Nev'-i beşere rahmet olan Kur'an; ancak umumun, lâakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder. Medeniyet-i hazıra, beş menfi esas üzerine teessüs etmiştir:
1- Nokta-i istinadı, kuvvettir. O ise, şe'ni tecavüzdür.
2- Hedef-i kasdı menfaattır. O ise, şe'ni tezahümdür.
3- Hayatta düsturu, cidaldir. O ise, şe'ni, tenazu'dur.
4- Kitleler mabeynindeki rabıtası, aheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfi milliyettir. O ise, şe'ni müdhiş tesadümdür.
5- Cazibedar hizmeti, heva ve hevesi teşci' ve arzularını tatmindir. O heva ise, insanın mesh-i manevisine sebebdir.
Şeriat-ı Ahmediyenin (A.S.M.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise: Nokta-i istinadı, kuvvete bedel haktır ki; şe'ni, adalet ve tevazündür. Hedefi de, menfaat yerine fazilettir ki; şe'ni, muhabbet ve tecazübdür. Cihet-ül vahdet de, unsuriyet ve milliyet yerine, rabıta-i dini ve vatani ve sınıfidir ki; şe'ni samimi uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne karşı, yalnız tedafü'dür. Hayatta, düstur-u cidal yerine düstur-u teavündür ki; şe'ni, ittihad ve tesanüddür. Heva yerine hüdadır ki; şe'ni, insaniyeten terakki ve ruhen tekâmüldür.
Mevcudiyetimizin hamisi olan İslamiyetten elini gevşetme, dört el ile sarıl; yoksa mahvolursun.
(Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 61)
Lügatler
|
Adalet :zulüm etmemek, hak sahibine hakkını vermek, haksızları terbiye etmek Âher :diğer, başka, başkası Bedel: karşılık Cazibedar :çekici Cidal :sözle mücadele, kavga, harb Cihet-ül vahdet :birlik yönü Düstur :umumi kaide, kanun, nizam, prensip, kural Düstur-u cidal :kavganın kuralı Düstur-u teâvün :yardımlaşmanın kuralı Ekseriyet: çoğunluk Emretmek :buyurmak, önermek, dayatmak, zorlamak Esas :asıl,temel, kök, şart Fazilet :değer, meziyet, iyilik Hak :varlığı hiç değişmeyen,her hakka sahip,ibadete layık(Allah), doğru, gerçek Hakikat: gerçek, doğru Hâmi :himaye eden, koruyan Hariç :dış, dışarı, dışında Hedef :nişan noktası, varılmak istenen gaye Hedef-i kasd :kasdedilen hedef Heva :nefsin günah olan arzuları, gelip geçici hevesler Heves :gelip geçici istek, nefsin hoşuna giden şey Hizmet :iş, birinin işini görmek Hüdâ :doğruluk, hidayet İnsaniyet: insanlık İttihad :birlik olmak, aynı fikirde olmak, birleşmek Kitle :yığın, küme, topluluk Kuvvet :güç, kabiliyet, yetenek Laakal :en azından, daha az değil Mabeyn :ara, aradaki şey, iki şeyin arası Mahvolmak :harap olmak, yıkılmak, ortadan kalkmak, bozulmak Medeniyet :insanca iyi ve ferah yaşayış Medeniyet-i hazıra :şimdiki zaman medeniyeti Menfaat :fayda, kâr, gelir Menfi :müsbet olmayan, negatif, olumsuz Mesh-i manevi : mânevî yönünün silinmesi; mânen tersyüz olması
|
Mevcudiyet :varlık, mevcut olmak, var olmak Milliyet :ümmet, aralarında dil, tarih, din bağları olan toplumdaki hal, millet olma Muhabbet : sevgi,sevmek Müdhiş : dehşetli, ürpertici,tehlikeli, korkutan Müsalemet :barış ve huzur içinde olmak Nev’-i beşer :insan cinsi, insanlar Nokta-i istinad :dayanak noktası Rabıta :irtibat, münasebet, alaka, bağlılık, bağlantı, yakınlık, bağ Rabıta-i dini ve vatani ve sınıfi :din, vatan ve sınıf bağı Rahmet :merhamet, acımak, şefkat etmek, ihsan etmek, esirgemek Ruh :öz, canlılık, can, nefes, en mühim nokta Saadet : mutluluk, mes’ud oluş Samimi :içten, gösterişsiz, karşılıksız, beklentisiz Şe’n :iş, tavır, hadise, vaka Şeriat-i Ahmediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) getirdiği şeriat, İlâhî kanun ve hükümler Tatmin :ikna etmek, rahatlatmak Tazammun :ihtiva etmek, içine almak Tecavüz :haddini aşmak, zorlamak, söz veya hareketle ileri gitmek Tecazüb :birbirini cezbetme, yakınlaşma Tedafü’ :müdafaa etme, savunma Teessüf :kederlenmek, üzülmek Tekâmül :mükemmelleşme Tenazu’ :çekişme, çatışma Terakki :ilerlemek, yükselmek,artmak Tesadüm : müsademe, şiddetli çarpışma, savaşmak Tesanüd : dayanışma, yardımlaşma Teşci’ :cesaretlendirme Tevazün :muvazene, denge, ölçü Tezahüm : izdiham meydana getirme, sıkışma Uhuvvet :kardeşlik, samimi dostluk Umum : bütün,tüm, tamam, hepsi Unsuriyet :ırkçılık, kendi kavmini şerefli sayıp diğerlerini hakir görmek
|