öykünerek
oruç aruoba'ya, ama o niyetle değil - hep olduğu gibi - (bir aleti kullanarak, mucidinin bıraktığı yerden alıp, elinin sıcaklığını duyarak...)
* insanın içi, müstakil bir bahçe.
hiçbir evin kapısı açılmaz oraya,
ne de vergisi ödenir.
bazen sahibi gelir, eker biçer
gelir, toplar elmasını kirazını
parasıyla, para ederse, içki içilir
ama kimseye verilmez haritası
* insan, içinin caddesinde giderken
kim bilir yüz bininci kez geçtiği bir yerinde
yüz bin kez görmediği bir köşeyi görüverir
yüz bin birinci seferinde
insan irkilir
* bazen bir işgüzar rüzgâr insanın içine bir yabani tohum getirir
istenmedik şekilde tutar o tohum o toprakta
diğer hiçbir bitkisine benzemeden
dehşetli çirkinliğiyle mor bakışlarının
* insan bazen sağa saptığında, sola sapıverir ikizi de.
ekim 2012