Ancak Sana kulluk eder, ancak senden yardım dileriz Rabim...
DUA bize bahşedilmiş olan bir miraç olayıdır..Rabbımızın huzuruna çırılçıplak saf bir ruhla çıkmaktır.Merasimsiz,teklifsizbir ziyaret gibi çıkıştır.Divanına yüz sürüştür,eşiğine erircesine diz çöküş,boyun büküştür….

Senin kapındayım Rabbim; tazarruan ve hufyeten... Derin yakarışlar içinde, gecenin sardığı yalnızlıklarda Sana yöneldim. Kapına geldim...

DUA günahların erişemeyeceği yerlerdeki sığınaklardır.Duanın hak katına yükselebilmesibir takım klişe sözlerle olmaktan kurtulup menziline ulaşması aydınlık ve samimi bir şekilde içe dönüş ile mümkündür…


Gözyaşlarımız, Bedir'de Secde'ye kapanıp Sana yakaran kulun ve Rasûlün Muhammed'in gözyaşları kadar saf ve duru değil belki...
Onun dediği gibi "Eğer şu mü'minler helâk olursa, yeryüzünde Sana ibadet eden kalmaz" gibi naz makamında kapını çalma cesaretimiz yok muhakkak...
DUA yüreği aklar içindir ve dua ak yürekler üzerindeki en ufak bir lekeye tahammül gösterememe hassasiyeti ile bütünleşirse gerçek dua olma özelliği kazanır…beyaz yürekler pisliklere dayanamaz insan bu ya bir olur rahmet denizlerinde yüzer..bir olur günah bataklığında sürünür.işte böyle zamanda pislik mutlaka temizlenmeli,sütteki leke tutulup atılmalıdırDuamız var ve Senin kapında bu dualı halimize güveniyorum Rabbim...
Bize rahmetini yağdır, toprağımıza, insanımıza...
Aç rahmet kapılarını Rabbim.
Bize hastalıksız kalbler ver.