...::: kontraergenekon.tr.cx :::... Sadece Özel Haber
|
TÜRKİYE’DE HİÇ BİR BAŞARI CEZASIZ KALMAZ Posted: 29 Sep 2010 04:03 PM PDT Necip: bir şey sorabilir miyim Latif bey? Latif: o fabrika neden kapatıldı biliyor musun? Necip: hayır. Latif: Fabrika Atatürk'ün emriyle kuruldu. 2. dünya savaşına kadar 112 tane değişik uçak imal edildi orada. Sonra fabrika kendini geliştirmeye başladı tabi, savaş sırasında da kimse bize uçak, eğitim uçağı vermediği için 185 tane eğitim uçağı yapıldı orada. Necip: 185 tane? Latif: evet. Bunları yaptık biz. 1955 yılında, Hollandalılar bize 30 tane uçak siparişi verdi; ama dönemin işletmeler bakanı o siparişleri kabul ettirmedi. Hollandalılar da uçakları İngilizlere yaptırdı. Bir kaç yıl sonra da fabrikayı tamamen kapatıp traktör fabrikasına dönüştürdüler. Gündüz'le orada yetiştik biz. Çok acı çektik. çok Necip: ben, anlayamadım. Neden kapattılar? Latif: "Biz kim, uçak yapmak kim"miş Necip: eh yapmışsınız işte... Başarmışsınız?! Latif: Türkiye'de hiçbir başarı cezasız kalmaz evlat! Bu ülke de Adı DEVRİM olan bir arabanın sokaklarda gezmesine izin vermezlerdi. Sokaklarda gezdiremeye izin alamadığımız ‘’ Devrim arabalarını’’ Senarist ve yönetmen Tolga ÖRNEK’in girişimleri ile Beyaz perdeye taşımayı başarmıştık.
Filimde Latif ile Necip’in arasında geçen ‘’ Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmaz ‘’ repliği Türkiye’yi Türkler değil Karşı devrimciler, sebataylar, masonlar yönetiyor tadındadır. “Teknoloji Fakültemiz, Adıyaman gibi nispeten düz araziye yerleşmiş bir alanda toplu ve bireysel taşımacılıkta neredeyse sıfır maliyetle, harcamalarla kullanılabilecek bir aracın üretilmiş olması burada büyük bir heyecanla karşılandı. Test çalışmalarımız halen devam ediyor. Türkiye’de ilk defa resmi plakalı, güneş enerjisinden yararlanılan bir araç üretilmiş oldu. Bu bakımdan Adıyaman Üniversitesi birçok konuda olduğu gibi bu konuda da içinde doğduğu yerleşim alanının değerlerini evrensel noktalara taşıma gayreti içerisinde olunca, ilk kez üretilen prototipi bu araçlara öğrencilerimiz arasında yapılan oylama sonucu bölgenin nehri Fırat ve eski uygarlık olan Commagane isimlerini vermeyi uygun bulduk” diye konuşurken, Türkiye’de Hiçbir Başarının Cezasız Kalmayacağını unutmuş olmalıydı. Bize göre Adıyaman üniversitesi rektörlüğü sanayiciler ile ortak işbirliği içerisine girer projenin seri üretime girmesini ön ayak olursa sayın rektörün bir sonra ki atanacağı makam en iyi ihtimalle Ergenekon tutuklusu olarak Silivri Cezaevi olacaktır. Devrim arabalarını saymazsak yerli araba üretme girişiminde Adıyaman Üniversitesi ilk girişimci olduğu söylenemez. Birçoğumuz Çağdaş ve ZAFER otomobil markasını ilk duymuş olabiliriz. 1961 yılında Devrim Marka otomobilin hazin sonundan sonra Türk insanı çalışmalarına devam ederek bu otomobillerin tüm üretim faaliyetlerini tamamlamış ne hazindir ki bir türlü seri üretime geçememiştir. Akıbeti bugün dahi bilinmeyen Çağdaş ve Zafer otomobil markalarının, Türk ulusunun otomobil üretmesini istemeyen organize güçler tarafından sabote edildiğini görmemek için kör olmak gerekir. Vehbi Koç bu mücadelesini anlatırken şöyle diyordu; '' İnanın üretim ruhsatını almak için ağzımızla bir kuş tutmadığımız kaldı Ve nihayet doksanlı yılların sonuna doğru İMZA denen bir Türk yapımı otomobilin üretileceği söylentisi tüm Türk ulusunu heyecanlandırdı. Fabrikanın temelleri atıldı otomobil tüm dünya fuarlarında tanıtıldı. Özellikle Cenevre Otomobil Fuarında tüm dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştı. Sonrası malum karalama kampanyaları, Holding denildi dolandırma taktiği denildi, içi boşaltıldı denildi ne olduğu bilinmez ama sonuç DEVRİM. ÇAĞDAŞ , ZAFER ve ANADOL marka otomobillerden farklı olmayan hazin son
Jet Fadıl" lakaplı Akgündüz, bölgede binlerce kişiye iş imkânı sağlayacağı söylenen "İmza" marka otomobil üretecek fabrika için Siirt Havaalanı yakınlarında 100 dönüm arazi satın almıştı. Büyük bir törenle temeli atılan fabrikanın sadece hizmet binaları yapılırken, arazi de tel örgüyle çevrildi. Yıllardan beri stratejik ürün stratejisi oluşturamayan kamu yetkililerinin ve özel sektör duayenlerinin yüzü kızarıyormudur bilememem. Kaportasını eşeklerin yediği arabadan öteye yol bulamayan özel sektör girişimcilerine ‘’ ya yol aç ya da yoldan çekil ‘’diyemedik ama global rekabet şartları kaliteli üretim yapmayanlara hiç acımıyor ve doğal bir tavsiye süreci yaşanıyor. Bir Türk işadamının İstanulun’un göbeğinde bulunan 25. katta ki ofisin de Araba Savaşları Cinayetine kurban verilmesi ve suikastın iç yüzünün 1996 yılından günümüze kadar gerçek anlamda çözülememiş olması; ‘’ TÜRKİYE’DE HİÇ BİR BAŞARININ CEZASIZ KALMAYACAĞININ ‘’ İMZA’sıdır.
Vedat ÇALIK |
You are subscribed to email updates from ...:::Kontra Ergenekon:::...
To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. |
Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |