|
DÖRDÜNCÜ MEDAR(DEVAMI)
Sair
nevilerde fertlerin mahiyeti cüz’iyedir, kıymeti şahsiyedir, nazarı
mahduttur, kemâli mahsurdur, lezzeti ve elemi ânidir. Beşerin ise,
mahiyeti ulviyedir, kıymeti gàliyedir, nazarı âmmdır, kemâli hadsizdir,
mânevî lezzeti ve elemi kısmen daimîdir.
Öyle ise, bilmüşahede sair
nevilerde tekerrür eden bir çeşit kıyametler, haşirler, şu kıyamet-i
kübrâ-yı umumiyede her şahs-ı insanî aynıyla iade edilerek haşredilmesine
remzeder, haber verir. Onuncu Sözün Dokuzuncu Hakikatinde iki kere iki
dört eder derecesinde kat’iyetle ispat edildiğinden, burada ihtisar
ederiz.
BEŞİNCİ MEDAR: Beşerin cevher-i ruhunda derc edilmiş
gayr-ı mahdut istidadat ve o istidadatta mündemiç olan gayr-ı mahsur
kabiliyetler ve o kabiliyetlerden neş’et eden hadsiz meyiller ve o hadsiz
meyillerden hasıl olan nihayetsiz emeller ve o nihayetsiz emellerden
tevellüt eden gayr-ı mütenâhi efkâr ve tasavvurât-ı insaniye, şu âlem-i
şehadetin arkasında bulunan saadet-i ebediyeye elini uzatmış, ona gözünü
dikmiş, o tarafa müteveccih olmuş olduğunu ehl-i tahkik görüyor. İşte,
hiç yalan söylemeyen fıtrat ve fıtrattaki şu kat’î ve şedit ve sarsılmaz
meyl-i saadet-i ebediye, saadet-i ebediyenin tahakkukuna dair, vicdana bir
hads-i kat’î veriyor. Onuncu Sözün On Birinci Hakikati, bu hakikati gündüz
gibi gösterdiğinden, kısa kesiyoruz. |
Lügatler :
âlem-i şehadet : görünen âlem âmâl :
ameller, işler âmm : genel beşer :
insan bilmüşahede : görüldüğü gibi cevher-i ruh :
ruhun özü cüz’iye : ferdî daimî : devamlı derc
etmek : yerleştirmek efkâr : fikirler,
düşünceler ehl-i tahkik : gerçeği delilleriyle bilen
âlimler emel : arzu, istek fert : şahıs,
kişi fıtrat : yaratılış gàliye : kıymetli,
pahalı gayr-ı mahdut : sınırsız gayr-ı mahsur :
sınırlanmamış gayr-ı mütenâhi : sonsuz hads-i kat’î :
kesin ve doğru sezgi hadsiz : sınırsız hasıl olma :
meydana gelme haşir ve neşir : yeniden dirilip toplanma ve
tekrar dağılıp yayılma haşredilme : öldükten sonra âhirette
yeniden diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanma kıyamet-i kübrâ-yı
umumiye : umumî olan büyük kıyamet kıyamet-i şahsiye :
kişinin kıyameti kıyamet-i umumiye : genel, herşeyi içine alan
kıyamet mahdut : sınırlı mahiyet : özellik,
nitelik mahsur : sınırlanmış mazi :
geçmiş medar : kaynak misil :
benzer mündemiç : içine alan müstakbel :
gelecek |