dada şiirlerine örnek (Tristan Tzara (1896-1963)

1,175 views
Skip to first unread message

necmi

unread,
Oct 8, 2012, 2:12:14 PM10/8/12
to imge-söz


Üç öğlen Arabistan'ında



Üç öğlen Arabistan'ında

Timsah yüzlü kulelerde

O pırıl pırıl teninin Arabistan'ında

O kara kara düşlerin sarığında


Çanlarda öten ateş

O kapalı yavan gecelerde

Kızların dilleri tutuk

Suyu ki tatlı



Ateş yalıyor aynaları

Uyuyan kadınların yüzleri

Yanıp duruyor boyuna

Sabahın turunculuğunda


Bu on paralık memleket için

Belleğimiz boşalıyor

Hatırı için bu alevin bu karın


Kör yelesinin altında

Habire koşuyor aç gözlü alev

O canım pırıltısı

Gelecek suların peşinde

Haydi çocuğum uyu sen atım

Şehirlerin gürültüsünü bastıracak

O acı daha tam değil

Dürüst ellerinde tepelerin



(Çev.: İlhan Berk)


XIII



Umu, sonsuz umu,o her gülü de çınlayan evren.Sana ,sana dönüyorum
durmadan o

geçmiş

tepelerin saatinde,boğuntuyla.O ağırlığı anıların,yitiğin yolunu
bulmalı ve bütün çanlar sebillerini boşaltmalı.Kimsenin bundan kuşkusu
olmamalı.Ilgımın daha küllere bulamadığı son unutuşu bu . Bir bulut
seviyi karartıyor,çiçeklerin,üzümlerin birkaç kuruşunu savuruyor.Sağır
bir yaşamın o ateş bağlarını,yakın.


(Çev. :İlhan Berk)







Olgunluk



Derinliklere rüzgar çanları kırar

Boşluğun kristalleri kimse yok dileyecek

Söz tadın insanların egemenliğinden kaçtı

Ve gözmen şarkıdan izlediğim kapılarına dek uçurumun



Kıvanç yapmayalı güneş dudaklı tekerlek

Güneş yatırıyor kuluçkaya kurnazlığını kayaların külü altında

Kuraklık her şey kuraklık suyun tatlı yayının

Sözden çıkarılan tatlı suyun değindiği gecesine bir adamın



Duyuyor musun beyazlığı çok fazla uykusuz gecelerin

Daldan dala geçerek kanat çırpan bu ad

Her kıyının eşiğinde hep aynıları

Olduğum yerde kaldım adımlarım yalnız başka yerde



Zaman yaptı yuvasını sağırlıklarla dolu

Ki orada sönmüş ve ağır süngerler vicdan acısından yoksun

Uzun bir anlaşmazlık yerini alırlar belleğin

Çok sayıda yankılar cama kırılırlar



Dışarıda manzara ilerliyor korkunç

Kayın ağacının ağır takazalı hareketleri var

Öylesine pencereden kucak kucak öfke atarlar

Sen sessiz dinlersin isteğin kımıldamasını kışın ortasında



Bu yavaş ve nadir eller içinde bir ateş

Sönmüş bağıntıları sözcüklerin ki aydınlatır

Kadife alnı gözünde dostluğun

Bir şey kurtulmaz yoksun parlaklığından alevinin



Her gölge ruhundan tanır ışığı

Kurban ağır çekmez bozuk terazide

Sırsıklam ıslak zamanla yasak hayal

Ölümün tetikte beklediği en derin yerinde gülüşünün



(Çev.: Adil Moran)













Göz

Clitemnestre bir bakanın karısı,bakıyordu
pencereye.Viyolenselciler geçiyordu için çayı bir arabanın
içinde,ısırarak havayı ve okşamaları içtenlikle . Güzelsiniz
Clitemnestre ,kristali teninizin uyandırıyor merakını
sekseklerimizin.Tatlı ve sessizsiniz 2 metre beyaz ipek kumaş
gibi......



(Çev.:Adil Moran)



Dada Revüsü



beş zenci kadın bir otomobilde

infilak ettiler izleyerek beş yönünü

parmaklarımın

tanrıya yakarmak için elimi göğsüme koyduğumda

zaman zaman

başımın etrafında ıslak ışığı olur

yaşlı ay kuşlarının

beyinsel kaçışların üzerinde yükselen ermişlerin

yeşil halesi

talalalalalalalalalala

şimdi obüslerde patladıkları görülüyor



bir yerlerde bir delikanlı var akciğerlerini

yiyen

öyle aydınlık yellendi ki ev döndü

gece yarısına

şiirlerde söylenen kuşların

geri dönüşü gibi

ve namlulardan fışkıran ölüm sözünü kesti

akbabaların

büyük yelkenli kitabını açtı bir melek gibi

o sırada

saptandı bahar yaprakları güzel bir sayfa

tipografide

zoumbaï zoumbaï zoumbaï diê[1]

iyiye kötüye herşeye dokundum

ah generalin keyfi

işte bu yüzden her kalbin üzerine bir kumaş örtüyorum

ve her kumaşın üzerinde efendimiz

ve her efendimizin üzerinde kalbim var

kalbim onu bahşiş verdim hahaha



(Çev.: Tozan Alkan)



[1] Bir rumen şarkısının nakaratı. Herhangi bir anlamı yok.









Dada Şarkısı


I

Bir dadacının şarkısı
yüreği dadayla dolu
fazlaca yordu motoru
yüreği dadayla dolu

Asansör bir kral taşıyordu
ağır çıtkırıldım özerk ayrıca
kırsın mı sana sağ kolunu
yollasın mı Roma'daki Papa'ya

Artık bu yüzden işte
Asansörcüğün yüreğinde
dada mada hak getire

Tıkınıp durun çikolata
yıkayıp beyninizi
dada
dada
su için üstüne sonra


II

Bir dadacının şarkısı
ne hüzünlü olan ne de neşeli
seviyordu bir bayan bisikletçiyi
o da ne hüzünlü ne neşeli

ama yılbaşında kıskanç koca
öğrendi ne dönüyorsa hepsini
bir öfke sonucu yolladı Vatikan'a
üç bavul içinde ikisinin cesedini

Ne bizim sevdalı
ne de bayan bisikletçi
artık ne hüzünlü ne neşeli değildi
Beyinler layık ağzınıza

askerinizi yıkayın hamamda
dada
dada
su için üstüne sonra


III

Bir bisikletçinin şarkısı
yüreğin dadası ondaki
bir dadacıydı kısacası
yüreğin tüm dadacıları gibi

Eldivene bürünmüştü bir yılan
güvenlik musluğunu der demez kapadı
yılan gömleğine dönüştü eldiven
ve kucakladı hazreti Papa'yı

Asıl dokunaklı olan
çiçekten bir karın
ve artık yok dada falan

kuş sütü bardaklarda
ve yıkanmıştır çikolata
dada
dada
gelin dana şişkebabına

(Çev.: Cemal Süreya)
Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages