NAMAZ

6 views
Skip to first unread message

Fani

unread,
May 26, 2007, 5:53:40 AM5/26/07
to HAKIKATKERVANI
NAMAZ
Hakk Celle ve Ala Hazretleri Ayet-i kerime'lerinde:
''Namaz müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır.'' (Nisa:
103)
''Ey iman edenler! Rüku edin, secde edin, Rabbinize ibadet edin
ve iyilik yapın ki kurtuluşa eresiniz.'' (Hacc: 77)
Cenab-ı Fahr-i Kainat -s.a.v- Efendimiz ise Hadis-i şerif'lerinde
şöyle buyuruyorlar:
''Her şeyin bir alameti vardır. İmanın alameti de
namazdır.'' (Münavi)
''Namaz kılmayan kimse hiçbir din ihtiyar etmemiş
gibidir.'' (Münavi)
''İnsan ile küfür arasında yalnız namazı terk etmek
vardır.'' (Müslim)
''Kul ile şirk arasında namazı terk etme vardır.'' (Müslim)
''İşin başı İslam'dır, onu ayakta tutan namazdır, zirvesi ise
Allah yolunda cihaddır.'' (Tirmizi)
''Kıyamet gününde kulların hesaba çekilmesi namazdan başlar. Be
hesap doğru verilirse diğer amellerin de kabulune yardımcı olur. Aksi
takdirde hüküm tersine olur.'' (Tirmizi)
''Cehennem ateşi, azabı hak eden müminlerin vücudunu yakar. Fakat
Cenab-ı Hakk'a secde ederken yere değen azaya dokunmaz.'' (Buhari)
''Ne dersiniz? Birinizin kapısı önünden ırmak geçse, günde beş
defa içinde yıkansa kiri kalır mı?
--- Hayır, hiçbir kir bırakmaz.
İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah bununla günahları yok
eder.'' (Buhari. Tecrid-i sarih: 319)
''Gece ve gündüz melekleri bir biri peşine size gelir, sabah ve
ikindi namazında birleşirler. Sonra gece melekleri çıkar. Allah
onların hallerini bildiği halde 'Kullarımı nasıl bıraktınız?' diye
sorar. Melekler 'Onları namaz kılarken bulduk, namaz kılarken
bıraktık.' derler.'' (Buhari. Tecrid-i sarih: 332)
Allah'a imandan sonra her müslümana en mühim farz, namazdır.
Yalnız ümmet-i Muhammed'e değil, geçmiş ümmetlerin hepsine de farz
kılınmıştır.
Namaz, Rabb'imiz Teala Hz.nin görünür-görünmez, bitmez, tükenmez
ihsan ve ikramlarına karşı şükran ve tazimlerimizi sunmak için
kalbimiz,dilimiz ve bedenimizle yaptığımız bir ibadettir.
Hadis-i şerif'lere göre İslam'ın şartı, dinin direği ve temeli,
ibadetlerin rehberi, cennetin anahtarıdır. Müminin miracı, kalbinin
nuru, ruhunun gıdasıdır. Muttakilerin göz aydınlığıdır.
Namaz kılmakla, İslam'ın esas ve büyük temeli kurulmuş, kişi
kurtuluş ipine tutunmuş olur. Amellerin en efdali vaktinde kılınan
namazdır.
İnsan namaza ne kadar devamlı olursa, dinini de o kadar
sağlamlaştırmış olur.
Büyük günahlardan sakınıldığı müddetçe, namazlar vakit
aralarındaki günahlara kefarettir.
Kötülüklerin önüne çekilmiş bir sedir. Hakikatına inilerek eda
edilirse, isanı her türlü kötülüklerden korur.
İnsanı Mevla'sına enen çok yaklaştıran ameli namazdır. Kulun
Rabb'ine en yakın olduğu an secde anıdır. Namazda iken kulun üzerine
ilahi rahmet iner.
İbadetlerin en mühimi en camialısı namazdır. Namazda her türlü
ibadet şekilleri mevcuttur. Kimi melekler kıyamda, kimisi rüku ve
secdede, kimileri de oturur vaziyette ibadet ederler. Meleklerin ayrı
ayrı yaptıkları bu ibadetlerin tamamı namazda toplanmış bulunmaktadır.
Ümmet-i Muhammed'e miraç hediyesidir.
Namazla din arasındaki münasebet, başın gövde ile olan münasebeti
gibidir.
Namazı terk etmek küfür alametlerindendir. Bir insan namaz kıldığı
zaman, kendisi ile şirk arasında bir engel kalmaz. Namaz insanı küfre
düşmekten korur.
FATİHA
SURE-İ ŞERİFİ
''Alemlerin Rabb'i olan Allah'a hamdolsun. O Rahman ve Rahim'dir.
O din gününün sahibidir.
(Ey Rabb'imiz!)Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.
Bize doğru yolu göster. Kandilerine lütuf ve ikramda bulunduğun
kimselerin yoluna eriştir. Gadaba uğramış ve sapmış olanların yoluna
değil.'' Amin.
Bu sure-i şerif, Kur'an-ı kerim'in ilk suresi olduğu için
''Açan'', ''Açış yapan'' manasına ''Fatiha'' adını almıştır.
''Kitabın anası'' manasında ''Ümmül-kitap'', 'iki defa
inen,devamlı tekrarlanan yedi ayet' manasında ''Seb-i mesani'' adını
almıştır.
Abdullah ibn-i Abbas -r.anhüma- buyutut ki:
Cebrail Aleyhisselam, Resulullah -s.a.v- in yanında bulunduğu bir
sırada , yukarıda kapı sesine benzer bir ses işitti. Başını göğe doğru
kaldırdı. ''İşte gökten bir kapı açıldı. Bu güne kadar böyle bir kapı
asla açılmamıştı.'' dedi. Gökten bir melek indi. Cebrail Aleyhisselam
sözlerine devam etti. ''İşte arza bşr melek indi, şimdiye kadar bu
melek hiç inmemişti.''
Melek selam verdi ve Resulullah Aleyhisselam'a ''Sana verilen iki
nuru müjdeliyorum. Bu iki nur senden önce, başka hiçbir peygambere
verilmemişti. Birisi Fatiha suresi, diğeri de Bakara sure'sinin son
ayetleri. (Amenerrasulü...) Onlardan okuduğun her harf karşılığında sana
büyük sevap verilecektir.'' dedi. (Müslim)
Resulullah -s.a.v- Efendimiz bir diğer Hadis-i şerif'lerinde:
''Fatiha'yı okumayanın namazı olmaz.'' buyurmuşlardır. (Buhari.
Tecrid-i sarih: 422)
ETTAHİYYATÜ
'' Hamd ve sena gibi kavli ibadetler, bedeni ve mali ibadetler
Allah'a mahsustur. Ey Peygamber'im! Allah'ın selamı rahmeti ve
bereketi senin üzerine olsun. Allah'ın selamı bizim ve Allah'ın Salih
kulları üzerine olsun. Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ibadet
edilecek hiçbir mabud yoktur. Yine şehadet erdim ki Muhammed
Aleyhisselam Allah'ın kulu ve Resul'üdür.''
- Ettahiyyatü lillahi : Hamd ve sena gibi dil ile söylenerek yapılan
kavli ibadetler Allah'a mahsustur.
- Vessalavatü : Salavat gibi fiili ibadetler Allah'a mahsustur.
- Vettayyibat : Mali ibadetlerin dahi hepsi O'na ait olduğunu itiraf
eyler.
- Resulullah -s.a.v- Efendimiz Miraç gecesinde huzuru Rabb'ül izzet'e
varınca ve bu üç kelime-i tayyibe ile hamd ve sena vazifesini yerine
getirince, Allah-u Teala da üç kelime ile mukabeledebulundu.
- ''Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berakatühü.''
Yani 'Dünya ve ahiret azabından emniyetle beraber, Cenab-ı Allah'ın
rahmet ve atıfeti, hayır ve bereketi senin üzerine olsun.' demektir.
- Ondan sonra tekrar Resulullah -s.a.v- Efendimiz, Allah-u Teala'nın
selamına cevaben ''Esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihiyn.'' Yani
'Cenab-ı Hakk'ın rahmeti ve inayeti bizim ve bütün enbiyanın,
evliyanın üzerine olsun.' Tabiriyle meramını arzetmiştir.
- Mübarek Miraç gecesinde meydana gelen bu ahvale vakıf olan Cebrail
Aleyhisselam da ''Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne
Muhammeden abdühu ve rasulühu'' yani 'Cenab-ı Allah'ın birliğine ve
Muhammed Aleyhisselam'ın Allah'ın kulu ve Resul'ü olduğuna şehadet
eylerim.' buyurmuştur.
- Hazret-i Muhammed Aleyhisselam'ın isminin anıldığı zaman salat-u
selam gönderilmesinin lüzumu aşikar olduğundan, ''Ettahiyyatü''nün
sonunda salat-u selam getirilir.
NAMAZIN FARZLARI
1- Dışındaki Farzlar:
- Hadesten taharet: Manevi pisliklerden temizlenmek. Abdestsiz olanın
abdest alması, gusül abdesti alması icap etmiş olanın gusletmesi.
- Necasetten taharet: Namaza başlamadan önce; bedeni, elbise ve
çamaşırları, namaz kılınacak yeri, namaza engel olacak gözle görülür
her türlü pislikten temizlemek.
- Setr-i avret: Namazda vücudun kapatılması gereken yerleri örtmek.
- İstikbal-i kıble: Namaz kılarken Mekke-i Mükerreme'deki Kabe-i
muazzama'ya yönelmek.
- Vakit: Beş vakit namazı, vakti girince kılmak. Her namazın ilk
vaktini ve son vaktini bilmek gerekir.
- Niyet: Kılınacak namazın hangi vaktin namazı olduğunu hatıra
getirmek. Bu niyeti dil ile söylemek sünnettir.
2- İçindeki Farzlar :
- İftitah tekbiri: Namaza ''Allahu Ekber'' diyerek başlamak.
- Kıyam: Namazda ayakta durmak.
- Kıraat: Namazda ayakta iken Kur'an-ı kerim'den (üç kısa ayet veya üç
kısa ayete eşit uzunlukta bir ayet) okumak.
- Rüku: Eller dizlere değecek kadar öne doğru eğilmek.
- Sücud: Ayak, diz, el, alın ve burnunu yere koymak suretiyle bir
reketta iki kere secde etmek.
- Ka'de-i ahire: Namazın sonunda ''Ettahiyyatü''yü okuyacak kadar
oturmak.
NAMAZDA TADİL-İ ERKAN
Namaz kılarken tadil-i erkana riayet etmek, namazın kıyam, rüku,
sücud gibi rükünlerini yaparken sükunetle yerine getirmek gerekir.
Mesela rükudan kıyama kalkarken vücud dimdik bir hale gelmeli, en az
bir kere ''Sübhanellahil-aziym'' diyecek kadar ayakta durup sonra
secdeye gitmelidir.Her iki secde arasında da böyle bir tesbih miktarı
durmalıdır.
Ebu Hüreyre -r.anh- den rivayet; Resulullah -s.a.v- buyurdu ki:
''Namaza durduğunda tekbir getir, sonra ne kadar kolayına gelirse o
kadar Kur'an oku. Sonra rükuda olduğuna kanaat getirinceye kadar eğil.
Sonra başını kaldırıp dimdik oluncaya kadar doğrul. Sonra secdeye
varıp yerine geldiğine kanaat getirinceye kadar secde et. Sonra tam
oturuncaya kadar doğrul!. Bütün namazlarında bunu yap.'' (Buhari.
Tecrid-i sarih: 423)
Kadınların Namaz kılma şekli :
- Namaz kılmak için ezan okumazlar, ikamet getirmezler.
- Tekbir alırken ellerini omuz hizasına kadar kaldırırlar ve göğüs
üzerine koyarlar.
- Kıyamda erkekler gibi dik değil, başları hafif bükük bir halde
dururlar.
- Rükuda dizlerini germeyip hafif bükerler.
- Secdede dizlerini iyice bükerler, karınlarını uyluklarına, kollarını
da vücudlarına yapıştırırlar.
- Otururken sol kalçalarının üzerine oturup ayaklarını sağ taraftan
dışarı çıkarırlar.
Namazda Batıni Huşu :
Namaz kılmaya başlayan bir kimse iftitah tekbirinden başlayıp
selam verinceye kadar, kendisinin Cenab-ı Hakk'ın huzurunda
bulunduğunu bilmelidir.
O'nun heybet ve azameti karşısında kendisinin ne derece hakir,
fakr olduğunu, merhamete ve mağfirete muhtaç, günahkar bir kul
olduğunu tefekkür etmelidir.
İbadetler arasında Cenab-ı Hakk'ın en çok sevdiği olan namaz
sayesinde söz ve hareketleriyle af ve mağfiret talep edip O'nun lütuf
ve ihsanını kazandıracak bir makamda bulunduğunu korku ve haşyetle
düşünmelidir.
Bu şekilde kılınan namazımız melaike-i kiram'ın muhtelif
şekillerdeki ibadetlerini içinde topladığı için, diğer ibadetlerin en
faziletlisi, af ve mağfiret sebeplerinin en mükemmelidir.
Meleklerin bir kısmı ayakta br kısmı oturarak, bir kısmı rüku ve
secde le meşguldürler. Diğer bazısı da ''Allah-u Ekber'',
''Elhamdülillah'', ''Subhanallah'' gibi tekbir, tahmid ve tesbih ile
emrolunmuşlardır. Namaz kılan müslümanlar da, bu faziletlerin
hepsinden kısmi de olsa feyz almaktadırlar.
Namazda Zahiri Huşu :
Bir insan namaza başlar başlamaz tam bir sükunetle, etrafına
bakmadan, azalarını lüzumsuz hareketlerden koruyarak, Allah-u
Teala'nın huzurunda bulunup dilinden dökülen kelimelerin manasını
düşünmelidir.
Zira Resulullah -s.a.v- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
''Namaz içinde oraya buraya bakmak, kişinin namazından çaldığı
hırsızlamadır.'' (Buhari. Tecrid-i sarih: 420)

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages