necmi
unread,Oct 8, 2012, 2:05:53 PM10/8/12Sign in to reply to author
Sign in to forward
You do not have permission to delete messages in this group
Either email addresses are anonymous for this group or you need the view member email addresses permission to view the original message
to imge-söz
Dada Hareketi (Dadaizm)
Dada hareketi sahte itibariliğe, çoktan içi boşalmış, ömrünü doldurmuş
kanılara karşı, entellektüel bir isyan ve savaş idi. Ancak Dada akımı,
bir kalite kavramından yoksun olduğundan, savaşını paradokslar,
blöfler ve latifeler ile kuvvetlendirmek istiyordu. Dadaizm'in anlamı,
sanat eseri, yücelik, ebedilik değeri değil; şüphe, protesto ve
benliğin kurtuluşu idi.
Dada hareketi, 1915 ile 1922 arasında süren ve Gerçeküstücülük'ten
daha yaşlı bir akımdır. Kübikçilik'ten "kağıt yapıştırma" tekniğini
alan Dadaizm, Zürih, Paris ve New York'ta hemen hemen aynı anda
başlamıştı. 9 Şubat 1916'da Hons Arp, Hugo Ball, (her ikisi de Alman),
Romanyalı Tristan Jzara ve Marcel Janco, eski Zürih'in göbeğinde
"Cabaret Voltaire"i kurdular. Açtıkları savaşa "Dada" dediler. Bu
ismi, Hugo Ball ve Richard Huelsenbeck Fransızca bir sözlükten
aldılar. Dada "tahta at" anlamına gelir. Huelsenbeck, 1920 de yazdığı
"En avant Dada" adlı bir yazıda "Bu sözcük, kısalığı ve telkin edici
yönü ile kendini saydırıyor" diye yazıyordu.
Dada, oğulları babalara köpürten en şiddetli bir başkaldırma idi. Bu
akım içinde, İkinci Savaş'ta alevlenen Avrupa'nın şüpheci bilinci
kendini gösteriyordu. Bütün Dadacılar savasın karsısında idiler ve
Jugendstil üslubunun sanatçıları gibi, estetik fenomenlerden, moral
fenomenler yapmak istiyorlardı. Hugo Ball "Die Flucht aus der Zeit"
adlı eserinde (1927): "Dadacı, zamanın ölüm sarhoşluğuna karşı
savaşır... Bizim tartışmalarımız, zamanımızın saklı yüzünü her gün
etkisi artan bir heyecanla aramak üzerinedir..." Sanat, bu aramaya
yalnız bir neden olur. Gerçekte Dadacılar için, söz konusu olan sanat
değildi. Nazari olarak Dada, sanatın tüm olarak karşısında idi. Fakat
buna rağmen, Zürih'teki galerilerinde resim sergileri açıyorlardı. Bu
sergilerde, en önemli kişi olarak Hans Arp görünüyordu.
1887'de Strassbourg'da doğan Arp, Weimar Akademisi'nde ve Paris'te
Academie Julian'da öğrenimini yapmıştı. 1912'de Münih'te Kandinsky'yi
arayıp buldu. 1914'de Paris'e gitti, Şair-ressam Max Jocop'u, "Uzun
boyunlu Üstad" Amadeo Modigliani'yi, şair ve sanat eleştiricisi
Apollinaire'i ve Orfist-kübist Delaunay'i tanıdı. Savaş patlayınca
İsviçre'ye gitti.
Hans Arp, objeleri tesadüf kanunlarına göre düzenleyerek ve muhtelif
renkli kağıtları birbirlerine yapıştırarak resimler yapıyordu.
Romanyalı şair Tristan Tzara da şapkasının içine attığı, içinde
sözcükler yazılı kağıtları çekerek şiirler derliyordu. Bu iki tarz
çalışma, yani "popiers Colles" ve objeleri tesadüflere göre düzenleme,
Dünya Savaşı'nda insanlığı kitle cinayetlerine sürükleyen, dünyanın
akılcı ve ülkücü şarlatanlıklarına karşı bir protestodan ileri
geliyordu. Renklendirilmiş, birbirleri üzerine tutturulan tahtalardan
yapılan biçimlerle meydana getirilmiş röliyeflelerinde, Arp 1917'de
heykel sanatına yaklaşıyordu.
İlk Dada'cı deneyleri yapan ve estetiği kökünden reddeden Marcel
Duchamp, yaptığı "Readymades"ler (kullanılan eşyaları amaçlarından
uzaklaştırıp yeni bir ilişki için bir araya getirerek sanat eserine
ulaştırmak) ile heyecan yaratıyordu. Picabia da, Dunchamp gibi
1915'den beri New York'ta ikamet ediyor ve "Dada" adlı dergiyi
çıkarıyordu. Paris'teki Dada Grubu'nda Breton, Aragon, Soupault,
Eluard gibi sairler, aktif rol oynuyorlardı. Dada, en güçlü
kabiliyetini Max Ernst'in kişiliğinde bulmuştur. Bu sanatçı, sonraları
önemli eserlerini vereceğinden üzerinde tekrar durulacaktır.
DADAİZMİN ETKİLERİ
Dadaizm, 20. yüzyıl sanatında önemli etkiler yarattı. Nihilist
yaklaşımları, topluma getirdikleri eleştiriler ve alışılagelmiş sanat
geleneklerine karşı geliştirdikleri saldırgan tavır doğrudan hiçbir
akımı etkilememiş olsa da, garip, usdışı ve hayali nesnelere olan
ilgileri gerçeküstçülük (sürrealizm) akımında kendine yer buldu.
Dadaistler her ne kadar sanata karşı olduklarını, geleneği
reddettiklerini ve sadece yozlaşmış bir toplumla alay edip
aşağıladıklarını ifade etmiş olsalar da ortaya koydukları çalışmalarla
fütürizmin görsel alfabesini zenginleştirmişlerdir. Kural ve
kalıplardan kurtulmak sanatçıyı kendi gerçeğine daha çok
yaklaştırmıştır.
Şans eseri olarak bilinçsizce yapılanın etkinliği anlaşılınca,
Dadaistler kendiliğinden olanı planlı davranışlarla birleştirmenin
yollarını aramışlar; bu sentez sayesinde tipografi geleneksel
kısıtlamalardan kurtulmuştur. Dada aynı zamanda, harf biçimlerini
Kübizm kavramına uyan-fonetik semboller olarak değil-görsel biçimler
olarak kullanmıştır.
Dada'nın hemen hemen herşeyi hiçe sayması ve inkar etmesi, yeni ve
güçlü iletişim yöntemleri yaratmış; bunlar şiirde yeni biçimlerin
kullanılması, görsel iletişimde ise kolaj ve fotomontaj gibi teknikler
olmuştur. Bu tekniklerde, resimli dergilerden, eski mektuplardan,
basın ilanı ve etiketlerden kesilen fotoğraflar yeni bir düzenlemeyle
yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan bu resim ve işaret
parçalarından, yeni anlamlar yaratan bağlantıların kurulduğu,
genellikle kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.
Alaycı ve aşağılayıcı tavrıyla toplumsal değerleri derinden sarsan
Dadaizm, 1912-1922 yılları arasında resim, edebiyat, tiyatro ve müziği
içine alan sanat dallarına olduğu kadar grafik tasarımın da görsel
diline devrimci nitelikler getirmiştir.