Nur deryasından günün sözü (08.09.2025)

0 views
Skip to first unread message

Erhan Patlak

unread,
Sep 7, 2025, 10:18:47 AM (11 days ago) Sep 7
to

30- İlimde iz'an-ı kalb olmazsa, cehildir. İltizam başka, itikad başkadır.

31- Batıl şeyleri iyice tasvir, safi zihinleri idlaldir.

32- Alim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir.

(Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 30 ve 32 arası)

Lügatler

Âlim-i mürşid :irşad eden âlim, uyarıp dini anlatan âlim

Batıl :geçersiz, hurafe, hak olmayan, sahte, yalan, boş, beyhude, gerçek dışı

Cehil :cahillik, bilgisizlik

Hakikat: gerçek, doğru

İdlal :hak yoldan çıkarma, saptırma

İlim :bilmek, idrak etmek, okumak veya görmekle elde edilen malumat

İltizam :taraf tutma

İtikad :inanmak, kalben tasdik ederek kabul etmek

İz’an-ı kalb :kalben kabul etmek

Kay : ağızdan çıkan hazmolmamış besin, kusmuk

Safî :katışıksız, temiz, bozuk olmayan, arınmış

Tasvir : şekil ve suret vererek anlatma, resimlendirme, şekillendirme

Zihin :anlama bilme hatırlama kuvveti

 

 

Erhan Patlak

unread,
Sep 8, 2025, 9:59:00 AM (10 days ago) Sep 8
to

İnsan bu dünyaya keyf sürmek ve lezzet almak için gelmediğine, mütemadiyen gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve mütemadiyen zeval ve firakta yuvarlanması şahiddir. Hem insan, zihayatın en mükemmeli, en yükseği ve cihazatça en zengini, belki zihayatların sultanı hükmünde iken, geçmiş lezzetleri ve gelecek belaları düşünmek vasıtasıyla, hayvana nisbeten en edna bir derecede, ancak kederli, meşakkatli bir hayat geçiriyor. Demek insan, bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safa ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Belki azim bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile ebedi daimi bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir.

 

(Bediüzzaman Said Nursi - 25.lem'adan)

 

Lügatler

Azim :büyük, yüce, çok ileri

Bela :âfet, sıkıntı, musibet, imtihan

Belki :bilakis, aslında

Cihazat :cihazlar, organlar

Daimi: devamlı, sürekli

Ebedi: sonsuz

Edna :pek aşağı, en alçak

Firak : ayrılık, ayrılmak

Keder :tasa, kaygı, can sıkıntısı, gam

Keyf :zevk ü safa, eğlence

Lem’a :parıltı, parlamak

Meşakkat :zahmet, sıkıntı, zorluk

Mükemmel :olgun, noksansız, tamam, eksiksiz, çok iyi

Mütemadiyen: devamlı

Nisbeten :kıyasla, oranla

Saadet : mutluluk, mes’ud oluş

Safa :gönül şenliği, eğlence

Sermaye :ana mal, esas para

Şahid :bilen, tanıyan, şahitlik yapan

Zeval :yok olmak, son bulmak, geçip gitme, yerinden ayrılıp gitmek

Zihayat : hayat sahibi, canlı

 

 

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages