SINIFLANDIRMA YERİNE YETENEK YÖNETİMİ
İnsan kaynaklarının en önemli işlevleri
arasında bulunan sınıflandırma kabuk değiştiriyor. En belirgin özelliği
daha toleranslı olması olan yeni yöntemler giderek yayılıyor.
Performans odaklı değerlendirme yetenek de işin içine giriyor...
A, B, C YARIŞI
"Şirketlerin yüzde 60’ı çalışanlarına karne veriyor"
Dünyanın en büyük şirketlerinin yüzde 60’ı çalışanlarını
sınıflandırıyor. Ancak GE’nin efsane yöneticisi Jack Welch’in aksine
yeni modeller daha toleranslı. Zaten sınıflandırma yerine performans ve
yetenek yönetimi deniyor. Scorecard’ların kullanıldığı
değerlendirmelerde çalışanlar genelde 3 gruba ayrılıyor. Yüzde 15’lik
birinci grupta en iyiler, yüzde 70’lik bölümde normaller, geri kalan
yüzde 15’lik dilimde ise en düşük performanslılar yer alıyor. Bu şekilde
en iyileri belirleyen şirketler, bu kitleyi elde tutmak için en yüksek
ücreti ödüyor. En sonda kalan düşük performanslılar için ise eğitim
veriliyor. Gelişme olmazsa da süreç işten çıkarmaya kadar varıyor. AA,
BA, CB....CC"... Bu harfler, bir puanlama sisteminin parçası. Üstelik
herhangi bir üniversiteye veya koleje ait değil. Türkiye’nin en büyük
hazır giyim markası LC Waikiki’nin yöneticilerini değerlendirmek için
kullandığı bir puanlama cetveli. Harfler, mağaza yöneticilerini
performanslarına ve potansiyellerine göre sınıflandırmaya yarıyor. AA en
iyileri, BA orta seviyedekileri, CC ise hem performansı hem de
potansiyeli en düşük olanları gösteriyor. LC Waikiki Yurtiçi Mağazacılık
İK Direktörü Demet Turan, kullandıkları bu model sayesinde mağaza
yöneticilerini detaylı değerlendirdiklerini söylüyor. Turan, "Yaptığımız
performans ve yetenek bazlı değerlendirmenin sonucunda en iyileri, orta
seviyedekileri ve en zayıfları tespit edebiliyoruz" diyor. Sadece LC
Waikiki’de değil, artık birçok şirkette benzer sınıflandırma sistemleri
kullanılıyor. Uzmanlar, GE’nin efsanevi yöneticisi Jack Welch’in
uygulandığı sınıflandırma sistemlerinin hala birçok şirkette popüler
olduğuna dikkat çekiyor. Uygulama ise biraz daha yumuşak. Her yıl
performansa göre çalışanları sınıflandırıp performansı en düşük
olanların yüzde 10’unu işten çıkaran Welch’in aksine bugün şirketler en
alt gruptakilere daha toleranslı davranıyor. Çalışanı kazanmaya çalışıp
rotasyon gibi yöntemlerle performansı artırmanın yolunu arıyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
EN İYİLER SEÇİLİYOR
Dünyanın en büyük 500 şirketinin yüzde 60’ı farklı isimlerle
adlandırmakla birlikte GE’dekine benzer sınıflandırma sistemleri
kullanıyor. Son yapılan araştırmalarda şirketlerin sadece yüzde 14’ünün
çalışanlarını sınıflandırdıkları belirtilmiş olsa da aslında bu oranın
çok daha fazla olduğu bilinen bir gerçek.
Performanstan yetenek yönetimine kadar farklı adlarla anılan tüm
sınıflandırma sistemlerinde hedef, şirket içindeki en iyileri belirlemek
ve elde tutmak. Abdi İbrahim’den BSH’a kadar Türkiye’nin önde gelen
şirketlerinin insan kaynakları yöneticileri de çalışanları en iyileri
tespit etmek için sınıflandırdıklarını söylüyor. Yüksek potansiyelli
çalışanların kurumlarını uzun vadede farklılaştırdığını söyleyen Abdi
İbrahim İK Direktörü Hakan Onel, "Performans ve yetenek yönetim
sistemlerimiz çalışanlarımız içinden en yüksek potansiyelli olanları
belirlemeye yarıyor" diyor. Dünyanın en büyük 3’üncü beyaz eşya
üreticisi BSH’nın Türkiye İK Müdürü Ahmet Aksoy da "En iyiyi tespit
etmek, onları en uygun işlere, hedeflere ve kariyere yönlendirmemizi
sağlıyor" diye konuşuyor.
YEDEKLEME SİSTEMİ
Sınıflandırma, şirket içinde en iyileri belirlemenin dışında ücret
politikasından yedekleme sistemine, terfi ve atamalardan yetenek
yönetimine kadar birçok fayda sağlıyor. Şirket içinde belirlenen en iyi
yetenekler ilk önce yetenek havuzlarına oradan da yedekleme sistemlerine
alınıyor. Avivasa’nın İK’dan sorumlu genel müdür yardımcısı Murat
Bayburtluoğlu da şirket içinde performansa ve potansiyele göre
gruplandırma yapmanın motivasyonu artırdığına dikkat çekiyor.
Bayburtoğlu, "Üstün performans gösteren çalışanlara sunduğumuz ödüller
sayesinde diğerleri de performanslarını yükseltmeye çalışıyor" diyor.
Performans ve potansiyele göre çalışanları sınıflandırmanın bir diğer
avantajı ise içeriden terfi ve rotasyon konularında oluyor. Bu sayede
şirketler çalışanlarını yetkinliklerine göre sınıflandırıp boş pozisyon
olduğunda bu kişileri değerlendiriyor. Avivasa’dan örnek veren
Bayburtoğlu, yaptıkları performans bazlı değerlendirme sonrasında geçen
yıl satıştaki yöneticilerin tamamının şirket içinden atandığını
sözlerine ekliyor. Yetkinlik bazlı değerlendirme, içeriden terfi ve
rotasyonlar için Pfizer’de de büyük önem taşıyor. Pfizer Doğu Avrupa,
Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya İK Direktörü Hande Eskinazi, çalışanları
değerlendirmenin içerden terfi ve rotasyon konularında kendilerine
önemli veri tabanı sunduğunu belirtiyor. TAV’ın İK Direktörü Didem Oral
da şirket içinde her çalışanın performansından kaynaklanan farklılıkları
tespit etmenin doğru yedekleme planları yapılmasına imkan
verdiğigörüşünde. Oral, "En yeteneklileri tespit etmek şirket içinde
yüksek performans kültürünün gelişmesine olanak veriyor" diyor.
5’Lİ SKALA KULLANILIYOR
Yurtdışında olduğu gibi Türkiye’de de şirketler çoğunlukla performans
bazlı sınıflandırma yapıyor. Sınıflandırma sürecinde ise genellikle
scorecard denilen bir puanlama cetveli kullanılıyor. TEM Yönetim
Danışmanlık Genel Müdürü Dr. Erkan Tozluyurt, şirketlerin sınıflandırma
yaparken 5’li skaladan yararlandıklarını söylüyor. Tozluyurt, "Şirketler
sınıflandırma yaparken 5’li skala veya A,B, C, D gibi harfli kodları
kullanıyor" diyor. Tozluyurt’un belirttiği 5’li skala sistemine göre
çalışanlar sıra dışı performansa sahip, beklenenin üstü, beklenenin
altı, beklenenin çok altı şeklide 5 ayrı gruptasınıflandırılıyor.
Aygaz’dan TAV’a kadar görüştüğümüz Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin
insan kaynakları yöneticileri de sınıflandırma yaparken bu 5’li skaladan
yararlandıklarını belirtiyor. Örneğin Aygaz’da hedeflerin ve
yetkinliklerin değerlendirilmesi 5’li skala üzerinden
gerçekleştiriliyor. Değerlendirme sistemlerinden örnek veren Aygaz İK
Müdürü Esra Akın Topkoç, "A beklenenin üzerinde performansı; C beklenen
seviyede performansı; E beklenenin altında performansı ifade ediyor"
diyor. İnci Holding İK Müdürü Başak Ertaş Gödek de holdinge bağlı grup
şirketlerinde çalışanları performanslarına göre değerlendirdiklerini ve
bunu da 5’li skala üzerinden yaptıklarını ifade ediyor. Gödek,
"Hedeflerini tam olarak gerçekleştiren çalışanlarımız 3 puan alıyor"
diyor. Index Grup’ta da 5’li skalaya göre sınıflama yapılıyor. Şirketin
İK Direktörü Timur Tiryaki de diğer İK müdürleri gibi 5’li skala
uyguladıklarını belirtiyor. Hay Group Türkiye Genel Müdürü Sylvia DeVoge
da Türkiye’deki birçok şirketin GE’nin efsane yöneticisi Jack Welch’in
izinden giderek geçmişteki performansın yanı sıra gelecekteki
potansiyele göre sınıflandırma yaptığını söylüyor. DeVoge, "Halen çoğu
şirket GE’nin ünlü 9 kutulu ızgara modelini kullanıyor" diyor.
A PLUS’LAR AVANTAJLI
Her şirket en iyi çalışanlarını farklı isimlerle adlandırıyor. Roche’ta
en iyilere "mükemmel", Index Grup’ta "A plus kişiler", Avivasa’da
"yüksek potansiyelliler", Çelebi Holding ve Bilim İlaç’ta ise
"yıldızlar" deniyor. Uzmanlara göre ise her şirkette en iyilerin oranı
yüzde 5 ila 15 arasında değişiyor. Elginkan Holding İK Müdürü Habibe
Akşit de her şirkette arzu edilen performansa ulaşan yüzde 10’luk bir
kesiminin bulunduğuna dikkat çekiyor. Akşit, sınıflandırma süreçleri
sonrasında şirket içinde en avantajlı kesimi de bu şanslı azınlığın
oluşturduğunu belirtiyor. Akşit’e göre şirkete göre değişmekle birlikte
en yüksek performanslıların oluşturduğu birinci grup aynı pozisyondaki
diğer meslektaşlarına göre ortalama yüzde 15 ila 20 daha fazla
kazanıyor. Ancak yabancı şirketlerde bu fark performans priminin daha
fazla olmasından dolayı yüzde 70’e kadar çıkabiliyor. ABD’den örnek
verenAkşit, yıldızlar grubunda bulunan bir yöneticinin aynı pozisyondaki
meslektaşına göre yüzde 70 daha fazla kazanabileceğini söylüyor.
Akşit’e göre çalışanla çalışmayan arasındaki ücret farkının Türkiye’de
de en az yüzde 25 olması gerekiyor. Roche Türkiye İK müdürü Seda
Kurttepeli de yüksek performanslıların ücret ve prim konusunda diğer
çalışanlara göre daha avantajlı olduğunu söylüyor. Kurttepeli, "Bu
durum, yüksek performanslı çalışanın şirkete olan bağlılığını da olumlu
yönde etkiliyor. Diğer çalışanları da yüksek performans göstermeye
teşvik ediyor" diye konuşuyor. BSH’da da birinci gruptaki yüksek
performanslılara premium ücret paketi sunuluyor. BSH İK Müdürü Ahmet
Aksoy, "BSH’da en iyilere premium zone ücretlendirilmesi yapılır. Buna
ek olarak hedeflerini başarma oranında da prim ödenir" diyor.