Âb-ı Hayat - 4588 | Cihanı Aydınlatan Nûr - 18 | Huzur Damlaları - 1118

1 view
Skip to first unread message

Huzur Pınarı

unread,
7:29 AM (7 hours ago) 7:29 AM
to huzur...@googlegroups.com
Şimdi insanlar Hâlıkın emir ve yasaklarına değil de, mahlûkun arzularına veya tenkitlerine veya tebriklerine gönül veriyorlar. Bu, yanlıştır. Eğer mahlûklara kıymet verirsek, onların dedikleri istikamette yaşarsak, unutmayalım ki, âhirette o mahlûklarla birlikte haşr olacağız.
‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ 
Huzur Pınarı
Huzur Pınarı Radyo Youtube Canlı

Âb-ı Hayat - 4588

Büyükler buyurdular ki;

Şimdi insanlar Hâlıkın emir ve yasaklarına değil de, mahlûkun arzularına veya tenkitlerine veya tebriklerine gönül veriyorlar. Bu, yanlıştır. Eğer mahlûklara kıymet verirsek, onların dedikleri istikamette yaşarsak, unutmayalım ki, âhirette o mahlûklarla birlikte haşr olacağız. Eğer Hâlıka kıymet verirsek, Hâlıkın arzu ettiği, yasak ettiği şekilde yaşarsak, bilin ki, herkes sevdiğiyle beraber haşr olacaktır, o da Allah ile beraber haşr olacaktır. Yani, mahşerde Allahü tealanın rızasına uygun muamele görecek, Allahü tealanın razı olduğu yerde, Cennet ve cemaline kavuşacaktır. Herkes tercihini bu dünyada yapacaktır. Yarın yaparım? Yapma yarın! Keşke yarın olabilseydi.. Ama unutmayalım ki, yarının bir daha yarını var, arkası kesilmez. İnsan biter, hayat devam eder.

Ab-ı Hayat

Cihanı Aydınlatan Nûr - 18

Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, sevgilisinde toplamışdır. Meselâ, insanların en güzel yüzlüsü ve gâyet nûrânî benizlisi idi. Mubârek yüzü, kırmızı ile karışık beyâz olup, ay gibi nûrlanırdı. Sözleri gâyet tatlı olup, gönülleri alır, rûhları cezb ederdi. Aklı o kadar çokdu ki, Arabistân yarım adasında, sert, inâdcı insanlar arasında gelip, çok güzel idâre ederek ve cefâlarına sabr ederek, onları yumuşaklığa ve itâ'ate getirdi. Çoğu dinlerini bırakıp müslümân oldu ve dîn-i islâm yolunda babalarına ve oğullarına karşı harb etdi. Onun uğrunda mallarını, yurtlarını fedâ edip, kanlarını akıtdı. Hâlbuki, böyle şeylere alışık değildiler. Güzel huyu, yumuşaklığı, afvı, sabrı, ihsânı, ikrâmı, o kadar çokdu ki, herkesi hayrân bırakırdı. Görenler ve işitenler seve seve müslümân olurdu. Hiçbir hareketinde, hiçbir işinde, hiçbir sözünde, hiçbir zamân, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusûr görülmemişdir. Kendisi için kimseye gücenmediği hâlde, din düşmanlarına, dîne dil ve el uzatanlara karşı sert ve şiddetli idi. Herkese karşı yumuşak olmasaydı, Peygamberlik heybetinden, büyüklük hâllerinden, kimse yanında oturmağa ve sözünü dinlemeğe tâkat getiremezdi.

Tam İlmihal Se'âdet-i Ebediyye

Huzur Damlaları - 1118

Ehl-i sünnet âlimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecmain" buyurdular ki;

- Edeb, en hayırlı mirastır.

- Güzel ahlâk, en hayırlı arkadaştır.

- Çalışmak, en kazançlı maldır.

- Akıldan daha faydalı bir şey yoktur.

- İstişâre etmek, güvenilir bir yardımcıdır.

alt_text

Günün Videosu

Youtube

İnsan seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli.
Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemlidir.

alt_text

Dini sualleriniz icin:  su...@huzurpinari.com

Facebook Instagram Youtube Email

Bu maili grubumuza üye olduğunuz için aldınız.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages