TILSIMLAR MECMUASI-97-YİRMİ DÖRDÜNCÜ MEKTUP(DEVAMI)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Oct 30, 2025, 8:03:14 AM (7 days ago) Oct 30
to

                              TILSIMLAR MECMUASI

 

8.20.YİRMİ DÖRDÜNCÜ MEKTUP(DEVAMI)

İKİNCİ MAKAM(DEVAMI)

BEŞİNCİ İŞARET(DEVAMI)

Bütün mazi ve müstakbel zulümat-ı ademle memlûdür; yalnız kısacık bir zaman-ı halde bir hazin nur-u vücut bulabilir. Fakat sırr-ı Kur’ân ve nur u iman ile, ezelden ebede kadar bir nur-u vücut görünür, ona alâkadar olur ve onunla saadet-i ebediyesini temin eder.

Elhasıl, biz Şair-i Mısrî’nin tarzında deriz:

Derya olunca nefes,
Pârelenince kafes,
Tâ kesilince bu ses,
Çağırırım: Yâ Hak, yâ Mevcud, yâ Hayy, yâ Mâbud,
Yâ Hakîm, yâ Maksud, yâ Rahîm, yâ Vedûd!


Ve bağırarak derim:

لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ الْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ صَادِقُ الْوَعْدِ اْلاَمِينُ1


Ve iman ederek ispat ederim:

اِنَّ الْبَعْثَ بَعْدَ الْمَوْتِ حَقٌّ وَالْجَنَّةَ حَقٌّ وَالنَّارَ حَقٌّ وَاِنَّ السَّعَادَةَ اْلاَبَدِيَّةَ حَقٌّ وَاِنَّ اللهَ رَحِيمٌ حَكِيمٌ وَدُودٌ وَاِنَّ الرَّحْمَةَ وَالْحِكْمَةَ وَالْمَحَبَّةَ 2مُحِيطَةٌ بِجَمِيعِ اْلاَشْيَاۤءِ وَشُؤُنَاتِهَا

وَقَالُوا الْحَمْدُ ِللهِ الَّذِى هَدٰينَا لِهٰذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِىَ لَوْلاَ اَنْ هَدٰينَا اللهُ لَقَدْ جَاۤءَتْ رُسُلُ
رَبِّنَا بِالْحَقِّ 3

4
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَاۤ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَآ اِنْ نَسِينَآ اَوْ اَخْطَاْنَاۤ 5

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ صَلٰوةً تَكُونُ لَكَ رِضَاۤءً وَلِحَقِّهِ اَدَاۤءً وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ اٰمِينَ وَالْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 6

سُبْحَانَ مَنْ جَعَلَ حَدِيقَةَ اَرْضِهِ.. مَشْهَرَ صَنْعَتِهِ.. مَحْشَرَ خِلْقَتِهِ.. مَظْهَرَ قُدْرَتِهِ.. مَدَارَ حِكْمَتِهِ.. مَزْهَرَ رَحْمَتِهِ.. مَزْرَعَ جَنَّتِهِ.. مَمَرَّ الْمَخْلوُقَاتِ.. مَسِيلَ الْمَوْجُودَاتِ.. مَكِيلَ الْمَصْنُوعَاتِ.. فَمُزَيَّنُ الْحَيَوَانَاتِ مُنَقَّشُ الطُّيُورَاتِ.. مُثَمَّرُ الشَّجَرَاتِ.. مُزَهَّرُ النَّبَاتَاتِ.. مُعْجِزَاتُ عِلْمِهِ.. خَوَارِقُ صُنْعِهِ.. هَدَايَاۤءُ جُودِهِ.. بَرَاهِينُ لُطْفِهِ.. دَلاَۤئِلُ الْوَحْدَةِ لَطَاۤئِفُ الْحِكْمَةِ.. شَوَاهِدُ الرَّحْمَةِ.. تَبَسُّمُ اْلاَزْهَارِ مِنْ زِينَةِ اْلاَثْمَارِ.. تَسَجُّعُ اْلاَطْيَارِ فِى نَسْمَةِ اْلاَسْحَارِ.. تَهَزُّجُ اْلاَمْطَارِ عَلٰى خُدُودِ اْلاَزْهَارِ.. تَزَيُّنُ اْلاَزْهَارِ.. تَبَرُّجُ اْلاَثْمَارِ.. فِـى هٰذِهِ الْجِنَانِ.. تَرَحُّمُ الْوَالِدَاتِ عَلَى اْلاَطْفَالِ الصِّغَارِ فِى كُلِّ الْحَيَوَانَاتِ وَاْلاِنْسَانِ.. تَعَرُّفُ وَدُودٍ.. تَوَدُّدُ رَحْمٰنٍ.. تَرَحُّمُ حَنَّانٍ.. تَحَنُّنُ مَنَّانٍ لِلْجِنِّ وَاْلاِنْسَانِ وَالرُّوحِ وَالْحَيَوَانِ وَالْمَلَكِ وَالْجَانِّ 7

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :

1 : Melik, Hak ve Mübîn olan Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Emin ve vaadinde sadık olan Muhammed Onun Resulüdür.
2 : Şüphesiz, ölümden sonra diriliş haktır. Cennet haktır. Cehennem ateşi haktır. Saadet-i ebediye haktır. Şüphesiz ki Allah çok merhametli ve çok hikmetlidir; O mahlûkatını çok sever ve nihayetsiz bir muhabbetle sevilmeye lâyıktır. Ve şüphesiz ki Onun rahmeti, hikmeti ve muhabbeti, bütün eşyayı bütün şuûnatıyla kuşatır.
3 : “Dediler: Bizi buna eriştiren Allah’a hamd olsun; yoksa Allah hidayet etmeseydi, biz kendiliğimizden buna erişemezdik. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirdiler.” A’râf Sûresi, 7:43.
4 : “Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin.” Bakara Sûresi, 2:32.

5 : “Ey Rabbimiz, unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme.” Bakara Sûresi, 2:286.
6 : Allahım! Efendimiz Muhammed’e ve âl ve ashabına Senin razı olacağın ve onun lâyık ve müstehak olduğu bir rahmetle salât ve selâm et. Âmin. Ezelden ebede her türlü hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.
7 : Her türlü noksandan ve kusurdan münezzehtir o Zât ki, ilminin mucizeleri, san’atının harikaları, cûd ve sehâsının hediyeleri, lûtfunun burhanları, vahdetinin delilleri, hikmetinin lâtifeleri, rahmetinin şahitleri olan müzeyyen hayvânâtı, münakkaş kuşları, meyveli ağaçları ve çiçekli nebâtâtı ile, yeryüzü bahçesini san’atının meşheri, mahlûkatının mahşeri, kudretinin mazharı, hikmetinin medarı, rahmetinin çiçekliği, Cennetinin tarlası, mahlûkatının resmî geçit meydanı, mevcudatının seyelângâhı, masnuatının ölçeği yapmıştır. Bu yeryüzü bahçelerinde, meyvelerin ziynetiyle gülen çiçeklerin tebessümü, seher yeliyle şakıyan kuşların sec’aları, çiçeklerin yaprakçıklarındaki damlaların şıpıltısı, çiçeklerin süslenmesi, meyvelerin açılıp saçılması, bütün hayvânat ve insan validelerinin küçük yavrulara terahhumu, cin ve insana ve hayvânâta ve ruhaniyat ve melâikeye bir Vedûd’un kendisini tanıttırması, bir Rahmân’ın kendini sevdirmesi, bir Hannân’ın terahhumu, bir Mennân’ın en lâtif rahmet cilvelerini izhar etmesidir.

 

Lügatler :

alâkadar : ilgili
derya : deniz
ebed : sonu olmayan, sonsuzluk
elhâsıl : sonuç olarak
ezel : başlangıcı olmayan zaman
yâ Hakîm : ey herşeyi belirli maksat ve gayelere uygun olarak faydalı ve tam yerli yerinde yaratan, hikmet sahibi Allah
hazin : hüzünlü
nur-u iman : iman ışığı, aydınlığı
nur-u vücut : varlık nuru
pârelenme : parçalanma
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
sırr-ı Kur’ân : Kur’ân’ın sırrı; rehberliği
temin etmek : sağlamak
yâ Hak : ey varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah
yâ Hayy : ey gerçek hayat sahibi olan ve her canlıya hayat veren Allah
yâ Mâbud : ey ancak kendine ibadet edilen Allah
yâ Maksud : ey bütün varlıkların rızasına ermeyi ve cemâlini görmeyi arzuladıkları Allah
yâ Mevcud : ey varlığı ezelî ve ebedî olan Allah
yâ Rahîm : ey rahmeti herhir varlıkta tecelli eden şefkat ve merhamet sahibi Allah
yâ Vedûd : ey kullarını çok seven ve şefkat eden, kendisine çok sevgi beslenen Allah
zaman-ı hal : şimdiki zaman

 

 

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages