Türkiyeli Gürcülerde kimlik ve örgütlenme sorunları

5 views
Skip to first unread message

Nevzat Kaya

unread,
Feb 21, 2012, 6:09:51 PM2/21/12
to GÜRCÜ KÜLTÜR MERKEZİ

Türkiyeli Gürcülerin esas sorunu nedir, diye sormanın gereksiz olduğu açıktır.Bunun kimliğini koruma ve yaşatma sorunu olduğunu açıktır.

Türkiyeli Gürcülerin osmanlı eğemenliği yaşadığı dönemden,göç ve Çumhuriyet döneminde yaşadıkları ile ilgili bir çok şey söylenebilinir.İşte asimilasyon politikaları,ana dilde eğitimin yokluğu,dil asimilasyonu,kentlere göç ile yaşanan yeni nesillerin hızla bunların yanında kültürlerini de tamamen kaybetmeleri v.s. v.s.Fakat artık bunların da bir anlamı olmadığı açıktır.Çünkü geçmiş yaşananlara sızlanmanın,ağlamanın bir anlamının,öneminin olmadığı açıktır.Bu güne bakmak ve gerçekliğimizi doğru tespit ederek,buna uygun adımlar atmak, yapılması gerekendir.

Kimlik mücadelesi diyoruz,kimliğimizi koruma,yaşatmaktan bahsediyoruz.Fakat hiç bunun nasıl olacağını düşünüyor muyuz?Bir kimlik nasıl korunur,yaşatılır?Bunun için neler yapılması gereklidir?Bu sorulara doğru yanıtları vermeden hiç bir şey yapabilmek mümkün değildir.Bir kimliğin yaşatılabilmesi için örgütlü bir toplum olmanın şart olduğu açıktır.O zaman örgütlü olmak için ne gerekir?Tabii ki her örgütün,örgütlülüğün esas unsuru insandır.İnsan olmadan örgüt olmaz,örgütlülük olmaz.O zaman kimliğimizi koruma ve yaşatma mücadelemizde nasıl örgütlülükler ve nasıl insanlar olmalıdır?Bu sorulara yanıt vermeden kimliğimizi yaşatmamızın imkanı yoktur.Örgütlü olmak demek,sayısal olarak bilmem kaç tane Gürcünün aynı kurumlar içinde olması demek değildir.En başta var olan kurumların kimliğimizin,dilimizin ve kültürümüzün yaşamasına uygun kurumlar olması,bunları esas alıyor olması gerekir.Yani bu konularda ilkeli,tutarlı kurumların varlığı ve sağlıklı bir işleyiş ile kollektif bir iradeyi ortaya çıkartabiliyor olması gereklidir.Yoksa adı Gürcü Kültür Merkezi veya başka bir şey olması tek başına bir anlam ifade etmez.İlkeleri,işleyişi ve faaliyetleri ile kimliğimizin yaşatılması için gerekli işlevi yerine getirecek bir niteliğe sahip olmadıktan sonra, adın tek başına bir önemi yoktur.Bu açıdan en önemli şey,kimliğimizin yaşatılması mücadelesini temel alan kurumların varlığı-yokluğu esas sorundur.Bunu belirleyecek olanda ilkeli,işleyişli ve bağımsızlığını her koşulda koruyabilen,finansmanını üyeleri ile yapabilen kurumların varlığı temel belirleyici olan durumdur.Kimliğimizi yaşatma mücadelesini değil de,başka şeylere yönelen veya net ilkeleri,işleyiş ve buna uygun faaliyetleri olmayan kurumların kimlik mücadelemize yarar sağlamayacağı gibi,sadece zarar vereceği de açıktır.Hele finansman bu konu da çok önemlidir,çünkü finansal bağımsızlığı olmayan bir kurum,olsa olsa başka şeyler payanda olur.Kimlik mücadelesine değil,başka şeylere aracılık eder.Bilmek gerekir ki,sağlam ve sağlıklı kurumlar istenilen sonuçları yaratabilecekken,aksi kurumlar kitleleri kandıran, oyalayan,hatta insanları çürüterek asimilasyona hizmet eden kurumlar olur.Bu konu da tabii ki kişilerin samimiyeti önemlidr,fakat bundan önemlisi ilkeleri,işleyişi ve tutarlılığı ile hiç bir sapmaya ve art niyetli kişilerin girişim ve manüplasyonlarına izin vermeyecek kurumların yaratılması belirleyicidir.Bir kurum bir iddia ortaya koyar ve görünüşte ona uygun davranıyor gibi görünür.Fakat bunun bir önemi yoktur.Esas bakılması gereken bu kurumun iddiasına uygun bir gerçekliğe sahip olup,olmadığıdır.Yani faaliyetlerinin merkezine neyi alıp,almadığı esas belirleyicidir.Bir kurumun tutarlılığını görme de çok önemli bir başka durum ise üyelerine karşı açıklık ilkesini hayat geçirebilmesi ve üyelerinin bu şekilde aktif olarak katılımı sağlamasıdır.Yani üyelerine karşı açık olması,onların görüş ve önerilerini sürekli alarak,onların süreçte aktif özneler olmasına çalışarak,üyelerinin katılım ve desteği ile sürekli kendini yenilemeyi başarabilmesdir.Çünkü açıklık güveni, kollektif bir iradenin ortaya çıkarılması için sürekli görüş alış veriş,tartışmalar,eleştiri,öz eleştiri ise sahiplenmeyi doğurur.

İnsan deyince örgütlenmesiz hiç bir şey olmadığı gibi,örgütlenmelerinde ancak insanlarla,onların faaliyetleri ile gelişeceği bir gerçektir.Gürcülük kimliğimizi yaşatma mücadelemiz,ancak örgütlü olmakla başarılı olacaksa, o zaman buna uygun insanlar nasıl olmalıdır?Bu sorunun yanıtı belki de bu gün kü Türkiyeli Gürcülerin genel olarak kimliksel gerçekliğini verir bize.Kimliğimizi yaşatmak için gerekli kurumların nasıl olması gerektiğini açıkladık az çok.Fakat bunun tek başına bir anlamı yoktur.Çünkü orta da nasıl insanlar varsa,yani kimliksel sahiplenmedeki düzey ne kadarsa,ortaya çıkan kurumlarda ona uygun olur.Yazımızın devamında ise bu konuya değinelim.
Kimligimizi yaşatma mücadelesinde insan faktörü, esas belirleyici olacak faktördür.İnsanların yaratıcılığına dayanmayan veya bunu ön plana çıkartamayan organizasyonların işlevli olma şansı yoktur.Her şey insan için olduğu için,Gürcülük kimliğimiz de insan içindir.Bu da Türkiyeli değişik siyasal-ideolojik görüşlere ve hatta bireysel kişilik özelliklerine sahip Gürcüleri kapsayabilecek örgütlenmelerle, ancak kimliğimizi yaşatma mücadelesinde bir gelişim sağlamak mümkün olacaktır.

Gürcülük kimliğimizi yaşatma mücadelemiz de,insanı esas unsur almak,belirleyici olacaktır.Kimliklere yönelik açılımların olacağını düşündüğümüz süreçte,Türkiyeli Gürcülerin de kendilerini ifade etme araç ve olanaklarında bir çeşitliliğin olacağı da açıktır.Radyo-TV yayınları,Gürcüce dergiler,sayısı artan dernekler, sanatsal-kültürel ürünler v.s.İşte bu şekilde bir gelişimin yaşanması mümkün olan ve belki de bunu geliştirmemiz gereken bir süreçte,sürecin yaratacağı koşulları iyi değerlendirmek ve herkesi kapsayacak bir genişlikte Türkiyeli Gücüler de bir bütünlüğü yaratmayı başarmak esas hedef olmalıdır.Bu nokta da önümüze çıkacak sorunları iyi görmemiz ve buna yönelik tedbirleri şimdiden almamız zorunludur.Bu konu daki sorunlar,Gürcülüğümüzü yaşatma mücadelesinin özneleri ile ilgli sorunlar ve halkımızın sürece katılımı ile ilgili sorunlara, şimdiden çözüm yolları bulmak şarttır.

Gürcülüğümüz yaşatma mücadelemiz de en önemli sorunlardan biri,Gürcüler içinde var olan ön yargılar ve yanlış görüşlerdir.Bunlara yönelik bıkmadan,usanmadan kendimizi anlatmak,bu yanlış görüşleri ve ön yargıları ortadan kaldırmak,kimliğimizi yaşatma mücadelemize katılımı genişletebilmek için yapılması gereken temel şeylerden biridir.Bu konu da bir sorun,bir şekilde ortaya çıkmış inanç faktörü ve bunun yarattığı ön yargılardır.Halkımızın inançları bizim için baş tacıdır ve hiç kimsenin bu inançlarla bir sorunu olamaz.Bu inançlarını sonuna kadar yaşamaları ve yaşatmaları,Gürcülükleri ile,kimlikleri ile bir sorun teşkil etmez,bunlar bir birine karşı şeyler değildir.Aynı şekilde siyasal farklı görüşler,farklılıklar da Gürcülüğümüzü yaşatma mücadelemiz de bir sorun teşkil etmez.Kimlik ve inanç-siyasal-ideolojik görüşler bir birine karşı değildir.Fakat bu konu da bıkmadan usanmadan bunları anlatmak,yanlış görüş ve ön yargıları ortadan kaldırmak görevi de,Gürcülük kimliğini yaşatma mücadelesinin öznelerine düşmektedir.Bir yanıyla da Gürcü kurumlarının bu konu da doğru tavırlar,yaklaşımlar göstermesi belirleyici olacaktır.Bu konu da bir sorun da Gürcistan'daki soydaşlarımız ile Türkiyeli Gürücler arasına sokulmuş veya sokulan yanlış görüş ve yaklaşımlar söz konusudur.Açıkca anlatmalıyız ki,temel olan Türkiyeli Gürcülerin Kültürleri(inanç,gelenek ve görenekelri v.s.)ve Türkiye'yi vatan kabul etmeleridir.Kimsenin Gürcistan Gürcülüğünü esas alması,oradan Türkiyeli Gürcülere resmi görüşleri taşıması-empoze etmeye çalışması mümkün değildir,Türkiyeli Gürcülerin kimliğini yaşatma mücadelesine bu durum zarar verir ve bunlarla savaşmak şarttır.Özellikle savaş kelimesini seçtik,savaş derken silahla değil tabii ki,fakat Türkiyeli Gürcülerin bu ülke de 'savaşacakları'bir durum varsa,sadece budur.Bu vesileyle bir başka ön yargıya da yanıt vermiş olalım:o da siz demi bilmem ne veya kimler gibi olacaksınız v.s.Hayır,asla,Türkiyeli Gürcülerin sistem içi,barışçıl-demokratik yollarla kimliklerini yaşama ve yaşatma mücadeleleri vardır,başka da bir şey yoktur,olamaz.Bu konularda çok şey söylenebilinir,fakat yapılması gereken kendimizi doğru anlatmak ve içimizden çıkacak yanlış görüşlere en sert şekilde tavır alarak,eleştirerek samimiyetimizi herkese göstermektir.Hangi siyasal-ideolojik veya inança sahip olursak olalım,hatta en uç noktalarda bile olunsa,bu Gürcülük kimliğinizi yaşamanıza,yaşatmanıza ve bu konu da herkesin elinden geldiğince bir şeyler yapmasına engel bir durum teşkil etmez,etmemelidir de.

Gelelim Gürcülüğümüzü yaşatma mücadelesinin öznelerine.Kendine güvenen,samimi olan öznelerin hiç bir kaygısı,çekincesi olmaz.Böyle olduğu için de,yaratıcı ve cesur bir şekilde hareket eder bu gibi özneler.Çünkü halkı ile arasına aşılmaz duvarlar koymaz,suni engeller oluşturmazlar.Halkına bağlı,onların değerlerine saygılı ve Gürcülüğün yaşatılması mücadelesinin önüne , başka hiç bir şeyi koymadıkları ve koymayacakları için, kendilerine güvenlidirler.Bu konu da bazı şeyleri açıkca ortaya koymak gereklidir.Kimlik mücadelesinin özneleri, hiç bir koşulda akçeli işlere girmezler,hiç bir koşulda bu mücadeleyi rantsal bir alana çevirmezler,cevrilmesine de izin vermezler.Kimlik mücadelesinin ön plandaki özneleri, asla siyasal veya ticari rantsal işlere girmeye çalışan ön plandaki Gürcü öznelerine izin vermezler,yapanları da teşhir ederler.Kendisine güvenen,halkının sıradan bir evladı-dava insanı olan özneler,kendilerini bile bu mücadelenin önüne koymazlar,koyan kariyerist,popülist v.s. unsurlarla da mücadele ederler.Kimliğimizi yaşatma mücadelesinin ön plandaki özneleri,bu konumları ile ilgili, ne Türkiyede,ne de Gürcistan'da ticari faaliyetler yapmazlar,yapamazlar,bu konumlarından faydalanarak kendilerini siyasal olarak bir yerlere taşımaya çalışmazlar,taşımak isteyenlere engel olurlar.Benimde içinde bulunduğum demokratik Gürcüler anlayışının öznelerinin,hayatlarını devam ettirmek dışında bir isteği yoktur ve bunun için gerektiği zaman simit satmak,inşaatlarda çalışmak dahil her işi yaparlar,fakat asla Gürcülüğümüzü yaşatma mücadelesini siyasal veya ticari rantsal faaliyetlere cevirmezler,çevriltmezler.Çünkü onur ve ahlak en önemli değerdir, kimlik mücadelesi gibi onurlu bir mücadeleyi bireysel şeylere evriltmek ise büyük bir onursuzluk ve ahlaksızlıktır.Bu konu da bir şey daha söyleyerek bitirelim.Değişik fonlar veya işadamlarından Gürcülüğü finansa etme anlayışı yanlış ve kimlik mücadelesine zarar verecek bir durumdur.Çünkü bu duruma girdiğiniz anda,bütün bağımsız niteliğinizi yitirir ve kimliğin yaşatılması mücadelesinin ihtiyaçları ve gereklilikleri ile değil,değişik fon, işadamları veya güçlerin tercihleri ile hareket etmeye başlarsınız.Bu da şu demektir,artık bu kimliği yaşatma mücadelesi değil,birilerinin siyasal ve ticari rantlaşma mücadelesi haline gelinmesidir.Bu açıdan finansmanın halkımızın, bu mücadeleye inanan insanların desteği ile sağlanması bir zorunlukluktur.

Kimliğimizi yaşama ve yaşatma mücadelemiz de,güvenilirlik ve inandırıcılık her şeyden önce gelir.Bunu sağlamak ta,hem örgütlenme de,(organizasyon,kurumsallaşma ve faaliyetler de) bunu sağlayabilecek bir ilkelilik , sağlıklı br işleyiş ve katılımı sağlamaktan geçer,hem de asimilasyona karşı kimlik mücadelesinin ön plandaki öznelerinin, bunları kararlılıkla hayata geçirmeleri ve irade olarak ta dik duruşları ile yolundan sapmamaları ile mümkün olabilir ancak.

Reply all
Reply to author
Forward
0 new messages