyen yonetim yaninda olmasini beklememelidir.”
-”Baris duzeni kurulana kadar calisacagiz”-
Iktidari, Suriye politikasina iliskin
”aceleci davranmakla” suclayanlara yonelik olarak ”Harekete gecmek icin daha kac
bin insanin olmesi, yaralanmasi, goz yasi dokmesi, hapislere girmesi ve kac bin
cocugun yetim ve oksuz kalmasi gerekiyordu?” diye soran Davutoglu, aslinda bu
elestirinin de digerleri gibi dis politikayi bir surec olarak degil bir tabloya
bakarak degerlendirmekten kaynaklandigini dile getirdi.
Suriye’de yonetimin her seye ragmen siddet politikasinda vazgecmemesinin Turkiye’ye
yonelik kitlesel goc dalgasi yasanmasi gibi olumsuz yansimalarinin olabilecegini
belirten Davutoglu, ”Biz Suriye’deki gelismeler karsisinda kendi ulusal guvenligimizi
ve cikarlarimizi gozeterek her turlu ihtimali dusunuyor ve dikkate aliyoruz”
dedi.
Hukumet’in bu konuda ”hazirliksiz yakalandigi” yonundeki elestiriye de yanit
veren Davutoglu, sunlari soyledi: ”Hem ’Hukumet hazirliksiz yakalandi’ gibi elestiride
bulunacaksiniz hem de uzun vadede her turlu ihtimali dusunen Hukumeti savas cigirtkanligi
yapmakla suclayacaksiniz. Bir zulumden kacip evlerini, akrabalarini, gecmislerini
geride birakip, dost, kardes kapisina gelenlere ’Hayir geri donun’ deme
basiretsizligini gostermeyecegiz. Butun Suriyelilere kapimizi acik tuttuk, acik
tutacagiz.
Bu kursuden bir kez daha Suriye yonetimine ve bu yonetime arka cikanlara
seslenmek istiyorum: Bugune kadar kinin nefretin ve zulmun halletigi hicbir
mesele gorulmemistir. Suriye yonetimine her seye ragmen arka cikanlar buyuk bir
zulme de ortak olmaktadirlar.
Tarihin akisinda, dogru safta, inandigimiz insanlik degerleri adina ozgurluk,
adalet ve hakkin yaninda ulusal cikarlar acisindan ise dogru yerde durdugumuz acisindan
bir an bile tereddut duymadik, duymayacagiz. Bu tutumumuzu da kararlilikla surdurecegiz.
Suriye olaylari konusunda insanlik vicdaninin sesi, AK Parti iktidarindaki Turkiye’dir.
Bu ses her turlu siyasi hesabin uzerinde bir erdemdir. Bu ses, insanlik anlayisimizin,
tarih yorumumuzun ve gelecek tasavvurumuzun geregidir. Bu ses, zorlu surecte, gur
sekilde cikmaya, Suriye halkinin yaninda olmaya devam edecektir.
Turkiye olarak bundan sonra da Ortadogu’da degisim dalgasini yonetecegiz. Bu degisim
dalgasinin oncusu olmaya devam edecegiz. Butun Ortadogu toplumlarinda Turkiye
sadece dost ve kardes bir ulke olarak degil, gelecegi belirleme fikrine sahip
yeni bir fikrin, yeni bir bolgesel duzenin oncusu bir ulke olarak gorulmektedir.
Burada biz bu misyonun geregini yaptik, yapmaya da devam edecegiz. Bizi elestirenlere
kisa bir tavsiyede bulunmak istiyorum; gidin Kahire’nin, Trablus’un, Beyrut’un,
sokaklarina cikin. Tunus’un, Kudus’un sokaklarina cikin. ’Turkiye’nin Suriye
politikasi hakkinda ne dusunuyorsunuz?’ diye sorun. Daha siz sormadan, size sarilacaklar
Turkiye’nin takip ettigi onurlu politika dolayisiyla takdirlerini ifade
edecekler. Ama Ortadogu’da kardes halklarla kucaklasmak yerine dikta
rejimleriyle kucaklasanlarin yeni anlayisi anlamalari mumkun degil. Biz hem
insanligin ve bolge halkinin vicdani olmaya devam edecegiz hem de ulusal cikarlarimizi
korumaya devam edecegiz. Çunku, zihnimizde nasil yeni bir Turkiye iddiasi
varsa, yeni bir Ortadogu iddiasi da var. Yeni Ortadogu iddiasinin temelinde de
etnik, mezhep farklarina dayali degil, kardeslige dayali yeni bir baris duzeni
var. Bu baris duzeni kurulana kadar calisacagiz. Kim ne derse desin bu baris duzeninin
oncusu de sozcusu de Turkiye olacaktir.”
-”Yeni bir Ortadogu doguyor”-
Muhalefetin kaygilarini anladigini, cunku
onlarin farkli bir siyaset anlayisini temsil ettigini belirten Davutoglu, Baas
siyaseti anlayisini tercih edenlerin kendilerini anlamalarinin mumkun olmadigini
soyledi.
Kendilerini Suriye’de halkin anlamasinin onemli oldugunu vurgulayan Davutoglu,
”Onlarin bizi anladigindan eminiz. Turkiye’de darbeyi savunanlar tabii ki o bolgelerde
de azinlik diktalarini savunacak. Bunu normal karsiliyoruz. Ama 74 milyon Turk
halki Suriye halkinin yanindadir, yaninda olmaya devam edecektir. Hicbir etnik
ve mezhep farki gozetmeden, butun Suriye’yi kucakladik, kucaklamaya devam edecegiz”
dedi.
Davutoglu, sozlerine su ifadelerle tamamladi: ”Yeni bir Ortadogu doguyor. Bu
Ortadogunun sahibi, oncusu, hizmetkari olmaya devam edecegiz. Yeni Ortadogu’da
zulumler, baskilar, diktalar degil, halkin iradesi, halkin sesi, adaletin sesi
hakim olacak. Turkiye bu sesin her yerde gur savunucusu olacak. Yeni Ortadogu
ile birlikte Turkiye’nin etrafinda yeni bir baris kusagi, istikrar ve refah kusagi
olacak. Ekonomik kalkinmamizi, demokratiklesmemizi, uluslararasi itibarimizi bu
yeni Ortadogu ile birlikte gelistirecegiz.” (bitti)