Âb-ı Hayat - 4575 | Cihanı Aydınlatan Nûr'un Dünyayı Teşrifleri - 2 | Cihanı Aydınlatan Nûr - 6

3 views
Skip to first unread message

Huzur Pınarı

unread,
Sep 2, 2025, 3:08:00 AM (14 days ago) Sep 2
to huzur...@googlegroups.com
Cenab-ı Peygamber 'aleyhissalatü vesselam' vefat edeceği zaman, çok sıkıntı çekiyordu. Fatma vâlidemiz "radıyallahü anha" yanında. O'nun çektiği sıkıntılara, ağrılara dayanamıyordu. Kızım üzülme. En son derece veriliyor. Babanın bütün çekeceği bu kadar, dedi. Üç günlük, üç saatlik veya
‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ ‌ 
Huzur Pınarı
Huzur Pınarı Radyo Youtube Canlı

Âb-ı Hayat - 4575

Büyükler buyurdular ki;

Cenab-ı Peygamber 'aleyhissalatü vesselam' vefat edeceği zaman, çok sıkıntı çekiyordu. Fatma vâlidemiz "radıyallahü anha" yanında. O'nun çektiği sıkıntılara, ağrılara dayanamıyordu. Kızım üzülme. En son derece veriliyor. Babanın bütün çekeceği bu kadar, dedi. Üç günlük, üç saatlik veya üç dakikalık bir sıkıntı karşılığında, sonsuz seadet ve derece var. Bu da cenab-ı Hakkın, yükseltmek için verdiği katalizör maddedir. Cenab-ı Peygamberin vefat ederken en son buyurduğu; Ya Rabbi, ben afv et. Ya Rabbi, bana mağfiret et. Ya Rabbi, bana refik-i âlâyı ihsan et, dir. Peygamberlerin ulaşacağı en son derece, refik-i âlâdır. Üç şey istedi mübarek. Ya Rabbi, beni afv et. Ya Rabbi, bana mağfiret et, merhamet et. Refik-i âlâyı bana ihsan et.

Ab-ı Hayat

Cihanı Aydınlatan Nûr'un Dünyayı Teşrifleri - 2

Doğunca Secde Etti

"Hazreti Âmine" ki, o Server'in annesi,
Ona nasîb olmuştu şereflerin yücesi.

Odur ki, annelerin içinde en bahtiyâr,
Doğum hâdisesini şöyle anlatıyorlar:

O Servere hâmile olduğum günlerde ben,
Hiçbir acı ve elem hissetmedim bedenen.

Ancak altı ay sonra, uykuyla uyanıklık,
Arasında, bir kimse gelerek bir aralık,

Dedi: (Biliyor musun, sen kime hâmilesin?
Hâtem-ül enbiyâyı taşıyorsun, bilesin.)

Doğum öncesi dahî, görünce kendisini,
Dedi: (Çocuk doğunca, "Muhammed" koy ismini.)

Heybetli bir ses duydum doğum ânı gelince,
Bana, bir ürperti ve korku geldi bir nice.

Ve "Beyaz bir kuş" gelip, kanadıyle bu sefer,
Beni sıvazlayınca, gitti o ürpertiler.

O anda, harâretten yanıyordum be gâyet,
Yanımda, bir kâsede gördüm "Beyaz bir şerbet"

Verdiler, içtim onu, baldan tatlı ve soğuk,
Gitti o harâretim, kalmadı o susuzluk.

Öyle aydınlandı ki bir "Nûr" la sonra evim,
O Nûr'dan başka bir şey görmüyordu gözlerim.

O anda, etrâfımı sardı bir çok Hanımlar",
Hizmet ediyorlardı edeble bana onlar.

Boyları uzun olup, parlıyordu yüzleri,
Abdi menâf kızları gibiydiler herbiri.

Bir tânesi, kendini tanıttı edip tâzim,
Dedi: (Ben, Fir'avunun hanımı Âsiye'yim.)

Biri dahî dedi ki: (Ben, İmrân kızı Meryem,
Bu gördüklerin ise, Cennet hûrileri hem.)

Yine ben, o esnâda bir "Kumaş" gördüm ipek,
Gökten yere uzanmış, beyaz ve uzundu pek.

Kendini görmediğim biri de, sonra hemen,
Diyordu: (Onu örtün insanların gözünden.)

"Çok kuşlar" peydâ oldu, sonra gördüm onları,
Ağızları zümrüt'ten, yâkuttu kanatları.

Korkudan terlemişim, o terlerden bu defâ,
Çok güzel "Misk kokusu" yayılırdı etrâfa.

O hâldeyken, gözümden kaldırdılar perdeyi,
Doğudan batıya dek, gördüm o an herşeyi.

Etrâfımı, melekler kuşatmış idi ki tâm,
Teşrîf etti dünyâya "Resûl aleyhisselâm" .

Doğar doğmaz, secdeye koydu nûrlu başını,
Ve yukarı kaldırdı şehâdet parmağını.

Sonra, gökten bir bulut parçası indi beyaz,
Bürüdü o "Server" i, duydum sonra bir avâz.

Diyordu: (Şarktan garba, gezdirin ki Onu hem,
İsmi ve cismi ile, tanısın cümle âlem.)


Daha sonra, yanımda "Üç kişi" oldu peydâ,
Yüzleri güneş gibi parlıyordu âdetâ.

Biri, gümüş bir ibrik, biri zümrüt bir leğen,
Birinin de elinde, ipek vardı Cennetten.

Oğlumu, o leğenin içine koydular ve,
"Misk" ile yıkayarak, sardılar o ipeğe.

Mübârek başına da, sürüp güzel kokular,
Gözüne sürme çekip ve gözden kayboldular.

Sevgili Peygamberim

Cihanı Aydınlatan Nûr - 6

"Abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır."

İbrahim aleyhisselâm, bir gün rüyasında Cenneti gördü. Uzunluğu yer ile gök arasındaki mesafeden fazlaydı. Meleklere:

-Buralar kime mahsustur? diye sordu.

-Evlatlarından Muhammed Mustafa "aleyhissalâtü vesselâm" ve O'nun ümmeti içindir, diye cevap verdiler.

İbrahim Peygamber "aleyhisselâm", dikkatle bakınca ağaçlarda "La ilahe illallah" budaklarında "Muhammedün Resulullah" , meyvelerinde "Sübhanallah", "Velhamdülillah" cümlelerinin yazılı olduğunu gördü...

Uyandığında rüyasını milletine nakletti.

-Ümmeti Muhammed kimdir, diye sordular. İbrahim aleyhisselâm, düşünceye daldı. O anda Cebrail aleyhisselâm peyda oldu ve:

-Ne düşünüyorsun ey Allah'ın dostu, dedi.

-Bir rüya gördüm... Gördüklerimi ümmetime anlattım, Muhammed ümmetini öğrenmek istediler. Benimse bu hususta bilgim yok. Onun için düşünüyorum.

Cebrail aleyhisselâm:

-Ben de fazla bir şey bilmiyorum, diyerek Cenab-ı Hakka arz etti:

Yüce Allah şöyle buyurdu:

-Muhammed "aleyhisselâm", benim ahir zaman Peygamberimdir. Makbul kullarıma Peygamber olarak göndereceğim. O peygamberi bütün yaratılmışların arasından seçtim. Kendisini ve ümmetini yerden ve gökten yüzyirmidört bin yıl evvel yarattım. Kıyamet günü O'nun yolundakilerin yüzü bütün insanların yüzünden daha ak, aydınlık ve abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır.

- devamı var-

Sevgili Peygamberim

Günün Videosu

Youtube

İnsan seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli.
Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemlidir.

alt_text

Dini sualleriniz icin:  su...@huzurpinari.com

Facebook Instagram Youtube Email

Bu maili grubumuza üye olduğunuz için aldınız.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages