GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
19 – Şimdi, Rabbinden sana indirilen vahyin hak ve gerçek olduğunu bilen kişi ile âma olan kimse hiç bir olur mu? Ancak akıl sahibi kimseler düşünüp ibret alırlar. [6,115; 59,20; 11,1]
20 – Verdikleri sözde duranlar ve misakı bozmayanlar da işte onlardır.
21 – Rabbin tarafından sana gönderilenin hak ve gerçek olduğunu bilip, Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözetirler.
Rableri olan Allah’tan çekinirler ve pek çetin bir hesaptan endişe ederler.
(RA’D SÛRESİ 19 İLA 21. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Rahmetinin vesâyetine sığınırken, lütfundan sürpriz ihsanlar beklerken, kirlettiğimiz üstümüze-başımıza, gönlümüze-ruhumuza bakmıyor; Senin her nasılsa, uzun zaman takılıp yollarda kaldıktan, ya da yolda bulunmanın erkânına saygısızlık ettikten sonra, toparlanıp Sana gelen birine gösterdiğin/göstereceğin mukaddes memnuniyet ve münezzeh sevince dayanarak aynı muameleyi bekleme cür'etinde bulunuyoruz.
Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun –aslında kovduğunu da hiç duymadık ya–. Sana yönelenlere hep "gelin, gelin" diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur "Biz de geldik" diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Yığınlar, onun zehirli hançeriyle yaralı ve bitkin, hep onun dümen suyundalar; işleri eğlence ve oyun, hâlleri gaflet ve dalâlet, arkasından koşup durdukları şan-şöhret, zevk u safa ve rahat, hedefleri de çıkar ve menfaat. Her birini birer öldüren virüs kabul ettiğimiz bu mikroplar şimdiye kadar nice "serv-i revân canları, nice gül yüzlü sultanları", nice hanları ve hakanları yere serdi ve saltanatlarıyla beraber yerle bir etti.
Sen elimizden tutmazsan, bu mekkâr, bu gaddar hasımlar karşısında kendi kendimize ayakta duramayız. Aksine maiyyetinde olursak, o zaman da hiçbir şeyden korkmayız. Bizleri şeytanın bu kabil ağlarına takılıp helâk olmaktan, kalbimizi şeytana kaptırmaktan, şeytana kalb kaptıranlarla beraber bulunmaktan muhafaza buyur. Bize yeni bir "ba'sü ba'de'l-mevt" lütfeyle; başlarımız önümüzde, boynumuz buruk, gönüllerimiz kırık, Senden ayrı düşmenin hacâletiyle iki büklüm ama fevkalâde ümitli ve Senden eminiz. Bizi bir daha yalnız bırakmamanı diliyoruz. Nedametlerimizi gönül heyecanlarımız ve gözyaşlarımıza emanet ederek bize ruhta, gönülde, sırda diriliş bahşetmeni diliyoruz. Kabul edersen bu Senin şanındandır. Reddedersen bu da bizim için apaçık bir hüsrandır. Şanına düşeni yapman ne hoş.! İstihkakımıza göre muamelen ne acı..!
DUALARINIZA MUHTAÇ KARDEŞİNİZ, DUALARINIZI İSTİRHAM EDER…..
İSMAİL KOCAOĞLU
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
22 – Onlar, sırf Rab’lerinin rızasını kazanmak için sabreder, namazı tam gerektiği şekilde kılarlar.
Kendilerine ihsan ettiğimiz rızıklardan gerek gizli, gerek açık bir tarzda bağışta bulunur ve kötülüğe iyilikle mukabele ederler.
İşte onlardır dünya diyarının güzel âkıbetini kazananlar. {KM, Luka 6,27-28}
23-24 – O güzel akıbet Adn cennetleri olup, onlar babalarından, eşlerinden ve nesillerinden iyi olanlarla birlikte o cennetlere girerler.
Öyle ki melekler de her kapıdan yanlarına varıp: “Sabretmenize karşılık size selamlar, selametler! Dünya diyarının ne güzel âkıbetidir bu!” diyecekler. [38,50] {KM, Vahiy 21,12-13}
(RA’D SÛRESİ 22 İLA 24. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Allahım!
Senden, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime
hidâyet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma amel-i sâlih,
amellerime temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet
edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun.
Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakîn ver ki, artık bir daha küfür
(ihtimali) kalmasın. Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin
nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.
Allahım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunla kurtuluş istiyorum, (kurbuna
mazhar olan) şühedâya has makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların
yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum!
Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevî ve uhrevî) ihtiyaçlarımı
senin kapına indiriyor (karşılanmasını senden taleb ediyorum). Rahmetine
muhtacım, halimi arzediyorum. (İhtiyacım ve fakrım sebebiyledir ki) ey işlere
hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb kılan Rabbim!
Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da
ayırmanı, helâke dâvetten, kabir azabından korumanı diliyorum.
Allahım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlûkatından
birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış
ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun
husûlü için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden
istiyorum.
GÜNÜN AYET MEALİ VE BUGÜNÜN DUASI
(BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM.)
25 – Ama Allah’a verdikleri sözü iyice pekiştirdikten sonra bozanlar
ve Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri terkedenler
ve yeryüzünde fesat çıkarıp nizamı bozanlar yok mu?
İşte onlara sadece lânet vardır.
En kötü yurt olan cehennem vardır.
26 – Allah dilediği kimsenin rızkını bollaştırır, dilediği kimsenin rızkını ise daraltır.
O inkârcılar, sadece dünya hayatıyla sevinirler.
Halbuki dünya hayatı, âhiretin yanında geçici, değersiz bir metadan başka bir şey değildir. [23,55-56; 87,16-17]
(RA’D SÛRESİ 25 İLA 26. AYET MEALLERİ).
v(BUGÜNÜN DUASI).
Ey Allahım!
Ey (Kur'ân gibi, din gibi) kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sâhibi!
Kâfirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı
emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de huzur-ı kibriyana ulaşmış
mukarrebîn meleklerle, (dünyada iken çok) rükû ve secde yapanlar ve ahidlerini
îfa edenlerle birlikte cennet istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen
(seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın. (Dilek
sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine
getirirsin.)
Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hidâyete ermiş hidâyet rehberleri kıl.
Dostlarına sulh (vesilesi), düşmanlarına da düşman kıl. Seni seveni (sana olan)
sevgimiz sebebiyle seviyoruz. Sana muhâlefet edene, senin ona olan adâvetin
sebebiyle adâvet (düşmanlık) ediyoruz.
Allahım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu,
bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin.
Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur
ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver;
kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime
bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy!
Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver,
(söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver!
İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zât münezzehtir.
Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zât
münezzehtir.
Tesbih ve takdîs sadece kendine layık olan Zât münezzehtir.
Fazl ve nimetler sâhibi Zât münezzehtir.
Azamet ve kerem sahibi Zât münezzehtir.
Celâl ve ikrâm sâhibi Zât münezzehtir