HELAL ve HARAM

8 views
Skip to first unread message

Fani

unread,
May 18, 2007, 1:16:26 PM5/18/07
to HAKIKATKERVANI
HELAL VE HARAM
Hazret-i Allah'ın Kur'an-ı kerim'de, Resulullah -s.a.v-
Efendimiz'in Hadis-i şerif'lerinde kati bir emirle yenilip-içilmesini,
yapılmasını ve kullanılmasını yasakladıkları şeylere haram denir.
Allah-u Teala rahmet ve merhametinin bir eseri olarak zararlı
olan her türlü şeyi haram onun yerine ise güzel, temiz ve faydalı olan
şeyleri helal kılmıştır:
''O peygamber, kendilerine iyiliği emreder kötülükten meneder.
Onlara temiz şeyleri helal, çirkin şeyleri de haram kılar.'' (A'raf:
157)
''Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haram sebeplerle
yemeyin.'' (Nisa: 29)
Bu yasaklara riayet etmeyenler dünyada şer'i cezalara, ahirette
ise ilahi azaba müstehak olurlar.
Nitekim Ayet-i kerime'de:
''Kim haksızlık ve zulüm ile bu yasakları işlerse, biz onu
cehenneme atacağız.'' buyuruluyor. (Nisa: 30)
Haram İki Kısma Ayrılır:
1- Bizzat kendisi ve maddesi itbariyle haram olan şeyler: Domuz
et, içki...
Kesin olarak haram kılınan bu gibi şeylerden üreticiliğini,
nakliyeciliğini, ticaretini ve ikramını yapmak gibi, her ne surette
olursa olsun faydalanmak da haramdır.
2- Aslında maddesi itibariyle helal olup herhangi bir sebepten
dolayı haram kılınan şeyler: Çalınan mal, kasden besmelesiz kesilen
hayvan... vb.
Mesela üzüm ve üzüm suyu helaldir. Fakat mayalandırılıp alkol
haline dönüştürülürse, insanlara zararlı hale geldiği için haram
kılınmıştır.
Ancak ölüm tehlikesi halinde bu haramlardan doyacak kadar değil,
ölmeyecek kadar kullanılmasına cevaz verilmiştir. Çünkü zaruretler
mahzuru mübah kılar.
Ayet-i kerime'de:
''Allah size leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen
hayvanı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim mecbur kalırsa, başkasına
saldırmadan zaruret miktarını aşmamak üzere yemesinde bir günah
yoktur. Şüphesiz ki Allah bağışlayandır, merhamet edendir.''
buyuruluyor. (Bakara :173) (Bakınız; Nahl: 115)
Haram yemek, şeytanın izine tabi olmak ve cehenneme yuvarlanmak
demektir.
Cenab-ı Fahr-i Kainat -s.a.v- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
''Haramdan meydana gelen her vücuda, ateş daha layıktır.''
buyuruyorlar. (Tirmizi)
Haram müminin içini, maneviyatını tahrip eder, başka haramları
işlemeye tahrik eder, çevresindeki insanları da harama teşvik eder.
Haram, yürüyen merdiven gibidir. Ayağını bastın mı bir daha
yakayı kurtaramazsın. Seni alır, cehennemin dibine kadar götürür.
Haram yiyenin gözlerine siyah bir perde çekilir, artık helali ve
haramı ayırdedemez olur. Rotu çıkmış araba gibi, kime-neye çarpacağı
belli olmaz.
Haram, insanın içini karartır. Haram yiyen kişiden iyi işler
beklemek boştur. Çünkü küpün içinde ne varsa dışına o sızar.
Helal yiyenlerin ise içleri nurlanır. Bu nurdan hikmet husule
gelir. Hikmet ehlinde en güzel iş ve icraatlar zuhur eder.
Bir Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:
''Haramlardan sakın, insanların en abidi olursun.'' (Tirmizi)
Hakk Celle ve Ala Hazretleri, salih amekden evvel helal olan
şeylerden yemeyi emrederek:
''Helal ve temiz olan rızıklardan yiyiniz ve salih ameller
işleyiniz.'' buyurmuştur. (Müminin: 51)
Haram, dua ve ibadetlerin kabulüne mani olur.
''Ya Resulullah! Allah'a benim için yalvarıver de duası makbul
olanlardan olayım.'' diyen bir zata Cenab-ı Fahr-i Kainat -s.a.v-
Efendimiz:
''Helal yemek ye, duan kabul olsun.'' buyurdular. (Taberani)
Diğer Hadis-i şerif'lerinde de mealen şöyle buyuruyorlar:
''Bir kimse haramdan bir yerse kırk gün namazı kabule şayan
olmaz.'' (Deylemi)
''Bir insan ki, büyük bir iştiyakla, (Hacc veya Umre için) yola
çıkar.Bir çok eziyetlere katlanır, toz toprak içinde kalır. Ellerini
semaya doğru açıp Ya Rabb'i, Ya Rabb'i diye yalvardığı halde, yediği
haram, içtiği haram, giydiği haram ve her türlü gıdası haramdır. Böyle
bir adamın duası nasıl kabul edilir?'' (Müslim)
''İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kişi kazandığı
malın helalden mi haramdan mı olduğuna aldırış
etmeyecektir.'' (Buhari. Tecrid-i sarih: 962)
Hazret-i Ömer -r.anh- Efendimiz yanlışlıkla zekat develerinin
sütünü içtiği zaman, parmağını ağzına sokarak istifra etmiştir. ''Biz
harama düşeriz korkusuyla helalin onda dokuzunu terk ederdik.'' sözü
ne kadar düşündürücüdür.
Hazret-i Ebu Bekir -r.anh- Efendimiz de, kölesinin haram
kazancından olan sütü içince, boğazına parmak salarak istifra etmeye
başlamış, neredeyse ölecek hale gelmişti. Daha sonra ''Allah'ım!
Midemde kalıp damarlarıma karışan kısmından sana sığınırım.'' diye dua
etti.
İslamiyet gizli veya açık harama giden bütün yolları kapatmıştır.
Harama götüren, harama yardım eden her şey haramdır.
Mutlak helal ile haram olmasında hiç şüphe olmayan şeylerin
yanında bir de şüpheli saha vardır. İslam, bu gibi şüpheli şeylere
düşmekten sakınmayı takva kabul etmiştir.
Cenab-ı Fahr-i Kainat -s.a.v- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde
buyuruyorlar ki:
''Helal apaçık belli, haram da apaçık bellidir. Bu ikisinin
arasında şüpheli noktalar vardır. İnsanların çoğu bunu bilmezler.
Şüpheli şeylerden kaçınanlar, dinini ve namusunu korumuş olurlar.
Şüpheli şeylere düşenler, yasak bir koruluğun etrafında hayvan otlatan
ve her an için koruluğa düşmek ihtimali olan bir çoban gibidir. Dikkat
ederseniz her hükümdarın bir koruluğu vardır. Allah'ın koruluğu ise
haramlardır.'' (Buhari. Tecrid-i sarih: 48)
Hazret-i Aişe -r.anha- Validemiz ''Siz asıl ibadetten gaflet
ediyorsunuz. O ise şüpheli şeylerden sakınmaktır.'' buyurmuştur.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages