|
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ عِنْدَناَ خَزَاۤئِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ اِلاَّ بِقَدَرٍ مَعْلوُمٍ
1
وَكُلَّ شَىْءٍ اَحْصَيْنَاهُ فِى اِمَامٍ مُبِينٍ
2
KADER ile cüz-ü ihtiyarî, iki mesele-i
mühimmedir. Ona dair Dört Mebhas içinde birkaç sırlarını açmaya
çalışacağız.
1.1.BİRİNCİ MEBHAS
Kader ve cüz-ü
ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, hâlî ve vicdanî
bir imanın cüzlerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir. Yani, mü’min,
herşeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenâb-ı Hakka vere vere, tâ nihayette
teklif ve mes’uliyetten kurtulmamak için, cüz-ü ihtiyarî önüne çıkıyor;
ona “Mes’ul ve mükellefsin” der. Sonra, ondan sudur eden iyilikler ve
kemâlâtla mağrur olmamak için, kader karşısına geliyor; der: “Haddini bil,
yapan sen değilsin.” Evet, kader, cüz-ü ihtiyarî, iman ve İslâmiyetin
nihayet merâtibinde; kader, nefsi gururdan; ve cüz-ü ihtiyarî, adem-i
mes’uliyetten kurtarmak içindir ki, mesâil-i imaniyeye girmişler. Yoksa,
mütemerrid nüfus-u emmârenin işledikleri seyyiâtının mes’uliyetinden
kendilerini kurtarmak için kadere yapışmak; ve onlara in’âm olunan
mehâsinle iftihar etmek, gururlanmak, cüz-ü ihtiyarîye istinad etmek;
bütün bütün sırr-ı kadere ve hikmet-i cüz-ü ihtiyariyeye zıt bir harekete
sebebiyet veren ilmî meseleler değildir.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler
:
1
:
“Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim yanımızda olmasın. Herşeyi Biz
belirli bir miktarla indiririz.” Hicr Sûresi, 15:21. 2 : “Biz herşeyi
İmam-ı Mübînde tek tek sayıp yazdık.” Yâsin Sûresi,
36:12. |
Lügatler :
adem-i mes’uliyet : sorumsuzluk Cenâb-ı Hak
: Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah cüz :
kısım, parça cüz-ü ihtiyarî : insanın elindeki seçim gücü,
irade had : sınır hâlî : hâl ile ilgili,
vicdanî hudud : sınır, uç iftihar :
övünme ilmî : ilimle ilgili iman : inanmak in’am
olunan : nimet olarak verilen istinad :
dayanma kader : Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce
takdir etmesi, plânlaması kemâlât : iyilikler, mükemmellikler,
üstün özellikler mağrur olmak : gururlanmak mebhas :
konu, bölüm mehâsin : güzellikler, iyilikler merâtib :
mertebeler, dereceler mes’ul : sorumlu mes’uliyet :
sorumluluk mesâil-i imaniye : imana dair
meseleler mesele-i mühimme : önemli mesele mü’min :
imanlı, Allah’a inanan mükellef : yükümlü mütemerrid :
inatçı, dik kafalı nazarî : teorik nefs : kişinin
kendisi; can, hayat nihayet : son nüfus-u emmâre :
insana daima kötülüğü emreden, yasak zevk ve isteklere teşvik eden
nefisler risâle : küçük kitap seyyiât :
günahlar sır : gizli gerçek, gizem sudur eden :
çıkan teklif : yükümlülük vicdanî : vicdanla
ilgili
|