48- Öyle zaman olur ki; bir kelime bir orduyu batırır, bir gülle otuz milyonun mahvına sebeb olur. Öyle şerait tahtında olur ki; küçük bir hareket, insanı a'la-yı illiyyine çıkarır ve öyle hal olur ki; küçük bir fiil, insanı esfel-i safiline indirir.
(Haşiye): Sırp bir neferin Avusturya Veliahdine attığı bir tek gülle; eski harb-i umumiyi patlattırdı, otuz milyon nüfusun mahvına sebeb oldu.
(Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 48)
Lügatler
A’la-yı illiyyin :Cenâb-ı Hakk katında en iyilerin derecesi, yücelerin en yücesi
Esfel-i safilin :Allah katında aşağıların en aşağısı
Fiil :amel, iş, faaliyet
Hakikat: gerçek, doğru
Hal :durum, vaziyet
Harb-i umumi :dünya savaşı
Haşiye :dipnot, açıklayıcı not
Mahv :harab olma, yıkılma, bozulma, ortadan kalkma
Nefer :asker, kişi, er
Şerait :şartlar
Tahtında :altında
Veliahd :bir hükümdardan sonra hükümdar olacak kimse