Bilmüşahede görünüyor ki: Rızık, iktidar ve ihtiyar ile makusen mütenasibdir. Mesela: Daha dünyaya gelmeden evvel bir yavru, rahm-ı maderde ihtiyar ve iktidardan bütün bütün mahrum olduğu bir zamanda, ağzını kımıldatacak kadar muhtaç olmayacak bir surette rızkı veriliyor. Sonra dünyaya geldiği vakit, iktidar ve ihtiyar yok, fakat bir derece istidadı ve bilkuvve bir hissi olduğundan, yalnız ağzını yapıştırmak kadar bir harekete ihtiyaç ile en mükemmel ve en mugaddi ve hazmı en kolay ve en latif bir surette ve en acib bir fıtratta, memeler musluğundan ağzına veriliyor. Sonra iktidar ve ihtiyara bir derece alaka peyda ettikçe, o kolay ve güzel rızık, bir derece, çocuğa karşı nazlanmağa başlar. O memeler çeşmeleri kesilir, başka yerlerden rızkı gönderilir. Fakat iktidar ve ihtiyarı, rızkı takib etmeye müsaid olmadığı için, Rezzak-ı Kerim peder ve validesinin şefkat ve merhametlerini, iktidar ve ihtiyarına yardımcı gönderiyor. Her ne vakit iktidar ve ihtiyar tekemmül eder, o vakit rızkı ona koşmaz ve koşturulmaz. Rızık yerinde durur. Der: "Gel beni ara ve bul ve al!" Demek rızık, iktidar ve ihtiyar ile makusen mütenasibdir.
(Bediüzzaman Said Nursi - 12. Lem'adan)
Lügatler
|
Acib :hayret veren, şaşılacak şey, şaşırtıcı Alâka :ilgi, münasebet Bilkuvve :düşünce halinde, fiile dönüşmeden Bilmüşahede :görerek, görmek suretiyle Evvel :ilk önce Fıtrat :yaratılış, huy, yapı, mizaç Hazım : yenen şeyleri eritme, sindirme His: duygu İhtiyar :seçmek, istek, arzu, seçilmek, irade İktidar :güç, takat, kudret, idare İstidat :potansiyel kabiliyet, yetenek, akıllılık, anlayışlılık Lâtif :mülayim, yumuşak, güzel, hoş, nazik Lem’a :parıltı, parlamak Mahrum :yokluk içinde olan, elde edemeyen, nasipsiz olan Makusen mütenasib :ters orantılı Merhamet :acımak, şefkat göstermek Mesela :örnek olarak
|
Mugaddi :gıdalı, besleyici Muhtaç :ihtiyacı olan Mükemmel :olgun, noksansız, tamam, eksiksiz, çok iyi Müsait :muvafık, uygun, yardım eden Peder :baba Peyda :açık, aşikar, var olan, mevcud, meydanda olan Rahm-ı mader :ana rahmi Rezzak-ı Kerim :ikram eden ve rızıklandıran(Allah) Rızık :maddi manevi ihtiyaca lazım olan nimet, yiyip içilecek şey Suret : biçim, şekil Şefkat :acıyarak sevmek, karşılıksız yardım ve sevgi Takip :devamlı izleme, peşinden gitme Tekemmül :mükemmelleşme, olgunlaşma Vakit :zaman, saat, çağ, mevsim Valide: ana
|