necmi
unread,Oct 8, 2012, 2:12:14 PM10/8/12Sign in to reply to author
Sign in to forward
You do not have permission to delete messages in this group
Either email addresses are anonymous for this group or you need the view member email addresses permission to view the original message
to imge-söz
Üç öğlen Arabistan'ında
Üç öğlen Arabistan'ında
Timsah yüzlü kulelerde
O pırıl pırıl teninin Arabistan'ında
O kara kara düşlerin sarığında
Çanlarda öten ateş
O kapalı yavan gecelerde
Kızların dilleri tutuk
Suyu ki tatlı
Ateş yalıyor aynaları
Uyuyan kadınların yüzleri
Yanıp duruyor boyuna
Sabahın turunculuğunda
Bu on paralık memleket için
Belleğimiz boşalıyor
Hatırı için bu alevin bu karın
Kör yelesinin altında
Habire koşuyor aç gözlü alev
O canım pırıltısı
Gelecek suların peşinde
Haydi çocuğum uyu sen atım
Şehirlerin gürültüsünü bastıracak
O acı daha tam değil
Dürüst ellerinde tepelerin
(Çev.: İlhan Berk)
XIII
Umu, sonsuz umu,o her gülü de çınlayan evren.Sana ,sana dönüyorum
durmadan o
geçmiş
tepelerin saatinde,boğuntuyla.O ağırlığı anıların,yitiğin yolunu
bulmalı ve bütün çanlar sebillerini boşaltmalı.Kimsenin bundan kuşkusu
olmamalı.Ilgımın daha küllere bulamadığı son unutuşu bu . Bir bulut
seviyi karartıyor,çiçeklerin,üzümlerin birkaç kuruşunu savuruyor.Sağır
bir yaşamın o ateş bağlarını,yakın.
(Çev. :İlhan Berk)
Olgunluk
Derinliklere rüzgar çanları kırar
Boşluğun kristalleri kimse yok dileyecek
Söz tadın insanların egemenliğinden kaçtı
Ve gözmen şarkıdan izlediğim kapılarına dek uçurumun
Kıvanç yapmayalı güneş dudaklı tekerlek
Güneş yatırıyor kuluçkaya kurnazlığını kayaların külü altında
Kuraklık her şey kuraklık suyun tatlı yayının
Sözden çıkarılan tatlı suyun değindiği gecesine bir adamın
Duyuyor musun beyazlığı çok fazla uykusuz gecelerin
Daldan dala geçerek kanat çırpan bu ad
Her kıyının eşiğinde hep aynıları
Olduğum yerde kaldım adımlarım yalnız başka yerde
Zaman yaptı yuvasını sağırlıklarla dolu
Ki orada sönmüş ve ağır süngerler vicdan acısından yoksun
Uzun bir anlaşmazlık yerini alırlar belleğin
Çok sayıda yankılar cama kırılırlar
Dışarıda manzara ilerliyor korkunç
Kayın ağacının ağır takazalı hareketleri var
Öylesine pencereden kucak kucak öfke atarlar
Sen sessiz dinlersin isteğin kımıldamasını kışın ortasında
Bu yavaş ve nadir eller içinde bir ateş
Sönmüş bağıntıları sözcüklerin ki aydınlatır
Kadife alnı gözünde dostluğun
Bir şey kurtulmaz yoksun parlaklığından alevinin
Her gölge ruhundan tanır ışığı
Kurban ağır çekmez bozuk terazide
Sırsıklam ıslak zamanla yasak hayal
Ölümün tetikte beklediği en derin yerinde gülüşünün
(Çev.: Adil Moran)
Göz
Clitemnestre bir bakanın karısı,bakıyordu
pencereye.Viyolenselciler geçiyordu için çayı bir arabanın
içinde,ısırarak havayı ve okşamaları içtenlikle . Güzelsiniz
Clitemnestre ,kristali teninizin uyandırıyor merakını
sekseklerimizin.Tatlı ve sessizsiniz 2 metre beyaz ipek kumaş
gibi......
(Çev.:Adil Moran)
Dada Revüsü
beş zenci kadın bir otomobilde
infilak ettiler izleyerek beş yönünü
parmaklarımın
tanrıya yakarmak için elimi göğsüme koyduğumda
zaman zaman
başımın etrafında ıslak ışığı olur
yaşlı ay kuşlarının
beyinsel kaçışların üzerinde yükselen ermişlerin
yeşil halesi
talalalalalalalalalala
şimdi obüslerde patladıkları görülüyor
bir yerlerde bir delikanlı var akciğerlerini
yiyen
öyle aydınlık yellendi ki ev döndü
gece yarısına
şiirlerde söylenen kuşların
geri dönüşü gibi
ve namlulardan fışkıran ölüm sözünü kesti
akbabaların
büyük yelkenli kitabını açtı bir melek gibi
o sırada
saptandı bahar yaprakları güzel bir sayfa
tipografide
zoumbaï zoumbaï zoumbaï diê[1]
iyiye kötüye herşeye dokundum
ah generalin keyfi
işte bu yüzden her kalbin üzerine bir kumaş örtüyorum
ve her kumaşın üzerinde efendimiz
ve her efendimizin üzerinde kalbim var
kalbim onu bahşiş verdim hahaha
(Çev.: Tozan Alkan)
[1] Bir rumen şarkısının nakaratı. Herhangi bir anlamı yok.
Dada Şarkısı
I
Bir dadacının şarkısı
yüreği dadayla dolu
fazlaca yordu motoru
yüreği dadayla dolu
Asansör bir kral taşıyordu
ağır çıtkırıldım özerk ayrıca
kırsın mı sana sağ kolunu
yollasın mı Roma'daki Papa'ya
Artık bu yüzden işte
Asansörcüğün yüreğinde
dada mada hak getire
Tıkınıp durun çikolata
yıkayıp beyninizi
dada
dada
su için üstüne sonra
II
Bir dadacının şarkısı
ne hüzünlü olan ne de neşeli
seviyordu bir bayan bisikletçiyi
o da ne hüzünlü ne neşeli
ama yılbaşında kıskanç koca
öğrendi ne dönüyorsa hepsini
bir öfke sonucu yolladı Vatikan'a
üç bavul içinde ikisinin cesedini
Ne bizim sevdalı
ne de bayan bisikletçi
artık ne hüzünlü ne neşeli değildi
Beyinler layık ağzınıza
askerinizi yıkayın hamamda
dada
dada
su için üstüne sonra
III
Bir bisikletçinin şarkısı
yüreğin dadası ondaki
bir dadacıydı kısacası
yüreğin tüm dadacıları gibi
Eldivene bürünmüştü bir yılan
güvenlik musluğunu der demez kapadı
yılan gömleğine dönüştü eldiven
ve kucakladı hazreti Papa'yı
Asıl dokunaklı olan
çiçekten bir karın
ve artık yok dada falan
kuş sütü bardaklarda
ve yıkanmıştır çikolata
dada
dada
gelin dana şişkebabına
(Çev.: Cemal Süreya)